Kur'an-ı Kerim'e Göre Mutluluğun Kırk Formulü

Mefetseger

Moderator
Katılım
17 Ağu 2010
Mesajlar
856
Tepkime puanı
291
Konum
Ankara
İş
Uzman Biyolog
Mutluluğun formülü 40 ayette saklı..

İsra 37: Kibirli olma, alçakgönüllü davran.

Müddesir 1-5: Kendini fazla abartma.

Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.

Bakara 156: Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.

Beled 5-6: Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.

Hucurat 10: Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.

Muhammed 7: İyiliği karşılık beklemeden yap.

Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.

Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.

Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.

Furkan 63: Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle.

İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.

Maun 4-5: Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart.

Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma.

Rahman 7-9: Çıkarcı olma. Adil davran.

Tekasür 1-2: Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.

Tevbe 40: En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.

Fatır 19-22: Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla.

Fecr 27-28: En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var.

Hakka 33-35: Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme.

Haşr 10: Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol.

Kalem 1-2: Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.

Münafıkun 4: Bencil olma, tebrik etmeyi bil.

Saff 2: Yalandan uzak dur.

Yusuf 32-33: Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme.

Ankebut 41: İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.

Al-I İmran 92: İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma.

En'am 50: Önyargılarla hayatı kendine zehir etme.

En'am 60: Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın.

Felak 1-5: Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç.

Hacc 46: Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama.

İbrahim 42: Merhametli olmaktan asla vazgeçme.

İsra 23: Anne ve babana 'off' bile deme.

Nisa 149: Kendini sürekli övmekten uzak dur.

Yunus 12: Vazgeçilmez olmadığını Kabul et.

Enfal 56: Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma.

Furkan 43: Heveslerini kendine ilah edinme.

Necm 3: İnanma duygunu diri tut.

Nisa 58: Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme.






 

can-dan

Kayıtlı Üye
Katılım
12 May 2010
Mesajlar
310
Tepkime puanı
66
Konum
İZMİR
Sevgili deniz1200 yıllardırKur'an meallerini öğrenmek için çabalıyorum ..Korkarım Kur'an üzerine yanlış bir kelime bile konuşmaktan .Onun için ayetlerle ilgili yazılarıokuduğumda hemen araştırmaya girer ,karşılaştırırım .Senin yazında da aynı şey oldu.Amacım seni eleştirmek değil beraberce en iyisini en doğrusunu öğrenebilmek.Bu arada benim de atladığım yerler olduysa tarafından bilgilendirmekten mutluluk duyarım .Sevgiyle kal..

Sevgili deniz 1200Müddesir Suresi 1-5 te kendini fazla abartmakla ilgili birşey yok .Bakın Kuran ne diyor''
----------------------------------------------------------------------------- Diyanet Vakfı 1. Ey bürünüp sarınan (Resûlüm)!
Elmalılı Hamdi Yazır 1-Ey (sarılıp) bürünen,
Süleyman Ateş 1. Ey örtüsüne bürünen,
Yaşar Nuri Öztürk 1 Ey giysisine bürünüp kenara çekilen!

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 2. Kalk, ve (insanları) uyar.
Elmalılı Hamdi Yazır 2-kalk artık uyar,
Süleyman Ateş 2. Kalk, uyar.
Yaşar Nuri Öztürk 2 Kalk da uyar!

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 3. Sadece Rabbini büyük tanı.
Elmalılı Hamdi Yazır 3-ve Rabbini artık büyükle,
Süleyman Ateş 3. Rabbini tekbir et (O'nun büyüklüğünü an),
Yaşar Nuri Öztürk 3 Rabbinin yüceliğini duyur!

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 4. Elbiseni tertemiz tut.
Elmalılı Hamdi Yazır 4- elbiseni artık temizle,
Süleyman Ateş 4. Elbiseni temizle,
Yaşar Nuri Öztürk 4 Temizle giysilerini!

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 5. Kötü şeyleri terket.
Elmalılı Hamdi Yazır 5-pislikleri artık uzaklaştır,
Süleyman Ateş 5. Pislikten kaçın.
Yaşar Nuri Öztürk 5 Uzaklaştır kendinden pisliği!
=================================================================
TEKVİR SURESİ

25-27 ''rşeyin üstesinden gelemeyeceğini unutma''demişsin .Bu konuda bakalım Kuran ne diyor ;

Diyanet Vakfı 25. O lânetlenmiş şeytanın sözü de değildir.
Elmalılı Hamdi Yazır 25-Ve o (Kur'an), kovulmuş şeytanın sözü değildir.
Süleyman Ateş 25. O (Kur'an) kovulmuş şeytanın sözü değildir.
Yaşar Nuri Öztürk 25 Ve o, kovulmuş şeytanın sözü değildir.

