istanbul Çemberlitaş

xxcxx12

Kayıtlı Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
37
Tepkime puanı
7
Çemberlitaş
Posted on 25 Haziran 2010 by darkness3
Bir Fransiz arastirmaci “Istanbul ve Çevresi” adli yapitinda Çemberlitas’tan ve altinda oldugu iddia edilen haç parçalarindan söyle söz ediyor: “Üst üste konulmus yedi adet somaki tastan olusan sütunun tepesinde basi hâleli tanri Apollon görünümünde Konstantin’in heykeli bulunuyordu. Heykelin içinde Isa’nin çarmiha çakilmasinda kullanilan çivi parçalari ile gerçek haçtan bir parça yerlestirilmisti…”


1968 yilinin Nisan ayinda tarihçi ve yazar Sevket Rado’nun “Hayat Tarih Mecmuasi”nda yayimlanan bir yazisi, basta Yunanistan olmak üzere dünyayi heyecanlandirmisti. Yazida, Isa Peygamber’in üzerine çakildigi iddia edilen haçin parçalarinin Istanbul’da Çemberlitas’in altinda oldugu öne sürülüyordu. Rado, kendi kütüphanesinde bulunan ve 17’inci yüzyildan kalma eski bir elyazmasi yapitta, haçin parçalarinin Bizans Imparatoru Konstantin’in annesi Helena tarafindan, Kudüs’ten Istanbul’a getirilerek ve Çemberlitas’in altina gömüldügüne iliskin anlatimlara rastladigini belirtiyordu. Rado’nun degindigi yapit, tip, cografya ve dil konularinda kitaplariyla taninan Hezârfen Hüseyin Çelebi’nin “Tenkiyhü’t–Tevârih” adli kitabiydi.

Yazinin uluslararasi bir heyecan uyandirmasinin ardindan yapilan arastirmalarda daha baska birçok kitapta da benzeri anlatimlara rastlandi ve Isa Peygamber’in üzerine çakildigina inanilan haçin parçalarinin Çemberlitas’in altinda özel olarak hazirlanmis bir hücreye yerlestirildigi inanci yaygin bir kabul gördü.

Çemberlitas’in asil adi Konstantin Sütunu’dur. Istanbul’un, 11 Mayis 330 tarihinde Roma Imparatorlugu’nun baskenti ilan edilmesinin anisina Imparator Konstantin tarafindan bugünkü yerine yerlestirildi. Bizans döneminde “Somaki Sütunu” da denilirdi. Birçok kez yangin geçirmis olmasindan ötürü kimi Avrupalilarca “Yanik Sütun” adiyla da anilir.

Bir Fransiz arastirmaci “Istanbul ve Çevresi” adli yapitinda Çemberlitas’tan ve altinda oldugu iddia edilen haç parçalarindan söyle söz ediyor: “Üst üste konulmus yedi adet somaki tastan olusan sütunun tepesinde basi hâleli tanri Apollon görünümünde Konstantin’in heykeli bulunuyordu. Heykelin içinde Isa’nin çarmiha çakilmasinda kullanilan çivi parçalari ile gerçek haçtan bir parça yerlestirilmisti…”

430 yilinda Imparator II. Teodosyus saglamligindan kuskulanarak sütunu demir çemberlerle güçlendirdi. 1105 yilinda çikan bir firtinada Apollon heykelinin devrilmesinden sonra, heykelin yerine, üzerinde altin yildizli bir haç bulunan bir sütun basligi yerlestirildi. Heykelin içindeki parçalar da sütunun altina bir hücre yapilarak buraya yerlestirildi.

Istanbul’un 1453’te ele geçirilmesinin ardindan Fatih Sultan Mehmed sütünun tepesinde haçi indirtti. 1779’da çikan bir baska yangin sonrasinda I. Abdülhamid bugünkü demir çemberleri ve sivayi yaptirtti.

Yaklasik 50 metre yüksekligindeki Çemberlitas’in özgün biçiminde, en alttaki bölümün yüzeyinde Isa Peygamber’in dogumunu betimleyen kabartma anlatimlar yer aliyordu. Sonralari ise sütunu saglamlastirmak için çevresi tas bir kaplamayla örtüldü. Söz konusu hücrenin bulundugu bölümün ise bugün yol düzeyinin 2-2,5 metre altinda kaldigi varsayilmaktadir.

Çemberlitas, 1990’larin ortasinda, 2000 yili turizmi nedeniyle yeniden gündeme getirildi. Kimi çevreler, eger iddia edildigi gibi sütunun altinda gerçekten Isa Peygamber’in çakildigi haçin parçalari bulunursa bunun Türkiye’nin tanitimi açisindan son derece önemli oldugunu vurguladilar.


Ancak dönemin Turizm bakani Fikri Saglar bu yaklasima söyle yanit vermisti: “Ülkemizde bu gibi söylentiler yüzünden yüzlerce insan define aramak için izin istiyor. Sonunda tüm emekler bosa çikiyor. Böylesine, dogrulugu kesin olmayan bir söylenti için de tarihî sütunu yerinden oynatmamiz söz konusu bile olamaz.”

