Descartes ve tıp

Kar

Elit Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
637
Tepkime puanı
97
DESCARTES ve TIP



Descartes’in felsefeye katkıları ,Vesalius’un anatomiye, Harvey’in
fizyolojiye, Galileo’nun fiziğe katkılarına eşit tutulur ve
Descartes’in kusursuz mantığı ve anlaşılması kolay tarzıyla onlardan
ilerde olduğu sonucuna varılır. Deneyden çok sezgi ve mantığa
güvenmekle, elbette kimi yanlışlar yapmıştır. Hapşırma sırasındaki kalp
hareketlerini açıklarken,Harvey’in yeni kuramını desteklemesine karşın
,bunun nedeninin beyin boşluklarının içerdiği balgamın burun
deliklerinden geçmesi olduğunu ve esnemenin de beyin zarından havanın
atılmasıyla oluştuğunu ileri sürmüştür. Ama bu tür hataların yanında,
ruhun işlevleriyle ,düşünme yeteneği olan tinsel bir akıl(res cogitans)
bedenin işlevleri ,yalın bir uzamsal varlık (res extensa) ,arasında
kesin bir ayrım yapması yatmaktadır; düşünce ruhtan, ısı ve hareket
bedenden çıkmaktadır, ruh bedende, “kaptan köprüsündeki pilot gibi”
yerleşmiştir ve ansefalin ortasında bulunan conarium ya da epifiz
bezinden geçerek işlevlerini yerine getirir; ruh bezdeki yerinden,
hayvan ruhu aracılığıyla bedenin kalanını harekete geçirir; bedensel
hareketi, duyarlılığı hatta kanı harekete geçiren bu hayvansal ruhtur.
Bu Dekartçı fizyolojik mekanizma, insan ve ruh arasındaki uyumlu
ilişkiyi her zaman idare eden Tanrı tarafından yönetilir. Descartes’in
bu küçücük bezi seçmesinin nedeni, ansefal içinde eşi olmayan –ruh ve
düşüncede olduğu gibi tek ve bölünemez ,bir yapı olduğunu düşünmesiydi,
herhalde, ona hazine dairesinin en derin köşesinde gömülü bir inci
görünümünü veren beyin içindeki belirsiz yeri de Descartes’ın merakını
uyandırmıştır. Leyden’de bir kadının gövdesinin incelenmesi sırasında,
Descartes’ın epifiz bezini görmek ve dokunmak istediği tek zamanda onu
bulmayı becerememesine kadar ironiktir! Biyolojik mekanizmalar anlayışı
bütün fizyolojik görüngüleri hareket yasalarına uygun biçimde işleten
kalp ateşine bağlamış ve abartıya yol açan Aristotelesçi kalp ateşi
kavramı lehine dokuların kendilerine özgü işlevlerini reddetmiştir.
Bezlerin işlevlerini, bezlerdeki damar ağızları yoluyla kanda oluşan
basınca ve burada maddelerin süzülmesine, sindirimi de mekanik ve
termal görüngüye bağlamıştır. Descartes ayrıca, bütün hastalıkları kalp
damarları işlevlerindeki karışıklıkların neden olduğu kan dolaşımı
yetersizliğinin kanda yarattığı değişikliklere bağlayarak, sinir
sistemi, hayvan ruhu ve enfeksiyonları –bu “patolojik yangınlar”
–üzerine de çalıştı. Optik ve göz bilgisi üzerine çalışmaları dikkate
değer. Tıp bilgisinin dogmatik ve sezgisel olduğu gerçeğine karşın,
Descartes çağdaş bilimsel düşünce biçimine dayanan bir fizyolojik
öğreti kurdu. Öncellikle, hiç kimsenin önce Konuşma sının içerdiği
yönteme baş vurmadan onun (Descartes’ın) doğrularının bile şaşmaz
olduğunu kabul etmemesini öğretti. Houssay’ın dediği gibi, “Onun
fizyolojik öğretisinin temeli günümüzün mekanik ya da fizyokimyasal
öğretilerinden çok da farklı değildir.” İçten gülüşlü ve kara kara
düşünür görünen kara giysili gentilhomme ’a doktorların ödenemez tarihi borçları vardır.
internet
 
Üst