Aşkın fiziği

Kar

Elit Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
637
Tepkime puanı
96
Askin FizigiKadınlar, erkekler ve aşk... Mutluluğun formülünü her yerde aradık durduk ama bir türlü bulamadık. Şimdi, hiç aklımıza gelmeyen bir kaynak bize yardıma hazır; fizik kitapları. Çünkü aşkın dinamiklerini de o meşhur fizik kanunları belirliyor.

Lisede ezberlediğimiz yüzlerce fizik formülü karşısında çoğumuzun nasıl da nefesi kesilirdi. Oysa o formüllerin bir çoğunu zamanla unuttuk. Ta ki hayatımızın en önemli parçalarından biri olan aşkın altında bu formüllerin yattığını öğrenene dek. Kadın erkek ilişkilerinin ve tabii ki bu ilişkilerdeki problemlerin, yanılgıların ve çıkmazların temelinde doğanın en eski güçleri var.

Bugüne kadar aşklarımızı arkadaşlarımızla ya da psikologlarla birlikte analiz ettik, oysa aslında tek ihtiyacımız olan şey bir fizik kitabı. Pozitif ve negatif enerjinin etkileşimi, birbirini iten ve çeken bedenler, titreşimler, erime... Lise yıllarına dönmeye hazırlanın, çünkü ders başlıyor!

Onu gördüm ve çarpıldım. Adı üstünde yıldırım aşkı!

Temel formül: Aralarında maddesel bağ olmayan iki cismin karşılıklı etkileşimine çekim gücü denir.

Bir anda çarpıldım. Onunla tanıştınız, iki kelime konuştunuz ya da konuşmadınız ve sizi bir mıknatıs gibi çektiğini hissediyorsunuz. Utanmasanız 'Aşık oldum.' diyeceksiniz ve hatta utanmıyorsunuz. Bilim adamlarına göre ilk görüşte aşk sanıldığı gibi gizemli ve mistik bir olay değil. Çekim gücü hiçbirimizin engel olamayacağı bir doğa kanunu. Bu çekimin ne kadar sürdüğünü ise kimse bilmiyor, iyi bir başlangıç, fakat yıldırım aşkının temeli sağlam duygulara dönüşmesi kişiliklerinize ve birlikteyken kendinizi nasıl hissettiğinize bağlı: Onunla mutlu musunuz? Birbirinizi nasıl etkiliyorsunuz? ikinizin de duyguları olumlu olmalı, çünkü yalnızca ona verdiğiniz kadar pozitif enerjiyi ondan alırsanız bu aşkın bir şansı olabilir.

Biz serbest ilişkiye inanıyoruz.

Temel formül: Kendi haline bırakılan bir cisim eğer dıştan itici bir güç olmazsa ya dümdüz gider, ya da olduğu yerde kalır.

Kelebek kadar özgür. Sevdiğiniz erkekle birliktesiniz ve birbirinizi sıkmamak için ilişkinizi serbestlik temeline oturttunuz. Aşkın o en ateşli zamanları geçti ve yeryüzüne geri döndünüz. Bu noktada ilişkinizin serbestliğini karşılıklı sorumluluk ve saygıyla dengelemezseniz birinizden biri ya olduğu yerde kalacak, ya da yoluna yalnız devam edecektir.

Her halükarda aranızdaki tutkunun azalması kaçınılmaz. Özgürlüğün belli sınırları olduğunu unutmayın ve onunla bu konuyu tartışmaya çalışın, ilişkiden beklentilerinizi dile getirin, fikir alışverişinde bulunun. Ne tür davranışlardan rahatsız olacağınızı birbirinize açık açık söyleyin ve serbest ilişkinize belli kısıtlamalar getirin. Böylece hem aşkınıza enerji katmış, hem de yola birlikte devam etmiş olursunuz.

Onunla tamamen uyuşuyoruz. Bu bir rüya olmalı!

Temel formül: Sürekli aynı frekansta giden iki dalga bir zaman sonra birbirini yok eder.