--------------------------------------------------------------------------------Diyanet Vakfı 26. Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?
Elmalılı Hamdi Yazır 26-Böyle iken siz nereye gidiyorsunuz?
Süleyman Ateş 26. O halde nereye gidiyorsunuz?
Yaşar Nuri Öztürk 26 Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 27. O, herkes için, bir öğüttür,
Elmalılı Hamdi Yazır 27-O, sadece bir öğüttür, alemler için.
Süleyman Ateş 27. O, alemlere öğüttür.
Yaşar Nuri Öztürk 27 O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir
=================================================================
BELED SURESİ 5-6
Beled 5-6: Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme. demişsin...

BELED SURESİ 5-18--(anlam bütünlüğü açısından 5-18 ayetler arasını aldım )

Diyanet Vakfı 5. İnsan, hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
Elmalılı Hamdi Yazır 5-O, kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor?
Süleyman Ateş 5. İnsan, hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
Yaşar Nuri Öztürk 5 O sanıyor mu ki, hiç kimse ona asla güç yetiremeyecektir!

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 6. "Pek çok mal harcadım" diyor.
Elmalılı Hamdi Yazır 6-O: "Ben yığın yığın mal telef ettim." diyor.
Süleyman Ateş 6. (Gösteriş ve övünme için) "Ben birçok mal telef ettim" diyor.
Yaşar Nuri Öztürk 6 "Yığınlarla mal telef ettim!" diyor.

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 7. Kimse onu görmedi mi sanıyor?
Elmalılı Hamdi Yazır 7-Onu bir gören olmadı mı sanıyor?
Süleyman Ateş 7. Kimsenin kendisini görmediğini mi sanıyor?
Yaşar Nuri Öztürk 7 Hiç kimsenin kendisini görmediğini mi sanıyor?

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 8. Biz ona iki göz vermedik mi?
Elmalılı Hamdi Yazır 8-Vermedik mi Biz ona iki göz?
Süleyman Ateş 8. Biz ona vermedik mi: İki göz
Yaşar Nuri Öztürk 8 Biz ona vermedik mi iki göz,

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 9. Bir dil ve iki dudak ,
Elmalılı Hamdi Yazır 9-Bir dil ve iki dudak?
Süleyman Ateş 9. Bir dil, iki dudak?
Yaşar Nuri Öztürk 9 Bir dil, iki dudak?

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 10. Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) gösterdik .
Elmalılı Hamdi Yazır 10-Ona iki de tepe gösterdik.
Süleyman Ateş 10. Ona iki tepeyi (anasının iki memesini emmenin veya hayır ve şerrin yolunu) gösterdik.
Yaşar Nuri Öztürk 10 Kılavuzladık onu iki tepeye.

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 11. Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.
Elmalılı Hamdi Yazır 11-Fakat o sarp yokuşa göğüs veremedi.
Süleyman Ateş 11. Fakat o, sarp yokuşa atılamadı.
Yaşar Nuri Öztürk 11 Akabeye, sarp yokuşa atılamadı o.

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 12.O sarp yokuş nedir bilir misin?
Elmalılı Hamdi Yazır 12-Bildin mi, nedir o sarp yokuş?
Süleyman Ateş 12. Sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin?
Yaşar Nuri Öztürk 12 Sarp yokuşun ne olduğunu sana bildiren nedir?

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 13. Köle azat etmek,
Elmalılı Hamdi Yazır 13-Esir bir boyun kurtarmak (bir köle azad etmek)
Süleyman Ateş 13. Bir boynu (kölelik zincirinden) çözmek,
Yaşar Nuri Öztürk 13 Özgürlüğü zincirlenenin bağını çözmektir o.

