deccal,deccal,deccal çıktı mı,deccal çıktı mı

zinnur

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2010
Mesajlar
8
Tepkime puanı
1

DECCAL
Arapça bir kelime olan Deccal, “yalancı, hilekar; zihinlerde, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran; bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen; her yeri dolaşan kötü ve uğursuz kişi” gibi anlamlara sahiptir. Sözlükte, bir şeyi örtmek, yaldızlamak veya boyamak manasındaki ‘decl’ kökünden türemiş bir sıfat olup, çok yalancı, aldatıcı, hilekâr demektir Deccâl’ ile ilgili Kur’an’da her hangi bir bilgi yoktur ‘Deccâl’ ve onun faaliyetleriyle ilgili bilgiler hadislerde bulunmaktadır Daha çok ta ‘mesih deccâl- yalancı mesih’ olarak geçmektedir.
Peygamberimiz (sav) hadislerinde, kıyamet kopmadan önce Deccal'in muhakkak çıkacağını belirtirken, Deccal'in nasıl bir ortamda ortaya çıkacağını da bildirmiştir. Deccal'in çıktığı dönem; din ahlakının yaşanmadığı, Allah'ın açıkça inkar edildiği, ahlaksızlığın, karmaşanın, savaşların, çatışmaların çok yaygınlaştığı, terörün, cinayetlerin ve şiddetin günlük hayatın bir parçası haline geldiği bir dönem olacaktır. Tarih boyunca dünya üzerinde anarşi ve kargaşanın yaşandığı dönemler olmuştur, ancak Deccal'in neden olduğu karmaşa ve kaos ortamı, tarihin hiçbir döneminde eşi görülmemiş büyüklükte olacaktır.
Günümüzde dünyanın durumu ise, Peygamber Efendimizin hadislerinde tarif ettiği ahir zaman ile büyük benzerlikler göstermektedir. Hadislerde bu dönemde fitnenin (karmaşa ve bozgunculuğun), anarşinin ve şiddetin yaygınlaşacağı dünyada huzurun kalmayacağı insanların kargaşa,kaos ve kıtlık gibi pek çok sıkıntı ile mücadele edeceği, kötülüğün ve fesadın yaygınlaşacağı bildirilmiştir. Bu dönemde, karmaşa ve huzursuzluğun yaygınlaşmasına neden olan, insanları ahlaksızlığa ve kötülüğe iten, kitleleri inkara ve isyana yönlendiren, terörün ve şiddetin kaynağı haline gelen fikri altyapı ise Deccal'dir. Deccal'in ahlaksızlığı yaymada kullandığı metod iyiyi kötü, kötüyü iyi göstermesi olacaktır
Deccal ile İlgili Hadisler

RE. 97/6. Deccal'in sol gözü kör ve alnında "kâfir" diye yazılıdır. Gözlerinin üzerinde de kalın bir perde vardır.Hz. Enes RA
Hz. Abdullah B. Ömer’in bildirdiğine göre, Hz. Resulüllah (sav): “Bu gece (rüyada) kendimi Kabe’nin yanında gördüm. Bir de ne göreyim ki kısa ve kıvırcık saçlı, sağ gözü kör olan bir adamı görmeyeyim mi? Bu kimdir diye sorduğumda “Bu Mesih-üd deccal’dir” dediler buyurdu”[4]
Peygamberimizin rüyasında gördükten sonra söylediği hadiste deccali kızıl renkte sol gözü kör ve alnında kafir yazılı olduğunu söylemiş ve okuma bilen bilmeyen onu okuyacaktır demiştir .Rüya tabirlerine göre Buradan şunu anlamaktayız. Deccalin kızıl renkte olması kötü bir insan olmasına , yalancı olmasına; kısa boylu olması fitne ve fesat çıkartacağına , yeryüzünde pek çok kötü olay gerçekleştireceğine, baskıcı zorba birisi olduğunu göstermektedir.Sol gözünün kör olması veya üzüm salkımı gibi dışarı çıkık olması onun gerçeklerden habersiz olmasına işarettir. Yaptıklarını da Allah tan gafil olarak ,bilmeyerek yaptığını göstermektedir.Alnında kafir yazılıdır denmesi de hareketlerinde , tavırlarında yaptığı icraatlerde kendini açıkça Allah a inanan bir kimse olmadığını, tanrı konusunda bilgisiz olduğunu gösterecektir.
Pek çok insan cahilce deccal in sol gözünün kör ,yanında cennet ,cehennem var olarak alnında kafir yazılı olarak geleceğini zanneder. Din bir imtihandır. İmtihanda ise “akla kapı açılır, irade elinden alınmaz.” Böyle olunca, kıyamet alametlerinin herkesin görüp anlayacağı şekilde çıkmalarını beklemek yanlış olur. Mesela alnında “bu kâfir” yazan bir deccal beklemek bence çok cahilce bekleyiştir. İmtihanın ne anlamı kalır.
Bu tür hadisler hep misal ve benzerlikle anlatılır. Hadis ilmini araştırırsanız anlarsınız.mesela sol gözünün kör olma meselesini aşağıdaki adresten okuyabilirsiniz. Her söylediğim şeyi size burada ayrıca açıklayamayacağım. Yoksa yazım çok uzar. Sizler merak ettikleriniz konusunda araştırma yapınız.http://www.tefekkurdergisi.com/icerik.asp?dergi=22&konu=791
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Deccal çıktığı vakit beraberinde su ve ateş vardır. Ancak halkın ateş olarak gördüğü tatlı sudur; halkın su olarak gördüğü ise yakıcı bir ateştir. Sizden kim o güne ererse, halkın ateş olarak gördüğüm düş(meyi kabul et)sin. Çünkü o, tatlı soğuk sudur."
HadisNo : 5011 /Buhari, Fiten 26, Enbiya 50; Müslim, Fiten 105, (2935); Ebu Davud, Melâhim 14, (4315

