Manik Depresif Bir Bayan İle Röportaj

mally

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ocak 2010
Mesajlar
720
Tepkime puanı
225
med.gif

Ayşe Buket başarılı bir mimardı. Manik depresif atakları onu ailesinden ve kariyerinden kopardı. Şimdi kendine geliyor, internette kendini anlatıyor.


Kapıyı açtı, "Korkmadınız mı? Manik depresif hastaları ya katil olurlar ya da intihar girişiminde bulunurlar" dedi, içeriye buyur etti. Adı Ayşe Buket. 40 yaşında bir mimar. Swissotel, İMKB, Esbank Genel Müdürlüğü gibi İstanbul’un büyük şantiyelerinde çalışırken bir gün, kendi deyimiyle "içindeki o dayanılmaz isteğe karşı gelemeyerek" kendini, kız kardeşinin dördüncü kattaki evinin penceresinden bıraktı. Kemikleri paramparça oldu, artık yaşamını tekerlekli sandalyede sürdürecekti.

Eşinden boşanması, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi... Çıktığında biliyordu ki o bir manik depresif. Buket geçen yedi yıl içinde hastalığını tanıdı, ona alıştı ve manik depresif olarak yaşamayı öğrendi. Terk edilmesine, 10 yaşındaki oğlunu çok az görebilmesine ve yaşadığı sıkıntılara rağmen mücadeleyi bırakmadı. Şimdi internette http://www.maniktrajedi.cjb.net adresli sitesinde tüm insanlara bu hastalıkla barışma çağrısı yapıyor.

Neden görüşmeyi hemen kabul etmediniz?
Bir ara umudu kesmiştim. Çünkü sizin gerçekten var olup olmadığınızdan emin değildim. Gerçekten bu isimde birinin var olduğuna inanmadım sanırım. Sonra Milliyet’te adınızı gördüm. Tam bir tesadüf. Saklanmanın bir faydası olmadığına karar verdim. 1995’ten beri hayattan kopuk yaşıyorum. Yıllardır dış dünyadan sohbet ettiğim ilk kişi sizsiniz. Ben de size bir şey sormak istiyorum: Buraya yalnız gelirken korkmadınız mı? Sadece e-mail’leştiğiniz birinin evine geliyorsunuz.

Siz de hiç tanımadığınız, sadece e-mail’leştiğiniz birini evinize kabul ediyorsunuz.
Evet. (Gülümsüyor)

Manik depresif olduğunuzu nasıl anladınız?
34 yaşıma kadar çok mutlu bir hayatım vardı. Hassasiyetim 1994-95 yıllarında çok ileriye gitmeye başladı. Ve birdenbire çıldırdım. İlk atağım gerçekleşti. Manik, ardından da depresif atak. Çağrışım sistemim hızlandı. Bebekliğime kadar her şeyi hatırlar oldum. Hiç uyumuyordum. Sanrılar, halüsinasyonlar başladı. Sonra üç hafta Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde kaldım.

"Film festivali beni manik atağa sürükler"
Hastanede nasıl bir tedavi gördünüz?
İlaçlarla sürekli uyuttular beni. Kaldığım binada suçlular, cinayet işlemiş kişiler tedavi görüyordu. Bir şok yaşadım. Herhalde birini öldürdüm ve hatırlamıyorum diye düşündüm. Katil olduğumdan şüphelendim. Bana bakan doktorlar orada görevli oldukları için o binaya yatırılmışım. Buraya aitsem, dışarıda ne yapacağım diye düşünüyordum.

Hastaneden çıktığınızda iyileşmiş miydiniz?
Alnımda manik depresif damgasıyla hastaneden çıkmıştım. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı, yeni bir hayata alışmam gerekiyordu. Ailem, dostlarım çok yardımcı oldular. Ama bunun diğer hastalıklar gibi olmadığını sonra öğrendim. Asla iyileşmiyorsunuz. Her an atak geçirme riskiniz var. Tekrar aynı şeyler başladı ve yeniden hastaneye yattım. Hala aynı olaylar tekrarlanabilir.