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 14.Veya açlık gününde yemek yedirmektir,
Elmalılı Hamdi Yazır 14-Ya da salgın bir açlık gününde yemek yedirmektir.
Süleyman Ateş 14. Yahut açlık gününde doyurmaktır:
Yaşar Nuri Öztürk 14 Yahut da açlık ve perişanlık gününde doyurmaktır o,

--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 15.Yakınlığı olan bir yetime
Elmalılı Hamdi Yazır 15-Yakınlığı olan bir yetime
Süleyman Ateş 15. Akraba olan yetimi,
Yaşar Nuri Öztürk 15 Yakındaki bir yetimi,
--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 16.Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.
Elmalılı Hamdi Yazır 16-veya toprak döşenen (hiçbir varlığı olmayan) bir yoksula. . .
Süleyman Ateş 16. Yahut hiçbir şeyi olmayan yoksulu.
Yaşar Nuri Öztürk 16 Yahut ezilmiş-boynu bükük bir yoksulu.
--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 17. Sonra iman edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve birbirlerine acımayı öğütleyenlerden olmaktır.
Elmalılı Hamdi Yazır 17 Sonra da o iman edip de sabrı tavsiyeleşen ve merhamet tavsiyeleşenlerden olamadı.
Süleyman Ateş 17. Sonra inanıp birbirlerine sabır tavsiye eden ve merhamet tavsiye edenlerden olmak.
Yaşar Nuri Öztürk 17 Sonra da iman eden ve birbirlerine sabrı öneren, merhameti öneren kişilerden olmaktır o.
--------------------------------------------------------------------------------
Diyanet Vakfı 18. İşte bunlar sağdakilerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır 18-İşte onlardır meymenet sahipleri (kitapları sağ taraflarından verilecekler).
Süleyman Ateş 18. İşte onlar sağın adamlarıdır (Kitabı sağından verilen uğurlu kişilerdir).
Yaşar Nuri Öztürk 18 İşte böyleleridir uğur ve bereket dostları

==============================================================
Hucurat 10:'' Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma. '' demişsin .Bu ayette büyüklük kompleksiyle alakalı bir kelime bile yok .

HUCURAT SURESİ-10

Diyanet Vakfı 10. Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır 10-Müminler ancak kardeştirler, onun için iki kardeşinizin aralarını düzeltin ve Allah'tan korkun ki, rahmete layık olasınız!
Süleyman Ateş 10. Muhakkak mü'minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki size rahmet edilsin.
Yaşar Nuri Öztürk 10 Şu bir gerçek ki, müminler sadece kardeştirler. O halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve Allah'tan sakının ki, size merhamet edilebilsin.
=================================================================
Muhammed 7: İyiliği karşılık beklemeden yap. demişsin .

MUHAMMED SURESİ-7
Diyanet Vakfı 7. Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır 7-Ey iman edenler, eğer siz Allah'a yardım ederseniz O da size yardım eder ve ayaklarınızı kaydırmaz.
Süleyman Ateş 7. Ey inananlar, eğer siz Allah(ın dinin)e yardım ederseniz (Allah da) size yardım eder; ayaklarınızı (hakkı koruma yolunda) sağlam tutar.
Yaşar Nuri Öztürk 7 Ey iman sahipleri! Eğer siz Allah'a yardım ederseniz, Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.

=================================================================0
Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster. '' demişsin ...


RUM SURESİ-21
ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır 21-Yine sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve bir esirgeme yapması da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için ibretler vardır.
Süleyman Ateş 21. O'nun ayetlerinden biri de, size nefislerinizden, sakinleşeceğiniz eşler yaratması ve aranıza sevgi ve acıma koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk 21 Onun ayetlerinden biri de sizin için, kendilerine ısınasınız ve aranızda sevgi ve rahmet koysun diye nefislerinizden eşler yaratmasıdır. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ayetler vardır.
===============================================================

Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş. Demişsin...


VAKIA SURESİ-83-87

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 83. Hele can boğaza dayandığı zaman,
Elmalılı Hamdi Yazır 83-O halde can boğaza geldiği vakit,
Süleyman Ateş 83. Ya can boğaza dayandığı zaman?
Yaşar Nuri Öztürk 83 Ya o canın boğaza gelip dayandığı zaman!

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 84. O vakit siz bakar durursunuz.
Elmalılı Hamdi Yazır 84-ki o zaman bakar durursunuz,
Süleyman Ateş 84. Ki siz de o zaman (can çekişen kimseye) bakıp durursunuz.
Yaşar Nuri Öztürk 84 İşte o zaman siz bakakalırsınız!

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 85. (O anda) biz ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır 85-Biz ise ona sizden daha yakınızdır, fakat siz göremezsiniz!
Süleyman Ateş 85. Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz görmezsiniz.
Yaşar Nuri Öztürk 85 Biz ona sizden daha yakınız, ama siz görmezsiniz.

