Beyin Nasıl Çalışır

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,097
Tepkime puanı
4,972
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog

Beyin nasıl çalışır

Muhteşem olarak tanımlayabileceğimiz bir iç ihne, bir bilinçaltı zihnine sahip olduğumuzun farkında olmalıyız. Bilinçaltının çeşitli hastalıkların nedeni olduğunu ilk söyleyenlerden biri Freud’dur. İsveçli psikiyatrist Cari Jung, zihnin spiritüel ve tanrıyla doğrudan bağlantı sağlayan bölümünü üst bilinç olark tanımlar. Bilinçaltı bir bilgisayar gibi çalışır. Bilinçaltı duygulara klavuzluk eder ve zihnin deposu gibidir. Zihnimiz gördüğümüz herşeyi anımsar, hisseder ve deneyimler ancak bunları yeniden çağırmak güçtür. Zihin 70 ila 100 trilyon arasında imaj kapasitesine sahiptir.

Tüm duygularımız, deneyimlerimiz bir ses ya da imaj (hayal) olarak depolanır. Bilgisayar nasıl herşeyi sayılara dönüştürürse, beynimiz de aynısını yapar. Bilinçaltı asla uyumaz, dinlenmez, her zaman görevdedir, kalp atışlarımızı, kan dolaşımını kontrol eder, sindirimi düzenler, dengeler ve sorunları çözümler. Vücudun tüm yaşamsal işlevi ve fonksiyonlarını kontrol eder ve tüm sorunlarımızın yanıtını bilir. İzleyerek, deneyimleyerek, eğitim yoluyla öğrenız, zihnin en önemli işlevi nedenselleştir-medir. Bununla birlikte objektif duygularımız etkinliğini yitirdiğinde sübjektif zihnimiz en üst düzeyindedir. Düşünceler bilinçli zihinden bilinçaltına doğru beyin hücreleri tarafından bir imaj ya da film gibi aktarılır.

Yaşamımızda oluşan her türlü bilgi işlevsel hale getirilir ve sahip olduğumuz tüm enerji ve cesaretimizi sorunlarımızı çözmek üzere kullanır. On yaşında bir köpek tarafında ısırıldığınızı varsayın; bu çocukluk deneyimi nedeniyle hayatınız boyunca köpeklerden korkarsınız. Bilinç unutur, ancak biinçaltı, olay hafızadan bütünüyle silinmediği sürece olayı tüm ayrıntılarıyla anımsar. İnsan uyurken, bilinçsizken, ilaç ya da alkol aldığında ya da koma halindeyken bile bilinçaltı uyanıktır. Bilinçaltının görevlerinden biri bizi zarardan ve tehlikeden korumaktır, ancak bazen ıronik bir şekilde hastalığa hatta kendini mahvetmeye de neden olabilir.

Bilinçaltı zaman ve uzayın ötesinde sonsuz bir bilgiye sahiptir, yeni düşünceler, fikirler, iş planları, buluşlar, icatlar ve doğa bilgisi edinmemize yardımcı olur. Bilinçaltı, herşeyi olduğu şekliyle alma alış-kanlığındadır. Eğer herhangi bir durumda kendimizden şüpheye düşüp, düşünmeyi sürdürürsek başarılı olamadığımız gibi, pozitif düşünce akımını da engelleriz. Sonuçta negatif enerji oluşur ve bu durum hayattaki başarı ve başarısız lıklarımızın nedenidir. Eğer bilinçaltımıza hatalı bir kavram gönderirsek, bununla baş etmenin yolu toparlayıcı ve olumlu davranışlar geliştirmektir. Olumluya yönelebilmek için olumsuz düşünce ya da kararlar hayal etmemeli, mutlu bir son düşünmeliyiz.

