Üç kollu Meryem ana ikonası

Kar

Elit Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
637
Tepkime puanı
96
2933.jpg



Bu kutsal ikona, aziz Şam lı Yuhanna nın hayatı ile ilişkilidir. Bu ikona nın tarihi sekizinci yüzyıla dayanır. O zamanın kralı Lavon, kutsal ikonalara karşı savaş açıp ikonaların kilise duvarlarından indirilmesi için emir vermişti. Şam da yaşayan aziz Yuhanna bu şiddetli emri duyar ve o zamanlarda Şam da hazine veziri idi ve adı serjun un oğlu Mansur du. Kutsal ikonalara karşı çıkan her insana, kafir adını vererek onlara şahsi yazılar gönderdi. Bu haberi, ikonalardan nefret eden kral duyunca, aziz Yuhanna dan intikam almak için dolandırıcılık ve hilelere başvurdu ve birkaç kaligraficiyi (yazı taklitçileri) yanına çağırarak, sözde aziz Yuhanna nın dilinden başka bir kral”a, eğer Şam”ın halifesini yenmek istiyorsan sana yardım edebilirim diye bir mektup yazdı ve bu mektubu Şam”ın halifesine gönderdi. Şam halifesi bu mektubu alınca, aziz Yuhanna nın ona ihanet ettiğini sanıp onu yanına çağırdı ve ey serjun oğlu Mansur, bu yazıyı ve bunu yazanı tanıyor musun? Dedi. Aziz Yuhanna şu cevabı verdi: ey kralım, bu yazı sanki benim yazıma benziyor ama benim yazım değil ve bu sözler bana ait değil ve şuana kadar böyle bir yazıyı okumadım dedi. Halife ona inanmayıp azizin sağ elinin kesilmesini emretti. Azizin eli kesilip, herkese ibret olsun diye Şam şehrinin ortasında asıldı. Akşamüzeri aziz Yuhanna kral”a haber göndererek ona kesilmiş olan elini geri vermesini talep etti ve kral aziz in isteğini yerine getirip ona kesilmiş elini geri verdi. Aziz kesilmiş olan elini alarak bu ikonanın bulunduğu odaya ( dua ettiği oda ) girdi ve kesilmiş olan elini ikonanın üzerine koyup orada saatlerce dua etti. Ve Meryem ana ya, ona karşı yapılan iftiraları açığa çıkarması için de saatlerce yalvardı ve olduğu yerde uyudu. Meryem ana, aziz`e rüyasında görünüp ona, kalk bundan sonra beni övmek için kullanacağın elin şifa buldu dedi ve azizin elini ikonanın üzerinden alıp kesilmiş olduğu yere yapıştırdı ve azizin eli eski haline döndü. Aziz uykudan uyanınca elinin iyileştiğini gördü, Tanrıya ve Meryem ana ya saatlerce şükür duaları etti. Herkese şahadet olsun diye elinin kesildiği yer sanki kırmızı ip ile dikilmiş gibi izi kaldı. Aziz, bu mucizeden sonra Meryem ana ya, dünya seninle sevinir ey nimetle dolan ilahisini yazdı. Bu mucize Şam ın her yerinde duyuldu. Yalancı muhbirler halifenin yanına gelerek Yuhanna nın elinin kesilmediğini ve Yuhanna, bir köleye para vererek onun yerine kölenin elinin kesildiğini iddia ettiler. Halife aziz”i yanına çağırıp doğruyu öğrenmek istedi. Aziz, halifeye kesilmiş olan elinin izini gösterdi, halife duruma şaşırıp ona, kolunu bu şekilde düzgün ve kusursuz bir şekilde yerleştiren doktorun adını söylemesini emretti. Aziz halifeye gerçekleşen mucizeyi anlattıktan sonra, halife ondan özür dileyip onu tekrar eski vazifesine ( hazine veziri ) atadı. Ama aziz dünyasal şeyleri terk edip artık sadece Tanrı için yaşamak istiyordu ve halifeden onu bu vazifeden muaf tutmasını istedi ve halife üzülerek aziz in bu isteğini yerine getirdi. Aziz evine gidip bütün mal varlığını sattı ve parasını fakirlere dağıttı. Aziz Yuhanna filistinde bulunan aziz Saba manastırında rahip olarak yaşadı. Manastıra geldiğinde yanında sadece bu kutsal ikonayı getirdi. Aziz Yuhanna kutsal ikonada bulunan Meryem ananın üçüncü eline nezaketen ve hatırası kalsın diye gümüş kol taktırdı. Bu kutsal ikona sekizinci yüzyılın ortalarından on üçüncü yüzyıla kadar aziz Saba manastırında kaldı. On üçüncü yüzyılda Sırbistan nın patriği aziz Saba nın manastırını ziyaret ettiğinde manastırın baş rahibi kutsal ikonayı ona hediye olarak takdim etti. Patrik ikonayı beraberinde Sırbistan”a götürdü. Sırbistan, düşmanlar tarafından işgal edildiği tarihte, manastırda yaşayan Ortodoks rahipler ikonayı bir eşeğe bağlayıp ormanda kendi haline bıraktılar çünkü tanrı nın bu kutsal ikonayla ilgileneceğine iman ediyorlardı ve nitekim iman ettikleri gibi oldu çünkü eşek Yunanistan da bulunan kutsal dağın HİLANDER ( aslanın ağzı ) manastırının önünde durdu. Meryem ana dan gelen bu hediyeyi, manastırın rahipleri sevinçle karşıladılar ve ikonayı manastırın kilisesine yerleştirdiler. On yedinci yüzyılın başlarında manastırın baş rahibi vefat eder ve ruhbanlar yeni bir baş rahip seçmeleri için bir araya geldiler ama ne yazık ki kimin baş rahip seçileceği konusunda anlaşamadılar ve aralarında muhalefet oldu. Günün birinde seher ayini esnasında kutsal ikonayı baş rahibin oturduğu kürsüde asılı olarak görürler ama kilise görevlilerinden biri ikonayı oraya astığını sandılar ve ikonayı daha önce asılmış olduğu yere astılar. Ama bu olay defalarca tekrarlandı ve Meryem ana manastırın bir rahibine görünüp ona: bu günden itibaren bu manastırın baş rahibi ben olacağım öyle ki aranızda bir anlaşmazlık olmasın dedi. Ve o günden itibaren kutsal ikona baş rahibin oturduğu kürsüde asılı kalmıştır ve o manastır ın şu ana kadar Meryem ana dan başka bir baş rahibi seçilmemiştir.
ARAPÇADAN TERCÜME EDİLMİŞTİR
TERCÜME: PEDER DİMYANOS​
 
Üst