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 86. Madem ki ceza görmeyecekmişsiniz,
Elmalılı Hamdi Yazır 86-87-Haydi, eğer dine boyun eğmeyecek, ceza çekmeyecek iseniz, çevirsenize o canı geri, iddianızda doğru iseniz!
Süleyman Ateş 86. Eğer (öldükten sonra) cezalandırılmayacaksanız
Yaşar Nuri Öztürk 86 Madem ceza görmeyecek kişilersiniz,

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 87. Onu (canı) geri çevirsenize, şayet iddianızda doğru iseniz!
Elmalılı Hamdi Yazır 86-87-Haydi, eğer dine boyun eğmeyecek, ceza çekmeyecek iseniz, çevirsenize o canı geri, iddianızda doğru iseniz!
Süleyman Ateş 87. (Bu sözünüzde doğru iseniz) o(çıkmakta olan ca)nı geri döndürsenize!
Yaşar Nuri Öztürk 87 Eğer doğru sözlülerseniz, onu geri çevirsenize.

==================================================================Furkan 63: Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle.
demişsin.

FURKAN SURESİ-63
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve Rahman'ın kulları; O kimseler ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahiller kendilerine laf attıkları zaman «Selametle!» derler;
Diyanet İşleri : Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.
Süleyman Ateş : Rahmân'ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde mütevâzi olarak yürürler, câhiller kendilerine laf atarsa "Selâm" derler.
Yaşar Nuri Öztürk : Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "selam" derler.

===============================================================

İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle. Demişsin

İNŞİRAH SURESİ 1-3
Diyanet İşleri :1(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
Yaşar Nuri Öztürk : Açıp genişletmedik mi senin göğsünü!
Süleyman Ateş : Biz senin (bunalan) göğsünü açmadık mı (ondaki bunalımları, sıkıntıları giderip, onu ilim, hikmet ve huzur ile genişletmedik mi)?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Senin için bağrını açmadık mı?
---------------------------------------------
Diyanet İşleri : (2-3) Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İndirmedik mi senden o yükünü?
Süleyman Ateş : Ve atmadık mı senin üzerinden yükünü?
Yaşar Nuri Öztürk : İndirmedik mi üzerinden ağır yükünü!
--------------------------------------------------------
Diyanet İşleri : (2-3) Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?
Elmalılı (sadeleştirilmiş 3:O senin sırtını ezen yükü.
Yaşar Nuri Öztürk : Ki o, belini çatırdatmıştı senin.
Süleyman Ateş : Ki (o, ağırlığından) sırtını çatırdatmıştı!
================================================================


Maun 4-5: Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart. demişsin

MAUN SURESİ 4-5
4-Diyanet İşleri : Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,
4-Süleyman Ateş : Şu namaz kılanların vay haline,
4-Yaşar Nuri Öztürk . : Vay haline o namaz kılanların ki,

5-: Diyanet İşleri : Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
5-Elmalılı Hamdi Yazır : Namazlarından yanılmaktadırlar
5-Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler.
5-Yaşar Nuri Öztürk : Namazlarından gaflet içindedir onlar!
=================================================================

Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma. demişsin .Burada hiçbirşeyin Allah'tan gizli kalmayacağı açıklanıyor

MÜCADELE SURESİ 7-Diyanet İşleri : Göklerdeki ve yerdeki her şeyi Allah’ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişi gizlice konuşmaz ki, dördüncüleri O olmasın. Beş kişi gizlice konuşmaz ki altıncıları O olmasın. Bundan daha az, yahut daha çok da olsalar, nerede olurlarsa olsunlar, O mutlaka onlarla beraberdir. Sonra onlara yaptıklarını Kıyamet günü haber verecektir. Allah, her şeyi hakkıyla bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'ın göklerde ve yerde olan herşeyi bildiğini görmüyor musun? Her hangi üç kişinin fısıldaşması halinde mutlaka dördüncüleri O'dur, beş kişinin de altıncıları mutlaka O'dur. Gerek daha az, gerek daha çok her nerede olsalar, mutlaka O, beraberlerindedir. Sonra yaptıklarını kıyamet gününde kendilerine haber verecektir. Haberiniz olsun ki, Yaşar Nuri Öztürk : Görmez misin ki Allah, göklerde olanları da yeryüzünde olanları da bilir. Üç kişi, aralarında fısıldaşmaya görsün, dördüncüleri O'dur; beş kişi fısıldaşmaya görsün altıncıları O'dur. Bundan az da olsalar çok da olsalar, O mutlaka onlarla beraberdir; nerede bulunurlarsa bulunsunlar. Sonra onlara, yapıp ettiklerini kıyamet günü haber verecektir. Allah her şeyi bilmektedir. Allah herşeyi tamamıyla bilir.
============================================================
Fatır 19-22: Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla.
Demişsin

