Soru sorma farkindaliği

zedrix

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Haz 2010
Mesajlar
56
Tepkime puanı
4
"Türkler, ses ile cevap veren bilgisayarı görünce şaşırmışlar. Bir soru sormaya karar vermiş biri.. Geçmiş karşısına...

Naber?” demiş.

Bilgisayar tüm sistemi search etmiş, taramış hardiskini, cevabı bulamamış ve error verip, bozulmuş.

Sorular ne kadar önemli hayatımızda. Sorduğumuz kadar, bize sorulan da. İş görüşmelerinde sorulur, sınavlarda sorulur, sohbetlerde sorulur, sorulur da sorulur. Soruyu doğru anlamakta önemli sanırım. Cevaplar bazen içinde saklı oluyor soruların..

İnsanları sorularından tanımak aslında o kadar kolay ki. Sorunun asıl amacı gerçeği öğrenmektir. Gerçeği öğrenirken, yargı, inançsızlık, öfke, aşağılama da sorunun içine gizlenebilir. Soruyu soran bu yüzden, cevabı verenden daha çok belli eder kendini... Biz nasıl sorular soruyoruz acaba gün içinde?

Annem her eve gelişimde sorardı “Burcu sen mi geldin?” Demek annem gelmemi beklemiyor yada hoşgeldin demeye çalışıyordu aslında. Ben sık sık sorarım mesala “Gerçekten öyle mi?” diye. Bu bir yöntemdir zaman kazanma adına. Bir de “Aa yemeğini bitirmedin mi” sorusu vardır, tabağa ve kalan yemeğe bakarak. Bunda da “ama o kadar yaptım, niye yemedin ki” sitemi vardır alt satırda. Sohbetin ilk dakikalarında ard arda sorulan, “Ne iş yaparsın?", "Nerede oturuyorsun?", "Evli misin?" gibi sorularda bir statü dengelenme arayışı gibidir bana göre. Kısa cevapların analizi karşı tarafa kalır genellikle... Sormak isterim tüm soruların arkasından “uygun düştüm mü acaba sana” diye... "Ne var, ne yok?" “Ne yapiyorsun? “Nasil gidiyor?” gibi sorular ise nasıl anlamsızdır aslında... Evlilikler sorulan soruların yanlışlıklarıyla bitmiyor mu? “Nerdesin?”, “Niye konuşmuyorsun”, "Neden bunu böyle yapıyorsun?” soruluyor, “Özledim seni, Konuşalım mı” demek yerine, çoğu zaman varılan nokta soru imi gibi sallantıda... Sınavda başarısız olan birinin kendine sorduğu “Niçin böyle oldu”, onu ne kadar sağlıklı bir cevaba götürür? Bu soru nasıl bir ruh haline sokabilir bir insanı, düşünün. Bu sorunun yerine “Nasıl başarabilirim?” daha cevaba yakın bir soru değil mi sizcede?
.

Konuşmalarımız sorular üzerine kurulu, sorularımızın arasında aslında gerçek niyetimiz gizli. Neyi öğrenmeyi çalışıyoruz, aslında nedir demeye çalıştığımız.. Peki gerçeği arayışımız nerede saklı?

Çocuklar çok güzel sorular soruyorlar. Anne babaları delirtseler bile tek bir amaçları var, gerçeği öğrenmek, sadece gerçek ile ilgililer.. Soruların içinde “biliyorsan hadi cevap ver” yok, içinde “hadi madem bunu da bil” yok... İçinde ego yok... Sadece merak var, öğrenme merakı... İçten gelen, öğrenmeye ve gerçeği anlamaya odaklı.. İnternette okuduğum birkaç çocuk sorusunu paylaşmak isterim sizinle..


- Anne balıklar su içer mi ? Peki balıklar terler mi ?


-Akşam olunca biz uyuyoruz ya, sabah kalkacağımızı nerden biliyoruz peki?


- Anne ben nerden çıktım?
- Karnımdan çıktın sayılır yavrum... Sezeryan ile doğurmuştum ya ben seni...
- Pekiiiii oraya nasıl girdiiiiim?

Yetişkinler de her şeyi bilemez. Onların da cevaplarını bildikleri ve bilmedikleri sorular vardır elbet. Ama esas olan çocuğun beklediği sorularını her zaman dinlemeye hazır olduğumuzu ve birlikte yanıt aramak için yanında olduğumuzu bilmesi ve hissetmesi... Burada soru gibi, cevaplama da da aynı samimiyet ortaya çıkıyor. Bu yaklaşım bile, doğru cevabı alamayan çocuğun iletişim yeteneğini güçlendiriyor.