Ilgili çevrelerse, UNESCO tarafindan, Misir’daki Ebu Simbel Tapinagi’nin parçalara ayrilarak kilometrelerce uzakta baska bir alana tasindigini animsatarak, böylesi bir islemin, günümüzün gelismis teknolojik olanaklariyla Çemberlitas için çok daha kolay olacagini öne sürdüler.
 

aNAkSaRatE

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Tem 2018
Mesajlar
426
Tepkime puanı
1,720
Olaylar bununla da bitmiyor. 2016 senesin de, İstanbul’un röntgeni çekilmiştir. Bu çekimler neticesinde, Çemberlitaş’ın alt kısımlarında, Yerebatan Sarnıcı gibi bir yapının olduğu tespit edilmiştir. Sarnıcın korunması ile ilgili medyada o zamanlarda birçok haber çıkmıştır. Sarnıcı korumak için üzerindeki bazı yerlerin kapatılacağı söylenmiştir. Bu konuyla ilgili olarak Dünya Bankası da finans ayırdığını açıklamıştır. Yani röntgen neticesinde Çemberlitaş'ın altında bahsedilen yapının bir oda değil yaklaşık 1500 -2000 m2 lik sütunlu bir yapı olduğu anlaşılmıştır. Sarnıç olduğu iddiası bazı Türk tarihçiler tarafından sütunlu bir yapı olması ve İstanbul’un altında bu denli büyük sarnıçlardan başka bir yapı olmaması hasebi ile ortaya atılmıştır.

Çemberlitaş konum itibari ile ticari olarak kıymetli bir bölgede yer almaktadır. Bölgenin röntgeninin çekilmesinin üzerinden henüz birkaç ay geçmişken tapınak şövalyeleri ile organik bağları olduğu bilinen ve isimlerini burada zikretmeyeceğim bazı dünyaca ünlü markalar bu bölgede yerel esnaftan olan fiyatların çok daha üzerin de fahiş fiyatlar ödeyerek mağazalar satın almış ve ticari faaliyetler yürütmeye başlamışlardır. İlginç şekilde bu mağazalar sık sık tadilat dolayısı ile kapanmakta birkaç ay sonra ise faaliyetlerinde devam etmektedir.

Bir başka iddiada Avrupa ve Amerika’da yaşayan bazı komplo teorisyenleri tarafından ortaya atılmıştır. İddiaların dayanağı ise doğu Roma imparatorluğundan kalma bazı yazı ve eski İstanbul haritaları. İmparator Konstantin şerefin çemberli taş dikilmeden evvel burada altı tüneller ağıyla kaplı devasa bir tapınak bulunuyordu.

- Alıntı -
 
Ü

Üye silindi 55028

Son bizans imparatorunun çemberlitaşda saklandığı söyleniyor.Saklandığı yerden çıkıp tekrar istanbul'u ele geçirecekmiş gibi rivayetler var. Bazı turistlerin bazı ziyaretleri sadece bunun doğru olmasıyla alakalı.
 
Ü

Üye silindi 58480

Istanbulda 80 den fazla yer yerebatan sarnıcı vardır.

Çünkü eski Romalılar nerede bir vadi ya da çökük alan tespit etseler, oraya muazzam roma kolonları dikerler ve üstünü de bir platformla kapatırlardı.

Böylece üstü medeniyet olur, altı depo, sarnıç, mahzen, zindan, tapınak, kaçış koridoru VS gibi elit kesimin ve iktidarın işine yarayacak hale getirilmiş olurdu.

İstanbul tarih boyunca 100 lerce kere kuşatıldığı için, ticaret ve su yolları defalarca kesilmiș ve şehir açlıktan pes etmeye zorlanmistir. Çünkü roma medeniyetinin alașımını sır gibi sakladığı güçlü surları doğru savunma ile geçit vermiyordu.

O halde şehir kuşatma altındayken bu sarniclar şu ihtiyacını hatta balık gibi temel protein ihtiyacını bile karşılıyordu. Önceden hesap edilmiş bir mimari olduğu düşünülürse, yerin altında saklanmıș çok daha gizli ve tarihi gizem perdesi aralayacak bulgu da olmalıdır. Yerin altına yapılan yatırımlar azimsanamaz.



Türker İstanbul'u alınca da ne yazık ki bu bizi 3 gömlek büyürse de bir roma kültürünü belki de 5 gömlek kuculttü desek yanlış olmaz. Sırf şehri yeniden ihya etmek çok uzun yıllar sürdü. Ve osmanlilar toprak kaybetme korkusu olmadığı için yerin altına çok geç dikkat çevirdiler.

Ama hakkını vermek lazım Fatih insaflı davrandı ve sonrasında gelecek Kanuni de medeniyetleșme adına iyi politikalar yürüttüler. Yoksa klasik İslami cihat herseyi yerle bir etmeleri üzerine bir gelenek ile örülmüştü 4 halifeden sonraki donemde.
 
Üst