FATIR SURESİ 19-22

19-Diyanet İşleri : Kör ile gören bir olmaz.
19-İmam İskender Ali Mihr : Ve âmâ (kör) olanla basiret sahibi olan (gören) müsavi (eşit) olmaz.
20-Diyanet İşleri : Karanlıklar ile aydınlık bir olmaz.
20-İmam İskender Ali Mihr : Ve zulmet (karanlık) ve nur (aydınlık) da (eşit olmaz).
20-Yaşar Nuri Öztürk : Karanlıklarla ışık da bir olmaz!
21-Diyanet İşleri : Gölge ile sıcaklık bir olmaz.
21-
İmam İskender Ali Mihr : Ve gölge ve sıcaklık da (eşit olmaz).
21-Elmalılı (sadeleştirilmiş) : ne de gölge ile sıcaklık.
22-Diyanet İşleri : Diriler ile ölüler de bir olmaz. Allah, dilediğine işittirir. Sen, kabirde bulunanlara işittirecek değilsin.
22-İmam İskender Ali Mihr : Ve hayy (diri) olanlar ve ölüler eşit olmaz. Muhakkak ki Allah, dilediğine işittirir. Ve sen, kabirlerde (mezarlarda) olanlara işittirici değilsin.
22-Yaşar Nuri Öztürk : Diriler de eşit olmaz, ölüler de. Allah dilediğine/dileyene işittirir. Ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin!
=============================================================
Fecr 27-28: En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var. ''demişsin,,

FECR SURESİ 27-28

27-Diyanet İşleri : (Allah, şöyle der) “Ey huzur içinde olan nefis!”
27-İmam İskender Ali Mihr : Ey mutmain olan nefs!
27-Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey Rabbine itaat eden huzura ermiş ruh,
28-Diyanet İşleri : “Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!”
28-İmam İskender Ali Mihr : Rabbine dön (Allah'tan) razı olarak ve Allah'ın rızasını kazanmış olarak!
28-Elmalılı (sadeleştirilmiş) : dön Rabbine, sen O'ndan O senden hoşnut olarak!
============================================================
Haşr 10: Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol. ''Demişsin...

HAŞR SURESİ -10
Diyanet İşleri : Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.”


Elmalılı (sadeleştirilmiş - : Onlardan sonra gelenler derler ki: «Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz! Sen çok şefkatli, çok merhametlisin!»

Yaşar Nuri Öztürk : Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!"
===============================================================

Kalem 1-2: Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan. '' demişsin

KALEM SURESİ-1-2
Diyanet İşleri (eski) : (1-2) Nun; kalem ve onunla yazılanlara and olsun ki, sen Rabbinin nimetine uğramış bir kimsesin, deli (cinlenmiş) değilsin.
Yaşar Nuri Öztürk : Nûn! Yemin olsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ,Ki sen, cin tasallutuna uğramış değilsin; Rabbinin nimeti sayesinde,
=======================================================
Münafıkun 4: Bencil olma, tebrik etmeyi bil. ''Demişsin ,bunun da meali,

MÜNAFİKUN-4
Diyanet İşleri : Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar!
Süleyman Ateş : Onları gördüğün zaman cisimleri hoşuna gider (çünkü gösterişli adamlardır,) konuşsalar sözlerini dinlersin, onlar dayatılmış odunlar gibidirler. Her bağırtıyı kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allâh onları kahretsin, nasıl da (haktan) döndürülüyorlar?
Yaşar Nuri Öztürk : Onları gördüğünde gövdeleri hoşuna gider. Bir şey konuşsalar sözlerine kulak verirsin. Onlar birbirine dayandırılmış keresteler/Hint kumaşı giydirilmiş kütük parçaları gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerinde zannederler. Düşmandır onlar; sakın onlardan! Allah onları kahretsin! Nasıl da aldatıp döndürülüyorlar!
===============================================================
Ankebut 41: İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma. ''Diyorsun oysa burada tek gerçek dostun Allah olduğunu söylüyor Yaradan..Allah'tan başka dost aramamamız söyleniyor

ANKEBUT SURESİ 41-Diyanet İşleri : Allah’tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi!
Süleyman Ateş : Allah'tan başka veliler edinenler, bir ev edinen örümceğe benzerler. Evlerin en gevşeği örümcek evidir, keşke bilselerdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'ın berisinden veliler edinenlerin durumu, bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en güvensizi/en zayıfı elbette ki dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi!
============================================================

