Eksik sevgi almışlara mektup..

Kadim

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Ocak 2011
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Çocuk! Beni dinle!

Ey insanoğlum.
Dinî, siyasî ya da başka bir şey değil senin asıl problemin.
Problemlerinin içinde bir damar gibi kanlı canlı yaşayan bir asıl problemin var.
O da ailevî problem. Problemi daima en yakınında ara.
Samimiyetinin ve anlayışının olduğu en yakın yerlerde; içinde.
Dinî, siyasî ya da hayat içindeki başka oyalangaçlarının tüm enerjisi, muhalifliğinden savunmaya, ailevî problemlerinden kaynaklanmaktadır. En yakınındaki, en içindeki problemi çözmelisin. Diğer tüm oyalangaçların en yakınındaki problemden kaçmanın bir yoludur. Hatta ailevî problem de içindekinden kaçmanın bir yoludur. Bu iç meselesine yazı sonunda değineceğim.
Baba, anne veya diğer aile üyelerini ilgilendiren bir problemde bahsedeceğim şimdi.
Aile içinde bir yerden sevgiyi eksik almak sizde eksiklikler doğurur tüm yaşamınızda.
“Beni neden sevmedin baba? Sevgiden daha değerli ne olabilir ki bu hayatta baba?”
Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinde babasını öldürmeye çalışan çocuğun sözü bu.
Baba, sevgiden anlamayan ve beynini çalıştırmasını bilmediği için, beyinsiz olduğu için sevgisiz olarak cinsel organının yolunu takip eden bir adam; eşini ve çocuklarını bırakmış haysiyetsiz bir adam. Özgürlüğü terk etmek sanan bir kör.
Bak çocuğum.
Bu yazı ne olursa olsun inatla ayakta durma yazısıdır.
Sen asi isen ben senden daha asiyim ulan hayat uğruna!
Sevgi uğruna!
Baban seni terk etti. Sevmedi. Hatta zarar verdi.
Ve sen babasız büyüdün.
Ve sende bir eksiklik doğdu artık.
Tüm problemleri anlayışlılıkla tanımlayabiliriz ve analiz edebiliriz.
Müdahale çözüm getirmez. ASLA!
Anlamak çözüm getirir. HER ZAMAN!
Ve çözüm dalları budamak değildir, ağacı kökünden sökmektir.
Bu tarz bir sökülme müdahale ile olmaz.
Anlayış ile olur!
Anlayış içe açılan kapıdır.
Şimdi anla.
Sen bir taraftan gelmesi gereken sevgiden yoksun büyüdün.
Sevgi eksikliğin var aracısı baban, annen ve ya ağabeyin, ablan olan.
Kendini sev.
Ve kendini sevdiğin zaman başkasının aracılığına ihtiyaç duymayacaksın;
Hani o aracılık görevini layığı ile yerine getiremeyenlerin.
O aracılıklara ihtiyaç duymayacağın gibi,
Aracılıklarını yaptıkları sevgiye de ihtiyaç duymayacaksın.
Çünkü kendini sevdiğin takdirde onlardan gelecek sevginin dozunu da geçmiş olacaksın.
Ve kendini sevmek, bilmek büyük bir bilinçlilik katacak sana.
Bu paylaşım getirecek.
Çünkü sevgi senin değil.
Her şeyin.
O yüzden paylaşacaksın.
Seni sevmeyenlerle bile.
Hatta eğer hakikî bir sevgi ile yoğrulmuşsan.
Onlar da değişecek sevgi doğrultusunda.
Çünkü ancak sevgi hakiki ise değiştirebilir.
“Kimseyi değiştirmek, inancından saptırmak, benim inancıma geçin diye zorlamak gibi bir niyetim yok” derler ya hani bazı insanlar.
Hayır.
Sevginin var böyle bir niyeti!
Sevgi yayılır, çoğalır ve insanları değiştirir.
Büyük darbelerle değiştirir hem de.
Yapacağın şey çok basit: Kaçmamak! Olduğun yerde durmak ve anlamaya çalışmak!
