Astral Meditasyon ve Ters Düşünme 7:

__AaYsEe__

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Şub 2011
Mesajlar
12
Tepkime puanı
17
VİZYON (Durugörü)

Görüldüğü gibi İmajinasyon kişinin bilinçli olarak elde ettiği bir yetenektir. Görülen şeylerin tamamı kişinin kendi isteği ile yarattığı görmek istediği şeylerdir. Tamamen kontrollüdür. Vizyon ya da Görüş ise bunun tam tersidir. Vizyon ya bir dalgınlık ya meditasyon veya herhangi bir çalışma sırasında kendiliğinden gelen bir görüntüdür.

Resimler manzaralar olaylar kişiler veya mekanlar olabilir. Görsel bir durum yerine tamamen sesten ibaret de olabilir. Karışık ya da anlamlı şeyler olabilir. Karşılıklı konuşulan ya da kişiye bir şeyler anlatan kimselerin görüntüleri de olabilir. Burada Duru Görü Duru İşiti gibi isimlerle tarif edilen her şeyi Vizyon ismi altında topluyoruz. Değişik kutsal kitapların bir çok bölümünde anlatılan bir çok şey vizyonlar sonucunda edinilmiş bilgilerdir. Mesela Nostradamus un ünlü kehanetlerinde anlatılan her şey vizyonlar vasıtasıyla edinilmiş bilgilerdir.


Bir insanın vizyon sahibi olabilmesi için imajinasyonunu mükemmel kullanabilir durumda olması şart değildir. Fakat vizyon sahibi olmayan kimseler imajinasyon gücünü geliştirdikten sonra vizyon görmeye daha yatkın olurlar. Vizyon görebilmek için yapılacak ayrı bir çalışma geliştirici bir teknik yoktur. İnsanın zihnini serbest bırakarak beklemesi ya da meditasyon veya benzeri durumlarda olması yeterlidir. Vizyon için yapılabilecekolan çalışmalar imajinasyon çalışmalarından ibarettir.


İmajinasyon ve Vizyon konularını bitirmeden önce söylenilmesi gereken son şey de şudur: Vizyon asla hayal görmekle karıştırılmamalıdır. Kişi anlamasa bile Vizyonlar daima bir anlam taşırlar. Vizyon un zihinsel rahatsızlıklardan kaynaklanan hayal görmeyle de karıştırılmaması gerekir.

İmajinasyon ve vizyon uygulamaları Bülent Kısa Büyü sohbetleri kitabından alıntıdı


Uçmak ve Işınlanmak:

Uçmak ve ışınlanmak iki farklı olgu... Bunu anlamışsınızdır.

Evet ışınlanmada o yeri çağırıyorsunuz gibi düşünebilirsiniz fakat uçmada da ışınlanmada da görüntüyü siz yaratıyorsunuz siz projekte ediyorsunuz.

astral seyahatte projeksiyonda ilerleyince dokunmak işitmek hissetmek de yapılabiliyor fakat bu gerçekten üzerine çok düşerseniz yıllarınızı verirseniz projeksiyon ve imajinasyonda çok ilerlerseniz olabilecek bir şey.

Lusid rüyanın ne olduğunu anlattım. Sen de görmüşsündür herkes görür. Gerçekçi rüyalardır. Adeta yaşarsınız. İşte astral seyahatte uçmak onun gibi aynı... Ama gerçekte astral seyahat o değil...

Önce anlaşılması gereken bir olgu var ama cidden anlaşılması zor bir olgu.

HER ŞEY ASLINDA ŞU ANDA OLUYOR. GEÇMİŞ VE GELECEK DİYE BİR ŞEY YOK.

Geçmiş ve gelecek kavramı bir yanılgıdır. Her şeyin bir saniye içinde olduğunu anlayabilirseniz ve hissedebilirseniz arkadaşınızın yanında olmakta şimdi oluyordur onu görmekte her şey.

