Aşırı titizlik mi? Depresyon mu?

PESS

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Eyl 2010
Mesajlar
446
Tepkime puanı
136
Konum
Mersin
İş
Dans EÄŸitmeni , Grafiker
Temizliğin hastalık boyutu
Sabah yataktan kalktınız, ailece kahvaltınızı ettiniz. Eşinizi işe, çocuklarınızı okula gönderdiniz. Evet, temizlik yapmak için ideal bir ortam. Ayak altında dolaşacak, temizlediğiniz yerleri kirletecek hiç kimse yok.
Temizlik malzemeleri ve siz, başbaşasınız. Sıvadınız kollarınızı, koyuldunuz temizliğe… Geçen yorucu saatler ve sonuç; mis gibi temizlik kokan bir ev. Büyük bir huzur içindesiniz. Artık eviniz daha bir güzel görünüyor size değil mi?
İnsan iyiyi, güzeli sevdiği gibi temiz olanı da sever. Kuddüs olan Allahü Teala, insanın fıtratına yerleştirmiştir temizliği. Yüce Kur’an’da “Şüphesiz ki, Allah çok çok tevbe edenleri ve temiz olanları sever” buyuruyor. (Bakara–222)
Maddi ve manevi kirlerden arınma insana büyük huzur verir. Ancak herşeyin fazlası zararlı olduğu gibi, temizliğin fazlası da insanın hayatını karartan bir boyutta, bir “hastalık” olarak karşımıza çıkabiliyor.

TEMİZLİK HASTALIĞI YAYGIN
Psikiyatristler, tıp dilinde “Obsessif–Compulsif Nöroz” (Kişiyi yapmaya zorlayan fikir– Zorlu fikrin fiiliyata geçirilmesi) hastalıklar grubuna giren “Temizlik hastalığı”nın toplumumuzda oldukça yaygın olduğunu söylüyorlar.
Hepimiz çevremize şöyle bir baktığımızda, mutlaka temizlik konusunda aşırıya kaçan insanların varolduğunu görür, onlar için “Çok titiz bir insan” der geçeriz. Acaba temizliğe olan bu düşkünlük ne derece “titizlik”, ne derece “hastalık” boyutundadır?
Fatih Hastanesi psikiyatristlerinden Dr. Rıfat Tura sorumuza, “Kişi kendisine ve çevresine zararlı olan, alışılmışın dışındaki davranışlarda bulunuyorsa, olay hastalık boyutundadır” şeklinde cevap verdi.

EN ÇOK KADINLARDA GÖRÜLÜYOR
Temizlik hastalığının genellikle kadınlarda görüldüğünü, bunun sebebinin de hayattaki istek ve beklentilerin gerçekleşmemesiyle ortaya çıkan hayal kırıklıkları ve toplumsal baskılara kadınların daha çok maruz kalmaları olduğunu söyleyen psikiyatrist Dr. Rıfat Tura, “İnsan eksikliklerini gizleyebilmek için bazı davranışlara yönelebilir. Aşırı derecede temizlik ve titizlik de bir kusurumuzu örtmek, bir eksikliğimizi tamamlamak ya da içimizdeki “kirli, günah” hissini yoketmek için yöneldiğimiz bir davranıştır. Ancak tüm nevroz tipi hastalıklarda olduğu gibi bu hastalıkta da bebeklikten başlayan ve 3–4 yaşa kadar devam eden “oidipus karmaşası” denilen dönemde anne–babanın tutumu çok önemlidir. Çünkü, onların olumsuz olabilecek bazı davranışları ve toplumun değer yargıları bu dönemde çocukta bazı tehlikeli tohumların yerleşmesine sebep olabilir. Çocuk 20–30 yaşlarına geldiğinde hayatında aşmakta güçlük çektiği bir zorlukla karşılaştığında, işte o tohumlar filizlenip, rahatsızlıklar ortaya çıkabilir” dedi.

