Reiki ve Schumann rezonansı

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Dr Robert Becker ve Dr John Zimmerman tarafından 1980 ‘lerde yapılan bağımsız araştırmalar, insanlar Reiki gibi terapiler uygularken ne olduğunu inceledi. Yalnızca, uygulayıcının ve alıcının beyin dalgası modellerinin alfa durumunda, derin gevşeme ve meditasyon karakteristiğinde senkronize olduğunu (eşleştiğini) keşfetmediler, aynı zamanda beyin dalgalarının Schumann Rezonansı olarak bilinen Dünya’nın manyetik alanı ile aynı zamanda (birlik içinde) titreştiğini/nabız gibi attığını buldular. Bu anlar esnasında, uygulayıcının ellerinin biyomanyetik alanı normalden en az 1000 kat daha büyüktür ve içsel beden akımının bir sonucu değildir. (Ondan kaynaklanmaz). Toni Bunnell (1997) uygulayıcı ve Dünya arasındaki enerji alanlarının bağlanmasının uygulayıcının ‘sonsuz enerji kaynağı’ndan veya ‘evrensel enerji alanı’ndan Schuman Rezonansı vasıtası ile enerji çekmesine izin verdiğini öne sürüyor. The Matter Myth (Madde Miti)’nde (1991), Prof Paul Davies ve Dr John Gribben her şeyin ‘birbirine bağlı yaşayan bir web’ içinde bağlı olduğu ‘yaşayan evren’ kuantum fiziği görüşünü tartışıyorlar. Bunların hepsi düzenli olarak Reiki alan veya kendine uygulayanların, ‘birliğin’ ve ‘genişlemiş bilinçliliğin’ öznel deneyimini destekler.

A.B.D.’de Zimmerman (1990) ve Japonya’da Seto (1992), enerji uygulayıcılarının çalışırken ellerinden yayılan geniş nabızlar vuran biomanyetik alanını daha ileri incelediler. Nabız atışlarının beyin dalgaları ile aynı frekanslarda olduğunu keşfettiler ve 0,3 ile 30 Hz arasında gidip geldiğini, çoğunlukla 7,8 Hz’e (alfa durumu) odaklandığını buldular. Bağımsız tıbbi araştırmacılar frekansların bu aralığının bedende iyileşmeyi hızlandırdığını gösterdiler, ayrıca farklı dokular için özel frekansların uygun olduğunu gösterdiler. Örneğin, 2 Hz sinirin yenilenmesini, 7 Hz. Kemik gelişimini, 10 Hz. bağların tamir edilmesini ve 15 Hz. kılcal damar oluşumunu teşvik ediyor. Bu prensiplere dayanan fizyoterapi ekipmanı yumuşak doku rejenerasyonuna yardımcı olmak için dizayn edilmiştir ve ultra ses teknolojisi genel olarak tıkalı damarları açmak ve böbrek taşlarını parçalamak için kullanılır. Ayrıca, iyileşmeyen bir kırığın etrafına elektrikli bir bobin yerleştirmenin kemiğin büyümesini ve tamir edilmesini hızlandırdığı yıllardır biliniyor.

Becker ‘beyin dalgalarının’ beyinde kapalı olmadığını, tüm sinirleri çevreleyen bağlayıcı dokuların kılıfları olan perinöral sistem vasıtası ile tüm bedende dolaştığını açıklıyor. Bir tedavi esnasında, bu dalgalar uygulayıcının beyninin talamusunda göreceli zayıf nabız atışları olarak başlar ve elleri de kapsayan bedenin peripheral (çevresel) sinirlerine akarken kümülatif güç toplar. Aynı etki tedaviyi alan kişide aksettirilir ve Becker bu sistemin diğerlerinden daha çok yaraların tamirini ve sistemin yeniden dengelenmesini ayarladığını ileri sürüyor. Bu, Reiki’nin (ve benzer terapilerin) özel özelliklerinden birini aydınlatıyor, hem uygulayıcı hem de alıcı tedavinin faydalarını alırlar, bu onu çok etkili yapar. Dr. Becker’in çalışmasını değişik kültüre sahip özneler ile yapması ve onların ve hastalarının inanç sistemlerinin, ne olduğuna bakmadan tüm testlerin aynı olmasını not etmek ilginçtir.

Reiki’nin popülerliğinin artmasının bir nedeni bir inanç seti empoze etmemesi ve herhangi bir geçmişi ve inancı olan veya hiç inancı olmayan insanlar tarafından kullanılabilmesidir. Bu nötrallik tıbbi bir dekor için özellikle onu uygun yapıyor.


