Pandora, Sirenler ve Harpyalar

Amphitrite

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2010
Mesajlar
350
Tepkime puanı
41
Erkek egemen Yunan Orta Çağı, kötülüklerin saklı tutulduğu ünlü kutusuyla Pandora efsanesini yarattı. Bu efsanede kadın, erkeğin onun için oluşturmak istediği imaja uygun bir rol üstlenmişti.

Efsane, Yunan panteonunun tanrılarıyla insanlar (erkekler)arasındaki anlaşmazlıkta insanların tarafını tutan Prometheus’u Kafkas Dağları’na zincirleyerek cezalandıran Zeus’un, Prometheus’un işbirlikçisi erkekleri de “kadını, şu kötülük kaynağını” yaratmak yoluyla cezalandırdığını anlatmaktadır.

“Zeus, Hephaistos’a tanrıça görünümlü o güzel bedeni topraktan su ile yoğurmasını ve çekici kılmasını buyurur. Athena, bedeni uyumlu olarak süsler; Afrodit yüzüne zarafet ve dayanılmaz arzu serper; ulak Hermes ise ona şeytani bir zeka ve kandırma yetisi verir.

Hermes ona Pandora, yani bütün tanrılardan armağan adını verir. Pandora’ya kapalı bir küp emanet ederek, kendisini Epimetheus’a götürür.” Epimetheus, kardeşi Prometheus’un tüm uyarılarına rağmen, Pandora’nın çekiciliğine dayanamaz ve onu kendine eş olarak alır. Bundan sonra: “Pandora küpü açar ve yıkıcı kötülükler kaçıverir. Acılar, yorgunluklar, ağrılı hastalıklar ve ölüm yeryüzüne yayılır. Sadece umut küpün içinde kalır. İnsan soyu çoğalır. Servet edinme hırsı savaşları kışkırtır.”

Bu mitolojik öykünün de insana zarar veren “kötü”sü kadındır. Kadın, erkeğe ceza olsun diye yaratılmıştır. Acılar, hastalıklar ve ölüm dünyaya onun aracılığıyla yayılmıştır. Kötülüklerin yeryüzüne saçılmasına yol açan Pandora ya da kadın, bu öyküye göre Tufan’ın da sorumlusudur.

Tehlike ve kötülük ile çekiciliğin kadın bedeninde birleştirildiği daha başka mitolojik öyküler de üretilmiştir. Bunlardan biri sirenleri, diğeri de harpyaları konu alır.

Sirenler, “Yunan mitolojisinde belden aşağısı kuş veya balık biçiminde tasvir edilen veya bazen elinde bir lir tutan kötü ruhlu cinlerdir.” Onlar Tanrı-ırmak Akheleos’un kızları olup, engin denizler üzerinde yaşarlar. Lir eşliğinde seslendirdikleri büyülü ezgilerin dayanılmaz bir cazibesi vardır. Ancak ezgileri ölümcül olup, peşine düşenleri kayalıklara sürükler ve sirenlerin hazırladıkları tuzaklara çekerler. Bir çeşit vampir sayılan bu dişil cinler, tuzaklarına yakalanmış hemen hepsi erkek olan denizcileri öldürmektedirler.

Görüldüğü gibi, bu mitolojik öyküde de kadın, kötülük ile çekiciliğin bedeninde kişileştirdiği, çekinilmesi ya da uzak durulması gereken bir yaratık olarak işlenmiştir.

Benzer bir yaklaşım harpyalar için de söz konusudur. “İason ve Argonnautlar efsanesinde kadın yüzlü, çok çirkin ve iğrenç kuşlar olarak betimlenen” harpyalar insanları dehşete düşüren, büyük felaketlere yol açan rüzgarların perileridirler. Kuraklığı, açlığı, salgınları temsil ederler. Harpya söylencelerinde de felaketler yine kadın varlığı aracılığıyla insanların üzerine yağmaktadır.

Kaynak: Pervin Erbil, Kibele’den Pandoraya: Kadının Tarihsel Yenilgisi
 
Üst