HASTANIN ÇEVRESİYLE İLİŞKİLERİ BOZULUYOR
Temizlik ve temiz olmak kendileri için hayatlarındaki en önemli kavram olan, değer yargılarını bile bu anlayışa göre düzenleyen bu hastaların ne yazık ki zaman içinde yakın çevreleriyle ve toplumla olan ilişkileri bozuluyor. Bunun sonucu olarak bu insanlar kendi içlerine kapanıyorlar.
Psikiyatrist Dr. Tura yaşadığı bir olayı şöyle anlatıyor: “Tedavi olmak üzere hastaneye yatırılan hanım hastanın elinde plastik bir kova, fırça, temizlik malzemesi v.s vardı. Yatacağı odaya girdi ve bizi içeriye almadı. Hemen karyolasının demirlerini silmeye, yerleri ve odanın duvarlarını fırçalamaya başladı. Yatağının üzerine 2–3 kat çarşaf serdi. Kapının önüne de bir paspas attıktan sonra ‘Ayağınızı silmeden içeriye giremezsiniz doktor beyler’ dedi. Sıkıntısı o kadar büyüktü ki bir hastane odasının duvarlarını bile temizleme ihtiyacı duyuyordu. Bu örnekte olduğu gibi, ekmeğin dışını pistir düşüncesiyle yememe veya silerek yeme, kendi kaleminden başka kimsenin kalemine elini sürmeme, akşam eve gelen yetişkin çocuğunu kapının önünde soyup hemen banyoya sokup yıkama, kağıt paraları, demir paraları yıkama, eve gelen misafir gittikten sonra halıları, koltukları yıkayıp, silme vb. ilginç davranışlar sergileyen hastalar mevcut. Bu tür davranışlarından dolayı, diğer insanlar tarafından yadırganan bu hastalar maalesef kendi içlerine kapanıyor, böylelikle rahatsızlıklarının boyutu da artıyor.”

BİLİNÇLİ HASTALAR ŞANSLI
Psikiyatristler, temizlik hastalığının genellikle sosyo–kültürel seviyesi yüksek insanlarda görüldüğünü, ancak tedavide başarının da yine bu kesimde olduğunu belirtiyorlar.
Son yıllarda geçmişe oranla psikiyatristlere başvuran hasta sayısının büyük oranda arttığını, bunun da halkımızın bilinç seviyesinin yükseldiğinin bir göstergesi olduğunu belirten psikiyatristler, “Kişi kendisinde herhangi bir rahatsızlığın başladığını farkederse ve bunun sebeplerini de tespit edebilirse kendi kendisine telkinde bulunarak bu hastalığı ilerlemeden yenebilir. Ancak içinden çıkamıyorsa mutlaka bir uzmana başvurmalıdır” diyorlar.

Yaratıcısı dışında hiç kimsenin çözemeyeceği bir muamma olan insan kendisiyle ve çevresiyle barışık yaşadığı takdirde bu tür psikolojik rahatsızlıklar ondan uzak olacaktır. Bütün problemlerin kaynağı da, çözümü de yine insanın kendisinde saklıdır.
“Temizlik hastalığı annemden bize geçti
Annem hastalık derecesinde temizliğe düşkün. Her sabah sobanın dışını ovuyor, camları deterjanla temizleyip defalarca duruluyor.
Eve gelen misafirler gittikten sonra örtüleri silkeleyip, elektrik süpürgesiyle her yeri temizliyor. Ablama ve bana da bu temizlik hastalığı annemden geçti. Birkaç yıl öncesine kadar ben de benzer davranışlarda bulunuyordum. Terliklerimi kimsenin kullanmasını istemiyor, yere terliksiz basmıyordum. Banyoyu kullanmadan evvel temiz bile olsa defalarca yıkadıktan sonra kullanıyordum. Sadece kendi seccademde namaz kılıyordum. Neyse ki bu tür davranışların birçoğunu yanlış ve yersiz bularak bıraktım. Bunlar insanın kendisine maddî-manevî zarar veren, çevresiyle ilişkilerini zedeleyen davranışlar. Tedavisi mümkün Psikiyatrist Dr. Rıfat Tura, hastalığ, bilinçaltına inelerek tedavi ettiklerini belirterek, “Rahatsızlığın sebebini bulmaya çalışıyoruz ve sebeple hastayı yüzleştirerek semptomu (araz) ortadan kaldırabiliyoruz. Tedavide konuşma ve telkin esas. İlaç tedavisiyle iyileşmek mümkün değil; ancak bazı sıkıntılar hafifletilebilir” dedi. Hasta yakınlarının hastayı aşağılamadan, ona hoşgörüyle yaklaşmaları gerektiğini de belirten Dr. Tura, “Aksi takdirde rahatsızlığın boyutu artacak ve tedaviden olumlu sonuç alınamaycaktır” diye konuştu.

Kaynak : İnternet (derleme)
 

Warcraft

Banlı Kullanıcı
Katılım
31 Eki 2010
Mesajlar
371
Tepkime puanı
13
Aslında Aşırı titizlk genelde başak burçlarında görünüyor.
bende titizim ama Aşırı değil sabahları kalkdığımda dişimi fırçalamadan edemem...
 
Üst