25. Kare

YasinLY

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Ocak 2010
Mesajlar
673
Tepkime puanı
54
Bilinç altına ilişkin araştırmalar yapan Kubilay Aktaş, reklam arasında verilen mesajların insanları o ürünü almaya yönlendirdiğini söylüyor. Örneğin sinemada film izliyorsanız 25. karedeki “kola iç” talimatı film arasında koşarak kola almanıza neden olabilir.

Günlük hayatımızda yaşadığımız bazı sorunların bilinçaltımızdan kaynaklandığını hep söyleriz ama acaba kaçımız aslında bilinçaltımızın gücünün ve öneminin farkındayız? Yaklaşık 15 yıldır bilinçaltı üzerine çalışmalar yapan Kubilay Aktaş, Elest Yayınları’ndan basılan “Gizli Telkinle Kur’an Terapisi” kitabında bilinçaltımızın nasıl daha çok alışveriş yapmamız için ya da belli bir konu hakkındaki düşüncelerimizin değişmesi için programlandığını anlatıyor.
Aynı tekniğin olumlu yönde de kullanılabileceğini ifade eden Aktaş, bu yöntemle sorunlarımızı aşabileceğimizi söylüyor. Kubilay Aktaş’a bilinçaltı nedir, ne değildir, nasıl programlanabilir, ne işimize yararı sorduk.


OLUMSUZ TELKİN BAŞARISIZLIK SEBEBİ
Bilinçaltının sonsuzluğu, bilincin ise bu alandan fark edebildiğimiz kısmı, yani toplumun görgüleri, örfleri, adetleri ve yasalarımızı ifade ettiğini söylüyor Aktaş. Bilinçaltımız bir saniyede 400 milyar bit bilgiyi işlerken, bilincimiz bunun sadece 2000 tanesini fark edebiliyor. Bilinçaltı bir çocuk gibi. Kendine söylenen her şeyi alıp uyguluyor ve iyi kötü ayırımı yapmıyor. Mesela çocuklara söylenen “küçüksün, yapamazsın, edemezsin, olmaz” gibi olumsuz telkinler bilinçaltı tarafından alınarak ileride kişinin başarısızlığına neden olabiliyor. Dolayısıyla bilincimiz bilinçaltını, bilinçaltı da bilinci etkiliyor ve böylece kimliğimiz kişiliğimiz ve varlık okumamız açığa çıkıyor.


MESAJLAR 25. KAREDE
Bilincin bu özelliği keşfedildikten sonra, teknolojinin de ilerlemesiyle, Subluminal Teknik yani bilinçaltına gizli mesaj gönderme yöntemi kullanılmaya başlanmış. Bilinçaltına mesaj gönderme çeşitli yollarla yapılabiliyor. Müziğin altına insan kulağının duyamayacağı ama bilinçaltımızın algılayabileceği dalga boyunda mesajlar yerleştirilebiliyor. Gözümüz saniyede 24 kareyi algılayabiliyor. Böylece filmlerin, dizilerin, reklamların arasında, 25. kare kullanılarak bazı mesajlar iletilebiliyor.
Gözümüz ve bilincimiz bunu algılayamıyor ama bilinçaltımız algılıyor. Kokuyla bile bilinçaltına mesaj göndermek mümkün. Bu teknikleri, yasak olmasına rağmen, daha çok reklam sektörü kullanıyor. Verilen reklamın arasına yerleştirilen mesajlar sizi o ürünü almaya yönlendirebiliyor. Aktaş, sinemalarda verilen 10 dakika aralarda kola içilmesine yönelik mesajlar iletildiğini söylüyor. 25. karedeki “kola iç” talimatı film arasında koşarak kola almanıza neden olabilir.


ÇİZGİ FİLMLER MASUM MU?
Aktaş, bazı süper marketlerde çalınan hızlı müziklerin altına “daha çok al, daha çok al” mesajının yerleştirildiğini de söylüyor. İnsan bilincinde alışveriş şevkini arttıran Paçuli yağının da marketlerde belli aralıklarla verilmesi kokuyla telkin yöntemlerinden biri. Çocuğunuzun seyrettiği masum çizgi filmde ses ve görüntü yoluyla pornografi ve şiddet içeren mesajlar yerleştirilmiş olabileceğini iddia ediyor Aktaş.
Aslan Kral, Alaattin’in Lambası, 25. kareleri bizzat tespit ettiği çizgi filmlerden. Aktaş, “Donald Duck amca, çizgi filmde laptop ile yazışıyor. Ama görüntüyü dondurup yaklaştırdığınızda laptop ekranında çıplak bir kadın görüyorsunuz. Orada ne işi var?” diye soruyor. Çocuğunuzun seyrettiği çizgi filmdeki 25. kareyi anlayabilmek için DVD oynatıcıda ağır çekimde izleyebilirsiniz.” diyor.