Soru sormak, ne kadar önemli aslında.. Soru sorma eğitimi de bu noktada başlıyor. Gerçeği mi merak ediyorsunuz? Cevabı önemsemeden mi soruyorsunuz? Sohbet kurduğunuz insanlara sorularınızla aslında ne demeye çalışıyorsunuz? Neyi soruyorsunuz aslında soru cümlesinin alt satırında? Peki kalpten mi geliyor soru cümleleriniz?

Bu bir farkındalık oyunu.. Gündelik bir farkındalık oyunu.. Şimdi kendimize bakalım. Sadece ve sadece gerçeği arayalım sorularımızda, sorarken yargılamayan, sorarken soru dışında başka bir anlamı cevap bulmaya çalışmayan sorular, iletişimimizi ve şeffaflığımızı arttıracak. Kuşkuları, kıstasları, hesap sormayı, haklı olmayı, tartışma ruh halini, egomuzu, mesajın doğru anlanma kaygısını bırakıp, sorularımızda gerçeği anlamanın pozitif çizgisine yoğunlaşalım. Dürüst ve içten olalım sorularımızda ve gelecek cevabı da aynı şekilde kabul edelim. Bu bizi daha üst bir gerçeklik mekanına çıkaracak bir yol aslında... İletişimimizi güçlendirirken, gerçeğe de ulaştıracak bir yol... Soru varsa, cevaplarda her zaman gelir. Soru ne kadar içten ve doğruysa, cevaplarda öyle olacaktır.

Soru sormayı tekrar öğrenelim aynı bir çocuk gibi..

Neyi soruyoruz gün içinde ?
Aslında neyi öğrenmeye çalışıyoruz içtenlikle ?
Cümlelerimizin sonunda soru işareti mi var,
yoksa görünmeyen bir ünlem mi genellikle ?"

KAYNAK :İnternetten alıntıdır...
.
 

DreamDuality

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2009
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
150
Güzel bir paylaşım olmuş.
Ben de hayatımda şunu tecrübe ettim.
İnsanlar kendilerini ifade etmede zorluk yaşadıkça; sorular da bir o kadar mantıksızlaşıyor.
Samimiyetimiz olmayan, kendini açıkça ifade edemeyen tanıdıklarımız:
Bize şu tarz sorular sorarlar:
- Sen hangi bölümü okuyorsun?
- Üniversite bitti mi? Bitince ne yapacaksın?
- KPSS ye girecek misin? Kaç puan aldın? Evlenecek misin? vs....
Bu sorular başta sorulan için can sıkıcı olsa da. Aslında:
'' Senin ne yaptığınla ilgileniyorum. Seninle şuan iletişimde olmak istiyorum.vs..''
gibi sözlerin dolaylı yoldan bir ifadesi.
Onlara kızmak yerine soruları açık ama sevecen bir dille yanıtlayın.
Bir süre sonra soruların farklılaştığını ve iletişimin arttığını göreceksiniz.
 

nandopa

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Eki 2010
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Bence yıllar geçtikçe insanlar soruları soru cümleleri yerine düz cümlelerle sormaya başlıyorlar.
Artık verdiğimiz cevaplar,kurduğumuz cümleler birer soru aslında.
Her duyulan düz cümleden sonra,karşılık olarak ne söyleyebileceğini,aynı şeyin onda nasıl olduğunu,yıllarca ona nasıl göründüğünü,hayatında başka kimlerden böyle şeyler duyduğunu ya da kimlerden duymak isteyip hiç duyamadığını düşünüyor insan.Daha çok söylenebilir de,özetle soru işaretiyle bitenlere kıyasla noktayla biten cümlelerin arkasından daha çok şey duymayı umuyoruz bence.
 

zedrix

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Haz 2010
Mesajlar
56
Tepkime puanı
4
Peşine takıldığımız her soru, ister bize sorulsun ister biz soralım, eğer sağlıklı bir zihinle ve açık bir kalple yapılırsa, sorana da cevabı arayana da birşeyler öğretir gibi geliyor. Herşeyi çok sorgulamak iyi değil belki, bazen sormamak lazım, cevaba hazır olmadığımızı hissettiğimizde mesela belki. Ama aralar versek de, sormaktan hiç vazgeçmemeli...İçten ve doğru sorular olmak koşuluyla :)
 
Üst