şamanizm

duriod

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Haz 2010
Mesajlar
102
Tepkime puanı
45
ŞAMANİZM
Av.Aytaç BARKOT
Şamanizm en eski dinlerden biridir. Esas olarak sihir ve büyü ile öne çıkar. Eski Türklerin inancına göre, gökyüzünde iyi ruhlar, yeraltında kötü ruhlar bulunur. Yeryüzünde ise insanlar vardır. İyi ruhların tanrısına Gök Tanrı "Ülgen", yeraltındaki kötü ruhların tanrısına "Erlik" denir. Her iki tanrının da eşleri, çocukları, akrabaları, yardımcıları bulunur. Yeryüzünde yasayan insanlar ise, bu iki dünya arasında denge oluşturmak zorundadır. Bu dengeyi kuran din adamlarına "Şaman"denir. Sosyal bilimciler ve tarihçiler bu sisteme "Şamanizm" adını vermişlerdir.

Bütün dünya, iyi ve kötü ruhların tesiri altındadır.İnsanlara ve hayvan sürülerine yapılacak her türlü kötülüklere karşı mücadele etme özelliği sâdece samanlarda bulunur. Şamanizm'e bağlı topluluklarda, ruhlarla insanlar arasındaki arabulucu rolünü Şaman denilen din adamlar üstlenmiştir. Bu dine göre insanlar, doğayı ve ruhları tanımazlar. Ruhların doğada mı, yoksa huyda mı olduklarını, onların hangi yoldan uzaklaştırılacaklarını bilmezler. Ruhların nelerden, hangi cins kurbanlardan hoşlandığını, hangi dua ve törenler istediklerini bilmezler. Ama, atalarından aldığı özellikler sayesinde, bütün bunları sâdece şaman bilir. O, olumlu etkilerin devamını sağlamaya çalışırken, kötü ruhların etkisini de yok etmeye çalışır. Şaman bu sonuca, düzenlediği ayinlerde ruhlar ile temasa geçerek, onları hoşnut ve razı ederek ulaşmaya çalışır.

KELİMENİN KÖKENİ
Şaman kelimesi, özellikle Mançu ve Tunguzlar arasında "Büyücü" ve "Sihirbaz" anlamında kullanılmaktadır. Mançu ve Moğol dillerinde, şaman veya saman "coşmuş, durmadan oynayan, bir oraya bir buraya sıçrayan kişi" anlamına gelmektedir.

Kelimenin kökeninin Sanskritçe'ye dayandığını öne süren araştırmacılar ise, şaman kelimesinin "Dilenci Rahip", "Budist Derviş" anlamına gelen "Sramana" kelimesinden kaynaklandığını söylemektedir. Türk kavimleri ise şamanlarına genellikle "Kam" adını verirlerdi. Kam kelimesi "Kâhin", "Filozof", "Alim" anlamına gelmektedir.

Kötü ruhlara karşı korunmanın yolu, ruhlarla iletişim kurmaktan geçmiştir. Bir kişi tek başına, kötü ruhlarla mücadelede yetersiz kalınca, daha kuvvetli kişilerin yardımına başvurmak zorunda kalmıştır. Ve bu hareket "Aile Şamanlığını" doğurmuştur, önceleri bu görevi aile reisi üstlenmiş ve şaman¬lık yapma durumu ile karşı karşıya kalmıştır. Daha sonraları ise, belirli bir eğitimden geçerek, şamanlık bir meslek haline gelmiştir.

ŞAMANİST DÜNYA GÖRÜŞÜ
Şamanist dünya görüşünü, bu dini benimsemiş halkların yarattıkları masal, efsane, öykü, dua gibi eserlerde görebiliriz. Bu eserlere baktığımızda şamanizme göre dünya; gök, yeryüzü ve yeraltı olmak üzere üç parçadan oluşmaktadır. Yukarıda "Aydınlık Aleminin" tanrısı Ügen ve ona bağlı ruhlar, Orta Dünyayı (yeryüzü) insanlar, Aşağıdaki Dünyayı ise tanrı Erlik ve ona bağlı kütü ruhlar yönetmektedir. Orhun yazıtlarında:"Yukarıda mavi gök, aşağıda yağız yer yaratıldıktan sonra, ikisinin arasında insan oğlu yaratılmıştır" sözleri Göktürk'lerdeki Gök Tanrı ve yer-su kültlerinin belgesidir.