KUR’AN YAYINI ALTINA DİRENMEYİN MESAJI
25. kare filmlerde de çok kullanılan bir teknik. Aktaş, “Fight Clup filminde 26 tane 25. kare var. Ağır çekime alıp izlerseniz bu kareleri yakalayabilirsiniz. Bu filmin yönetmeni, müziklerini yapan kişi eşcinsel ve 25. karelere de eşcinsellikle ilgili mesajlar yerleştirilmiş. Bu mesajları aldığınızda eşcinsellik size normal bir olaymış gibi geliyor. Yüzüklerin Efendisi’nde de 25. kare mesajları var. Müzik endüstrisinde de Madonna ve Michael Jackson kullanıyor.
Mc Donalds’ın çektiği reklamlarda o kadar çok 25. kare var ki! Bazı siyasi partiler bile 25. kareyi zaman zaman kullanıyor.” diyor. Aktaş’a göre bu mesajların en çok kullanıldığı ülkelerden biri Rusya. Sırf bu mesajları tespit edebilmek için özel dedektörler varmış. Kendisine bile bu teknikle insanları alışverişe yönlendiren müzikler yapma teklifleri geldiğini anlatıyor Aktaş. Ama Aktaş’ın asıl ilginç iddiası “Amerika’nın Irak’ı işgali esnasında radyoda yapılan Kur’an yayınının altında Iraklıların bilinçaltına “direnmeniz faydasız” gibi mesajlar verildiği. “


BIRAKIN SORUNLARI BİLİNÇALTINIZ AŞSIN
Bilinçaltımız mesaj bombardımanı altında. İyi haber ise bu tekniğin olumlu yönde de kullanılabilmesi. Subliminal mesaj tekniği dünyada kullanılan bir teknik. Diyelim ki toplum karşısında konuşamıyorsunuz. İstediğiniz bir müziğin altına probleminizi çözecek telkinler yerleştiriliyor. Siz müziği dinlerken bilinçaltınız da bu telkinleri alıyor. Böylece kişiye özel hazırlanan telkinlerle sorununuz çözülüyor.
Kubilay Aktaş’ın tekniğini daha özel kılan yön ise, bu telkinleri Kur’an-ı Kerim ayetleri, Cevşen, Esmalar ve Celcelutiye kullanarak yapması. Öncelikle kişinin problemleri psikologlar tarafından tespit ediliyor. Sonra o soruna yönelik Kur’an-ı Kerim ayetleri ve Esmalar seçilip belli bir ritimle okunuyor. Bu kayıt 8- 12 hertz dalga boyuna, beynin alfa dalga boyutuna getiriliyor ve istenen müziğin altına yerleştiriliyor.
Mesela kişinin iletişimle ilgili problemi varsa, Hz. Musa’nın duası olan “Dilimdeki düğümü çöz. Gönlüme ferahlık ver. Söylediklerim anlaşılsın.” ayeti kullanılıyor. Depresif ve şizofrenik bir yapı varsa, daha çok tevhide, bütünleyici manalara ait ayetler, insanın ruh beden ve zihnini senkronize edecek, dengeleyebilecek ayetler kullanılıyor. Kişi bu müzikleri dinlerken aldığı telkinlerle problemini aşabiliyor. Aktaş, bu tekniğin zaten tüm dünyada kullanıldığını kendi tekniğini ayıran yönün ise Kur’an ayetlerinin kullanılması olduğunu söylüyor. “Kur’an kadar bilinçaltına etki eden, nöron ağlarını uyaran başka bir şey yok. Bu açıdan bu teknik zaten kullanılıyor ama Kur’anla yapılması eşi benzeri olmayan bir teknik haline getiriyor.” diyor.


Bilinçaltımızı nasıl koruyabiliriz?

Bilinçaltımızı korumak için televizyon seyrederken çok seçici olunması gerekiyor. Mümkün olduğu kadar minimalist yaşamak ve teknolojiyi bilinçli kullanmak önemli. Kur’an, Cevşen okumak da bilinçaltının düzenlenmesi ve korunmasına etki ediyor. Güne başlarken, ya da bir film izleyeceksek, “ben bu filmi izlerken sadece bana faydalı olanları almak istiyorum.” diye telkin vermek işe yarayabilir. Ayetel Kürsi okuyarak etrafınızı çevirin ve etrafınızdan ışıktan bir koruma kalkanı olduğunu düşünün.

Kaynak : İnternet
 

AphraeL

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Mar 2010
Mesajlar
524
Tepkime puanı
69
Konum
from out of nowhere
Elimde olmadığı için deneyip göremedim ama belki sizde vardır.. En kısa zamanda edineceğim...