İmajinasyon yöntemi olmadan astral seyahate çıkılabilir. Özellikle lusid rüyadan geçişte zaten rüya imajinasyonu hazır olduğu için o gördüğünüz projeksiyonu gerçek şimdiki zamana uyarlarsınız ve çıkmış olursunuz. O zaman tek tek her şeyi imajine etmenize gerek kalmaz.

Ama siz çıktınız boş ekrana geldiniz. Her şeyi tek tek imajine etmek durumdasınız. Sen üzerine tıklamadığın hiçbir şeyi göremezsin gibi düşün.

Mesela bir arkadaşını imajine ettin. O an sadece onu görürsün odasında olabilir ama sadece kamera ordadır. Etrafını görmen için etrafını da imajine etmen gerekir.

Ya da arkadaşını değil de sadece odasını imajine edersin odayı görürsün ama arkadaşın içindeyse onu da otomatikmen görmüş olursun. Bu durum projeksiyondur.

Okullarda vardır ya hoca projeksiyon makinesiyle ders anlatır. Maçları kafeler perdeye yansıtır. Sende o makine gibisin. Neyi yansıtırsan sadece onu görürsün.

Fakat lusid rüyadan geçişte durum farklıdır. Ben deneyimlerimin çoğunu lusid rüyadan geçerek yaptım. O yüzden uçma eylemi kolay oldu. Normalde uçma eylemi projekte edilmesi zor bir durumdur.


İmajinasyon tekniklerinde de değinildiği gibi;

- Önce renkleri tek tek imajine edersin.

- Sonra iki boyutlu cisimleri

- Sonra birkaç renkten oluşan iki boyutlu cisimleri

- Sonra 3 boyutlu renkli cisimleri

- Sonra 3 boyutlu cisimlere hareket verirsin

- Sonra projekte etmeye çalışırsın.

3 boyutlu cisimlere projeksiyon vermek en son aşamadır. Yani uçmak hareket olduğu için işlem zorlaşıyor. Yani ya lusid rüyadan geçeceksin ya da aylarca imajinasyonu geliştireceksin ondan sonra deneyeceksin.

Size rüyaya girmeyi anlattım. O işte projeksiyondur.

Girince rüyaya onun sadece yüzünü görüyorsunuz. Çünkü hareketli bir projeksiyon mümkün olmuyor. Çünkü o anda hareket etmiyor girdiğiniz kişi.

Kendinize hareket verebilirsiniz ama projekte etiğiniz kişi gerçek zaman uyarlanınca nasılsa öyle görünür. Hareket ediyorsa siz onu farklı algılayabilirsiniz. Aynen kamera açılmış gibi görünmüyor yani.

Herkes sanıyor ki sanki elinde kamera geziyorsun uçarak. Öyle bir şey yok. Sadece kısıtlı alanları görüyorsun ve üzerine geldikçe açılıyor görüntü.

İnternete yavaş giren cep telefonu gibi düşün. Çünkü doğru olan tek projeksiyona odaklanmaktır. Sen öyle çıkayım bir dünya turu yapayım diyemiyorsun. Bu neredeyse imkansızdır diyebilirim. Sen Paris e gidersin ama uçmak bildiğin kuş gibi uçmak değil geçerken altındaki yerleri görmüyorsun. Görüyorsun ama görmeyi hissedince aşağıyı. O beyaz ekrandaki girdabın içinde orayı kendine çekiyorsun ya da diğer deyimle sen oraya bedenini götürüyorsun.

astral seyahatte öyle gezeyim dolaşalım olayı yok. Ama kolaylıkla o anda odaklandığın ve hissettiğin birini görebilirsin. Ama öyle saatlerce filan sürmüyor. Genellikle tek bir hissetme şansın var. Tek bir olay var yoğunlaşıp yapabileceğin.

Yani dur ben bizim apartmanı dolaşayım değil. Bunu siz videolar da filan görmüşsünüzdür. Bunlar yalandır.

Diğer boyutlarla iletişim olayı ise tamamen diğer boyuttakilerin size gelmesiyle ilgilidir. Size gelmeleri için farkındalığınız ve bilincinizi üst boyuttakilere yakın olmalıdır. Eğer değilse siz sadece hayali varlıklar imajine edersiniz ve rüyaya geçersiniz. Sonra da gelip ben varlık gördüm dersiniz.