En'am 60: Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın. Demişsin ,oysa;

ENAM SURESİ 60

Diyanet İşleri : O, geceleyin sizi ölü gibi kendinizden geçirip alan (uyutan) ve gündüzün kazandıklarınızı bilen, sonra da belirlenmiş eceliniz tamamlanıncaya kadar gündüzleri sizi tekrar diriltendir (uyandırandır). Sonra dönüşünüz yalnız O’nadır. Sonra O, işlemekte olduklarınızı size haber verecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O'dur sizleri geceleyin kendinizden geçiren, bununla beraber gündüz kazandıklarınızı bilen, sonra belirlenmiş olan bir ecel (ölüm süreci) tamamlansın diye gündüzleri sizi uyandırıp kaldıran. Sonra O'nadır yine dönüşünüz. Sonra size neler yaptığınızı haber verecektir.
Yaşar Nuri Öztürk : O, odur ki, geceleyin sizi öldürür. Gün boyunca neler yapıp neler kazandığınızı bilir. Sonra, belirlenmiş süre işletilip tamamlansın diye, gün içinde sizi diriltir. Nihayet O'nadır dönüşünüz. Sonra, yapıp ettiklerinizi size haber verecektir.
=============================================================

Felak 1-5: Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç. Demişsin

FELAK SURESİ -1-5
Diyanet İşleri : (1-5) De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”
Celal Yıldırım : (1-2-3-4-5) De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığıyla ortalığa çöken gecenin şerrinden, düğümlere üfleyen falcı ve büyücülerin şerrinden, hased ettiğinde hasedçi-nin şerrinden, karanlığı ayırıp sabahın aydınlığını çıkaran Rabba sığınırım.
==============================================================
Hacc 46: Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama. ''Demişsin ..

HACC SURESİ-46yanet İşleri : Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ya o yerde niye bir dolaşmadılar ki, kendileri için akıllanmalarına sebep olacak kalpleri ve işitmelerine sebep olacak kulakları olsun;çünkü gerçek şudur ki, gözler körelmez, ancak sinelerdeki kalpler körelir.
Yaşar Nuri Öztürk : Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla akıllarını çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki gönüller körleşir.
==============================================================
İbrahim 42: Merhametli olmaktan asla vazgeçme. Diyorsun oysa ;

İBRAHİM SURESİ 42-
Diyanet İşleri : Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.
Yaşar Nuri Öztürk : Sakın, Allah'ı, zalimlerin yapmakta olduğundan habersiz sanma. O, onları, gözlerin korkudan donup kalacağı bir güne erteliyor, hepsi bu...
================================================================

Nisa 149: Kendini sürekli övmekten uzak dur. Diyorsun ,oysa;

NİSA SURESİ 149-
Diyanet İşleri : Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz, yahut bir kötülüğü affederseniz (bilin ki), Allah da çok affedicidir, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz yâhud bir kötülüğü afvederseniz şübhe yok ki Allah afvi çok bir kadîr bulunuyor
Yaşar Nuri Öztürk : Bir hayrı açıklar yahut gizlerseniz, bir kötülüğü affederseniz, Allah da çok affedicidir, herşeye güç yetirendir.
=============================================================

Yunus 12: Vazgeçilmez olmadığını Kabul et. '' Demişsin ,,

YUNUS SURESİ-12
Abdulbaki Gölpınarlı : İnsana bir zarar gelince yanüstü yatarak, yahut oturduğu halde, yahut da ayakta duâ eder bize; o zararı ondan giderdik mi sanki o zarara uğramamış da o yüzden bize duâ etmemiştir, öylece döner gider. İşte aşkın hareketlerde bulunanlara, yaptıkları işler, böylece hoş görünmededir.

Yaşar Nuri Öztürk : İnsanlara zorluk dokunduğu zaman; yan yatarken, otururken, ayaktayken bize yalvarır. Ama sıkıntısını çözdüğümüzde, kendisine dokunan bir zorluk yüzünden bize hiç yalvarmamış gibi çekip gider. Haksızlığa/aşırılığa sapanlara, yapmakta oldukları, işte böyle süslü gösterilmiştir.
================================================================

Necm 3: İnanma duygunu diri tut. ''Diyorsun,

NECM SURESİ-3
Diyanet İşleri : O, nefis arzusu ile konuşmaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hevadan (arzusuna göre) söylemiyor.
Yaşar Nuri Öztürk : O; kuruntudan, keyfinden konuşmuyor.
=============================================================

