Astral Meditasyon ve Ters Düşünme 2:

__AaYsEe__

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Şub 2011
Mesajlar
12
Tepkime puanı
17
Astral Seyahatin Mantığı:

Astral seyahat uykunun bilinçli yapılmış halidir. Uyumaktan teorik olarak hiçbir farkı yoktur. Bu yüzden geri dönememe gibi bir ihtimal de ortadan kalkar. Tıpkı her gece yatmadan önce ya yarın sabah uyanamazsam demediğimiz gibi astralde de geri dönemezsem diyemeyiz. Aslında her gece hepimiz astrali yapıyoruz ama bilinçsiz olduğumuz için hatırlamıyoruz. Amacımız bilinçli olarak yapmak ve yaşadığımız şeyleri hatırlamak.

Rüya, lusid rüya ve astral seyahat ayrımına da kısaca değinecek olursak rüyanın oluşma sebebi aslında bizim tam olarak dinlenmemiz için bedenimizin bize yaptığı bir oyundur. İnsanlar uyumak zorundadırlar. Çünkü dinlenmeye ihtiyaçları vardır. Eğer uyumazsak psiklojimiz bozulur ve hastalanırız. Uyumadan önce yatağa uzanırız yorulduk deriz. Bazen yatağın içinde bir türlü uyuyamayız, sağa döneriz sola döneriz ama uyuyamayız. Uyuyamamamızın sebebi bir şeyler düşünmemiz ve kafamıza bir şeylerin takılmasıdır aslında. Bilinçaltımızda o gün yaşadığımız şeylerin etkisi hala devam etmektedir. Beynimizde bizim aralıksız olarak uyuyabilmemiz için ve uykumuzun bölünmemesi için bize rüyalar gösterir. Bu rüyalar olmasa belki biz defalarca uyanabiliriz ve sağlıksız oluruz. Lusid rüyalar da standart rüyalardan farklı olarak bilinçaltımıza yerleşmiş olan o günkü düşüncelerimizin ya da son zamanlardaki yaşadıklarımızın diyelim rüyamızda adeta senaryolandırılmış halidir. Fakat bu senaryoyu siz yazmamışınızdır. Ama film sizin filminizdir bunu anlarsınız. Bunun sebebi beynin bağımsız olarak da bir düşünebilme kabiliyeti olmasıdır. Bu ince noktadan yola çıkarak şizofreni hastalığının mantığı bulunmuştur. Fight Club filmini bir çoğumuz izlemişizdir ve oradaki şizofrenik vaka tam olarak bizim lusid rüyalarımızda bize beynimizin yaptığı şeyin sürekli gerçekleşmesi durumudur. Lusid rüyalarda bu senaryoyu fark edip müdahale edebilirsek senaryoyu yönlendirebiliriz ve astral seyahate geçişi sağlayabiliriz.

Astral seyahate çıkabilmek için başka bir şeye odaklanmış olmak gerekmektedir. Tıpkı beynimizin bizi gece uyumadan önce uyanmayalım diye rüyaya odaklandırması gibi. Bunu sağlayabilmenin en güzel yolu da sırt üstü bir pozisyonda yatağa uzandığımızda gözlerimizi kapattığımızda bir hayal kurmamız ve beynimizin bize az sonra uyduracak olduğu senaryonun yazarlığını beynimize kaptırmamamız olabilir. Uzandık gözlerimizi kapattık ama uyumuyoruz hatta uykumuz da yok belki de yeni uyandık. İnsan beyni sırt üstü yatınca ve gözlerimizi kapatınca bizim uyuyacağımızı düşünür ve rüyaya hazırlar kendini. Halbuki bizim uykumuz yoktur. Onu aslında bir nevi kandırırız.

Bu esnada alakasız şeyler düşünürsek başka şeylere odaklanırsak örneğin yaz gelmiş. Deniz kenarındayız, tatildeyiz, eğleniyoruz... gibi. Yani senaryoyu biz yazarsak beynimiz yerine ruhun kontrolünü biz ele geçiriyoruz ve karnımızda bir gıdıklanma dürtüsüyle çıkış gerçekleşiyor.

