Geleceğin yakıtları

Avrupa Komisyonu, yayınladığı “Gelecekte Ulaşım Yakıtları Raporu” ile 2050 yılına kadar petrole alternatif yakıtlar üzerine öngörülerini kamuoyuyla paylaştı.

Avrupa Komisyonu, “Gelecekte Ulaşım Yakıtları Raporu’”nda elektrik, hidrojen, metan, bio ve sentetik yakıtlar ve LPG’nin geleceğin yakıt alternatifleri içinde giderek daha önem kazanacağını vurguladı.

Dr. Uygar Özesmi, Gezegen’in Geleceği adlı radyo programında bu konuda şunları söyledi: “Rapor 40 yıllık ömrü kalan petrole karşı, sürdürülebilir alternatifleri nedenleriyle sıralıyor. Tabi bu 40 yıl içinde bütün petrolü yakarsak ortalama 6 santigrat derecelik artışla biz de cayır cayır yanacağız, yani petrolün tükenmesi demek bizim de sonumuz demek, petrolün yerin altında kalması gerekiyor. Kara, demiryolu, deniz ve hava ulaşımının ayrıntılı olarak incelendiği rapor, karbon emisyonlarını 2050 yılına kadar yüzde 80 ile yüzde 95 oranında azaltmayı hedefleyen Avrupa ülkeleri için bir yol haritası niteliğini taşıyor.”

ntvmsnbc.com bilim bölümünde çıkan bir yazıyı vardı bu konuyla ilgili değişikbir yaklaşım onu paylaşmak istedim.

Karbondioksit gazını emme kapasitesi çok yüksek olan su yosunlarının içindeki yağları ucuz yoldan yakıta çevirmenin yolları aranıyor.

ANKARA - İklim değişikliğinin yarattığı tehdit ve dalgalanan petrol fiyatları, yenilenebilir enerji arayan uzmanların dikkatini, su yosunlarına yöneltti.

Sera etkisine yol açan karbondioksit gazını emme kapasitesi müthiş olan su yosunlarının içindeki yağların ucuz yoldan yakıta çevrilmesini sağlayacak teknoloji üretilmeye çalışılıyor.

Çok hızlı büyüyen ve yağlı maddeleri "mideye indiren" su yosunları, bakımsız havuzlardan, sivrisinek üreten bataklıklara ve lağım sularına kadar hemen her yerde yetişebiliyor.
Şimdi bütün mesele, yosun üretimini devasa boyutlarda yapabilmek ve yosundan yakıt elde edebilmek... Bunun için yarış başladı bile. Birçok üniversite ve şirket laboratuvarında bu konuda kafa yoruluyor. ABD'nin büyük petrol şirketlerinden biri de, bir biyoteknoloji şirketiyle işbirliği yaparak su yosunu araştırmasına 600 milyon dolarlık bütçe ayırdı.
Bu araştırmalar sonuç verirse, su yosunlarının bünyesindeki lipid (yağ), düşük maliyetle yakıta çevrilebilecek.

Miami'deki Florida üniversitesinden kimya mühendisi George Philippidis, araştırmaları "çok gerçekçi" buluyor ve "Bu işin öyle 20 sene falan süreceğini sanmam, birkaç seneye sonuç alınır..." diyor.

Su yosunları araştırmalarının heyecan yaratmasının bir sebebi de, bu su canlılarının fosil enerji kaynaklarının yakılmasıyla ortaya çıkan karbondioksidi emme iştahı... Philippidis, "Sanayinin yol açtığı hava kirliliğinden su yosunları sayesinde kurtulabiliriz. Yosunlar baca ve egzozlardan yayılan karbondioksidi emerek beslenecek, böylece Co2'nin iklimi değiştirmesi önlenecek..." şeklinde konuşuyor.

Orta Batı Araştırma Enstitüsü Müdürü Roy Swiger de, "Su yosunlarının güzel tarafı, hemen çoğalmaları. Her yerde hazır ve nazırlar. Fazla bir şey yapmanıza gerek yok..." diyor.
Şu aşamada yosundan yakıt elde etmenin maliyetinin yüksek olduğuna dikkati çeken Swiger, "Şu anda 3,8 litre yakıtın maliyeti 100 doları buluyor. Hiç de ekonomik değil" diye konuşuyor.