Kısaca internette okuduklarınızı unutun. Dediklerimi yapın. Tahmin ettiğiniz düşünceyi değiştirin. astral seyahat kitaplardan okuduğunuz videolarda anlatılan şey değildir.

Tamamen bir imajinasyon ve projeksiyondur.

Çok basit şekilde yapmanız gerekenleri anlattım. Diğer kalıplara takılmadan dediklerimi yapın boş ekranı görmek çok kolay. Çekilme hissini yakalayıp çıkmak çok kolay. Ama sıkıntılı olan yeri söylüyorum projekte etmek. Orada işte gözlerinizi açmadan gerçekliği sizin sağlamanız lazım. Bunun içinde projeksiyon ve imajinasyon uygulamalarıyla ilerletmeniz lazım.

Ha nedir mesela Ankara daki dayınızın evinin balkonunda durduğunu gerçekten hissederseniz (hissetmeyi anlattım) o zaman orayı projekte edebilirsiniz. Bu da aslında zor değil ama rüyaya düşebilir gerçek sanabilirsiniz. Çünkü bildiğin projeksiyon makinesi gibi yansıyor görüntü. Evet diyorsun ben astral seyahatteyim.

Sen imajine ederek önünü açıyorsun. Mesela ben eski liseme gitmek istedim bir keresinde. Hop ordaydım. Okul binasını aynen görüyorum bahçeyi aynen görüyorum ama etrafında alakasız binalar vardı inşaat halinde mesela. Bu anlattığım 3 yıl önce filandı.

Ya dedim nasıl olur bu. Evet gerçekten gittim oraya gördüm. Gerçek zamandı ama aydınlıktı biraz. Normal zaten aydınlık olması çünkü görüntüyü sen ayarlıyorsun. Mesela sonra bu evler ne alaka dedim sonra yukardan savaş uçakları geçti filan o an anladım ki farkındalığım bozuluyor ve rüyaya geçiyorum.

Farkındalık olmadı mı böyle oluyordu işte. Ben 2 yıl önce farkındalığı bilmiyordum şimdiki kadar. Ama farkındalık oldu mu konsantrasyonun bozulmuyor. Ben farkında olmadan bilinçaltımdan demek ki artık o gün izlediğim filmin etkisi midir nedir savaş uçağını düşündüm demek ki baktım Uçak geçiyor. İşte düşünmemek gerekiyor. En ufak bilinçaltı olmamalı. Temizlemelisin bilinçaltını. Düşüncelerini izlemelisin. Çünkü arınmak temizlenmek düşünmemek ve farkındalık gerekiyor.

Belirli mekanları belirle kendine oralara konsantre ol. Önceden plan yap yani. Mesela fotoğrafı varsa oraya odaklan. Odandaki her şeyin yerini çok iyi bil. Çıkınca tekrardan kontrol et masa buradaydı de masaya dokunmuştum de o hissi yaşadığında masanın yanına gelirsin. Pencere buradaydı dersen pencereye gidersin sokaktan manzaralara yaparsan oraya gidersin. Ama hissetmek lazım. Etraf orta aydınlıkta oluyor. Çok aydınlıkta olmuyor ama karanlık olmuyor bunu daha önce belirttim. Karanlık bu boyut gözümüz için geçerli.

Lütfen bunu anlayın;

astral seyahat diye bir şey yoktur. astral projeksiyon vardır. Seyahat kelimesi nasıl olduysa Türkçe'ye yerleşmiş.

Maddeler atomlardan oluşur. Başka bir yazımda hacimsel olarak bir atomun yüzde 99'unun boşluk olduğunu elektron proton ve nötronların toplamının bir atomun sadece yüzde 1'ini kapladığını anlatmıştım.

O zaman tüm cisimler mesela baktığınız monitörün yüzde 99 u boşluktur. Ama biz onu nasıl görüyoruz madem boşluk?