Hastalık nasıl değiştirdi sizi?
İki yıl akıl hastanesi deneyimi, bir intihar girişimi, hayatı algılama durumumu değiştirdi. Artık basit olaylar beni üzmüyor. İnsanlar 35 yaşından sonra fiziksel rahatsızlıklar yaşamaya başlarlar. Benim yaşam seyrimde, karakterimde, doğamda bu hastalık varmış gibi geliyor bana.

Manik ve depresif atakta neler yaşıyorsunuz?
Hiç kokain içmedim ama atakların kokain aldığınızda yaşadığınızdan bile şiddetli olduğu söylenir. Depresif atakta ölüm, ölülerim var. Onlarla iç konuşmalar başlıyor. Ölümü, onun anlamsızlığını, annemi, babamı çağrıştırıyor her şey. Bazen bir kelebek depresif atağın nedeni olabiliyor. Depresyon anında hiçleşiyorsunuz.
Manik atakta ise içsel bir yolculuk yaşıyorum. Hint felsefesinde 3. gözün açılması gibi bir şey. Başka bir boyuta geçiyorsunuz. Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs düşlüyorum. Ben bunu gerçekten yaşıyorum. Oradayım. Sesleri, kokuyu duyuyorum.

Haz mı alıyorsunuz ataklardan?
Evet, kesinlikle. İnsanın aklını kontrol edememesi çok ürkütücü ama büyük haz veriyor.
Bu nedenle kişi atak yaşadığında doktora gitmek istemiyor. Hazdan kopamıyor.

Ne kadar sürüyor bir manik ya da depresif atak?
Birkaç gün, maksimum bir hafta sürüyor. İkisi her zaman birbirini izlemiyor. Şu ana dek iki depresif, üç manik atak yaşadım.

Sizi nelerin depresif ya da manik atağa sürüklediğinin farkında mısınız?
Evet, güncelerimi takip ederek bunu yapabiliyorum. Böylece kendimi kontrol altında tutuyorum. Örneğin, İstanbul Film Festivali beni manik atağa sürüklüyor. Çünkü sinema hayatımda önemli bir yere sahip. Hastalanmadan önce film çekmek istiyordum.

"Yıllardır sokağa çıkmıyorum"
Eşinizi suçladınız mı boşanma nedeniyle?
O süreç birbirine karıştı. Hastalandıktan sonra mı boşandım, boşandıktan sonra mı hastalandım, net değil. Ama boşanmadan önce hastalığımın ilk belirtileri ortaya çıkmıştı sanırım. Takıntılarım vardı. Takıntılarımdan bir tanesi de boşanmaktı. Boşandıktan sonra hayatım birdenbire değişecek, iyi olacak gibi geliyordu. Eşim hastalığım boyunca maddi-manevi desteğini benden esirgemedi.

Hastalığınızdan sonra çalışmayı bıraktınız. Para sıkıntısı çekmediniz mi?
Biraz miras yedim. Büyük oranda da eşimin desteğiyle geçindim. Şimdi yeniden iş başvurularında bulundum. Çok başarılı bir mimardım. Artık kendimi iyi hissediyorum. Tekrar iş hayatına dönmek istiyorum.

Yalnız mı yaşıyorsunuz?
Evet. Bu hastalık bir yalnızlık getiriyor. Bildiğiniz dili konuşamıyorum. Entelektüel düzeyde bir şey, belki daha fazlası. Derinlik ya da dağ sarhoşluğuna benzetiyorum yaşadığım yolculukları. Vazgeçmesi zor. Yıllardır dışarı da çıkmıyorum. 7-8 yıldır İstiklal Caddesi’ne bile gitmedim. Eskiden oradan çıkmazdım.

Şimdi çıkıp yürümek ister misiniz İstiklal Caddesi’nde?
Çıkamam, bunu düşünmek beni heyecanlandırdı. Maniğe sürükleyebilir böyle bir coşku.

Hastalığınızla ilgili neler yaptınız?
İntihar girişimimden sonra profesyonel olarak hastalığımla ilgilenmeye başladım. Sürekli bu konuda araştırmalar yaptım. Uluslararası projelerde araştırma hastası oldum. Beni incelediler, gözlemlediler. İnsan bacağına, koluna hükmedemeyebilir ama aklına hükmedememesi tanımlanır bir şey değil. Asıl çıldırtan bu. Ya aklıma hükmedemezsem korkusu...