Şu an birçoğunuzun sırt üstü uzandığında saatlerce beklediğini biliyorum. Olmuyor işte diyorsunuz. Olmaz çünkü istemeden de olsa düşünüyorsunuz. Düşündüğünüz anda ruhunuz sinir sisteminizin çalışması için gerekli olan enerjiyi (elektrik gibi düşünün) tedarik etmek için bedenin içine geri döner. Ruhun bedenden ayrılması için sinir sistemi faaliyetlerinizi otonom hale yani minimum (sadece iç organların çalıştığı) hale getirmelisiniz. Böylece kordondan geçebilecek kadar minimum enerjiyle ayrılabilirsiniz.

Astral Yapınca Ne Oluyor? Bu İşin Sonu Nedir?

Astral seyahat bir yerlerde dolaşmaktan ibaret değil... Bir süre sonra uzayda dikine yükselerek farklı bir boyuta geçiyorsunuz. O boyutta uzayda evler, şelaleler görüyorsunuz. O görüntüler imajinasyon... Orada bir yaşam var. O boyutta diğer varlıklar yaşıyor. Siz nasıl oraya geçebiliyorsanız onlarda buraya geçiyor. Orada insan sayısı çok az burada da diğer varlıkların sayısı. Görüntü olarak her şey aynı ve eşit. Herkes ruh halinde. Onların sizin insan olduğunuzu anlaması sizin onların başka varlık olduğunu anlaması çok zor. O boyutta telepatik olarak iletişime girebiliyorsunuz. Zaten diğer varlıklar böyle iletişim kuruyorlar. Sizinle tanışınca çeşitli toplantılarına katılabiliyor anlaşmalar yapabiliyorsunuz. Bu anlaşmalarda onlardan birisi size yardım etme sözü veriyor siz de karşılığında onlara istediği şeyi veriyorsunuz.

Bu anlattıklarım farkındalık ve aydınlanma yolu ile tercih edilmemiş olandır. Eğer bilinç seviyemizi ve aydınlanmışlığımızı arttırabilirsek sıfır katında bir paralelde bilgi alışverişi amacıyla iki tarafın isteğiyle buluşulabilmektedir. Hatta bu buluşmalar rüyada da onlar tarafından yapılabilir.

Siz diyorsunuz ki ben medyum olacağım fal bakacağım. Sen istediğin zaman bizim boyutumuza gelebiliyorsun. Sen aynı zamanda hep bu boyuttasın hızlı hareket edebiliyorsun vs. Ben fal bakarken sana sorayım sen bana yardım et.

Sonra ben medyumum diye ortalıkta geziyorsunuz. Onların ne istediği ise çok acı. Bu yüzden medyumların tipleri ortada. Bu sebeple farkındalık olmadan arınmışlık olmadan kötü niyetli varlıklarla buluşma yoluna girmek tehlikeli olabilmektedir. Bu buluşmalar astral seyahatte gerçekleşir fakat sıradan yukarıda anlatılan çıkışla olmaz. Bu durum siz istemeden zaten gerçekleşemez ve siz de yıllarınızı verip aydınlanmışlığınızı arttırsanız zaten ancak bunu isteyebilirsiniz. Bu sebeple varlık görmek yeni başlayanlar için imkansızdır.

Asıl iş "Farkındalık" sahibi olmaktır. Egoyu yenmek... Aydınlanmak... Gerisi boş...

Lusid Rüya ve Arasındaki Farklar:

Lusid rüya astral seyahate çok benzer. Aşırı gerçekçi rüyalardır. Adeta rüya ile gerçeği ayırt edemezsiniz. Lusid rüya kendini şöyle ele verir: Hayali bir obje ya da bilinçaltınızda yerleşmiş eski bir kişi veya nesneye atıfta bulunur ve senaryonun içine koyar.� Siz lusid rüya esnasındaki gerçekliğin içindeyken uyanacak gibi olursunuz. Ama uyanmazsanız uyku ile uyanıklık arasında uyanmamayı tercih ederseniz ve/veya lusid rüya esnasında bilinçaltı nesnesi veya kişisine odaklanırsanız astral seyahate geçersiniz. Astral seyahate geçtiğinizi kesinlikle anlarsınız. Çünkü çekilme hissi yaşarsınız. Çekilme hissi karnınızda bir gıdıklanmaya sebep olur.

