Unutma nasıl önlenir?

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
Nasıl unutuyoruz ve hafızayı nasıl geliştirebiliriz?

Unutma nasıl önlenir?

Doç Dr. Hasan Bacanlı Gelişim ve Öğrenme adlı kitabında unutmanın nedenlerini şu şekilde sıralıyor.
1.Kullanılmayan bilgiler unutulur.
2.Örgütlenmemiş bilgilerin iyi yerleşmemesi(Piaget’e göre dengelenmenin sağlanamaması)3.İşimize gelmeyen olayları unuturuz; baskı uygularız.( Schacter’in “Seven Sins” iddiasını göz önüne aldığımızda bu maddenin ordaki Israrcılık(Persistence) başlığına denk geldiğini görürüz.)
4.Yeni yaşantılar edindikçe eskileri unuturuz.(Bu da Yönlendirme(Bias) ilkesine denk düştüğünü görürüz.)
Unutma nasıl önlenir?
1.Öğrendiklerinizi kullanın.
2.Dengelenme ve örgütlenmede herhangi bir sorun varsa anlamlı hale getirin. Ve edindiğiniz bilgiyi ayırt edici konuma getirin.
3.Baskıyı hoş ve tehdit etmeyen bir biçime getirmeye çalışın.
4.Ket’e karşı kontrol süreçlerine başvurun. Ket vurma ihtimali olan öğrenmeleri birbirinden uzaklaştırarak öğrenin.
Aşamalı olarak hazıfa geliştirme
Doğan Cüceloğlu da hafızayı geliştirmek için altı aşamalı hafıza geliştirme yöntemini açıklamıştır.

Gözden geçirin
Öğrenmek istenilen malzemenin gözden geçirilmesini ve nasıl düzenlendiğinin incelenmesini içermektedir.Konu ana hatlarıyla düzenlenip kendi kelimelerinizle ayzılabilir. Daha sonraki aşamalarda da okunulan bilginin özetin neresinde yer aldığı akılda tutulursa öğrenmek istenilen bilginin bu şekilde örgütlenmesinin yararı ortaya çıkar. Örgütlenerek organize edilerek çalısılan bir bilginin belleğe ne kadar yardımcı olduğu bu şekilde görülebilir denmiştir.
Soru hazırlayın
Örgütlenen her bölümle ilgili soru hazırlanmasını içermektedir.
Okuyun
Hazırlanan sorulara cevap aracasına okuma yapılmasını içermektedir.
İlişkiler kurun
Sorulara cevap verdikçe bölümler arsındaki bağlantıların neler olduğunun anlaşılmaya çalışılmasını içermektedir.
Tekrar edin
Her bölüm bitirilince birkaç kere tekraredilmesini ve o bölümde hatırlanmasında zorlanılan kavramların farkına varılıp özellikle o kavramların gözden geçirilmesini içermektedir.
Yeniden gözden geçirin
Konunun ve bu aşamaların tam olarak yapılıp yapılmadıığının gözden geçirilmesidir.Bu aşamada konunun temel bölümlerinin ve bu bölümlerdeki temel kavramların hatırlanılması gerekmektedir.

Doç Dr. Hasan Bacanlı Gelişim ve Öğrenme adlı kitabından
 

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
Yediğimiz besinlerin insanın hafıza, zeka ve konsantrasyon gücü üzerinde çok önemli bir etkisi vardır. Örneğin vücut ağırlığımızın sadece % 2 ila 3’ü oranında ağırlığı olan beyin, günlük kalorilerimizin ortalama % 30’unu harcamaktadır.
Hafıza ve Zeka Gelişimi açısından bazı besin kaynaklarının diğerlerine göre önemi çok daha fazladır. Örneğin bunların arasında B vitaminlerini içeren yiyecekler birinci sırada gelmektedir.
Yine "demir"in beynin beslenmesi için hayati bir önemi vardır.
"B" vitaminlerinin beyindeki önemli reaksiyonların gerçekleştirilmesindeki payı zihinsel potansiyel açısından hayatidir. Ayrıca B vitaminleri beyni strese karşı da korumaktadır. Beyin için enerji üretimine büyük katkısı olan B vitaminlerinin eksikliği yorgunluğa, hafıza ve zeka performansının zayıflamasına neden olur. Beynin ihtiyacı olan B vitaminlerinin yeterince alınması halinde aşağıda belirtilen zihinsel fonksiyonlarda gelişmelerin olduğu açıkça hissedilmektedir;

Öğrenme ve Hafıza Gücü,
Konsantrasyon,
Hızlı Düşünme,
Sözel Yetenek ve Akıcılık,
Uyanıklık,
Yaratıcı Düşünme,
Enerjik Hissetme.

