Eski Çağ Uygarlıklarında Kurban Edilen Hayvanlar Üzerine Bir İnceleme

logii

Kayıtlı Üye
Katılım
17 May 2009
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
267
Eski Çağ Uygarlıklarında Kurban Edilen Hayvanlar Üzerine Bir İnceleme
Kurban kavramı, insanlık tarihinin en eski ve karmaşık konularından birisidir. Animizm ve totemizm ile de yakından ilişkili olan bu kavram, tarih öncesi dönemlerden başlayıp gücünü ve etkisini günümüzde de sürdürmektedir. Bu çalışmada, tek tanrıcı ilahi dinler aşamasına değin, eskiçağ dönemine ait çok sayıdaki uygarlıkta, kurban kavramı ile kurban olarak kullanılan hayvanların özellikleri ele alınmıştır. Sonuçta, veteriner hekimliği tarihi ve dinler tarihi yönünden son derece önemli olan böylesi bir konunun kökenleri ortaya konulmaya çalışılmış ve insan-hayvan ilişkileri tarihsel boyutta yeniden değerlendirilmiştir.

Eski Mısır Uygarlığı
Özellikle Nil nehrine insan kurban edilmesi çok yaygındır. Bunun yanı sıra
hayvanlar da kurban edilir. Kurban edilen hayvanlar arasında ilkel kabile
dinlerinde olduğu gibi totemler bulunur. Bu bağlamda tanrı Oziris adına
düzenlenen kurban törenlerinde, kutsal bir boğa kurban edilip on dört parçaya
bölünür ve töreni izleyen insanlarca eti tüketilir. Kutsal bir boğa ya da öküz
şeklinde betimlenen Oziris’in dirilişini sembolize etmek için yenilen boğanın
yerine başka bir kutsal boğa konulur.
Ayrıca Eski Mısır’da kurbanın, tanrıları
doyurmaya yaradığı düşünülmüş ve öyle anlaşılmıştır. En büyük tanrı sis için de
önce dua edilir; sonra onun adına bir inek kurban edilir. Önceden muayene edilip
kurban olarak işaretlenmiş hayvanlar, kesilmek üzere tapınağa getirilince odun
yığını ateşlenir. Sonra bu ateşe şarap dökülür ve tanrının adı çağrılarak kurban
edilecek hayvan kesilir. Kurban tapınakta yakılırken orada bulunanlar feryat
ederek üzüntülerini dile getirirler. Bir süre sonra da bu insanlar, kurban edilen
hayvandan arta kalan etleri tüketirler. Eski Mısır’da kurban edilen kuzu ve oğlağın
kanı, çevreye sürülür. Sürülen bu kan, tanrının hakkı sayılır. Ayrıca yılda iki kez
tanrılara domuz kurban edilir ve ancak bu günlerde domuz eti yenir. Bunun
dışında kalan diğer günlerde ise domuz eti yenmez.


Hitit Uygarlığı
Hititlerde kurban ritüelleri, adak, kefaret ödeme, gönül alma, şükran gibi
amaçlarla gerçekleştirilir. Hititler, kirli olarak kabul ettikleri köpek ve domuzu
pek nadir olarak tanrılara kurban olarak sunarlar. Ülkenin ilk ürünleri, ilk
meyvaları ve bir yaşındaki hayvanlar, tanrıları yatıştırmak için kurban olarak
sunulurlar. Tanrılara kurban edilmek için genel olarak öküz, koyun ve keçi
yeğlenir. Bu kurbanlıkların iyi durumda ve kusursuz olmaları istenir. Hititlerde
hayvanlar, boğazları kesilerek, dolayısıyla kanları akıtılarak kurban edilirler.
Hititlerde yaygın olmamakla birlikte insanların da kurban edildikleri görülür.

Eski Çin Uygarlığı
Mevsim değişimleri gibi belirli zamanlara özgü çeşitli kutlama törenleri
düzenlenen Çin’de bu törenlerde kurbanlar da kesilir. Kurban olarak daha çok
lekesiz, tek renk ve kusursuz boğalar tercih edilir. Kanlı kurbanların yanı sıra
kansız kurbanların da kullanıldığı bu ülkede, insanların kurban edildiğini gösteren
bir tek örneğe rastlanmıştır.

