Lotus Çiçeği

Yalnızca Budizmde değil, aynı zamanda Brahmanizm’de ve önceden eski Mısır dininde göze çarpan bir simgedir Lotus çiçeği. Lotus, Çin folkloru ve simgeciliğinin neredeyse en önemli bitkisidir ve bu görünürdeki nedeni Budizm’in etkisidir: lotus, kirli sulardan çıkar ancak kendisi kirlenmez; içi boş, dış tarafı diktir; dalları yoktur ancak tatlı bir kokusu vardır; saflığın simgesidir ve sekiz Budist değerli nesneden biridir.,



Çiçeğin kendi de bir mandala’ydı, yani fiziksel evreni simgeler. Ortadaki dişilik organı, evrenin ortasında bulunduğu sanılan, Meru Dağı’nı simgeliyordu. Onu çevreleyen erkek polen üreten kısmı ise dağları simgeliyordu. Taç yapraklar kıtalardı, dört kenarda dört iri yaprağın yanında daha küçük iki yaprak bulunurdu, tıpkı Brahmin ve Budistlerin evren haritalarında olduğu gibi. Çiçek, sularla simgelenen Kaos’tan doğan ruhsal düzendi. Mitolojideki benzeri büyük anatanrıçaydı. Gautama ve diğer buddhalar, çoğunlukla lotus çiçeğinin üstüne oturmuş olarak resmedilir. Brahmanın lotus çiçeğinin üzerinde doğmuş olarak gösterilir. Doğumundan sonra Osiris, lotus çiçeğinin üzerinde durmuştu.

Çincede ‘lotus’ anlamında iki sözcük vardır: lian ve he. Birincisi, lian = birleşmek (evlilikte), lian = biri diğeri ardından, kesintisiz, lian = sevmek ve lian = alçakgönüllülükle eşseslidir. Bunun için de lotusun simgesel alanı sınırsızdır. Örneğin, bir elinde lotus diğerinde bir ağız orgu (sheng) tutan bir erkek çocuk: ‘toplum içinde devamlı ilerleme’ anlamındadır. Bir çiçek ve tomurcuk eşliğinde tasvir edilen bir lotus çiçeği, ‘tam birleşme’yi simgeler. Bir saksağan (xi) uçmuş, bir lotusun erciği üzerinde oturuyor ve tohumları (guo) topluyorsa bu, ‘Art arda (lian) sınavlarda (guao) başarılı olma zevkini (xi) tadınız’ anlamındadır. Bir lotus yanında duran ve elinde bir sazan balığı tutan bir erkek çocuğu, ‘Yıllarca (lian) bolluk (yu) içinde olun’ anlamındadır. Ve bunun gibi başka birçok örnek vardır. Budizm’de lotusun meyvesi, çiçeğiyle sapı geçmişi, şu anı ve geleceği simgeler. Buda’nın sünnet derisinin (bao pi), Lotus çiçeğine benzediği söylenir.

Çince he sözcüğü ‘birleşme’ anlamında kullanılır ve bunun için bir dalda iki lotus çiçeği (veya bir yaprak ve bir çiçek), ‘paylaşılan kalp ve uyum’ dileğini ifade eder. İçinde birçok tohum bulunan lotus tohumları kutusu bereketi simgeler. Aşkın simgesi, yan yana bir lotus (genç kızı simgeler) ve bir balıktır(genç erkeği simgeler). Kırmızı lotus kadının, lotus sapıysa erkeğin cinsel organını simgelemektedir. Mavi bir lotus çiçeği, temizlik ve alçakgönüllülük simgesidir.

Bir erkeğin adında ‘lotus’ sözcüğünün bulunması, kişinin bir Budist olduğunu veya bir şekilde Budizmle ilgisi olduğunu gösterir; bir kadının adında bulunması ise, kadının saf ve saygı duyulan bir kişi olması dileğini ifade eder. Bir he-bao yani ‘lotus paketi’ ruhları uzak tutma gücü olan bir ipek kadın çantasıdır; ancak ‘küçük kadın çantası’ dölyatağı anlamında bir mecazdır. Beraber tasvir edilen kadın çantasıyla kırmızı balık, ‘Bir çanta içinde bol miktarda altınınız olsun’ dileğini ifade eder.

Pekin’de, lotusun 4. ayın 8. gününde yani Buda’nın doğum gününde, çiçek açtığı söylenirdi. 1. ayın 8. günü, ‘lotus günü’dür. İnanışa göre, eğer bir kadın o gün dikiş dikerse adet problemleri yaşar.

Kaynak:
Büyünün Cadılığın ve Okültizmin Tarihi, W.B CROW.
Çin Simgeleri Sözlüğü, Wolfram EBERHARD.

Odysseus ve yoldaşlarının "Lotos yiyenler ülkesinde"ki serüvenini hatırlattı bana. Eğer ki yenirse unutkanlık yaptığına inanılan ve hala da yenmeyen beyaz nilüfer kökü...

Ayrıca Nilüferler normal bitkiler gibi sudan ölmezler köklerinde ki ve saplarındaki su kanalları bitkiye su girişini kontrol ederler böylece bitki ancak su istediğinde su alır. Ama normal bitkilerde su kanalları yoktur bu yüzden fazla suyu kontrol edemezler ve su alarak ölürler.. Ne kadar harika bir bitki değil mi??