Antisosyal Davranış Bozukluğu

Voy

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ocak 2009
Mesajlar
525
Tepkime puanı
50
Tipik şemaları şöyledir:
1. Kurallar başkaları içindir.
2. Ancak aptallar bütün kurallara uyarlar.
3. Kurallar bozulmak içindir.
4. Bir numaraya dikkat edin.
5. Zevkim her şeyden önce gelir.
6. Başkaları benim yüzümden acı çekiyor veya rahatsız oluyorlarsa bu onların sorunu.
7. Şimdi yapmalısın. Hayal kırıklığına uğramama fırsat vermemeliyim.
8. Ne istiyorsam alabilmek için ne yapmam gerekiyorsa yapacağım.
9. Pek çok kişiden gerçekten daha kabiliyetli birisiyim.

Kendileri hakkındaki görüşleri: Genel olarak bu kişiler kendilerini yanlız, otonom ve güçlü görürler. Bazıları kendilerini kötüye kullanılmış ve kötü davranılmış hissettiklerinden başkalarına da kötü davranmayı haklı görürler.

Başkaları hakkındaki görüşleri: Diğer insanları ya sömürücü olarak görürler ki bu nedenle karşılık olarak sömürülmeyi hakkederler ya da zayıf ve saldırıya açık görürler ki avlanmayı hakkederler.
İnançlar: Kendime dikkat etmeliyim, saldıran ben olmalıyım yoksa kurban olan ben olurum. Kurallar keyfidir ve varlıklı olanları yoksullardan korumak içindir. Bu nedenlerle kendilerini kurallara aykırı davranmaya mecbur hissederler.

Şartlı inançları şudur: “eğer diğer insanları manüpüle etmezsem, hiç bir zaman istediğimi elde edemem” “başkası seni vurmadan sen onu vur” “şimdi sıra sende” “onu al çünkü hakkettin”.
Stratejileri ikiye ayrılır. Ya açık bir şekilde direk olarak saldırırlar ya da gizli, kurnaz bir şekilde hile yoluyla manipüle ederek sömürürler.

Duygulanım: Eğer belli bir duygulanım varsa kendilerinin sahip olması gerekenlere sahip olan diğer insanlara olan öfkeleridir.

Anti Sosyal Kişilik Bozukluğu Nedir?

Bireyin başkalarının haklarına ve kurallarına sürekli olarak saygısızlık etmesi, saldırıda bulunması ve buna bağlı olarak gelişen davranışlara verilen isimdir. Genelde erkekler arasında daha fazla görülür. Pek çok araştırmacı antisosyal kişilik bozukluğunu ve sosyopat kişiliğini aynı anlamda kullanırlar, aralarında ki fark bütün sosyopatların antisosyal kişiliği olduğu, fakat her antisosyal kişinin sosyopat olmayacağı gerçeğidir. Araştırmalar bu hastalığın temelinde genetik etkenler olduğunu göstermektedir. Fakat aynı zamanda sürekli uyuşturucu kullanımı ve kötü aile ortamı (karışık, ihmalkar, sert ve saldırgan aileler) bu hastalığın oluşması riskini arttırmaktadır.

Antisosyal kişilik bozukluğu insanlara bağlanma konusunda başarısızlık yaşamak demektir. Başka insanlar sadece sağladıkları fayda için gereklidir. Antisosyal kişiler genelde hastalıkları olduğuna inanmaz ve sorunun ya başka insanların kendisini kabul etmeyi becerememelerinde yada başkalarının özgürlüğünü kıstılamayı istiyor olmalarında yatar.

Sadece kendilerine inanırlar ve çevrelerinde zarar verecek yada küçümseyecek kimse olmadığında en rahat hissederler. Dünyayı tehlike ve hayal kırıklığı ile dolu bir yer olarak görürler. Dolayısıyla sürekli kötü niyetli ve acımasız insanların kendisini kullanmasına, suistimal etmesine ve elindeki her şeyi alıp yoksun bırakmasına karşı korunmak zorunda hisseder. Diğer insanları hep kontrol etmeye çalışan ve zarar vermek isteyen varlıklar olarak görür. Antisosyal kişilik bozukluğu olan insanlar başka insanların elinde ki gücü alması gerektiğine inanır böylece hiç kimse bu gücü kendisine zarar vermek için kullanamaz. Diğer taraftan yönetici olmayan yada kontrol etmeyen insanları kullanılmaya açık, zayıf ve savunmasız olarak düşünürler.

Eğer antisosyal kişilik problemleriniz varsa başkaları sizi duygusal olarak soğuk ve duyarsız olarak görürler. Belki cazibeli görünebilirsiniz ama insanlar sizin bencil ve hesapçı olduğunuzu, içten olmadığınızı düşünürler. Ek olarak siz başka insanlara sadece size verdikleri yada kazandırdıkları için değer verirsiniz. Yaşamak için başkalarını manipüle etmek, aldatmak ve gereken her şeyi yapmak sizin için çok normaldir. Sonuç olarak antisosyal kişiler şüpheli ve hatta kanunlara aykırı davranışlarda bulunurlar, çünkü kuralların kendileri için geçerli olmadığına inanırlar.