"25. Kare'nin uygulandığı bir film :
DÖVÜŞ KULÜBÜ / The Fight Club

Niçin bu film?
Bir kere adına bakarak bunun bir dövüş filmi olduğunu zannetmeyin.
[FONT=arial black,sans-serif]“Gün gelir sâhip olduklarınız, size sâhip olmaya başlar!” sloganı ile modern insanın tüketim merkezli hayat tarzını sorgulayan bir filmdir döğüş kulübü.

Edward Norton ve Brad Pitt’in başrollerini paylaştığı ve David Fincher’in yönettiği bu film, 2000 yılında Empire Ödülü (İngiltere), 2001’de En iyi DVD, en iyi DVD anlatımı, en iyi DVD özel içerikleri ödülünü almış ve 2005 yılında Total Film magazin ödüllerinde (UK) “Dünyanın bu güne kadar gelmiş geçmiş en iyi film ödülü” ne lâyık görülmüştür.

Gerçekten çok etkileyici bir filmdir. Moderniteye karşı çıkarak :
“Gün gelir sâhip olduklarınız, size sâhip olmaya başlar”
“Her şeyi kontrol etmeyi bırak ve rahat ol…”
Nefret ettiğiniz işlerde çalışıp gereksiz şeyler alıyorsunuz.”
“Seyrettiğiniz reklâmlar yüzünden araba ve kıyafet değiştiriyorsunuz.”
“Sizler paranız kadar iyisiniz.”
“Siz işiniz değilsiniz…”
“Bindiğiniz araba değilsiniz..”
“Kredi kartlarınızın limiti değilsiniz” diyordu.

Şimdi, “Dünyanın bugüne kadar gelmiş geçmiş en iyi film ödülü”ne lâyık görülen bu filmdeki 25inci kareleri yakalayabilmek ve filmdeki her sâniyeyi kare-kare izleyebilmek için önce :

1. Filmi bilgisayarınıza kaydedin.
2. Media player ile izlerken film sahnelerini 1/16 “Slow / yavaş” izleme modunda.
3. “klcodec” ile izlerken alttaki ok işaretlerinden “Decrease Speed”e üç kez tıklayıp filmi en yavaş haline getirmeniz gerekmektedir. Böylece her sâniyeyi yaklaşık 5 saniyede izleyecek ve her kareyi tek-tek yakalayabileceksini z.

SONUÇ:
1. Araştırmalarımızın sonucunda filmin yönetmeninin (sexomaniac) olduğunu bulduk.
2. Filmin (bizim yakalayabildiğimiz) 26 farklı yerinde 25inci kareler kullanılmış.
3. 25inci Kare tekniği ile elinde sigara olan Brat Pitt resmi filmin çeşitli yerlerine yerleştirilmiştir.
4. Yönetmen filmin 2 farklı yerinde 25inci kare tekniği ile erkek cinsel organını yerleştirmiş.
5. Yine filmin 2 yerinde Çocuk Pornosu şuur-altına yerleştirilmiş.
6. Unutmayın 25. karelerin yer aldığı her film gibi bu filmde de normal seyrinde görülmesi gerekenlerin dışında hiçbir şey görülmüyor. Aslında çok şey görülüyor ancak hiç kimse ne gördüğünü bilmiyor.
7. Uyanmayanlar ve hâlâ 25. karenin varlığına ihtimal vermeyenler, denesin ve görsün diye filmdeki en can alıcı karelerin sadece bir kısmının dakika ve saniyelerini aşağıya sırasıyla yazıyoruz. İsteyen filmdeki tespit ettiğimiz bu dakika ve saniyelerde filmi durdurup kare-kare izleyebilir.

06:02= elinde sigara olan Brat Pitt resmi,
31:07 = cinsel öğeler erkek cinsel organı,
31:14 = cinsel öğeler,
46:41 =cinsel öğeler,
49:09 = cinsel öğeler,
50:42 ile 50:52 = çocuk pornosu mesajları…
02:10:39= Film bitiyor binalar yıkılıyor ve yine erkek cinsel organı filmin finali olarak 25. karede yer alıyor.

***

Filmin en tuhaf gelen bölümü ise Tayler’in işi sabun imalatçılığı olmasına rağmen, 30uncu dakikadan itibaren, Tayler’i anlatırken onun bir sinema yapımcısı olduğunu anlatmasıdır. (Filmin sadece bu 2 dakikalık bölümünde Tayler bir sinema yapımcısıdır)
Şu ifadeler 30uncu dakikadan sonra aynen filmde geçmektedir :
“Sinema filmleri tek bir makarada olmaz ; birkaç makarada olur ve bir kare bittiğinde diğer makaraya geçerken birisinin düğmeye basması gerekir. O an geldiği zaman projektörleri değiştirir ve film devam ettiği için kimse bir şey anlamaz. KİMSE GÖRDÜĞÜNÜ BİLMİYOR AMA GÖRÜYOR” der ve sorar: “ACABA KAÇINIZ ONU İŞ BAŞINDA YAKALAYA BİLİRSİNİZ?”