Pek çok hadis araştırmalarımda aynı hadis farklı sahabeler tarafından birbirine benzer nakledilmiş. Yukarda ki hadis de ateş ve su yerine cehennem ve cennet diye de iletilmiştir.Bu hadisten şunu anlamaktayız. Deccal in çok güçlü,dünyaya hakim bir sisteminin olduğu,Dünya ekonomisini elinde tutuğu,Pek çok ulus ve ülke liderlerinin arkasından giderek yanında cennet ve cehennem gibi alemlere kapı açıldığı anlaşılmaktadır.Deccal bir şehre gelir o ülke liderine ve halkına bana itaat edin, beni dost seçin ardımdan gelin der. Eğer o ülke lideri ona uyarsa deccal onu över orada bolluk bereketlik başlar, ticaret anlaşmaları yaygınlaşır. Deccalin ardından gidenler onunla alışverişe başlar, ayrıca deccal para ve mal desteği de sağlar.Ve bir de bakmışınız ki orada hadisteki gibi yağmurlar yağmakta , bolluk ve bereketlik olmaktadır. Ancak bu hal aslında bir sıkıntıdır.O ülke ve halkı hiçbir zaman rahat ve huzurlu olamayacaktır. Emperyalizm etkisindedir artık. Psikolojik ve manen huzursuzlardır artık.

Eğer o ülke halkı deccal e uymazsa hadisde denildiği gibi orada kıtlık başlar., ambargolar koyar. Hiçbir ülke ve toplum onunla alışveriş yapamaz. O ülkenin liderine karşı birtakım kimseleri kışkırtır.Halkının içinde ikilik ve bozgunculuk çıkartır. İşte bu durumda deccal in cehennemidir. Ancak bu hal ona uymakdan daha iyidir.Kendi içinde serin ve cennetdedir. Bu hal o ülke ve lideri için daha iyidir.Psikolojik ve manen huzur içinde olacaklardır.

Deccal, Medine geçitlerine girmesi kendisine haram kılınmış olarak çıkacak. Derken (Medine civarındaki) bazı ekimsiz yerlere kadar gelir. O gün insanların en hayırlısı olan -Veya en hayırlılarından- bir kimse onun karşısına çıkar ve: "Sen Resulullah (sav)`ın bize haber verdiği Deccal`sin!" der. Oradakiler: "Hayır!" derler. Deccal onu öldürür ve sonra diriltir. Dirilttiği zaman adam. "Allah`a yemin olsun. Senin hakkında hiçbir vakit bugünkünden daha basiretli olmamıştım!" der. Deccal onu tekrar öldüreyim mi di(yerek öldürmek isteye)cek, fakat musallat edilmeyecek."
HadisNo : 5010
Buhari, Fiten 27, Fedailu'l-Medine9; Müslim, Fiten 112, (2938