Antisosyal kişiler genelde diğer insanları tehditlerle yada saldırgan yaklaşımlarla korkuturlar. Bağımsız olmaları kendilerine aşırı güven duymalarından ziyade başkalarına güvensizlikten kaynaklanır. Her hangi bir baskı, otorite karşısında (patron, polis yada benzeri kişiler) yada finansal problemler (vergi yada borçlar) karşısında öfkelenirler. Genelde başkalarına verdikleri zarar karşısında duygusuz ve umursamazdırlar. Bu acımasızlık insanlarla ve hatta sevdiklerini söyledikleri kişilerle olan ilişkilerinde bile esası oluşturur.

Eğer antisosyal kişiliğiniz var ise zayıf olmaktan yada kurban olmaktan korkuyor olabilirsiniz. Dolayısıyla çevrenizdeki kişilere üstünlüğünüzü ıspatlama ihtiyacı duyarsınız. Sizi kullandığını düşündüğünüz ve hatta sömürdüğüne inandığınız bir insana karşı kendinizi korumak için zalim ve insafsız olursunuz. İlişkilerinizde sadık kalmak, duyarlı olmak ve dürüst olmak konusunda zorluk yaşarsınız. Bu kişiler genelde dikkatsiz ve atılgandır; örneğin tehlikeli araba kullanmak gibi riskli işlere girişirler. Umursamazlığın bir sebebi içindeki boşluk hissini yok edebilmek için heyecan ve adrenalin arttırıcı aktivitelere ihtiyaç duyuyor olmasıdır.

Belirtiler

Düşünmeden ani hareketler ve doğabilecek sonuçlara karşı umursamazlık
Kişisel çıkar yada zevk için yalan söyleme, aldatma ve kanunsuz işler yapmak
Başkalarının duygularını umursamamak, empati yapmamak
Sinirlilik, saldırganlık ve şiddet uygulamak
Güvenlik yada sorumluluk üstlenmek gibi konulara tamamiyle kayıtsız kalmak
Acıma duygusunun olmaması

Tedavisi
Antisosyal kişilik bozukluğu olan kişiler genelde çevrelerinde ki kişilerin zoru ile psikologa yada psikiyatriste gelirler. Eğer kişi sorunlarının nedenini başkalarında görmeye devam ederse ve sorumluluk almayı reddederse tedavinin süresi uzayabilir. Kişilik hastalıklarının erken yaşlarda gelişiyor olması ve insanların kendilerini bu hastalık ile tanımlıyor olması tedavinin çözümünü zorlaştırmaktadır. Tedavinin başarılı olabilmesi için kökleşmiş davranış şekillerine, yaklaşımlara, bakış açılarına, ilişki yapılarına ve kişinin kapasitesine bakılması gerekir.

Bu hastalarda dikkat edilmesi gereken en önemli etken uyuşturucu ve alkol kullanımıdır. Bazı durumlarda madde bağımlılığı ve kullanımı kişilerin antisosyal davranışlar geliştirmelerinde temel etken olabilir. Bu durumda kişinin madde bağımlılığını bırakması kişinin iyileşmesinde önemli bir adım olabilir.

Antisosyal davranış bozukluğunda kullanılabilecek her hangi bir ilaç bulunmamaktadır. Fakat bazı semptomlar ve davranışlar için doktor gözetiminde ilaç kullanımı önerilebilir. Örneğin saldırgan davranışlar için antidepresan kullanımı gibi. Fakat hatırlatmak gerek, antisosyal kişiler ilaç kullanımına sıcak bakmayabilir ve ilaç almayı reddedebilirler.

Farklı yerlerden derleme,alıntıdır.
 

Amphitrite

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2010
Mesajlar
350
Tepkime puanı
41
Güzel bir derleme olmuş teşekkürler. :) Yazıdan anladığım kadarıyla bu kişiler idin isteklerine göre hareket ediyorlar. Bildiğim kadarıyla antisosyal kişilik bozukluğunun halk arasındaki adı psikopatlık... Asosyallik ile karıştırılır kimi zaman ama ikisi çok ayrı şeylerdir.
 

Voy

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ocak 2009
Mesajlar
525
Tepkime puanı
50
Sosyapatlık aslında genel isim ,psikopatlık çok daha ağır bir vakası oluyor.Sosyapatların tedavi edilmediği zaman suça eğilim çıkıyor pek çok daimi suçlunun hastalığıdır önemli olan çocukluk aşamasında farkedilmesi o yüzden paylaşmak istedim aileler kendi çocuklarınındaki rahatsızlığı göremeyebiliyorlar ancak dikkat etmek lazım ileride daha çok sorunlu bir hayat yaşamaması için.İleri sosyapatlar cinayet işlediğinde bile suçluluk duymuyorlar.Evet dediğiniz gibi asosyallikle çok karıştırılır.:)
 

Amphitrite

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2010
Mesajlar
350
Tepkime puanı
41
Doğru söylemişsiniz. Psikopatlığın daha ağır olduğunu unutmuşum hatırlamam iyi oldu. :) Ve evet aileler bunu farketmeyebiliyorlar. Erken teşhis çok önemli böyle bir konuda.
 
Üst