Nisa 58: Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme.Diyorsun

NİSA SURESİ-58

Diyanet İşleri : Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Haberiniz olsun ki, Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakit adaletle hükmetmenizi emrediyor. Gerçekten Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah işiten ve bilendir.
Mustafa İslamoğlu : Allah, size emanet edilen şeyleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verecek olursanız adâletle hüküm vermenizi emrediyor. Allah size ne de güzel öğüt veriyor; zira Allah akıl sır ermez bir biçimde her şeyi işiten, her şeyi görendir.
================================================================
BU KUR'AN SANA VE ÜMMETİNE BİR ÖĞÜTTÜR İLERİDE SORGULANACAKSINIZ (ZUHRUF SURESİ 43-44)
 

Mefetseger

Moderator
Katılım
17 Ağu 2010
Mesajlar
856
Tepkime puanı
291
Konum
Ankara
İş
Uzman Biyolog
Kapsamlı bir araştırma yapmışsınız.Bende son birkaç aydır semavi dinleri araştırmaya başladım.Sanırım siz daha uzun süredir bu işin içindesiniz.Yazdıklarınıza yalandır veya doğrudur diyemiyorum.Çünkü bilgisiz olduğuma inandığım bir konuda yorum yapmak istemem.Sonuçta bilindiği gibi Kur'an ayetlerine farklı yorumlar getiriliyor.Bu konuda otorite olanların dahi ayetlerin gerçek anlamlarını açıklayabildiklerini düşünmüyorum.Ömer Çelakıl'ı tanırsınız.Birçok ayet hakkında yorumlar getirmiştir.Fakat bazı otoriteler ise bu yorumların gerçeği yansıtmadığını,zorlama çıkarımlar olduğunu düşünüyor.
 

can-dan

Kayıtlı Üye
Katılım
12 May 2010
Mesajlar
310
Tepkime puanı
66
Konum
İZMİR
Sevgili Mefetseger Allah diyor ki''Andolsun, biz Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?[KAMER 17, 22, 32, 40]

Düşünesiniz diye Allah size âyetlerini böyle açıklamaktadır. [BAKARA 242]

Buradan da anladığım eğer etki altında kalmadan ve görerek okumasını becerebilirsek kitabımızı hepimizin anlayabileceği .Elbette ahkam(muhkem) ayetlerden bahsediyorum .MUHKEM:
- Sağlam, anlamı açık, yorum götürmez, şüphesiz olan.
- Anlamı tevil kabul etmez derecede açık olan
- Zamanın ve şartların değişmesi ile anlam değişikliği olmayan
- Bir tek anlamı bulunan.
- Sağlam kılınan.
- Hükmü sabit olan, demektir.
Müteşabih ayetlere gelince yani,anlamı sadece Allah tarafından kesin olarak bilinen ayetlere,
MÜTEŞABİH: - Anlamı kapalı olan,
- Anlaşılması için akılca bir yol bulunmayan.
- Birden fazla anlamı olan.
- Anlamı kesinlik ifade etmeyen, başka açıklayıcıya ihtiyaç duyan.
- Birbirine benzeyen, kendisinde karışıklık bulunan.
- Bilinmeyen şey, demektir.

Önce bu konuda yapılmış değerlendirmelere kısaca değinmekte yarar var. Özetle:

''Kendileri ile amel edilen nasihler, başka bir ifadeyle hükmü sabit olanlar muhkem, kendileri ile amel edilmeyenler ise müteşabih'tir"

"Helal ve haramları bildiren ayetler muhkem, diğer ayetler müteşabihtirler."

"Alimlerce anlamı bilinenler muhkem, Allah'ın anlamını kendisine sakladığı ayetler müteşabihtir."

"Tek anlamı olanlar muhkem, birden fazla anlamı olanlar miitcşabihtir.“
"Tek bir yoruma müsait olan ayetler muhkem, birden fazla yoruma müsait oları ayetler müteşabihtir."

"Muhkem ve müteşabih ayırımı kıssalarla ilgilidir“.
"Amele konu olan ayetler muhkem, imana konu olan ayetler müteşabihdir,"


Muhkem ve müteşabih konusuna takılarak, Kur'an'ı anlamayı, bunları anlamaya bağlayanlar, bu anlama işini birilerine havele ederek, onların yardımı olmaksızın Kur'an'ı anlamanın mümkün olamayacağını sananlar, anlamını bilemediği ve kavrayamadağı kimi ayetleri bahane ederek Kur'an anlaşılmazdır düşüncesiyle onu anlamada , anlayan ve bilen birilerine gitmeyi esas alanlar, bu tercihleri ile Kur'anla aralarında engel oluşturmaktadırlar.
"Allah Kitab'ında bizim bilmemiz gereken ve bize gerekli olan her şeyi açık ve anlaşılır bir şekilde bildirmiştir. Bu konuda Kitap'ta müteşabih olan hiçbir şey yoktur. Müteşabîh olarak nitelenen ayetler Kur'an'ın amacına ulaşmasına ve anlaşılmasına asla engel değildir.