RE. 97/8. Deccal her yere varır, yalnız dört mescidin bulunduğu yere varamaz: Mescid-i Haram, Mescid-i Medine, Mescid-i Aksa ve Mescid-i Tur-i Sinâ.
RE. 486/5. Deccal Mekke ve Medine'ye giremez. Hz. Aişe RA
RE. 486/4. Medine'ye Deccal korkusu girmez. O günü Medine'nin yedi kapısı vardır ve her birinde de ikişer melek duracaktır. Hz. Ebubekir RA
Hadislerde belirtildiği üzre İslamın ana yerleri olan Mekke ve Medine de Allah ın ve Resulünün bulunduğu yerlerdir.Bu yerler islamı temsil ettiği için deccal buraya girmeye yeltenmeyecektir. Çünki dünyada bu duruma çok büyük tepki doğacağını bilmektedir. Pek çok ulus lideri tepki gösterecek, göstermese halklar büyük tepki gösterecektir. İşte deccalin korktuğu ve Allah ın şehre girişini engellediği melekler bu düşünce bu melekedir.İşte bu nedenledir ki Mekke ve Medine ye giremez. Ancak yakınlarına kadar gelir .O arada bulunan Yeryüzünün en hayırlılarından birisi Allah ın sevdiği mehdi oradadır.Bu ülke lideri deccal e sen deccal sin der.O bölgede bulunan diğer ülke liderleri hayır o deccal değildir derler.Ya bilemedikleri içindir yada deccal in şerrinden korktukları içindir. Sonra Deccal onu Öldürür. Ancak bu öldürme kılıçla vurup öldürme olarak anlaşılmasın.Yani deccal Kendisinin hakimiyetliğini kabul etmeyen, ona boyun eğmeyen o ülkeye ordusuyla saldırır. O zaman ki insanlar ve peygamberimiz buğünü ve bugünün silahlarını ve terimlerini bilemedikleri için benzetme misal ve kendi zamanlarının anlatım tarzıyla bunu yapmışlardır. Bu en doğal durumdur . Ayrıca hadislerde benzerlik ve benzetmeler kullanılır..Bu konuyla ilgili hadis ilminde araştırma yapabilirsiniz.Aslında Bu kişi ,o ülkedir.Ona kılıçla vurup ortadan ikiye ayırır. Yani o ülkeyi iki ayrı parçaya böler.Yada halkı iki ayrı guruba ayrılır. Sonra o ülkeyi tekrar bir araya getirir.Birleştirir, Yani tekrar diriltmiş olur. Hadiste Dirilttiği zaman adam , Allah`a yemin olsun. Senin hakkında hiçbir vakit bugünkünden daha basiretli olmamıştım!" der. Sen gerçekten deccal sin der. Ancak deccal artık güç yetiremez. Çünki İSA ortaya çıkmıştır.Artık gerçekler ortaya çıkmaktadır. Yalancılıkları her ülkeye yayılmakta güçsüzleşmekte ve taraftarını kaybetmektedir. Her ulus artık bir noktada İSA nın fikirleri doğrultusunda birlik ve beraberlik için toplanmaya başlamaktadır.

951 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Deccalı duyan ondan kaçsın
Vallahi, kişi ona gelir de, saçtığı şüpheli şeylerden dolayı onu mümin zanneder ve ona tâbi olur " imran radıyallahu anh Ebû Dâvud
r verir.(2)
Bu hadisde deccalin çok yalancı olduğu. Mümin gibi hareket eder gözükeceğini bildirmektedir. Ülke liderlerine ben yardım severim dünyaya birlik ve beraberlik getireceğim der. Bak şu ülke tehlikeli silah üretiyor, Yarın bizlere saldırır ,bozgunculuk çıkartır der. Yalan söyleyip yaldızlayarak onu kötü göstermeyi başarır. Diğer ülke liderleri Deccal i mümin zannederek ona uyarlar.Sonra bak şu ülke lideri bizleri sevmiyor şunu şunu yapıyor der. O kan döken terörist olarak gösterir.Yalan söyleyerek ve kendisi bizzat o yalanı oluşturarak, Bunlar bozgunculuk yapıyor bunlarla alışverişi kesin der. Diğer ülke liderleri de söylediklerini doğru zannederek ona uyarlar.

