Elfangel
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 29 Ara 2009
- Mesajlar
- 938
- Tepkime puanı
- 354
1. İnsan kendi Tanrısal potansiyelini ortaya çıkarmak için yaratılmıştır: Hayatımızın tüm araçları bu ana amaca himzet eder. Sahip olduğumuz herşey özümüzde var olan Tanrısal niteliklerin açığa çıkması için bir araçtır.
2. Zihin ile beden ve dış dünya ile insanlar arasında sibernetik bir etkileşim sözkonusudur: İnançlarımız, düşüncelerimiz ve duygularımız dış dünyada nelerin olup biteceğini birebir belirleyen enerjilerdir. Yani zihnimizde ne varsa dışarıda da o olacaktır. Size bir haksızlık yapılacğaına inanıyorsanız merak etmeyin bu gerçekleşecektir. Başarmak için koşturup duruyor ancak başarıya ulaşamıyorsanız, başarısan korkuyorsunuzdur. Başınız ağrıyorsa yaptığınız her şeyi için için eksik buluyorsunuzdur.
3. İnsan bedeni düşünceyi somut bir biçime dönüştüren çok boyutlu bir yapıdır: Duygu ve düşünceler vücutta kimyasal reaksiyonlara dönüşürler ve vücutta farklı fizyolojik etkiler oluştururlar.
4. Organlarımız, yaşam amacımıza hizmet eden sembolik oluşumlardır: Bedenimiz özpotansiyelimizi ortaya çıkarmak için harika bir araçır. Örneğin gözümüz gerçeğe cesaretle bakmamızı sağlar. İçsel olarak görmeyi reddetttiğimiz durumlarda gözümüzde sorunlar oluşur.
5. İnsanın en büyük çelişkisi, kendisini koruma içgüdüsü ile kendisini ifade etme emri arasındaki karşıtlıktan doğar: Beynin ilkel kısmında kodlanmış olan kendini koruma içgüdüsü ile ruhtaki gelişme emri arasındaki denge bozulduğunda kişi yerine çakılır kalır ve bir süre sonra beden de buna uygun dengesiz tepkiler vermeye başlar. Stres ve sorunlar kaçınılmaz olur. En ideali bu iki kısmın birlik ve uyum içinde çalışmalarıdır.
6. İnsan kendi seçimlerinde özgürdür ve karşımıza çıkan sonuçları yaratan da bu seçimlerdir: Yaşamımızla ilgili tüm sonuçlar bizim seçimlerimizle oluşur, bu seçimlerin çoğu da bilinçdışı düzeyde, hatta ilkel beyin düzeyinde oluşmuştur.
7. Her insanın kendini korumakla ilgili bir hayat stratejisi vardır ve kişiliği oluşturan ana yazılım da budur: Çekirdek inancımız kendini korumak ve hayatta kalmakla ilgilidir. İnsanın tüm kaderi de bu çekirdek inanca bağlı kararlara bağlıdır. Ancak o düzeyde alınan bu karar ilkel beyin tarafından alındığı için aslında işe yaramayan bir süreçtir. Bu kararlar doğrultusunda oluşturulan kişilik de insanın özbenliğinin üzerine giydirilen bir maske gibidir. Onu sıkar, bunaltır ve sınırlar.
8. Sorunlar ancak ilkel beyinde kayıtlı olan strateji değiştirilirse çözülebilirler: Reiki meditasyon, biyoenerji, NLP gibi uygulamalar ya bilinç düzeyinde,ya bilinçaltı düzeyinde, ya enerji düzeyinde ya da duygusal beyin düzeyinde işlem yaparlar. ilkel beyin ise bütün biyolojik varlığımızı kontrol eder ve temel enerjimizi belirler. Bu yüzden bu beyindeki kaydı değiştirmek hayati önem taşır.
R.Şanal - Kuantum Sıçrama'dan özetlenmiştir.
2. Zihin ile beden ve dış dünya ile insanlar arasında sibernetik bir etkileşim sözkonusudur: İnançlarımız, düşüncelerimiz ve duygularımız dış dünyada nelerin olup biteceğini birebir belirleyen enerjilerdir. Yani zihnimizde ne varsa dışarıda da o olacaktır. Size bir haksızlık yapılacğaına inanıyorsanız merak etmeyin bu gerçekleşecektir. Başarmak için koşturup duruyor ancak başarıya ulaşamıyorsanız, başarısan korkuyorsunuzdur. Başınız ağrıyorsa yaptığınız her şeyi için için eksik buluyorsunuzdur.
3. İnsan bedeni düşünceyi somut bir biçime dönüştüren çok boyutlu bir yapıdır: Duygu ve düşünceler vücutta kimyasal reaksiyonlara dönüşürler ve vücutta farklı fizyolojik etkiler oluştururlar.
4. Organlarımız, yaşam amacımıza hizmet eden sembolik oluşumlardır: Bedenimiz özpotansiyelimizi ortaya çıkarmak için harika bir araçır. Örneğin gözümüz gerçeğe cesaretle bakmamızı sağlar. İçsel olarak görmeyi reddetttiğimiz durumlarda gözümüzde sorunlar oluşur.
5. İnsanın en büyük çelişkisi, kendisini koruma içgüdüsü ile kendisini ifade etme emri arasındaki karşıtlıktan doğar: Beynin ilkel kısmında kodlanmış olan kendini koruma içgüdüsü ile ruhtaki gelişme emri arasındaki denge bozulduğunda kişi yerine çakılır kalır ve bir süre sonra beden de buna uygun dengesiz tepkiler vermeye başlar. Stres ve sorunlar kaçınılmaz olur. En ideali bu iki kısmın birlik ve uyum içinde çalışmalarıdır.
6. İnsan kendi seçimlerinde özgürdür ve karşımıza çıkan sonuçları yaratan da bu seçimlerdir: Yaşamımızla ilgili tüm sonuçlar bizim seçimlerimizle oluşur, bu seçimlerin çoğu da bilinçdışı düzeyde, hatta ilkel beyin düzeyinde oluşmuştur.
7. Her insanın kendini korumakla ilgili bir hayat stratejisi vardır ve kişiliği oluşturan ana yazılım da budur: Çekirdek inancımız kendini korumak ve hayatta kalmakla ilgilidir. İnsanın tüm kaderi de bu çekirdek inanca bağlı kararlara bağlıdır. Ancak o düzeyde alınan bu karar ilkel beyin tarafından alındığı için aslında işe yaramayan bir süreçtir. Bu kararlar doğrultusunda oluşturulan kişilik de insanın özbenliğinin üzerine giydirilen bir maske gibidir. Onu sıkar, bunaltır ve sınırlar.
8. Sorunlar ancak ilkel beyinde kayıtlı olan strateji değiştirilirse çözülebilirler: Reiki meditasyon, biyoenerji, NLP gibi uygulamalar ya bilinç düzeyinde,ya bilinçaltı düzeyinde, ya enerji düzeyinde ya da duygusal beyin düzeyinde işlem yaparlar. ilkel beyin ise bütün biyolojik varlığımızı kontrol eder ve temel enerjimizi belirler. Bu yüzden bu beyindeki kaydı değiştirmek hayati önem taşır.
R.Şanal - Kuantum Sıçrama'dan özetlenmiştir.