DİKKAT : Yaptıkları işi aynı filmde anlatıyorlar! "
[/FONT]
kaynak: internet
 

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
Sanırım bu konular subnimal mesajlar ve illimunati konuları altında işlenmişti çok enteresan şeyler yapıyorlar inanılmaz bir durum. özellikle çizgi filmlerle çocukların ilişkileri gözönüne alınırsa
 

angra meyu

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Tem 2011
Mesajlar
24
Tepkime puanı
3
filmde 25. kareleri görmek için yavaşlatmanız gerekmez. dikkatli izleyin yeter. yani yönetmenin gizlemek saklamak istediği hiçbir şey yok. bu konuyu açan arkadaşın paranoyak olduğunu düşünüyorum. kusura bakmasın. 25. kare diye birşey yoktur. 25. kare aslında bizim benimseyemediğimiz şeyleri başkası benimseyip filminde işlemesine oluşturulan duyduğumuz tepkidir, yönetmenin ince mesajlar verdiğini düşünürüz. hayır zaten adam veriyor mesajları, bizde görüyoruz. bilinçaltı'na gidemez bu kadar görüngen şeyler. 25. kare saçmalığına bi son verin. ayrıca ''siz paranız kadar iyisiniz'' yazmışsınız. filmde geçen ve doğrusu olan söz şudur: ''siz paranız kadar değilsiniz.'' ve ayrıca şu replikten “sinema filmleri tek bir makarada olmaz ; birkaç makarada olur ve bir kare bittiğinde diğer makaraya geçerken birisinin düğmeye basması gerekir. O an geldiği zaman projektörleri değiştirir ve film devam ettiği için kimse bir şey anlamaz.'' işte bu replikten nasıl bu kadar olumsuz şeyler çıkarttın? bu sinema da filmin işleyişi hakkında bi bilgidir. yani karelerin arasında siyah kesitler görmememiz içindir. senin inandığın saçmalıklar için değil.
 

phoibos

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Eyl 2011
Mesajlar
122
Tepkime puanı
7
İş
Müzisyen
Uzun zamandır bu sitede işlenmeyen bir konuydu.. Filmlerdeki subliminal mesaj 25. kareyle veriliyor. Fakat dinlediğimiz müziklerin hepsinde de subliminal mesajlar var. Çünkü bu Cd ler, kasetler aynı makinelerden üretiliyor, ve şarkıda olmasa bile içine subliminal mesaj yerleştiriyor. Bu seslerde insan kulağının duyamadığı, fakat beynin algıladığı seslerdir. Beynimizin taze kalması için Tvden ve olabildiğince müziktende uzak olmak zorundayız. En basit şeklide müzik dinlemek istiyorsanız, konser videolarını izleyiniz. onlar o aygıtlardan geçmediği için, içinde sübliminal mesaj olma ihtimali çok daha az..
 

angra meyu

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Tem 2011
Mesajlar
24
Tepkime puanı
3
Uzun zamandır bu sitede işlenmeyen bir konuydu.. Filmlerdeki subliminal mesaj 25. kareyle veriliyor. Fakat dinlediğimiz müziklerin hepsinde de subliminal mesajlar var. Çünkü bu Cd ler, kasetler aynı makinelerden üretiliyor, ve şarkıda olmasa bile içine subliminal mesaj yerleştiriyor. Bu seslerde insan kulağının duyamadığı, fakat beynin algıladığı seslerdir. Beynimizin taze kalması için Tvden ve olabildiğince müziktende uzak olmak zorundayız. En basit şeklide müzik dinlemek istiyorsanız, konser videolarını izleyiniz. onlar o aygıtlardan geçmediği için, içinde sübliminal mesaj olma ihtimali çok daha az..

eğer kulak duymuyorsa beyin algılayamaz. lütfen biraz duyuların işleyişi hakkında bilgi edinin. bilinçaltı olayları da dahil tüm olaylar duyulardan geçtikten sonra algılanabilir.
 

phoibos

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Eyl 2011
Mesajlar
122
Tepkime puanı
7
İş
Müzisyen
eğer kulak duymuyorsa beyin algılayamaz. lütfen biraz duyuların işleyişi hakkında bilgi edinin. bilinçaltı olayları da dahil tüm olaylar duyulardan geçtikten sonra algılanabilir.

Aslında o tam olarak öyle değil :) Araştırırsanız bulabilirsiniz..
 
Üst