RE. 346/8. İslâmın usülleri (tutanakları) teker teker bozulacak ve halkı dalâlete düşürücü hükümet adamları çıkacak ve ondan sonra da onların izi üzerine üç deccal gelecek. Hz. Huzeyfe RA
Gerçekten de İslam ın usülleri bozulmuş, Halkı dalalete düşüren basiret sahibi olmayan birtakım ülke liderleri çıkacak ve onların üzerine üç büyük deccal gelecektir. Burada en son ve en tehlikeli üç deccal den bahsedilmektedir.
Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Deccal zuhur etmeden önce yetmiş Deccal zuhur edecektir’’
Bu hadiste daha önce de pek çok deccal çıkacağını sayılarının yetmiş kadar olacağını bildirmektedir. Bunlarda yalanlar söyleyerek insanları kandıracaktır. Ancak Deccal zuhur etmeden önce derken son ve tehlikeli Deccalden bahseder. Yani büyük deccal den bahseder.O büyük deccal kendinin tanrı olduğunu şeytanlar yoluyla duyurur.
4995 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Otuz kadar yalancı Deccaller çıkmadıkça Kıyamet kopmaz. Bunlardan her biri Allah'ın elçisi olduğunu zanneder."

Tirmizi, Fiten 43, (2219); Ebu Dâvud, Melâhim 16, (4333, 4334, 4335).



Farklı kişilerden rivayet edilen bu hadiste de 30 kadar deccal in geleceği haber verilmektedir.Ancak önemli olan bu yalancıların hepside kendisinin Allah ın elcisi olduğunu zannetmesidir. Büyük deccal de Allahın elçisi olduğunu zannedecektir.
Rivayette var ki, "Deccal çıktığı gün bütün dünya işitir ve kırk günde dünyayı gezer ve harikulâde bir eşeği vardır.ki kulagı arasında kırk arşın bir mesafe olacaktır ’’
Büyük deccal çıktığı gün onu bütün dünya işitir. Çünki büyük deccal büyük bir olayla çıkacaktır ki onu işitsinler. Kendi kurmuş olduğu büyük bir yalanla kendini ilan eder.Bütün Televizyon, Radyo ,İnternet aracılığıyla bütün dünya onu işitir.Kırk günde dünyayı gezer ve harkulade bir eşeği vardır iki kulağı arası kırk arşın gibi mesafe derken onun uçağından bahsetmektedir. Gerçekten de bir uçakla bütün dünyayı kırk günde gezebilirsiniz.
DECCAL iLE İLGİLİ DİGER HADİSLER
RE. 362/1. Deccal sizin gibi, belki de sizden hayırlı bir kavme yetişecek. Bir ümmet ki b RE. 518/3. Deccal'den evvel, yetmiş küsur deccal olacaktır.
RE. 477/10. Yetmiş tane yalancı çıkmadan kıyamet kopmaz Başında ben, sonunda İsâ AS geliyor, Allah onları hor etmez. Hz. Abdurrahman ibn-i Cübeyr
RE. 362/1. Deccal sizin gibi, belki de sizden hayırlı bir kavme yetişecek. Bir ümmet ki başında ben, sonunda İsâ AS geliyor, Allah onları hor etmez. Abdurrahman ibn-i Cübeyr RA
RE. 319/11. Beyt-i Makdis'in mâmur olmasını, Medine'nin harab olması takip eder. Onu da Melhame'nin çıkışı ve onu da Kostantıniyye'nin fethi takip eder. Onu ise Deccal'in çıkması takip eder. Hz. Muaz RA (sıralamaya dikkat ettiniz mi)
RE. 258/4. Dört fitne olacak; kan, mal ve ırz mubah kılınacak ve dördüncü ise Deccal fitnesi olacak. Hz. İmran ibn-i Husayn RA
RE. 485/9. Bir müslümana, canının çıkmasından hoş bir şey olmadıkça (canından bezmedikçe) Deccal çıkmaz.Hz. İbn-i Mes'ud RA
RE. 506/9. Deccal'e Isfahan yahudilerinden yetmişbin yahudi tabi olur. Hepsinin üzerlerinde taylasan vardır. Hz. Enes RA
RE. 508/2. Deccal, Horasan tarafından çıkar. Ona bir kavim tabi olur ki, yüzleri meşin gibidir. Hz. Ebubekir RA (horosan istikametinden denilmiştir.)
RE. 506/9. Deccal'e Isfahan yahudilerinden yetmişbin yahudi tabi olur. Hepsinin üzerlerinde taylasan vardır. Hz. Enes RA (Bu yazıyı bitirdikten sonra bu hadisi tekrar okuyunuz.)
"Hiçbir peygamber gönderilmemiştir ki, ümmetini tek gözü kör, çok yalancı Deccal ile korkutmuş olmasın. Haberiniz olsun! Onun tek gözü kördür. Yüce Rabbiniz ise kör değildir. Onun iki gözü arasında Kâfir yazılmış olacaktır." (Ebu Davud c. 4., s. 116
"Allah'ın gönderdiği her peygamber, ümmetini onunla inzar etti. Nuh aleyhisselam ümmetini onunla inzar etti, ondan sonra gelen peygamberler de. O, sizin aranızda çıkacak. Onun hali sizden gizli kalmayacak. Rabbinizin tek gözlü olmadığı size kapalı değildir. O ise sağ gözü kör birisidir. Onun gözü, sanki (salkımdan) dışa fırlamış bir üzüm dânesi gibidir. (İki gözünün arasında ke-fe-re yani kâfir yazılmış olacaktır. Bunu her müslüman okuyacaktır)."