‘Dördüncü kattan atladıktan sonra bir şey olmadı sandım, ayağa kalkmak istedim’
İntihar girişiminiz de oldu.
Bu hastalıktan sonra dibe vurdum. Bu bir süre devam etti ve sonunda ablamın dördüncü kattaki evinden atladım. Dayanılmaz bir boşluk duygusu hissediyorum. Ancak yüksekten atlayınca dolacakmış gibi bu boşluk. Konuştuğum bütün manikler atlamak istiyor. Atladıktan sonra bunun geçmediğini gördüm. Ama atlama isteği hep var. O nedenle burada beşinci katta, teraslı bir evde oturuyorum.

Atlamaya önceden mi karar vermiştiniz?
Hayır. Öyle duruyordum ve kendimi bir hiç gibi hissediyordum. Pencereyi açtım ve kendimi attım. Hiçbir şey, hiçbir heyecan ya da korku hissetmeden.

Düşüş anınızı hatırlıyor musunuz?
Evet, hatırlanacak kadar uzun bir andı. Hiç tanımadığım bir rüzgar hissettim. Düştükten sonra da bana bir şey olmadı zannettim. Kalkıp içeriye gireyim bari, dedim. Yüzücüydüm, son anda yaptığım pikeyle başımı korudum. Sonrasını hatırlamıyorum. Bir buçuk yıl tekerlekli sandalye, sonra koltuk değnekleri ve baston kullandım. Bir çuval kemiktim. Ameliyatlarla kurtuldum.

‘Doktora kızdım, yazmaya başladım’
Web sitenizdeki bir yazıda "Artık normalleşmeye çalışmıyorum" diyorsunuz.
Bir başkası olmak istemezdim. Manik depresif olmamak da istemezdim. Bundan haz alıyorum. Keşke herkes bir kez bu atağı yaşayabilse ama daha fazlası değil.

Neler yazıyorsunuz?
Bir gazetede Cerrahpaşa Tıp Fakültesi profesörlerinden birinin yazdığı bir yazıyı okumuştum. "Manik depresifler ya intihar eder ya da katil olurlar" diyordu. Beni çok üzmüştü. O gün yazmaya başladım. Bir de hastalıkla ilgili birikimlerimi paylaşmak istiyorum. Benim hastaneden çıktıktan sonra yaşadığım belirsizliği yaşasınlar istemem.

En büyük korkunuz nedir?
Acaba bu hastalık oğlumda da çıkar mı korkusu taşıyordum. Doktorlar bu olasılığın yüzde 15 olduğunu söylüyorlar. Artık korkmuyorum. Bu hastalıkla nasıl mücadele edileceğini biliyorum. Hayatın sonu değil.

Manik depresyon nedir?
Psikiyatrist Mustafa Güveli hastalığı şöyle tanımlıyor:
"Manik depresyon, iki uçlu duygu durum bozukluğudur. Kişi manik ve depresif ataklar geçirir. Genellikle iki atak birbirini takip eder fakat bunların art arda olması şart değildir.
Depresyonda çökkünlük, kendini kötü hissetme gibi belirtiler ve intihar eğilimi görülür. Manik atakta ise kişi abartılı biçimde kendini iyi hisseder, uykusuzluk görülür, sınırsız ilişkiler yaşar (aşırı cinsel istek, sapkınlık derecesinde eğilimler vb), kendine aşırı güvenir.
Hastalığın nedeni henüz bilinemiyor. Genetik araştırmalar sürüyor. Kalıtımın da etkisi olduğu düşünülüyor. İlaçla tedavi ediliyor.
Manik depresiflerin ölüm sebepleri arasında intihar önemli yer tutar.
Ortalama görülme sıklığı yüzde 1 ya da 3 arasında değişiyor. Toplumda yüz kişiden 20’si ise ömründe en az bir kez depresif atak geçiriyor."

ELİF KORAP


Milliyet
 
Üst