Doktorlar zıhın hakkında bu gerçeği kavradıkları için, ameliyat ne kadar zor olursa olsun hastalarını ameliyattan önce cesaretlendirirler. Ameliyat sonrası süreçte ziyaretçilere izin verilmez, çünkü herhangi bir olumsuz etki hastanın bilinçaltına zarar verecek, hastanın sağlığını iyileştirebilmek için yapılan operasyonun anlamını yitirmesine yol açacaktır. Çocuk yetiştirirken olumsuz önermeler kullan mamak önemlidir. Çünkü bunlar bilinçaltına yerleşecek ve daha sonraki davranışlarını etkileyecektir. Bu etkiler davranışlarda, endişelerde, düşmanca duygularda ve güven eksikliğinde gözlenebilir. Kişi zihninde inandığı şeyi dış dünyada deneyimleyecektir. Hayatın, objektif ve sübjektif olmak üzere zıt kutupları vardır, görülebilen ve görülemeyen, düşünme ve ortaya koyma gibi..Dualar ve inançlar da bilinçaltımıza kabul edilebilir ve bunlar doğru olarak gönderdiğimiz sinyallerdir. Doğru olduğuna inanılan düşünce kendi kendini gerçekleştirecektir. Eğer sağlıklı olduğumuza inanırsak, bağışıklık sistemimiz bilinçaltımız tarafından mülkemmel olarak algı lanacak ve daha sağlıklı olacağız. Bhatvvan Sathya Saı Baba “inanç insanın yaşamasını sağlayan kökleridir” der.İnanç bizim spiritüel ve zihinsel gelişimimizin başlangıç noktasıdır. Hindistan’da çeşitli inanç sistemlerinin birçok örneğini görebiliriz, Bunlar bilimsel olarak açıklanabilirse de birçoğu körü körüne takip edilir.

Evrensel iyiliğimiz için olan inanç ve fikirler kabul edilebilir olanlardır. Bununla birlikte başkalarına zarar veren inançlar kabul edilemez. Baba, ayırım yapabileceğimizi ve böylece iyiyi ve kötüyü ayırabileceğimizi söyler. Bu ayrım bilgi sonucu oluşur. Kötü sözcükler kulanan bir çocuk bunun anlamının bilmeyebilir, ona sözcüklerin anlamını açıkladığımızda bir daha tekrarlamayacaktır. Dua ederken olumsuz düşüncelere yer vermeyiz. Zihnin bu davranışı bilincin ve bilinçaltının bir aradalığında bir denge sağlar ve iyileştirici gücü artırır. Hindistan’da sık sık tapınakları ve türbeleri ziyaret eder, dua ederiz. Tapınaklar ilahi yerlerdir. Buralar, sürekli Tanrı’nın ismi ve ilahi mantralar söylendiği için pozitif enerjiye sahiptir ve zihnimizi sakinleştirir. Bu tür yerlerde samimiyet nedeniyle kendimizi sükûnet halinde hissederiz. Bilinçaltımız böyle bir ruh halindeyken sorunlarımızı ele alır ve bize çözümler sunar.

Hayatımızın her anında pozitiften çok negatif enerji üretiriz. Çevremizde gördüğümüz herşeyin zihnimizde bir etkisi olur ve programlanana kadar derinlerde kalır. Dr. Bruce Goldberg, bilinçaltımızın sadece bugünü değil geçmişi de barındırdığını kanıtlamıştır. Bilinçaltımız bunlarla yüzleşecek cesaretimiz olmadığı sürece geçmişle ilgili anılarımız bilmemizi istemez ve yaşamımızı olumsuz etkilemesine izin vermez. Bununla birlikte herkes, bilimsel hipnoz çalışmaları sayesinde geçmiş hayatına gidebilir ve geçmiş yaşamına tanıklık edebilir. Bazı insanlar tuhaf davranışlara sahiptir; bu insanlarla yapılan çalışma, geçmiş yaşamdan gelen sorunun bulunmasına ve çözülmesine yarar. Sorunun nedenine ulaşılırsa, problem aniden yok olacaktır. Bilinçaltı asla yaşlanmaz. Yaşı yoktur, zaman kavramından uzak ve sonsuzdur. Bu nedenle sabır, nezaket, alçakgönüllülük, isteme gücü, sorumluluk, denge, ümit ve sevgi üretmek önemlidir. Bunlar evrendeki kalıcı değerlerdir. Bilinçli zihin kendi kendine yaratıcı hayal-gücüyle, olumlu çatışmalarla, hipnozla ilgilenerek yaşamının her alanına denge ve uyum getirmeye çalışabilir.

Hazırlayan: Urum
 
Üst