Kuru baklagiller, kırmızı et, ayçekirdeği, balık, yoğurt, süt, peynir, yeşil yapraklı sebzeler, tavuk eti, hindi, yerfıstığı, muz, kavun, brokoli, ıspanak, domates, yumurta, kavun ve enginar kombinasyonları B grubu (complex) vitaminlerini garanti eden besin kaynaklarıdır.
Yeteri kadar dengeli beslenemediğini düşünenlere ilave olarak düşük dozlu "B-Complex" vitaminleri almaları tavsiye edilmektedir.
Ayrıca demirin beyne oksijen taşınmasında çok önemli bir rolü vardır. Özellikle oksijenin beyne taşınması ve beyin tarafından kullanılmasını sağlayan kandaki hemoglobin ve alyuvarların oluşumunda demire ihtiyaç vardır. Daha kısa bir ifadeyle beynin temel enerji kaynaklarından biri olan oksijenin beyne taşınabilmesi için demire ihtiyaç vardır. Dolayısı ile diyetimiizde mutlaka demir içeren yiyecekler bulundurmalıyız.
Tüm kırmızı etler, kuru baklagiller, koyu yeşil sebzeler, domates ve pekmez demir açısından zengin olan yiyeceklerdir.
Demirin yiyeceklerden emilmesini kolaylaştıran vitamin ise "C" vitaminidir. Bundan dolayı demir içeren yiyeceklerin "C" vitamini içeren, örneğin turunçgiller, kivi, domates, patates, karnabahar, brokoli, kavun, çilek, incir, kırmızı ve yeşil biber gibi besinlerle birlikte alınmasında fayda vardır. Bunun yanında kafein içeren içecekler ise demirin emilmesini engellemektedir.
"C" vitamininin yanında "E" vitamininin de antioksidan olarak beynin etkin ve verimli kullanılmasına büyük katkıları vardır. Bitkisel yağlar, yerfıstığı, ayçekirdeği ve buğday E vitamini açısından zengin besinlerdir.
Özet olarak herkese böyle bir beslenme programı takip etmelerini tavsiye ediyorum. Buraya kadar anlatılanlardan şöyle bir özet çıkartılabilir;
Tüm gün boyu zihinsel potansiyelinizi aynı seviyede koruyabilmek, inişli ve çıkışlı bir beyin performansına sahip olmamak için öncelikle günlük yiyeceklerinizi dörde, hatta mümkünse altı eşit parçaya bölerek mini öğünlerle beslenmelisiniz. Yiyeceklerin az yağlı olmasına dikkat etmelisiniz. Yağlı, çok ve ağır yiyecekler kanın beyinden çekilerek sindirim sistemine yönelmesine sebep olmaktadır. Bunun sonucu ise yorgunluk, uyuklama ve zihinsel potansiyelin düşmesi demektir.
Yiyeceklerinizin demir içeren besinleri ihtiva ettğinden emin olunuz. Bunun için koyu yeşil renkli sebzeler, yağsız kırmızı et, domates, pekmez, kuru fasulye, bezelye ve kayısı kurusu gibi yiyecekler yemelisiniz.
Yeteri kadar B vitaminleri aldığınızdan emin olmak için diyetinizde yağsız süt, yoğurt, muz, deniz ürünleri ve kuru baklagilleri mutlaka bulundurmalısınız.
Antioksidan özellikleri olan C ve E vitaminleri açısından zengin havuç, ıspanak, çilek, domates ve diğer koyu yeşil yapraklı sebze karışımlarını da günlük yemek listenize ilave etmelisiniz.
Hafıza ve beyin gücü için gerekli olan besinleri bu şekilde özetledikten sonra sıra hızlı, kolay ve kalıcı öğrenme teknikleri ile beslenme arasındaki ilişkiye geldi.
Ben "beslenme", "beyin" ve "hafıza teknikleri" üçlüsünü sırayla "benzin", "son model bir araba" ve "sürücü" üçlüsüne benzetiyorum. Her birinin önemini anlamak için aşağıda size farklı senaryolar sunacağım. Kararı ise size bırakacağım. Her birinin benzetmesini de parantez içinde yanına yazmaya çalışacağım.

1-) Birinci Senaryo: Önce şöyle bir senaryo oluşturalım. "Son model bir araba (beyin)" sahibi olduğunuzu düşünün ve bu arabanın deposunu da "en kalitelei benzin (beslenme)" ile doldurduğunuzu varsayalım. Ama bunun yanında "araba kullanmayı (hafıza teknikleri)" bilmediğinizi kabul edelim. Siz bu arabayla istediğiniz yere gidebilir miydiniz? Arabayı ancak belki iterek bir yere götürebilirsiniz. Ama bu durumda arabanın gücünden hiçbir zaman faydalanamazsınız.
2-) İkinci Senaryo: İkinci senaryoda "son model bir araba (beyin)" sahibi olduğunuzu düşünün ve bu arabanın deposunu da "kalitesiz benzin (beslenme)" ile doldurduğunuzu varsayalım. Ama bunun yanında "araba kullanmayı (hafıza teknikleri)" çok iyi bildiğinizi kabul edelim. Siz bu arabayla istediğiniz yere gidebilir miydiniz? Kesinlikle istediğiniz yere gidebilirsiniz ama arabanın motoru kötü benzinden dolayı zorlandığı için istediğiniz hıza ulaşamazsınız. Hatta sürekli kötü benzin kullanırsanız, uzun vadede "arabada (beyin)" da arızalar oluşmaya başlayabilir.
3-) Üçüncü Senaryo: Bu senaryo ideal olanıdır. Bu senaryoda son model arabanızı en kaliteli benzinle doldurmanın yanında ileri sürüş tekniklerini de bilen bir sürücü olduğunuzu hayal edin. Şüphesiz sizden daha emniyetli ve sizden daha hızlı bir sürücü olması mümkün değildir. Size sadece gaza basıp, yoldaki kötü benzinli ve kötü sürücülü arabaları geride bırakmak kalıyor. Hem de onlardan daha az yorularak ve gidilecek yolu daha kısa sürede katedip diğerlerinin zaman bulamadığı başka işlere de zaman bularak.
Özet olarak, "son model bir araba (beyin)" sahibi olan herkes önce onu "kullanmayı (hafıza teknikleri)" öğrenmelidir. İkinci etapta ise arabanın deposu devamlı olarak "kaliteli benzin (beslenme)" ile doldurulmalıdır.

Ünlü hafıza uzmanı ( Melik Duyar'ın bir yazısından )alıntı
 
Üst