SCHUMANN REZONANSI

Yeryüzünü çepeçevre saran gaz tabakasının bütününe Atmosfer denmektedir. Sınırları tam belirgin olmamakla birlikte Atmosfer ; (Yeryüzünden yukarıya doğru) Traposfer, Stratosfer, Mezosfer ve İyonosfer şeklinde 4 katmandan ibarettir.

Kozmos'dan ve Güneş'imizden gelen, Enerji yüklü Atom Altı Parçacıklar Atmosferin en üst katmanında bulunan Oksijen, Azot ve Hidrojen Atomlarının elektronlarını kopartmakta, onları İyonize ederek (+) Pozitif Elektrik yüklü İYONOSFER tabakasını meydana getirmektedir.
Yeryüzünden 500–600 km. yüksekte oluşan İyonosfer tabakasının sıcaklığı 1700 oC dereceye kadar çıkmaktadır. Atmosfere giren Göktaşlarını yakan, Onları yok ederek Dünyayı koruyan bu tabakadır
İyonosfer tabakası aynı zamanda Dünya Isısını belli seviyelerde tutarak Canlılara yaşam imkânı sağlamakta, Radyo Dalgaları için yansıtıcı-ayna görevi de yaparak Televizyon, Radyo ve Telefon haberleşmesini mümkün kılmaktadır.

Kozmos'tan ve Güneş'imizden gelen Enerji yüklü Atom Altı Parçacıkların enerjisiyle devamlı yüklenen İyonosfer tabakası, Bu enerjileri, Yeryüzü ile İyonosfer tabakası arasında kalan boşluğa, Şimşek ve Yıldırımlar şeklinde durmaksızın boşaltmaktadır.
Öyle ki her saniye 1000'nin üzerinde Şimşek ve Yıldırım şeklindeki Elektrik Enerjisi, Yeryüzüne akmaktadır. Yeryüzü ve üzerindeki Tüm Canlılar da aşırı Elektron akışı nedeniyle genelde (-)Negatif Elektrik yüklü bulunmaktadır.
Şimşek ve Yıldırımlar olarak Yeryüzüne akan Elektrik Enerjisi, Yeryüzü ile İyonosfer arasındaki boşlukta çeşitli Elektro Manyetik Rezonans sahaları yani değişik frekanslarda titreşen Elektro Manyetik Alanlar meydana getirmektedir.
İşte Bu Elektro Manyetik Alanların titreşimine SCHUMANN Rezonansı denmektedir. (Bir gücün etkilemesi sonucunda ortaya çıkan titreşime Rezonans denir.) Zira Bu Rezonansların mahiyeti ilk defa 1952 yılında Alman Fizikçi W. O. Schumann tarafından açıklanmıştır.

Schumann Rezonansı, Yeryüzü ile İyonosfer tabakası arasındaki boşluğun Doğal titreşimidir.
Tespitlere göre Schumann Rezonans sahasının frekansı 7,8, 14, 20, 26, 33, 39 ve 45 Hertz aralıklarında değişmektedir. (Hertz = 1 Saniyedeki devir sayısıdır.)
Diğer bir ifadeyle, Yeryüzü ile İyonosfer tabakası arasındaki boşluk 7,8, 14, 20, 26, 33, 39 ve 45 Hertz aralıklarında titreşen Yedi Elektro Manyetik Alan halindedir.
Ancak en büyük Manyetik Alanın frekansı 7.8 Hertz' dir. İyonosfer tabakasından Yeryüzüne akan enerji ile meydana gelen Elektro Manyetik Alanlar, Tüm tabiat olaylarını ve Tüm canlıları etkilemekte ve tetiklemektedir.

Zira Hepimiz Bio kimyasal süreçlerle Elektrik üreten, ürettiğimiz Elektron akımlarıyla elektro manyetik alan yaratan, düşünen, hisseden, kaslarımızı ve bedenimizi hareket ettiren, çalışan, konuşan ve faaliyet gösteren varlıklarız.
Yani tüm madde âlemi nasıl atomlarının titreşimi nispetinde ürettiği enerji kadar etraflarında Elektro Manyetik Alanlar teşekkül ettiriyorsa, Tüm canlılar da hücresel vibrasyonları nispetinde ürettikleri enerji kadar çevrelerinde Elektro Manyetik Alanlar teşekkül ettirmektedir.
Sahip olduğumuz Elektro Manyetik Alanlar da, çevresel Elektro Manyetik Alanların değişiminden ve frekansından etkilenmektedir.
Tüm Dünyayı çepeçevre sararak, Tüm Doğayı ve Canlıları etkileyen Schumann Rezonansı bu nedenle çok önemli olup Dünyanın önde gelen fizik araştırma merkezleri tarafından devamlı ölçülerek kontrol edilmektedir.