Buhari, Fiten 27; Müslim, Fiten 100-103, (169)-(2933).

İŞTE BÜYÜK DECCAL
"Otuz kadar yalancı Deccaller çıkmadıkça Kıyamet kopmaz. Bunlardan her biri Allah'ın elçisi olduğunu zanneder."Tirmizi, Fiten 43, (2219); Ebu Dâvud, Melâhim 16, (4333, 4334, 4335).
Peygamber olduğunu söyleyen büyük deccal
ABD Başkanı George W. Bush, sabahın erken saatlerinde kalkıp dini kitaplar okuyor. Kabine toplantıları da dualarla başlıyor. Bush kendisine sorulan basit soruları bile İncil'den örnekler vererek cevaplıyor. "Yaradan" kelimesini dilinden düşürmeyen Başkan, görevinin kendisine Tanrı tarafından verildiğine inanıyor.Fransız Le Nouvel Observateur Dergisi Amerika Başkanı George W. Bush'un dünya üzerinde yaşayan 500 milyon "Evangelist"in en önemli dini liderlerinden biri olduğunu yazdı.

Valilik dönemlerinde Bush'u tanıyanlar onun kendisi hakkında "kutsal bir görev aldığını" söylediğini anlatıyorlardı. Zaten konuşmalarından bir kısmı da Evangelist kilisesinin ateşli savunucularından Michael Garson tarafından yazılıyordu. Vali olarak başarı kazanan Bush için yeni adımlar atma zamanı gelmişti. "Yaratan beni seçti" diyen Bush, Evangelist kilisesinin desteğiyle başkanlık yarışına da büyük bir hızla geldi. Başarısız olması hemen hemen imkansızdı çünkü Bush'a yapılan maddi yardımların dışında medya desteği de inanılacak gibi değildi.
Evangelist televizyon kanalı "The Family Channel" (Aile Kanalı) da rahipler, "Yaratanın bana 2004 seçimlerinin tam bir patlama olacağını söylediğini duyuyorum. Bush çok kolay bir şekilde seçimleri kazanacak... Yaradan onu destekliyor çünkü o iyi bir Hıristiyan. Yaratan onun dünyanın başına gelmesini istiyor..." şeklinde konuşuyorlardı. Dedikleri de oldu ve ülkede yaşayan yaklaşık 70 milyon Evangelist Bush'a destek verdi, Bush da Beyaz Saray'ın kapılarını fazla zorlanmadan aralamış oldu. Fakat Bush'un başkan seçilmesi onun söylemini değiştirmedi, aksine daha da belirginleştirdi.

Onu pek çok yayın organları övüyor ve büyütüyor du. Bush ve Evangelist düşünceyi medyada ilk inceleyenlerden biri hiç kuşkusuz Amerikan Newsweek Dergisi oldu. "Bush ve Yaradan" isimli bir dosya hazırlayan dergi, Bush'un vaaz kitapları okuduğunu, en çok sevdiği kitabın yazarı Oswald Chambers'ın "1917 yılında Mısır'da Türk askerlerine karşı savaşan Anzak 'lara moral verdiğini yazmıştı. Bush'un aldığı politik olsun ya da olmasın tüm kararlarının ardında Billy Graham ve oğlu Frank Graham'ın olduğunu belirten dergi, "Bush, Başkan olmasını da, Irak Savaşı'nı da Allah'ın iradesine bağlıyor. Bu görevleri yerine getirmek için Başkan olduğuna inanıyor" diye yazmıştı

