Arşetip ve formpanseleri çözmek

Süreci tek bir yaşamla ( doğum- ölüm) sınırlamadığımız zaman genetik yoluyla devam eden bir paternin varlığını gözlemleyebiliriz. Bu genetik başarılı bir şekilde devam etmek için yeniyi oluştururken geçmişteki düğüm ve şıkışıklıklarını çözmek zorundadır. Buna kısaca karma çözümü diyoruz. "Dedenin çaldığı bir elma, torunun dişini sızlatır" atasözü bunu çok güzel anlatır. Dede veya ninelerden birinin sorduğu bir sorunun veya oluşturduğu bir sebebin sonucunu mutlaka genetiğinde biri açığa çıkarır ve sonuçlandırır. Sebep daima sonuç ister. Çözülmediği ve sonuca ulaşmadığı sürece şıkışık kalır. Israrla kişiyi olaya veya konuya çeker. Yaşam amaçlarımız veya peşinden ısrarla koştuğumuz şeyler aslında, ya bu yaşamda sorduğumuz veya oluşturduğumuz nedenlerin, ya da genetiğimizde atalarımızın sorduğu soruların ve oluşturduğu nedenlerin sonuçlarıdır. Bütün seçimlerimizin altında eskinin izleri vardır ve anımsadığımız veya anımsayamadığımız bir nedene bağlıdır.

Geçmişe ait arşetipleri ve bize ait düşünce formlarını çözmek demek, benliğin veya geçmişin yok edilmesi değil, kişiyi eski realiteye çeken ve devamlı acı çekerek çözüm isteyen robot programların ( arşetip ve formpanselerin ) özgürleştirilmesidir. Arşetip sadece yüzyıllarca önce yaşamış atanın duygu ve düşüncelerine ait olan bir enerji sarkmasıdır. O kişinin bilgi ve görgüsüyle sınırlıdır. Kişinin o yaşamıyla endekslidir. Ve o yaşamdaki realiteye geri dönmek ve döndürmek istemektedir. Kemikleşmiş arşetipler DNa da yer tutarlar. Onlar her an kişinin bastırdığı bilinçaltından öne gelmek isterler. Beraberlerinde genellikle aynı soy üzerinde fizik bir işareti, fiziki bir rahatsızlığı taşırlar. Zihinde çözüldüklerinde, fiziki rahatsızlıkta beraber iyileşir, genetikten silinir.

Yaşam her an yeni ayarlamalar ve güncellemelerle devam etmektedir. Eskiye ait bir duygu ve düşünceyle sıkıştığımızda o formu çözmeden, yeniyi oluşturamayız. Tutuklu kalırız. İyi anlayamadığımız bizim zaten genetiğimizin bütün bilgisine sahip olduğumuzdur. Bizde saklı olan bu potansiyelleri istediğimiz zaman kullanabiliriz. Burada farklı olan şey, kişinin kuvvetli bir varlık olan dedelerden birinin yarattığı, çok sınırlı robot bir programın bilinçsizce kişiye hissettirdikleri duygu ve düşüncelerdir. Kişiyi sınırlamakta ve eski realiteye götürmek istemektedir. Buda kişiye yaşadığı zamanla uyumsuzluklar yaratmasına ve seçimlerinde hep aynı sonuca ulaşarak sebebini bilmediği bir dairenin içinde dönmesine sebebiyet vermektedir.

Yaşanmış gerçek bir hikayeden örnek verelim. Kişi 32 yaşındadır. Küçüklüğünden beri cinsel isteksiz ve karşı cinse karşı tepkilidir. Bunun farkındadır, nedenini bilmek istemektedir. Doktora gider. Doktor bir psikiyatriste yönlendirir. Psikiyatrist hipnoz kullanarak kişiyi yıl yıl geri götürür. Beş yaşına geldiklerinde acı ve korku algılamasıyla yüzü buruşur. Öz amcasının onu taciz ettiğini hatırlar. Konu anlaşılmıştır. Çocuğa bu durumda destek verilir, amcanın normal olmadığı anlatılarak amcayı bağışlaması, affetmesi sağlanır. Olayın acı hatıraları tölere edilir. Hipnozdan çıktığında kişi yine hiçbir şey hatırlamamaktadır . Ama artık cinselliğe ve karşı cinse tepkili değildir.

Aslında yeniyi başarılı bir şekilde oluşturabilmemiz için devamlı bilinçaltı temizliği yapmamız gerekir. Geçmişin bizi belli bir sınırda tutan, bırakmayan, kendisini unuttuğumuz ama duygusunu taşıdığımız acı ve zorluk travmalarını silmeden, yaşamda uygun seçimler yapmak neredeyse imkansızdır. Üç ayrı eşin her birinde de zorla kurtularak boşanan birisinin, yeni seçiminde zorla kurtulduğu eşlerine çok benzeyen birini seçmesi ve kısa zamanda ondanda kurtulmak istemesi çok normaldir. Genellikle insanlar, aynı tip ayakkabı alır, aynı renkleri tercih eder, aynı semtte oturur, aynı tür kitapları okur ve aynı tür filmleri izler. Bunların arkasındaki aynı seçimlere zorlayan bilinçaltı düğümleri çözülmeden bilinçli ve farkındalıklı seçimler yapılamaz. Kişi genellikle bunun çok az farkındadırlar ve çoğu kez içinde bulunduğu durumu olumlu olarak algılar ve dar döngüde mutlu olduğunu ifade ettiği bir oyunu hem çevresine hem kendisine oynar.


Kovaya yenisini koyabilmeniz için eski suyu dökmeniz gerekir, Yeni bir yapı oluşturmak için eski yapıyı yıkmanız, yeniden yapılanmanız, hatta her an yeniden yapılanmanız gerekir. Sonuç olarak anlatmak istediğim şey, arşetipleri çözmek demek; benliği ve geçmişi yok etmek değil, sizi belli bir duygu ve düşünceyle sıkıştıran, sınırlayan ve aynı seçimlerde kalmanızı sağlayan duygu ve düşünce formlarından özgürleşmeniz demektir.

Alıntı

Doğru, özgürleşmemiz gerekir.

Fakat bu tip bir sıkışma durumunu anlayabilmemiz ve çözebilmemiz için yapılabilecek şeyler olmalı, sorunun kaynağını bulabilmek için sürekli hipnoza başvuramayız herhalde Bu bilinçaltı temizliğini nasıl yaparız?

Mesela öfkelenince derin nefes al rahatlarsın derler ama bu öfkenin üzerini kapatmaktır. Aradan zaman geçer, evet unutulur ama gün gelir benzer bir olay karşısında aynı öfke katlanarak ortaya çıkar. Bu durumda köke dönmek nasıl mümkün olabilir?