Maliyetin düşürülebilmesi için yosunların daha düşük maliyetle kurutulabilmesi ve bünyelerindeki yağın çıkarılmasını sağlayacak teknolojinin geliştirilmesi gerekiyor. Swiger, 3,8 litre (bir galon) yakıtın maliyetinin, 5 seneye kadar 100 dolardan 40 dolara düşürülebileceğini düşünüyor.

alıntı

Benim bir tanıdığım askerde arkadaşıyla konuşurken arkadaşı ona babasının arabalarını su ile çalıştırdığını, petrol kullanmadığını söylemiş. Tabi bunlar inanmamış, demişler: O zaman baban seni seni ziyarete gelince arabayla gelsin. Bu kabul etmiş, babasına da söylemiş. Babası bunu ziyarete geldiğinde ise bakmışlarki araba gerçekten suyla gidiyor. Adam arabaya yedek parçalar, filtreler falan takıp başarmış bunu. Komutan demiş: Bunun telif hakkını alsana. Adam, kendine Amerika'dan çalışması için teklif geldiğini, ama gitmediğini, telif hakkı almaya çalıştığını ancak Petrol Ofisi veya bazı petrol zenginlerinin onu tehdit ettiğini söylemiş. Şimdi neredeler bilemiyorum ama şunu bilmiş olun ki onlar şimdi de yapılabilir ancak bazı güçler bunları engelliyor. Farkında olalım...

10 Yıldır Suyla Çalışan Arabaya Biniyor
Erzurum'un Uzundere ilçesine bağlı Gölbaşı Köyü'nde yaşayan 45 yaşındaki Mustafa Karasungur, 10 yıl önce yaptığı suyla çalışan otomobiliyle 60 bin kilometre yol aldı.

30 yıldır elektronik işiyle uğraşan evli ve 4 çocuk babası Mustafa Karasungur, üzerine 'H2O, Küresel ısınmaya son' yazdığı 34 T 1189 plakalı otomobili için iki yakıt deposu yaptı.

Bu depolardan birine LPG diğerine de su doldurduğunu söyleyen Mustafa Karasungur, suyla çalışan otomobili tanıtmak için gittiği otomobil servislerinde kendisiyle alay edildiğini söyledi.

İlkokul mezunu olan mucit Karasungur, "Oksijen yakıcı hidrojen ise yanıcı ve patlayıcıdır. Sudaki hidrojen ve oksijeni ayrıştırıp yakıta katkı olarak kullanıyorum. Temiz enerjiyi sisteme yakıt olarak gönderiyorsun. Orada yakıtta tasarruf yapıyor ve yukarıya temiz emisyon, doğayı kirletmeden çıkıyor. 10 yıldan beri deposunda yüzde 40'ı su, yüzde 60'ı LPG bulunan otomobilimi kullanıyorum. Su miktarını yukarı çekme olanağı var. Çevremize, ülkemize ve insan oğluna faydalı bir otomobil yaptım. Birçok araba servisine gittim anlattım, uygulayalım istedim. Ama benimle alay ettiler. Birçok yere başvurdum duyarsız kalıyorlar" dedi.

Aynen size katılıyorum farukbey . Kendi insanımızı desteklemiyoruz ki bakın yukarıda örneği var. daha bunun gibi ne insanlar çıkıyor neler buluyor , neler beceriyorda birtürlü sahip çıkılıp cesaretlendirilmiyor

Üstteki bilgiye ek olarak 5 lise öğrencisi'de su ile çalışan motor yapti. Ne hikmetdir bilinmez yaptıkdan ve tanıttıkdan bir hafta sonra amerikada bir gezi kazandılar.
Bunun Yanı Sıra Japonya'da bir kaç sene önce bu konuda bir adım attı ve su ile çalışan bir araç üretti. Burada dikkat çeken konu ise Ülkemizde bulunan BOR Madenleri konusu.
Dünya rezervlerinin %75 lik bir kısmına sahip maden yataklarımız var ancak Bunlar çıkarılıp işlenmemekte. Çünki lozan antlaşmasında gizli bir madde olduguna inanilan bu gerekçe ile türkiye antlaşma bitim tarihine kadar yeraltı kaynaklarını çıkarma yetkisinden mahrum edilmiştir. Öyleki BOR rezervleri değerlendirildiğinde bir çok sektörde kullanılılabilicek bir madendir. Bunların başında ise petrole alternatif olan Yakıt gelmektedir.