Çünkü gerçek değil bu. Sadece projeksiyon yapıyoruz. Bir şeyi görmek sadece projeksiyondur. Matrix filmini izlediyseniz adamlar orada da yırtınmışlar anlatabilmek için.

Bu kuantum fiziğinin en basit gerçeğidir.

Tamamen bir oyunun içindeyiz. Gördüğümüz her şey sanal. Hepsini beynimiz uyduruyor. Beynimizde bir çip var ego adı verilen ve (ram gibi) orada bilincimiz belirli oranlarda ön belleğe alınıyor ve beynimiz hızlı çalışmak için önceden kaydettiklerini kullanıyor. Bilgisayar da böyledir. Bazı şeyleri önceden hafızaya alır hızlı açılması için daha sonra. Bu sebeple ram vardır bilgisayarda. Yani önbellek...

Tüm gördüklerimizi beynimiz oradan uyduruyor. Bu bilinç yeni doğan bebekte bir süreye kadar çok farklıyken sonradan çevresinden öğrendikleriyle oda sıradan bilinci öğreniyor ve sürüye katılıyor. Bir bebek eğer mümkün olsaydı da köpeklerin ya da başka hayvanların ebeveyinliğinde büyüyebilseydi onların bilincine sahip olurdu. Dünyayı onlar gibi görürdü. Köpeklerin dünyayı siyah beyaz gördüğü sineklerin çokgenler şeklinde gördüğü canlıların her birinin farklı bilinç algısı olduğunu biliyoruz.


Demek ki eğer o ego çipine bir şekilde ulaşıp rızamız dışında bize sonradan yüklenen bu bilinçaltını silip yeni bir bilinç oluşturabilirsek o zaman bebek gibi olabiliriz ve yeteneklerimizi tamamen kullanabiliriz.

Bu uygulamaya farkındalık dedim.

İşte farkındalık sağlandıktan sonra dünyaya bakışınız zaten değişecek. Renkler daha bir parlak yiyecekler daha bir tatlı olacak.

astral projeksiyon da ise bu dünya projeksiyonundan fazla farklı değildir.

Yine beynimiz ve ego çipimiz devrededir aslında. Ama FARKINDA olarak yönetimi devralırsak sahip olunan astral bedenimizin gözüyle (enerjisel beden) projeksiyon yapabiliriz. Bu projeksiyonda tek noktadan heryere ışınlanabilen (aslında değil sabit duruyor) her yeri bilinçaltı kriterlerine takılmadan hızlıca önümüze getiren projeksiyondur.

Bu sebeple düşününce son bulur.

Lütfen artık şuraya gidiliyor mu diye sormayın.

Siz rüyanızda Antalya'da denize girdiğinizi görünce Antalya'ya mı gidiyorsunuz?

Bir yere gidilmiyor. Şu an nasıl görüyorsanız oluşturduğunuz astral boyuttaki paralelden bu dünyayı yansıtıyorsunuz ama bulanık bir görüntüyü tek tek tanıtarak (deepening) netleştiriyorsunuz. Çünkü önbellek boşta oluyor. Sizin tanıtmanız gerekiyor. Bu durumda belirli deneyim sayısı gerektiriyor.

Duygularınıza ve düşüncelerinize hatta korku ve tedirginliklerinize hakim olmak;

Belki şimdi neden hep astral projeksiyon için FARKINDALIK gereklidir dediğimi daha iyi anlıyorsunuzdur.

Olay çok basit ya inanın şaka gibi aslında. Ama insanlar hep olağanüstü şeylere mucizelere inanır ve meyleder. Şu an nasıl görüyorsunuz?

Projeksiyonla görüyorsunuz. Bu bilinç boyutunda kayıtlı olduğu netlikte her şeyi görüyoruz. astral projeksiyonda da yeni bir paralel boyut açılıyor ve orada sıfırdan bir bilinç oluşturulup projeksiyon yapılıyor. İş aslında bu kadar basit.

İki püf nokta var;

1) Sabah kalkınca deneyin.

