İnsan Varlığının Üç Unsuru

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,097
Tepkime puanı
4,972
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
İnsan Varlığının Üç Unsuru

Çağlar boyunca tüm gerçek inisiyatik öğrenim merkezleri bu konuyu çok yönlü olarak incelemişler ve Yukarıdaki aşağıdakine, aşağıdaki yukarıdakine benzer ana prensibinden hareketle, benzetmeler yoluyla, insan vasıtasıyla doğayı ve Tanrı’yı, doğa vasıtasıyla insanı ve Tanrı’yı anlamaya ve kavramaya çalışmışlardır.

Okültistlere göre insan varlığı üç temel unsurdan meydana gelmiştir :

Fiziki Beden: Her şeye katlanıcı bir yapıdadır.


Astral Beden: Bedendeki her şeyi canlandırır ve hareket ettirir. İki kutbu vardır.


Ruh : Tüm varlığı yönetir.


Astral bedene okült terminolojide, yoğrulabilir, istenen şekle sokulabilir ve aracı olma özelliklerinden dolayı plastik aracı denir. Bu plastik aracı çift kutupludur. Bundan ötürü, ruh varlığını hesaba katmaksızın, insanda üç organik prensip görmekteyiz: Katlanan yani taşıyıcı, maruz kalıcı, canlandıran ve hareket ettiren. Bunlar sırasıyla fizik beden, astral beden ve psişik bedendir. Üçü de idare edici ve şuurlu bir prensip tarafından bir araya getirilmiş ve aynı hizmete koşulmuşlardır. O şuurlu prensip de, ruhtur yani ruh varlığı, organik üçlemeyi bir ünite halinde bir araya getirir. Bu, okültizmde üç unsurun birlik oluşturması yani Trinite esasına iyi bir örnektir. Ezoterik öğretinin değişmez temelini bu üç prensip doktrini oluşturur.

Fizik beden, bedenlenmiş insan varlığını meydana getiren tüm elemanları taşır ve etki merkezi karındadır.

Astral beden, bedenlenmiş insan varlığını meydana getiren tüm elemanları canlandırır ve etki merkezi göğüstedir. İnsan varlığını beden olarak meydana getiren değişik yapıdaki unsurları bir araya getirip bir bütün halinde tutan prensiptir.


Psişik beden, ruh varlığına bağlı olanlar hariç, bedenlenmiş insan varlığını meydana getiren tüm elemanları harekete geçirir ve etki merkezi başın arka-alt kısmıdır.


Ruh varlığı, bu üç prensibi de bünyesinde birleştirir, sentez yapar, zeka ile aydınlatılmış olarak ve İlahi İrade Kanunlarından yararlanarak tüm organizmayı yönetir. Ruhun destek noktası maddi beyinin içindedir. Ruh varlığı bedenin ne içinde ne de dışındadır. O fizik bedeni aracı vasıtaları kullanarak endüksiyon yoluyla yönetmektedir.

Eski devirlerde yaşamış inisiyeler, insanın yapısını meydana getiren unsurları bir araya getirerek Sfenks sembolü ile ifade etmişlerdir. Bu ifade insanı meydana getiren unsurların yanı sıra, aynı zamanda dünya ortamında tezahür etmekte olan başlıca mizaçlarını da anlatır. Eskiler, insanları mizaçlarına göre üç sınıfa ayırırlar.
Çalışma Adamı: Bu tamamen bedensel faaliyete yönelik insan tipidir. Yaşamını, vücudunu ağır işlere koşarak kazanan kişiler bu bölümde ele alınabilir. Sfenksdeki sığır, bunun sembolüdür. Bu ayrıca, bir insanın fiziksel güçlerini de temsil etmektedir.

Cesaret Adamı: Bu, cesur, mücadeleci ve kavgacı insan tipidir. Didişken tabiatlı ve mücadelenin her türlüsüne eğilimli olan, bunu seven mizaçta insanlar kastedilir. Sfenksdeki aslan, bunun sembolüdür. Bu, aynı zamanda insanın duygusal yapısını, moral güçlerini de temsil eder.

Zihin Adamı: Bu, düşünen, hayal kuran insan tipidir. İmajinasyon melekesini kullanan sanatçılar, düşünürler, bilim adamları bu bölüme girerler. Sfenksdeki kartal, bunun sembolüdür. Bu sembol, aynı zamanda bir insandaki zihin gücünü de temsil etmektedir.

O devrin inisiyelerinin bu üç unsuru birer hayvanla ifade etmeleri boşuna değildir. Çünkü bunlar bedene ilişkin özelliklerdir ve kontrol edilmeye, insanın ilahi özü tarafından yönetilmeye muhtaçtırlar. Bunlar bizde yaşamakta olan üç hayvan olarak ele alınmaktadır. İnsan dünya yaşamı boyunca bunları yönetebilecek, kontrol edebilecek kadar gelişirse, Sfenks sembolünde var olan o insan başı ya da melek ile temsil edilmiş ruh varlığı bu üç hayvanı, bu üç unsuru o denli yönetebiliyor, kontrol edebiliyor demektir. Bu, o kişinin gelişiminin bir ölçüsü ve aynı zamanda nefsin kontrolü demektir. Bedensel, duygusal ve zihinsel faaliyete olabildiğince hakimiyet, bunların çalışmasına olabildiğince şuurluluk kazandırmak hedeflenir. Bu, kendini tanıma çalışmasıdır. Fiziksel, duygusal ve zihinsel hayatımız ne denli şuurlandırılırsa, ruh varlığı ya da ilahi öz de bu beden üzerinde o denli etkili demektir ki bu, yüksek tesirleri alabilmek, olup biteni daha seyyal açılardan sezip kavrayabilmek bakımından inisiyatik çalışmalarda aranan başlıca prensiptir.
Sfenks aynı zamanda insan hayatının dört safhasını da temsil eder; çocukluk, gençlik, olgunluk, ihtiyarlık. Bedensel faaliyete, cesarete ve atılganlığa, zihinsel faaliyete ve bu üçünün sentezine yönelindiği dönemleri sembolize eder.
 

focus

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Nis 2010
Mesajlar
414
Tepkime puanı
26
oldukça güzel bir yazı, eksik kalanlarımı tamamlamak adına. teşekkürler.
 
Üst