Gerçek bu olunca da müteşabih ayetler, Kur'an'ı anlama ve kavrama konusunda bir engel teşkil etmezler. Kur'anî anlayışın belirleyiciliği içinde, müteşabihten ne anlaşılmalıdır sorusuna cevap olarak şunları söyleyebiliriz:

a - Kur'an'da müteşabih anlatımlı kimi ayetlerin bulunuyor oluşu, bizim gücümüzün ve bilgimizin üstünde olan (gaybi) şeylerin, bize indirgenerek, kavramamıza yardımcı olmanın bir gereğidir.

b - Kur'an, gerekli oluşu ve bağlayıcılığı açısından bizim için tümüyle muhkemdir.

c - Kur'an'in bizatihi kendisi muhkemdir. (Allah'tandır ve korunmuştur.)

d - Bulunur muhkemlıği içinde, müteşabih kısımların oluşu onun mühkemliğine engel değildir. Zira, Kur'an'nın bütününe iman ederiz.

e - Bizim için kapalı olan, bilinmeyen ve anlaşılmayan olarak görülen ayetlerin (anlam olarak) bilgisinin saklı olması, gücümüzün üstünde olanı haber vermede kullanıldığından, bu ayetler, olduğu gibi ve bilindiği kadarı île bizim için yeterlidir. Asıl sorun, yeterli olanı yetersizmiş gibi görerek, onu yeterli hale getirmeye çalışmaktır.



Sana bu kitabı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, `Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır` derler. Ancak akıl sahipleri düşünüp öğüt alır" (3 Al-i îmran 7) ayetîyle ortaya koymaktadır.

Bir kısmı alıntı..

Sevgiyle kal...
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
Ayetler hakkinda size söyleyebilecegim su olur,faydali olabilmek adina.

Kuran-i kerimde gecen bir ayeti oldugu gibi alip iman edebiliriz.

Ancak bir ayrinti var insan adina. Insan esasinda Kuran-i keri'in aynasidir. Insandan kastim gönlü !
Cünki gönül Allah'in Beyti (evi esittir Kaabe Beytullah )
Allah diyor ya hic bir yere sigmam mumin kulumun kalbine sigarim ( buradaki kalb madde degil manevi dir )

Ve Insanin gönlünün 7 mertebesi vardir, haliyle Kuran'in 7 mertebesi vardir.

Bir insan okur ayeti oldugu yazdigi gibi algilar kabul eder,
Baska birisi gönlünün genisligi nisbetinde onu acip acabilir, yogunlasir manasi..
Ve bu 7 derece yogunlasabilir..
Bu sebebden su alim bunu demis bu alimde bunu demis niye öyle olmus demek yersizdir.
Özü degismez ama bi alim digerinden daha fazla anlatip izah edebilme kapasitesine sahibdir..

Söyle bir misal ile yardimci olmak isterim, Hz Ali diyorki Fatiha ile40 katir yuklenecek kadar kitap yazabilirim..
Oysa biz Fatiha'yi 7 ayet olarak okuruz söyleneni kelime itibari ile anlariz, bu yanlis bilgi degil, ama digeri yorumu anlayisi ve potansiyali dogrultusunda muazzam bir bilgi edinebiliyor..

Bu Kuan'in mucizlerindendir..
Yani kelimelerin özünden sasmamak kaydi ile, insan anlayis nuru , basireti ve feraseti ile yogun anlamlar yukleyebilir, buda yanlis olmaz.
ve yine baska birisi ayeti oldugu gibi okur kabul eder, cok fazla acamaz buda kabul edilir.
Önemli olan anlayibta anladigi seyin üstünü örtmemektir, zira bunu yapan ve manayi bile bile degistirene Allah kafir diyor...
 

can-dan

Kayıtlı Üye
Katılım
12 May 2010
Mesajlar
310
Tepkime puanı
66
Konum
İZMİR
Allah'ım hepimizi de hakkıyla bilen ve yaşayabilenlerden eylesin inşaAllah Sevgili La-edri...
 
Üst