2) Akışına bırakın. Hisleri çınlamaları uğultuları her şeyi öyle izleyin. Sadece film izler gibi...



Baştan alalım;

Sabah kalktınız sırt üstü pozisyona geldiniz yorganı attınız üstünüzden. Sadece bekleyin. Nefesinizi izleyin. Burnunuzdan giriyor hava ve ışık ve sonra hava ve ışık çıkıyor. Yavaşça bir süre bunu izleyin. Sonra dudak arasındaki küçük boşluktan nefes girecek otomatikleşince.

Sabah kalktığınızda hava aydınlık olacağı için korkularınız geceki gibi olmaz zaten. Bu sebeple korku ihtimalini geçiyorum.

Akışına bırakmak çok mu zor. Müdahale etmeden tepkisizce sadece izlemek olaylara dışarıdan bir izleyici gibi bakmak. "çınlamalar başladı heh işte uğultuda geldi" dediğiniz için çıkamıyorsunuz. Öyle bırakın aksın.

GÜLÜMSEYİN.

Olaylara gülümseyin. Unutmayın onlar sadece duygu. İzleyin onları.

astral seyahat uykuyu izlemektir sadece.

GÖRÜNTÜ NASIL MI?

Aşağıdaki şekli anlatayım.

1. aşama = BEYAZ EKRAN (anlatmıştım ilk çıkınca görünen)

2. aşama = Görüntünün başladığı an yani ilk olarak görüntü öyle gelir.

Sonraki aşamalarda sen görüntüye yoğunlaşarak onu netleştirirsin. Mesela bardağı daha fazla hissetmen lazım. Onun her yerine iyice dokunman lazım her kıvrımının üstünden geçmen...

Her kıvrımının üstünden geçtiğinde artık bilince (paralel boyuttaki) bardağı tanımlamış olursun. Sen körsün orda görmeyi bilmiyorsun. Orası başka bir boyut... Her şeyi sıfırdan tanıtıyorsun.

Yani çıkış olduğunda flu bir görüntü olur ve siz odaklandıkça netleşir görüntü.

Beyaz ekran çekilme hissi bitince gelir. Sakın gözlerinizi açmayın. Beyaz ekran geldiğinde imajinasyon vermelisiniz. Yani odanızda iseniz mesela kendinize odanızdaki bir açıdan bakmayı hissedin. Sanki odaya girilen kağıda duruyormuşsunuz da yatağa bakıyormuşsunuz gibi ya da pencerenizden dışarı ya da içeri bakıyormuş gibi. Size kalmış burası.

Sonra 2. karedekine benzer şekilde görüntü başlayacak. Siz üzerine yoğunlaştıkça 3. gibi olacak.

3. kareden sonrakiler kadar netleştirmek için tamamen dokunarak yanına gidip hissetmeniz gerekir.

Projeksiyon boyunca ellerinizi birbirine değdirmeyi hissedin kendinizi hissedin ve imajinasyonları sırayla peş peşe verin. Fotoğraf makinesi gibi düşünün sürekli fotoğraf çekin.

Zamanlama:

Bu konuda birçok yerde belirttiğim gibi kalkınca denemek en doğrusudur. Sabah kalkınca veya yorgunken eve geldiniz bir süre uyudunuz ve sonra uyandığınız vakitler en önemli vakitlerdir.


En iyi zamanlama yatakta uyandığınızda yataktan çıkasınız gelmez hani gözleriniz açılır sonra dur biraz daha uzanayım dersiniz ya işte o andır. O an ipe tırmanma hissi vermeniz hatta sadece kendinize dışarıdan bakmayı denemeniz çekilme hissini yaşamanızı sağlayacaktır ve heyecanlanmadan bir süre devam ederseniz çıkış gerçekleşir. Bu anlattıklarım 3-5 dakika içinde olur.


İzlenecek Sıralama Nasıl Olmalıdır? Nasıl Uzmanlaşabilirim?