Schumann Rezonansı kayıtlarını tutan Merkezlerin verilerine göre, 1980 yılından sonra yapılan Schumann Rezonası ölçümlerinde, ortalama 7.8 Hertz olan en büyük Manyetik Alanın Frekansının yükseldiği ve 11 Hertz' in üzerine çıktığı, Ayrıca saniyede 1000' nin üstünde olan Yıldırım ve Şimşek çakmalarının da, saniyede 2000' ne çıktığı tespit edilmiştir.

Yani Tüm Dünya' yı çepeçevre saran en büyük Elektro Manyetik Alanın, çok uzun süreden beri sabit olan Frekansı 7,8 Hertz' den 12 Hertz' e çıkmış, Aynı zamanda İyonosfer tabakasından Yeryüzüne akan elektrik enerjisi de Toplam olarak eskisinin 2 katına çıkmış bulunmaktadır.
İlim, bu artışların kesin nedenlerini açıklayamamakta, Güneşin 11 yıllık periyotlarından kaynaklandığını tahmin etmektedir.

Schumann Rezonansı' nın 1952 yılında keşfedilerek açıklanmasından çok önce diğer Alman Bilgini Hans BERGER, Beynimizin çeşitli aktivitelere göre, değişik Elektrik Dalgaları yayınladığını keşfetmiş ve Elektroensefalografi denen veya kısaca EEG denilen bir aletle Beynin çıkardığı değişik Elektro Manyetik Dalgaları kaydetmiştir.
Beynimizin yaydığı Elektro Manyetik Dalgaların 5 ana frekansta olduğu tespit edilmiştir. Bunlar;

Delta Dalgaları (1–3 Hertz) = Derin uyku, Bilinçsizlik halinde Beynin çıkardığı Elektro Manyetik Dalgalardır.

Teta Dalgaları (4–7 Hertz) = Derin gevşeme, Uyuşukluk, Hafif uyku halinde Beynin çıkardığı Elektro Manyetik Dalgalardır.

Alfa Dalgaları (7–11 Hertz) = Relaks halde iken ve Uykudan önceki safhada Beynin çıkardığı Elektro Manyetik Dalgalardır.

Beta Dalgaları (11–25 Hertz) = Aktif çalışırken, Dikkat ederken, Bilgi alıp ve verirken Beynin çıkardığı Elektro Manyetik Dalgalardır.

Gama Dalgaları (25–60 Hertz) = Öğrenme, Anlama, İdrak için zihnin zorlandığı sırada Beynin çıkardığı elektro Manyetik Dalgalardır.

Daha sonraları yapılan çalışmalarda ise Beynin değişik Düşünceler düşünürken dahi değişik frekansta Elektro Manyetik Dalgalar çıkardığı tespit edilmiştir.
Yani İnsanın Elektro Manyetik bir varlık olduğu, her hareketinin, her düşüncesinin Elektro Manyetik Dalgalar halinde yayınlandığı anlaşılmıştır.
Nitekim Bugün Düşünceden komut alarak çalışan Bilgisayarlar deneme aşamasında bulunmaktadır.

Bir Piyanoya yakın bir yerde, belirli bir müzik sesi çıkartılırsa, Piyanodaki tellerin birinin veya bir kaçının (Hepsinin değil) titreştiği görülür. Piyanonun titreşen telleri, çıkartılan Müzik sesiyle aynı Frekansta olanlardır.
Bu olaya Fizik İlminde Akustik Rezonans denmektedir.

İşte son 20 yılda devamlı arttığı tespit edilen Schumann Rezonansı, Akustik Rezonans Yasası gereği, Schumann Rezonansı içinde yaşayan Tüm İnsanları ve Canlıları etkileyerek, Onların Beyinsel olarak yayınladıkları Elektro Manyetik Dalgaların frekanslarını yükseltmektedir.
Diğer bir ifadeyle Schumann Rezonansını 12 Hertz'e yükselmesi demek genel olarak İnsanların Alfa Dalgaları (7–11 Hertz) frekansından, Beta Dalgaları (11–25 Hertz) frekansına çıkartılması demektir.
Başka bir ifadeyle Bu durum, İnsanların Relaks halden-Uykulu halden uyandırılarak Bilinçli hale getirilmesidir

Alıntı
 

dlmklm

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Ocak 2011
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Konum
şimdilik ankara da
İş
kreatif reklamcı, şimdilerde yönetici
embriyo, schumann rezonansı bilgisini paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Tam da ilgilendiğim konularla örtüştü, mükemmel zamanlama...
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Cevabınızı şimdi gördüm.Tesadüf diye bir şey yoktur,demek ki yazıyı sizin için eklemişim:)
İşinize yaramasına çok sevindim,kolay gelsin.
 
Üst