Ruh Küresel Bir Varlıktır

mally

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ocak 2010
Mesajlar
720
Tepkime puanı
225
ruh_beden.jpg

Ruhun uyku sırasındaki fonksiyonu, genel faaliyetinin bir devamıdır. Uykudayken ruhsal kontrolün beden üzerinden kalktığını zannetmeyin, Uyku, uyumak, uyumamak, uyanıklık halleri tamamen bedenimize ait organik işlevlerdir. Eskilerin de zannettiği gibi; uyurken ruhun serbest kalması ve ağızdan, burundan çıkarak her tarafı dolaşıp gelmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Bunlar çok ilkel, çok klansal kavramlardır. Böyle bir şey yoktur. Ruh varlığı ne burundan çıkar ne de burundan içeri girer. Ruh varlığı her zaman bedene hâkim bir vaziyettedir bedenin kendi evolüsyonu içerisinde organik yapısının ihtiyaçlarına göre hareket etmesini sağlar. İstediği zaman pencerelerini kapatabilir, devrelerini kesebilir, enerjisini depo eder, her şeyi yapabilir.

Bu durumda "Ruh mademki dünyaya karşı kararmıştır, orayla ilgili herhangi bir tecrübe ya da bilgi edinme imkânı kalmamıştır, o halde o da spatyom tarafına döner ve orayla meşgul olur" gibi bir şey hatırınıza gelmesin. O zaten her an arayla meşguldür. Biz uyanık da olsak, en faal durumumuzda bile olsak, aslında en faal şekilde, aynı zamanda ruh dünyasıyla da irtibatımız vardır. Hatta uyanık halde iken, en faal halde iken, ruh dünyasıyla irtibatımız uykuda olduğumuzdan çok daha fazladır. Çünkü uyanıkken enerjetik alanların gidiş gelişleri, bilgi alışverişleri en yüksek seviyeye çıkar. Uyanıklık hali, şuurluluk hali, büyük sentezlerin yapıldığı devredir. Uyku gibi şuursuzluk durumları, ipnoz gibi çeşitli suni şuurluluk halleri spatyoma en az dönük olduğumuz durumlardır, tamamen tersinedir.

Uyku sırasında ruhun fonksiyonu hiç değişmez. Uykuda da, bedenin canlı kalması, daha sonraki tecrübelere hazırlanması, vücut içerisindeki bütün maddi ve manevi eksikliklerin giderilmesi için gerekli olan her türlü tesirle bedeni takviye eder.

Ruh varlığı hiçbir zaman tek yönlü bir bağlantı içerisinde olmayan, 360 derecelik bağlantılar halinde yaşayan küresel bir varlıktır. Siz onu tek bir yere yoğunlaştıramazsınız. Dünyaya, maddeye bağlılığı bile tek yönlü değildir; yine maddeye bağlı olmak üzere, pek çok maddesel ortamlar içerisinde aynı anda bulunabilir. O, zaman ve mekânla bağımlı değildir. Çünkü zamanını ve mekânını kendi içinde taşır. Ruhun en büyük özelliği, zamanını ve mekânını kendi içinde taşımasıdır. Nerede varsa, orada kendi zamanıyla ve mekânıyla vardır. Ona ayrıca başka zaman ve mekân dayatamazsınız, fizik kâinatın zaman ve mekânı, ruh varlığının zaman ve mekânından üstün değildir, ona hâkim bir durumda değildir.

Ruh varlığı kendi zamanını ve mekânını her yere taşır. Nereye giderse kendi işini arada görür. Kendi sarayını kurar, yani tahtıyla, tahtırevanıyla dolaşır. Ayrıca başka yerden hususi araç almasına hiç gerek yoktur.



Ergün Arıkdal​
 
Üst