Amerika Başkanı Bush tüm yaşamını ve politik kararlarını dini kurallara göre yönlendirdiğinden, o kitapların birden beğeni toplamaya başlaması politik anlamı açısından incelenmeli.Bush, 11 Eylül saldırısı olduktan hemen sonra kendisinin bir haçlı seferi başlatacağını açıklayarak niyetini açıkça belli etti. Bu son derece ürkütücü bir tavırdı. Çünkü ait olduğu mezhep göz önüne alındığından işin sonu kıyamet gününe kadar ulaşabilirdi.Ben, Irak’ta başlatılan savaşın dini, mistik konular dikkate alınmadan anlaşılamayacağını her zaman savundum. Tek boyutlu açıklama çabaları bana hep eksik geldi. Burnumuzun dibinde büyük, çok büyük bir gelişme yaşanıyordu. Hem fiilen hem de mistik boyutuyla bizleri içine çekmeye başlayan bir gelişmeydi bu.
Irak Savaşı aslında hiç de görüldüğü gibi değil, sadece petrol ve çıkar da değildi.ardında birçok dini etken olan bir savaştı. Ve olup bitenleri sadece Evangelistler anlıyordu. Evangelistler Amerika'yı tamamen ele geçirdikten sonra asıl hedefe yani dünyayı evangelistleştirmeye yönelmişti
Teoloji profesörü Thomas Römer Irak Savaşı’nın perde arkasıyla ilgili çok ilginç bir gerçeği ilk kez ortaya çıkardı. Buna göre Fransa eski cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve ABD Başkanı George Bush, Irak Savaşı’ndan birkaç hafta önce bir araya geldi. Bu toplantıda Bush,
Fransa liderini savaşa girmeye ikna etmek için,“Ortadoğu’da Yecüc ve Mecüc (Gog-Magog) harekete geçti. İncil’in öngördükleri yaşanmaya başladı. Bana yardım etmelisin” dedi.Ancak Chirac Yecüc ve Mecüc’ün kim olduğundan tamamen habersiz olduğu için bu anekdottan bir şey anlamadı. Bush’a da hissettirmedi. Chirac, Yecüc-Mecüc raporu istedi

Toplantıdan hemen sonra Fransız yetkililer Lozan Üniversitesi’nde profesör olan İncil uzmanı Thomas Römer ile iletişime geçti.Durumu kendisine anlattılar ve Yecüc ile Mecüc hakkında bilgi istediler.Römer de detaylı bir raporla bu bilgiyi Elysee Sarayı’na iletti.Bush kendini kurtarıcı sanıyor .Kendini bir peygamber olarak görüyordu. Hıristiyanlığın Evangelist mezhebinden olan George Bush, daha önce defalarca politik kararlarını dini inançlarına göre almakla suçlanmıştı.Evangelistler Mesih’in İsrail’den geleceğini düşünüyor.
Bu nedenle Bush’un ve yakınlarının Evangelist inancı, yönetimin İsrail’e yakınlığını açıklamak için de kullanılıyor. Bazı din adamları ise konuşmalarında sık sık Tanrı sözcüğünü kullanan ve dünyayı kurtarmaktan bahseden Bush’un kendini Mesih zannettiği yönünde yorumlar yapıyor. Aslında o mesih değildi. Deccal in ta kendisiydi.

Bush’un o garip konuşması
ABD Başkanı Haziran 2003′te yani Irak’ın işgalinden dört ay sonra Mısır’ın Şarm el-Şeyh beldesinde Filistin heyetiyle bir araya gelmiş,burada Irak savaşı konusunda çok ilginç açıklamalar yapmıştı:“Tanrı bana ‘George, git Afganistan’daki teröristlerle savaş’ dedi,
gittim savaştım. ‘George, git, Irak’taki despotluğu bitir’ dedi, bitirdim.Şimdi bana Tanrı’nın ‘Git, Filistinlilerin devlet kurmasını sağla, İsraillileri güvenliğe kavuştur, Ortadoğu’ya barış getir’ dediğini hissediyorum.Tanrı’nın izniyle bunları da yapacağım...”