Kız çocuğu evde problemler yaşar sonra gider bir çocuk bulur, ona kaçar.
Çocuğun da başka problemleri vardır, o da ona kaçar.
Sonra evlenirler ve anlaşamayıp ayrılırlar.
Neye zarar veriyorsan aynı derece de o da sana zarar verir.
Neyden kaçıyorsan aslında o kaçtığın şeye kaçıyorsundur.
Kız babasından kaçar babasının huyunda bir çocuğa âşık olur, ona kaçar.
Sorunun üstüne gidip çözemezsen,
O sorun her surette karşına çıkar;
Sorunsal enerjisi aynı fakat mekânı, olayı, sureti farklı olmak üzere.
Mekanın, zamanın bir önemi yok.
Her şey kendi içindedir diye boşuna söylemiyoruz.
İçinde çözeceksin anlayış ile.
Kendini bilme, kendini sevme yoluna girenler genellikle samimi olarak Allah’a inanmaya, yaklaşmaya başlarlar. Evet ailevi üyeler, insanlar sevginin aracılığını yapıyorlar dedik ve evet kendini seversen kimseye ihtiyacın da olmaz dedik. Fakat çok daha büyük, dünyayı değiştirebilecek kadar büyük bir sevginin içine akması durumu da var. Bu sevgi ancak Allah’tan gelir. İşte bilerek inanmak burada başlar. Kendini bilen Rabbini bilir.
Ve yola girince görürsün ki yalnızca problemli olan sen değilsin.
Ve görürsün ki yaşadığın o problemler kadarını yaşatıyorsundur etrafına eziyetler, problemler.
Kendini sevdiğinde artık kendine eziyeti ve etrafa eziyeti de unutursun.
Bazen aynaya bakmaktan utanırım.
Aynaya bakmak sünnettir.
Aynaya hep bakın.
Bakın da görün o yüzünüzü.
Ne olduğunu bir gör. Hep gör!
Dayanılmaz olana kadar gör.
Çünkü etrafın da, sen de bıktınız bundan.
Anla.
Şükür et.
Aynaya bak.
Kaçma.
O zaman göreceksin en yakınındaki insanlardan tut herkese karşı ilgi çekmek için ne tür maymunluklar yaptığını göreceksin. Babadan ve ya anneden beklediği sevgiyi bulamayan başka insanlarla beraberken artık onlar kaybetmekten korkar, sevgi ister ve ilgi çekmek için maymunluklar yapar, türlü maskaralıklar yapar.
Aydınlanmış, ermiş bir insanın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur çünkü o her şeye sahiptir zaten.
Bunu kanıtlamaya ihtiyacı da yoktur çünkü bunu Allah bildikten sonra O’nun yaratmış olduklarının bilmesine gerek yoktur.
Anlayış sahibi olduktan sonra kimse için yaşamayacaksın!
Kimse için maskaralık yapmaktan bahsetmiyorum, daha da ötesinden bahsediyorum.
Morun ötesinden bahsediyorum.
Kimse için yaşamayacaksın!
Hareketlerin ilgi çekmek için olmayacak!
Hareketlerin tepkisellikten gelmeyecek!
Hareketlerin duygusal olmayacak!
Hareketlerin saf bir boşlukta dans edecek, dalgalanacak.
O büyük sessizlikte özgürce uçacak.
Derin bir huzur ile sevgiyi alacak ve paylaşacaksın.
Elindekinin zekatını vermeyenlere ne olacak Kuran’dan okuyun.
Sevgisi olan sevgisinden, ilmi olan ilminden, parası olan parasından zekat vermek MECBURİYETİNDEDİR!
Farz!
Zekatın amacı bereketlendirmektir.
Ziyade etmektir.
Sendekini senden çoğaltıp, taşırarak açığa çıkartmaktır.
Ve böylece senin kalmamandır ve yalnızca zekatî olarak etrafta süzülen sevginin var olduğunu kavramandır.
La ilahe illa HÛ.
Muhabbetullah ehline selâm olsun.
Hû..
 
Üst