Çıkış denemeleri Çıkış Detaylandırma Hareket etme Süreyi uzatabilme

İlk olarak deneme aşamasına değinelim. Söylediğim haldeyseniz yeni uyanmışlık durumda denemeleri kesinlikle ihmal etmeyin hiçbir fırsatı kaçırmayın. Lusid rüyaların sonlarına doğru artık uyandığınızı fark edersiniz hani gözünüzü açsanız çıkıp yataktan kalkarsınız adeta uyanıksınızdır ama yatakta durup o görüntüleri izlemeye devam etmek istersiniz ya işte o durumda çekilme hissi ve kendine dışarıdan bakma hissi en etkili yöntemdir.

Çıkış gerçekleştiğinde genellikle beyaz ekran görülür yani parlaklık ve anlamsız efektler. Fakat bilinçaltınız sebebiyle genellikle odanızda çıkarsınız. İlerlettikçe işi zamanla istediğiniz yerde de çıkışlar olabilir. İlk çıkıldığında görüntü yukardaki bardak örneğindeki gibidir.

İmajinasyon Çalışması Uygulaması


Uykudan uyandıktan sonra gözlerini açmadan yatakta olduğunuz durumdasınız. Henüz uyandınız ama yataktan çıkmadınız. Odanızda bir yere koyacağınız bir nesne belirleyin. Yukarıda örnekte bir bardak seçilmiştir. 3-5 saniye gözünüzde o bardağı canlandırmaya çalışın. Gözünüzün önüne bardak kısa bir sürede gelecektir. Geldiğinde bardağa yoğunlaşın ve odaklanın. Bardak görüntüsü gözünüzde netleşecektir zamanla. Daha sonra bardağın görüntüsü hareketlenmeye başlayacaktır yani farklı açılardan bardağı göreceksiniz. Sonra görüntü gerçek bardakla eşleşecek ve bardağa odanızda sanki onun yanına gitmişte bakıyormuşsunuz gibi göreceksiniz. Bu bardağı yatmadan önce biraz inceleyin öyle yatın.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli şey şudur. Sakin olmalısınız ve aceleci olmamalısınız. Bardağın detaylarını yavaş yavaş incelemelisiniz. Bardakla bir olmalısınız. Yani hemencecik bu tarafatan böyledir üstten böyledir yandan böyledir deyip geçmemelisiniz. Yoksa görüntüden uzaklaşırsınız dikkatiniz dağılır ve başka şeyler düşünmeye başlarsınız. Burada bardağın varlığını hissetmenizdir önemli olan nasıl göründüğünü onun size göstermesini bekleyin. Bardak size kendini gösterecektir.

Daha öncede belirttiğim gibi görüntü size gelir siz görüntüye gitmezsiniz.


Zamanla bir nesneye odaklanırsınız ve nesneyi bilincinize detaylı olarak tanıtırsınız. Görüntü aynen şu an gördüğünüz hale dönmeye başlar. Tabi bu detaylandırma çalışmaları yaparsanız olur. Normalde görüntü fludur.


Çıkış Denemelerinde Uygulanacak Bazı Teknikler;

Uykudan uyandığınızda gözlerini açmayın kımıldamayın yataktan çıkmayın. Gözleriniz karanlık görmeye devam etsin bir süre. Hiç kımıldatmadan ellerinizi ve kollarınızı ellerinizi kaldırdığınızı hissetmeye çalışın. Gerçekte kaldırmıyorsunuz fiziksel olarak ama kaldırma komutu verin kollarınıza.

Yine aynı pozisyonda uyandığınız anda kafanızdaki gürültü gibi olan dip sesi dinleyin ona odaklanın. Çınlama ve uğultuya odaklanın.

UYANDIĞINIZDA HİÇ KIMILDAMADAN VE KALKMADAN GÖZLERİNİZİ AÇMADAN TEKRARDAN KENDİNİZİ UYUMAYA ZORLAYIN.