Her şey harika. Birazcık bile kavga yok, her konuda aynı fikirdesiniz, her yere birlik te gidiyor, bütün boş zamanınızı birlikte geçiriyorsunuz. Fakat bu arada yavaş yavaş birbirinizin gölgesi haline geldiğinizi, kız arkadaşlarınızın sizi uzun zamandır aramadıklarını ve ilişkinizin başlangıcında aranızda var olup aşkınıza renk katan ufak tefek fikir ayrılıklarının tamamen kaybolduğunu görmüyorsunuz. Aşırı uyumsuzluk gibi aşırı uyum da büyük bir sorun...

Yok olan benlikler, kaybolup giden alışkanlıklar, huzur verici ve yararlı yalnızlıklar, kişisel meraklar ve bağımsızlık olmadıktan sonra ilişkinin ne anlamı kalır? O sizin hayatınızın çok önemli bir parçası, ama tamamı değil. Zaman zaman tabii ki aynı frekansta buluşacak, uyum içinde ilerleyeceksiniz fakat bazen de kendiniz için yaşamalı, şahsi zevklerinize vakit ayırmalısınız. Kendi kişilik dalganızı yakalayın ve onu sürekli hareket halinde tütün. Gerçekten uyumlu bir çiftseniz sizin dalganız gereken yerde onunkiyle zaten çakışacaktır.

Devamlı kavga ediyoruz. Hepsi onun suçu!

Temel formül: İki cisim arasındaki itme hiçbir zaman tek taraflı olmaz, ikisinin de etkisiyle gerçekleşir.

Tartışma, kavga, gürültü... Mutsuzsunuz ve size kötü davrandığını düşünüyorsunuz. Peki hiç somut bir adım attınız mı, bu konuyu sakin bir biçimde onunla konuştunuz mu? Hayır! O zaman siz de suçlusunuz. Olaylar karşısında pasif kalmanız sorumluluğu üzerinizden atmanızı sağlamıyor ne yazık ki. Sevdiğiniz erkek sizden uzaklaştığında ya da size saldırdığında bunu ne kadar güçlü yapıyorsa siz de o kadar güç ortaya koymalısınız, bu bir fizik kuralı...

Mantıklı düşünün; yanlış seçimler mi yaptınız, yanlış yolu mu seçtiniz, sizi sömürmesine izin mi verdiniz? İlişkinizin kötü ve yıpratıcı hale gelmesinin sebebi kafanızın içindeki örümcek ağı mı? Bunların hepsi düzelebilir. Tek ihtiyacınız olan kuvvetli bir istek, irade, bilinç ve bol bol iletişim. Böylece ilişkiniz-eki dengeleri eşitleyebilir ve aranızdaki itme gücünü çekime dönüştürebilirsiniz.

Duygularım sürekli değişiyor.

Temel formül: Doğadaki hiçbir süreç tersine çevrilemez, her süreç belli bir yönde ilerler.

Aşkta denge olmalıdır. Aşklar ve ilişkiler zaman içinde sürekli değişir, tıpkı rüzgarın birdenbire yön değiştirmesi gibi... Ne yazık ki bu da duygusal yaşamın bir parçası. Ancak sağlam ilişkilerde temel prensipler aynı kalır. Böylece ilişkideki değişiklikler, yenilikler eski temellere oturtulur ve aralarında yeni bir denge kurulur.

Kalbinizin ve aklınızın pillerini devreye sokun. İlişkinizin güven, birbirine destek olma, dürüstlük, şefkat ve diyalog kurma gibi değişmez unsurlarına sahip çıkın ve içten ya da dıştan gelen yenilikleri bu unsurlar ışığında değerlendirin. Haa, bu arada lise yıllarınızda nefret ettiğiniz fizik kitabım fırlatıp attığınız köşeden çıkarıp başucunuza koymayı da unutmayın. internetten alıntı
 

ela.nass

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Tem 2019
Mesajlar
213
Tepkime puanı
465
Konum
Bosphorus ?
İş
İntelligence
Onunla tamamen uyuşuyoruz. Bu bir rüya olmalı!

Temel formül: Sürekli aynı frekansta giden iki dalga bir zaman sonra birbirini yok eder.

Midemizde Uçuşan kelebekler nereye kayboluyor?
Ya da bizi göklere yükselten bulutlar?
 