Astral seyahate çıkmışsanız çıktığınızda yapmanız gereken kendinize telkin vermenizden öte hissetmenizdir. Hissetmek ve düşünmek farklı şeylerdir.

Hissetmek şöyledir:

Evinizin mutfağında durduğunuzu hissederseniz evin mutfağına ışınlanırsınız. Arkadaşınızın odasında durduğunuzu hissederseniz oraya ışınlanırsınız. Bu hissetmek zamanla geliştirebileceğiniz bir deneyimdir. İlk etapta başaramayabilir ve astral seyahati kısa sürede bitirmek zorunda kalabilirsiniz. Astral seyahat ve lusid rüya birbirine çok yakın şeylerdir. Aralarındaki tek fark astral seyahat gerçek zamanda gerçek mekandadır. Her şey aynıdır olduğu gibidir. Lusid rüya senaryodur. Senaryoyu bilinçaltınız yazmıştır siz de başrolde oynarsınız.

Sırt üstü uzandığında zaten ruh ayrılma eğilimine girer. Ama sen en ufak bir duygu yaşarsan sinir sistemi enerji için ruhu geri çağırır ve beyin bu enerjiyle sana komut yollar. Mesela örtü üstünde tenine değiyor. Değme diğer bir deyişle dokunma duyusunu beynimizdeki görevli bölme gerçekleştirir. Bunun için enerjiye ihtiyaç duyar ve enerjiyi ruh sağlar. Ruh bedene geri dönmek zorunda kalır.

Bir süre sonra uyuştuğunuzda hissizleştiğinizi fark etmişsinizdir. Hissizleşmenin sebebi ruhun yavaş yavaş ayrıldığını ve beyine enerji göndermediğini dolayısı ile beynin duyu organlarının işlevlerini enerji yokluğu sebebiyle yerine getirmediğini anlarsınız. Bu yerine getirmeme durumu ilerler ilerler ve beyin tamamen devre dışı kalır ve düşünemez hale gelirsiniz. Düşünemediğinizde çıkış gerçekleşir.

Astral seyahat sadece BİLİNÇLİ bir şekilde yapılabilir. Bilinçsizce yapılan şeyler hatırlanmaz. Bilinç sadece farkındalığın enerjisiyle yaşar. Bilinçsiz her gece hepimiz uyurken ayrımı yaşarız ama bilinçli olmadığımız için hatırlamayız.

Astral seyahat rüyanın bilinçli yapılmış halidir. Bilinç kendinize tamamen hakim olmaktır. Kontrol sizdedir. O kadar sizdedir ki uyurken uyuduğunuzu bilir, rüya görürken rüya gördüğünüzü bilir, canınız istediği anda pat diye uyanabilirsiniz. Çünkü aslında bilinçli bir insan hiçbir zaman uyumaz.

Bilinçli olabilmenin tek yolu farkındalığı başarmaktır.

Kontrol;

İki farklı olgu var. Birisi uçmak birisi ışınlanmak.
Işınlanmada daha önce gördüğün en azından fotoğrafından da olsa gördüğün bir yere gidersin. Mesela Ankara'da teyzenin evinin balkonunda durduğunu hissedersin orda olursun. Evet geçtiğin yerleri görürsün ama bu kısa sürer.

Uçmakta zaten istediğin yere uçabiliyorsun bir kısıtlama yok. Ama düşünmemen lazım. Ama uçmak istersen hız ve görüş açısı sana kalmış. Bir joystik gibi ayarlayabiliyorsun. Aynı uçak simülasyon oyunlarındaki gibi.

Aslında olay hissetmek. Özgürlük heykelini bilirsin. Ama onun önünde durduğunu hissedersen onun önüne gidersin.
 
Üst