Artık Sovyetler birliği de yıkılınca Dünya da tek etkin güç olmaya başladı.Pekçok ülke ona çok yönden muhtaç olduğundan ve yalanlarıyla kandırmalarından onun ardından gittiler.Fransa'yı "iyi-kötü" savaşı için yanında isteyen Bush, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'a yazdığı mektupla Cumhurbaşkanı'nı tam anlamıyla şoke etmeyi başarmıştı! "Magog ve Gog" kavramlarından yani İyi-Kötü savaşından bahsetmişti. Chirac, bu felsefeyle bir savaş başlatılamayacağını söyleyip Bush'un yanında yer almayacağını kati bir dille ifade etti.
Günümüzde Ortadoğu topraklarında yaşanan gelişmeler Deccal'in ta kendisidir.
BÜYÜK DECCAL İN BÜYÜK YALANI
ABD de çıkan deccaller (yalancılar) zamanla kendisini dünyanın jandarması ilan edecekti. Dünyanın Jandarması demek Adaleti ve huzuru sağlayan demekti. Bunu dinimizde ancak Peygamberler sağlardı. YANİ DECCAL PEYGAMBERLİĞİNİ İLAN ETMİŞTİ. Önce ben peygamberim dedi. Sonra dünyaya adalet sağlıyormuş gibi gözüküyordu. Yalanlar söyleyerek diğer ulus liderlerini kandırıp yeryüzünde bozgunculuğa başladılar. Zamanla güçlendi, yeryüzünün hazineleri onun elindeydi. Pek çok ülkede bozgunculuk çıkardı. (halkları, terör örgütlerini, muhalefetleri, bir guruba karşı diğer gurubu desteklediler. Kışkırttılar. Gayri resmi silah sattılar. Ve daha niceleri.) ....yıl 2003 oldu.
11 Eylül saldırısını gerçekleştirmesiyle dünyaya kendini gösteren büyük deccal resmen ortaya çıkmıştır. Büyük yalancı ,büyük yalanını planladıktan sonra uygular. Kendi uçaklarıyla kendi ülkesine saldırır. Ülkesindeki önemli yerleri vurur. Pentagonu ,ikiz kuleleri ve kendi beyaz sarayını vurur.dünyaya kendini ilan eder. Aşağıda ki linklerden yalan olduğunu görebilirsiniz.
http://video.google.com/videoplay?docid=-176124636144541551#
http://www.dailymotion.com/video/x7r3ep_11-eylul-gercegi-ve-planlanan-teror_news
http://video.eksenim.mynet.com/albeymeta/11_Eylul_Gercekleri_1_Bolum/198962/
http://video.mynet.com/albeymeta/11-Eylul-Gercekleri-2-Bolum/198957/