Eski Yunan Uygarlığı
Yakarma, şükran ve arınma kurbanları çok yaygındır. En büyük
kurbanlarını tanrılar tanrısı Zeus’a adamışlardır. Hayvanları kurban etme
yöntemleri inceden inceye saptanarak tapınağın duvarlarına asılmıştır. Tanrılara
erkek hayvan, tanrıçalara ise dişi hayvan, gök tanrılara az tüylenmiş ve beyaz, yer
altı (öte dünya) ve deniz tanrılarına siyah, ateş tanrılarına ise kızıl/kırmızı renkli
hayvanlar kurban edilir. Ayrıca Yunanlılarda; üçlü kurban (suove taurilia) ve
yüzlük kurban (hekatombe) şeklinde de hayvanların kurban edildikleri görülür.

Kurbanı tanrılara sunan kişinin başı çelenklidir. Kurban edilecek hayvanın ise alın
kılları kesilip yakılır ve üstüne arpa ile şarap saçılarak kutsanır. Hayvanlar dua,
şarkı ve dans eşliğinde kurban edilirler. Genellikle Eski Yunan’da ilahi bir güce
sahip olan boğanın kurban edilmesi çok yaygındır. Böylece boğanın sahip olduğu
kudretin insana geçeceğine inanılır. Bunlarda domuz yenildiği gibi, kurban da
edilir. Tapınaklarda bulunan rahipler, kurbanların kesiliş törenlerine başkanlık
ederler. Bu şekilde takdis edilmiş hayvan ya kesilir ya olduğu gibi yakılır ya da bir
organından kan alınır. Buna göre kurbanlık hayvanlara uygulanan işlem iki ana
grupta toplanabilir. Bunlardan ilki “sphagia” adı verilen ve özellikle gece, alçak
bir taş platform üzerinde tamamen yakılan, eti hiç yenmeyen ve tümüyle tanrılara
sunulan kurbanlık hayvanlardır.
Diğeri ise, daima gündüz ve özellikle sabahleyin
yüksekçe bir taş ya da taş yığını üzerinde yakılarak kurban edilen ve etlerinin bir
kısmı tanrılara sunulurken, geriye kalan belli yerleri de törene katılanlar tarafından
yenilen hayvanlardır. Eski Yunan’da sayıları oldukça kabarık olan tanrı ve
tanrıçalara, her biri için belirlenmiş ritüellerde evcil hayvandan, yabani
hayvandan, kuşlardan ve hatta balıklardan kurbanlar sunulmuştur. Burada kurbanı
sunan kişi, yıkanarak arınır ve sunakta yanan ateşe şarap döküp arpa taneleri
saçar. Kurbanın tüylerinden bir kısmını da bu ateşe atar. Bir rahip tanrıya övgüler
düzer, şükranlarını sunar ve yardımlarını diler. Bazı ritüellerde hayvanın
bağırsakları ayrıca pişirilerek, toplu kutlama başlamadan önce bundan tadılır.
Tanrı bu törenlerin şeref konuğudur. Kurban olarak sunulacak hayvanların sakat
olmamasına, en iyi ve en kusursuz hayvanlar arasından seçilmesine özen
gösterilir. Ayrıca, yılda bir kez bir at, tanrılara kurban edilir. Eski Yunan’da
insanlar da kurban edilmiş ancak, geç klasik antikitenin Yunanlıları, insan kurban
etmenin her çeşidini ahlaksızlık olarak görmüşlerdir.

Eski Japon Uygarlığı
Japonya’da ibadet; dua ve besin amaçlı kurbandan oluşmuştur. Eskiden
hayvanlar kurban edilmesine rağmen, insan kurbanı gibi bu da daha sonraları
terkedilmiştir. Kurbanlar bitkisel ağırlıkta olup kansızdır.


 
Üst