Kendi gerçekliğimiz

Kar

Elit Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
637
Tepkime puanı
97
Kendi Gerçekliğimiz
Enerji, çok yoğundan (yavaş), çok safa (hızlı) kadar değişen seviyelerde veya hızlarda titreşir. Düşünce, kendini çok hızlı değiştirerek, çok yüksek oranda titreşen, çok saf bir enerji biçimidir. Madde, buna karşın, çok yoğun bir seviyede titreşen, bu yüzden değişimleri çok yavaş olan bir enerji şeklidir. Enerji ve madde birbirlerinin yerine geçebilirler. Hiç bir zaman, madde veya enerji olmadan, maddenin tek bir molekülü veya enerjinin tek bir atomu var olamaz; bu ikisi birbirinin yerine geçer. Yine de, enerji bazen o kadar "saf" olur ki, madde ile bağlantı kurmak çok zor olabilir; başka bir durumda ise, madde öyle yoğun olur ki, o tümüyle hareketsiz olarak tasarlanabilir. Maddenin olası bütün yoğunlukları ve enerjinin olası tüm saflıkları, bu iki uç nokta arasında sıralanır.
Düşünce, çok saf bir enerji boyutunda, bulunduğu ortama bağlı olarak, madde ve kaynağına bağlı olarak da enerji şeklinde hareket eder. Tıpkı bir çömlekçinin elleri arasındaki kile, düşünceleri doğrultusunda şekil verdiği gibi, tüm insanlar da, düşüncelerinin en ince unsurunu bile, onlara istedikleri şekilleri vererek biçimlendirebilirler.
Bununla beraber, bu düşünce-biçimler sadece düşüncelerde kalmazlar, bunları üreten kişinin çevresinde kalıcı olduklarından, bazı keskin görüşlüler tarafından izlenebilirler. Bu düşüncelerin şiddeti, onları üreten güce ve tekrarlanma frekanslarına göre değişir. Aralarından birçoğu, çok hızlı bir şekilde yok olurken, diğerleri onları var edenin zihninde, iyi kötü kalırlar. Bir nefret düşüncesi, şiddet olarak büyüyüp gelişir ve hatta sınır noktasında, onu yaratan insanda bir hastalığa yol açabilir. Düşünce-biçimin etkisi, üretildiğinde yok olmaz. Tıpkı radyo dalgalarının ulaşabildikleri uzaklıktaki her alıcı tarafından alınabilmesi gibi, her birimizin yaydığı düşünceler de, başka zihinleri, olumlu ya da olumsuz olarak etkilemek üzere tüm dünyaya yayılırlar. Bu nokta, telkinin, kitlesel psikoloji olaylarının ve telepatinin gücünü açıklar. Ayrıca, bir şeyin benzerini üretmesi gibi, iyi ve kötü düşünceler de kendi denklerini bulurlar ve onları üretirler.
Gerçek bir "kontrol kulesi" olan beynimiz, yine tüm elektronik beyinler arasında son derece mükemmelleşmiş olanıdır. Deneyimler göstermiştir ki, aklın madde üzerindeki gücü, nabzı durma noktasına getirebilir. (Kendilerini havasız, kapalı yerlere sokarak, uzun zaman, bu güç sayesinde nabızlarını minimum yaşamsal, seviyede tutarak yaşamayı başaran yogileri düşünün.)
Az önce gördüğümüz gibi, yaydığımız düşünce-biçimler ne olursa olsun, bizim ve çevremizin üstünde etkileri olacaktır. Bu bilgiden yol çıkarak aklımızı, düşüncelerimiz yardımıyla bize en uygun şekilde yönetmeyi öğrenmek çok önemlidir. Böylece, artık bizi çevreleyen dünyanın "kurbanları" yerine, kendi gerçekliğimizin "yaratıcıları" olacağız!
internet
 

vivalavida

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
444
Tepkime puanı
122
Peki düşünce ilk aşamada nasıl oluşuyor? Beyinde düşüncenin meydana geliş şekli nasıl?
Düşünce bir enerji. Enerjinin formülünde madde var. Maddeye bilgi diyoruz. Ortada bir sürü bilgi var parçalar halinde. Maddenin kendi kendine hareketi dış koşullar olmadan mümkün değil (???). Bilgilerin birleştirilip yeni bir bilgi oluşması gerekiyor. (Gerekiyor = eldeki veriler yetersiz.) ...

Sorumu tam soramıyorum, saçmalamış da olabilirim. Yalnız şu düşünce olayına takıldım kaldım kaç gündür. Fikri olanlar belirtirlerse çok sevinirim.

Saygılar.
 
Üst