GÖZLERİNİZİN KAPALI OLDUĞU BU ESNADA İMAJİNASYON ÇALIŞMASINA ODAKLANIN (YUKARDAKİ BARDAK ÖRNEĞİNDEKİ GİBİ). SADECE TEK BİR NESNEYE ODAKLANIN. Meditasyon çalışmalarında gül mum ışığı vb. şeylere odaklanmak gibi.

Şimdi o belirlediğiniz nesneyi elinizle kavradığınızı hissedin ona dokunun her noktasına dokunun ve her detayını hissetmeye çalışın avuçlarınızın içinde gibi.

Ayrıca diğer teknikler olarak;

Gözleriniz kapalıyken arkanıza bakma hissi ayaklarınızın yerinde başınız başınızın olduğu yerde ayaklarınız varmış hissi pencerenin ve kapının yerinin ters tarafta olduğu hissi de (ters düşünme) kolaylaştırıcı etmenlerdendir.


Alnınızın orta noktasını hissetmeye çalışın. Bir gerilme hissi gerçekleşecek ve alnının ortası tuhaf bir tepki verecektir. Bu tepkiye odaklanın. Eğer dönme ve titreme veya sallanma hisleri gelirse bunlara da odaklanın uzatmaya çalışın gerçekleşme sürelerini.

Hangisi gerçekleşirse sadece ona odaklanın. Daldan dala atlamayın. Mesela sallanma geldiyse sadece sallanmaya odaklanın ve sallandığınız hissi dışında aklınıza bir şey getirmeyin. astral seyahati bile düşünmeyin sadece sallanmaya odaklanın.


Uyandığınız esnada sanki kalkıp duvara dayanmış hissi verin kendinize. Elinizi kaldırmadan kaldırma komutu vermeniz gibi çok ani olsun bu ve gerçekçi çıkıp duvara yaslanmak ayağa kalkıp. Bedeniniz sabit dururken sanki uyanmışsınızda duvara dayanıyormuşsunuz gibi davranın.

Üstteki örneklere ek olarak aniden kalkma uçma ipe tırmanma vs. de uygulanabilir.


astral Seyahatte Ruhumuz mu Bedenimizle Ayrılıyor? Ruh Nedir? Ruhumuzu Bedenimizden Ayırabilir miyiz? astral Beden Nedir?

astral beden ruhun bir parçasıdır. astral seyahate çıktığında astral bedenini kullanıyorsun. Ruh çok daha büyük ve geniş bir mekanizma. Yani ruh bedenimizle aynı büyüklükte değil. Çok daha büyük ve geniş öyle düşün. astral beden sadece astral seyahatte kullandığımız bedendir. Normal bedenimiz et olan yani sadece ettir hiçbir özelliği yoktur. Bir kamuflajdır. Ruh ise kıyametten sonra da sahip olacağımız dünya yaratılmadan önce de sahip olduğumuz bir varlıktır. Ruhlar eşit büyüklüktedir herkeste. Yani öldüğümüzde ruh ölmeyecek beden ölecek. astral beden de ölecek ama ruh ölümsüzdür.



Ruh yüksek düzeyli enerji formudur. Ruh sayesinde insan bedenine enerji akışı sağlanır ve bedenimiz çalışır. Sinir sistemine elektriksel bir enerji aktarılır ve kaslarımızı çalıştırabilir iskelet ve hareket sistemimizi kullanabiliriz. Ayrıca ruh otonom bazı faaliyetleri de sağlar. Bu faaliyetler dolaşım sindirim... gibidir. Ruh bedenden sadece ölünce ayrılır. Onun dışında ayrılan astral bedendir.

Sen Paris'i imajine ettiğinde yarattığın paralel evrenden seyir başlar. Enerjisel olarak gerçek dünya boyutundaki Paris ile senin yarattığın imajinasyon eşlenir ve imajinasyon verdiğin yeri izlemeye başlarsın. Buna Mevlana seyr-i Zuhuri demektedir. Duru görünün temeli astral seyahate dayalıdır. astral seyahat çıkıp dolaşması değildir ruhun. Bunu söyleyenler tamamen kafadan atmaktadır.


Yazıların tamamı alıntıdır.
 
Üst