GÖK TANRI (ÜLGEN)
Şamanist halklarda "GOK TANRI" göğün belli bir katında bulunan ve insana benzeyen bir varlık olarak düşünülmüştür. Ayin sırasında şaman, bu katlara yolculuk ederdi.

Tanrı "Ülgen" en üst katta altın kapılı bir sarayda altın bir taht üzerinde eşi ile birlikte oturur ve diğer katlarda Ülgen'in oğulları ve insanlara elçi olarak gönderilen ruhların oturduğuna inanılırdı. Ülgen yeryüzünü, güneşi, ayı, yıldızları, gök kubbeyi yaratan düzeni sevk ve idare eden, kaderi tayin eden bir güçtü. İnsanlara çocuk veren oydu. O yal¬nız iyilik ederdi. Ülgen kızarsa, öfkesini kıtlık, fırtına, çeşitli doğa olay¬ları ile ifade ederdi. Ülgen'e ilkbahar, yaz ve sonbaharda törenler yapılırdı. Bu törenlerde kurban olarak beyaz kısrak kesilirdi.

Törene, şamanın göğe çıkmasında yardımcı olması için Ülgen'in oğulla¬rından Karşıt'ı çağırarak başlanırdı. Şaman bu yolculukta 6.katta Ay Baba'yi 7.katta Güneş Ana'yi selâmlardı. Güneş ve ay şaman ayinlerinde önemli bir yer tutar ve bunlara kurban sunulurdu.

YERALTI TANRISI (ERLİK)
"Karanlık Alem", "Karanlık Dünya" da denilen yeraltında kötü ruhlar yaşar. Bu kötü ruhların başında, aynı zamanda yeraltı dünyasının da hâkimi olan "ERLİK" yer alır. Şaman inancına göre, Erlik yeraltının en alt katında kara çamurdan veya kara demirden yapılmış bir sarayda, kara bir taht üzerinde oturan ve kendisinden çok korkulan bir varlık olarak düşünülmüştür.

Eski Türklerin gök korktukları büyük felâketler, tifo, kızamık, kızıl gibi hastalıklar ve benzeri felâketler hep tanrı Erlik'ten bilinmektedir. Erlik'in insanın canını alıp yeraltına götürdüğüne ve orada sorgu sual ettik¬ten sonra kendi emrinde kullandığına inanılırdı.

Erlik ve yardımcıları için zayıf ve hasta hayvanlar kurban edilirdi. Bunlar genellikle kara boğa ve inektir. Yeraltı tanrısı için hiçbir şartla at kurban edilmezdi.

ANADOLU'da YAŞAYAN ŞAMANLIK
Anadolu'daki "dedelik", Alevîlik, Bektaşîliğin yanı sıra Mevlevîlik'te de kavram olarak kullanılmaktadır. Bu kurumlarda din büyüğü olarak anılan dede, aslında Orta Asya'daki Şaman'dan başkası değildir.

Anadolu'da dede olmanın en temel koşulu "dede soyu"ndan gelmektir. Şamanlarda da öyle idi. Seçiliş şekillerinde, giydikleri kıyafette, gördükleri hizmette ve kendilerine gösterilen saygı ve sevgide tamamen benzerlikler görülmektedir. Şamanlar gibi dedelerin de olağanüstü güçlere sahip olduklarına inanılır.

Cem evlerinde bağlamaya "Telli Kur'an" derler. Dedelerin cem törenlerinde kullandıkları "asa" veya "tarik" samanların dinsel törenlerinde kullandıkları asayı anımsatmaktadır. Bektaşî geleneğindeki giysiler, üzerlerindeki tasvirler ile hemen hemen şamanlarla Bektaşîlerin ortak giysisidir. Yalnız Bektaşîlikte ayrıca, 12 imamı simgeleyen 12 dilimli taç da vardır. (alıntıdır)
 
Üst