Hayvansal Psişizm

PESS

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Eyl 2010
Mesajlar
446
Tepkime puanı
136
Konum
Mersin
İş
Dans EÄŸitmeni , Grafiker
Hayvansal psişizm (animal psychism) hayvanlardaki psişik fenomenler bütününü ifade etmek üzere kullanılan bir terimdir.

Parapsikologlar, hayvanlar üzerinde sürdürdükleri deney ve gözlemler sonucunda, kimi hayvanların ESP denilen paranormal yeteneklere insanlardan daha fazla sahip olduklarını ve ayrıca, bu yeteneklerini bazı hayvanların beş duyu gibi doğal ve normal bir yetenek olarak kullandıklarını ileri sürmektedirler.

Parapsikoloji denildiğinde akla ilk gelen isim olan ve kurduğu Parapsikoloji Kurumu’nun Amerikan Bilim Geliştirme Kurulu'na kabulüyle Parapsikoloji’ye ilk saygınlığını kazandırmış bulunan J.B. Rhine, yaptığı deney ve gözlemler sonucunda bazı hayvanlarda şu beş psişik yeteneğin bulunduğunu açıklamıştır:

Sevdikleri kişiler veya kendileri hakkında tehlike içeren gelecekteki olayları ve doğal afetleri önceden hissetme yeteneği.
Sevdikleri canlının (hayvan ya da insan) ölmesini ya da zarar görmesini, ondan çok uzakta da olsa hissetme yeteneği. (S.S.C.B. döneminde yapılan bir deneyde, karadan binlerce kilometre uzaklıkta, deniz dibinde bulunan bir denizaltıda bulunan yavrularından her biri öldürüldüğünde, karada bulunan anne tavşanın acı acı bağırdığı görülmüştür.)
Sahiplerinin eve dönmek üzere olduğunu, onlar eve dönmeden önce hissetme yeteneği.

Yuvalarından yüzlerce kilometre uzağa götürülseler de, yuvalarının yerini bir şekilde hissederek dönebilme yeteneği.
Sevdikleri hemcinsleri kendilerinden yüzlerce kilometre uzağa götürülse de, onları bulabilmelerini sağlayan “psişik izleme” yeteneği.
J.B.Rhine’ın hayvansal psişizm ile ilgili çalışmalarını Rhine’dan sonra sürdüren ardılları, hayvanlarda bunlardan başka paranormal yeteneklerin de olduğunu açıklamışlardır. Neo-spiritüalist görüş, hayvanlardaki bu yeteneklerin bir kısmını, insanın etkisi altında olmakla birlikte algılayamadığı esîrî vibrasyonların bazı hayvanlarca algılanabilmesine bağlar. Bir beygirin görme ve koklama duyularıyla algılayabilme alanından daha uzakta olduğu halde uzaktan geçen eşini tanıması, deprem öncesinde örümceklerin yuvalarını ve bazı hayvanların ağıllarını bırakıp kaçmaları, onların bazı vibrasyonlara insanlardan daha duyarlı olmalarıyla açıklanır

Kaynak : İnternet
 

deadfingers

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Ara 2010
Mesajlar
37
Tepkime puanı
4
Konum
MARMARIS
İş
VETERINER
Formu olmayan yaratıkları, kedimle birlikte hissedebiliyorum. Bukalemunum formu olmayan canlılar bana yaklaştıkça, tepki veriyor ve saldırgan oluyor, boşluğa haykırırcasına.
 

yeniay

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Ara 2010
Mesajlar
26
Tepkime puanı
1
Ben eve gelmeden önce de kedim kapıya doğru gidip, beklemeye başlıyormuş annemler öyle diyor.:)
 

DreamDuality

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2009
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
150
Ben de hayvanların yavrularını nasıl başkalarından ayırt edebildiklerine bir türlü akıl erdirememekteyim.
Bahsettiğim doğal hayatta koloniler şeklinde yaşayanları.
Özellikle penguenlerle ilgili bir belgeselde dikkatimi çekti.
Dişi penguenler karnını doyurmak için aylarca uzaklarda oluyor.
Erkek penguenlerse yumurtayla(kuluçka evresi.) beraber eşlerinin dönmesini bekliyorlar.
Aylar sonra dişiler gelince hem eşlerini hem de en son yumurtadayken bırakıp gittikleri yavrularını tanıyorlardı.
 
Üst