Ü

Üye silindi 56746

Düzgün ilişki yaşamak için belli bir yaşa erişmek gerekiyor; o yaş gelince insan hormonlarının esiri olmamaya ve mantığını kullanmaya başlıyor. "ben bu insana ne kadar uyarım, o bana ne kadar uyar?" sorusuna cevap alabildiğimiz ölçüde ilişkiye hazır hissediyoruz. Kendimizi tanımaya başladıkça zayıf yönlerimiz, güçlü yönlerimiz ortaya çıkıyor. Bazen bir iş görüşmesi bile kendimizi tanımamızı sağlayabiliyor, mesela ben :D oturdum liste yaptım zayıf ben güçlü ben diye. Ama kişi sürekli de kendini düzeltmeye çalışmamalı, bazen zayıf yönleri olduğu gibi bırakabilmeli. Kendimizde bunu ne ölçüde yapabilirsek karşımızdaki partneri de o ölçüde kabulleniriz. Of yine çok güzel bağladım konuyu...
 

moonshine

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Şub 2011
Mesajlar
87
Tepkime puanı
108
AŞKIN FİZİĞİ
Kütleyle hacim orantılı değildir
Menekşe kadar küçük olan bir kız
Bir çiçek yaprağı gibi hareket eden bir kız
Kütlesinden çok daha büyük bir güçle beni kendisine çekiyor
Tam o anda
Newton'un elması gibi onun üzerine düşene kadar durmaksızın yuvarlandım
Küt diye
Küt diye
Kalbim yer ile gök arasında sıçrayıp duruyor
Benim ilk aşkım

Bu konuyu görünce aklıma izlediğim bir dizideki şiir geldi ve paylaşmak istedim.
 
Ü

Üye silindi 58480

AȘK
Yani A. Ș. K.

Yani açılımı ile söylemek gerekirse : Allah'a Șirk Koşanlar.

Aşkın fiziği bu.

Kişi kozmostan enerji alarak yaşadığı sürgün gezegenini heryönden sifalandırmaya muhtaçtır. Bahçesinden tut ta gönül muhabbeti beslediği kişiye kadar.

Ama ne var ki İnsan aşık olur ve kozmik bilinçten gelen enerji akışını keserek, mașuğundan enerji talep etmeye başlar. İnsan asıl şifayı başka insanın kullanıp attığı kozmik enerjiden temin etmeye başladığı anda da zaten aşk zannettiği şey ile hastalanır.

İnsan Allah aşkı ile gelen enerjiyi yaratılmışlara yansittikca gerçek aşkın kaynağından kalıcı olarak beslenebilir ancak. Başka yolu yok.

Aşkın fiziği bu. Enerjinin kendisi esastır. Forma bürünmüş haline yani insana kalıcı olarak yönelmek puta tapmak olur.

Allahin yaratım kodlari aranır insanda. Allahin beyin haritası aranır. Allahin kozmik bilincine kimi ne kadar yükselttiğine bakılır aşığın gözlerinin içine bakilirken. Kör mü, gafil mi, münevver mi, şirke mi düşüyor, sevgisi ile bir zarar yapabilir mi buna bakılır.

Aşk çok çetin bir imtihandır. Herkes ondan kendi İstidadı ve mertebesi kadar alır.
 

Enneagram

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Eyl 2019
Mesajlar
587
Tepkime puanı
985
Konum
DAİMON
Son tahlilde Allah a yönlendirilmesi gereken aşırı sevgi duygusu, insana isabet edince gayette buna aşk diyoruz. Ve herkese sevme yetisi aynı seviyede bahşedilmediği için herkes aşık olamıyor.
Ve her aşık farklı şekillerde aşkına hayat veriyor. Kimi köleler gibi kimi krallar gibi... Her türlüsü saygıya layıktır. Çünkü yaradılış.

Ben sevebilen hatta bağlanabilecek kader tutkuyla benimseyen biriyim. İmtihanımı da buradan yaşıyorum, bana göre. Zaten Kişiliğinizi iyi çek ederseniz imtihan krokinizi hemen hemen ortaya çıkarmış olursunuz. Tavsiye ederim. ☺️?
 
Üst