Aslında çok görüntüler vardır. Burada paylaşamayacağım ,araştırmak isterseniz google arama motoruna 11 EYLÜL GERÇEĞİ diye yazarsanız pek çok video ve gerçekleri görür ve anlarsınızdır.Gerçekten de ikiz kuleleri yıkan çarpan uçaklar değildir. Kuleleri ayakta tutan çok yüksek sıcaklıklara dayanıklı çelik kolonların varlığı bilinmektedir. Bu çelikler yüksek sıcaklıkta eriyebilmektedirler. Uçakların çarpma sonucunda böyle bir Sıcaklık yanmayla bile elde edilemezdi. Ancak ikiz kulelerin çevresinde bulunan Amerikalı vatandaşlar kulelerde uçakların çarpmasından çok sonra çok büyük patlamalar oldu diyorlardı. Kulelere önceden döşenmiş patlayıcılardı. Sonradan da insanları Ahmak sanıyorlar ki sapasağlam yolcu pasaportu buluyorlardı. Medya yı da yanlarına almışlardı. Binadaki dublörleri bile hazırlamışlardı. Birde ikiz kulelere çok kimsenin de gelmesini engellemişlerdi. Sahte uçaklar kalkış saatleri ve kimlikleri bile olmayan insanları senaryo etmişlerdi. O uçakların içi boştu. İnsan dolu değildi. Pentagona Bir cepheden uçak çarptı demişlerdi. Halbuki o uçağı hiç kimse görmemişti , siz bilmez misiniz evinizin yakınından geçen bir uçağı. Sonuçta büyük bir yalan vardı.Bu yalanı Bütün Amerika halkına endekslemek doğru değildir. Amerika daki yönetimi eline almış olan mecüclüler yapmıştı. Buların bir bozguncu dostları da var ki Orta doğuda yönetimi eline alan Yecüclülerdi. Ancak Amerika da Halkın bir kısmı muhafazakarlara karşı olanlar, bu olayların Büyük bir yalan olduğunu söylemişti.
RE. 140/11. Benden evvelki peygamberlerden ümmetini Deccal ile korkutmayan hiç kimse olmadı. Onun sol gözü şaşı, sağ gözü ise perdelidir. Ve alnında "kâfir" diye yazılıdır. Yanında cennet, cehennem diye iki vadi olur. Cennet dediği cehennem, cehennemi ise cennettir. Yanında peygamber kıyafetinde iki melek bulunur; biri sağında, biri solundadır. Bu beraberlik insanları imtihan içindir. Deccal onlara sorar: "--Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Diriltiyorum, öldürüyorum."
Meleklerden biri: "--Yalan söylüyorsun!" der.
Fakat bu sözü yanındaki melekten başkası duymaz. İkinci melek diğerine:
"--Doğru söylüyorsun." der.
İkinci meleğin sözünü insanlar işitir ve zannederler ki, Deccal'i tasdik etti. Bu da imtihan içindir. Sonra Medine'ye yürür. Giremeyince, "Bu onun ülkesidir!" der. Sonra Şam'a yürür Orada "Akabetü Efik" mevkiinde Allah onu helâk eder.
Hz. Sefine RA
Bu hadise benzer çok hadis vardır.15 civarındadır. Farklı sahabelerden farklı değişimler ve farklı yorumlar katılarak ulaşan hadisleri derinlemesine inceledim.Ancak hepsinde benzerlik bulunan bu hadisi seçtim. Bu nedenle farklı yorumlar vereceğimdir. Onun sol gözü şaşı;gerçekleri göremeyen , sağ gözü perdeli; peygamber olduğunu iddaa etmesine rağmen dinden ve Allah dan habersiz olan.Ve Alnında kafir yazılı; herkes onun ilim ve feraset sahibi olmadığını olgunluk taşımadığını ve manevi değerleri bilmediğini bakışlarından tavırlarından yüz hareketlerinden ,mimiklerinde konuşmasından rahatlıkla anlayacaktır.Yemin ediyorum bu GEORGE BUSH UN ta kendisidir. bu hadisler benzetme misal taşımaktadır. Hadis ilmini araştırabilirsiniz.
Yanında cennet bolluk ve iyi yaşam , cehennem kıtlık ve zor yaşam vardı. Peygamber kıyafetinde iki melek bulunur. Yani doğru söyleyici iki gurup insan topluluğu vardır.Ve deccal dünyaya seslenir. Derki ben sizin Rabbiniz değil miyim. Sahabelerden farklı kişilerden benzerlik ve değişiklik içeren pek çok hadisi dikkate alarak bu yorumlar çıkartılmıştır. Hadis incelemelerimde bunu bizzat deccalin demeyeceği anlaşılmaktadır. Şeytan deccale gidecek senin için ne yapabilirim diyecektir. Bunun üzerine deccal insanlara git benim rableri olduğumu söyle diyecektir. Şeytan , deccalin İnsanların Rabbi olduğunu söyleyecektir. Şöyle ki; Şeytan insanlara gelir derki herkes onun sayesinde ekmek yiyor, su içiyor bolluk ve bereket yaşıyor. Ona uyarsan seni cennetine kor, nimetlerinden faydalandırır, ülkenizi ayakta tutup sizi yaşatır. Eğer onu reddedersen seni cehennemine atar ve aç bıraktırır, ülkeni yok eder. Ona uymalısın. Ayrıca o olmazsa dünyada kargaşa çıkar. Dünya ekonomisi onun elindedir. O sizin Rabbinizdir der. Sonra o kişi yani o ülke lideri ona uyucu olur.
Ardından DİRİLTİYORUM; ülkeler kurarım, yeni hükümetler getiririm ve sizi iyi bir ülke yaparım diyecek. ÖLDÜRÜYORUM; ülkenizi yok ederim dağıtırım,insanlarınızı çok zorda bırakırım. Sizi mahvederim der.
Sonra 11 Eylül saldırılarını gerçekleştirir. Uzak kıtada o ülkede bulunan bir kısım dürüst insanlar . Bu saldırı bir yalandır ,Deccal yalan söylüyor der. Bu saldırıyı bizzat kendisi organize etmiştir der.Ancak bunu sadece o ülkedekiler Oradakiler duyar. Böylece yanındaki SAGINDAKİ MELEK yalan söylüyorsun demiştir. Sonra diğer melek yani , dünyada bulunan ikinci bir gurup insanlar doğru söylüyorsunuz İkiz kuleleri ve Ülkenizi vurdu derler. Ancak diğer insanlar yanıbaşların da olmayan yani uzak kıtada olan bu olayı; Böyle bir olay gerçekleşti şeklinde algılar. Bu Allah ın İmtahanı dır.Sizlerin ne yapacağını görmek istemektedir.Ve ardından Afganistan,ırak,Filistin ,Ürdün, insansız uçaklarla Pakistan, İran ı tehdit pekçok ülkede terör örgütleri ,resmen Orta doğuyu ve dünyayı kan gölüne çevirir.
BU DÖNEME AİT TEVRAT DAN KAYITLAR. (ONUN) geleceği nesilde... tüm devletler Minim dinini (ateizmi) kabul edecek ve verilen öğütlerden yüz çevrilecek... (Talmud, Sanhedrin 97a)

(ONUN) çağı gelmeden önceki sürede... krallar kafirlere dönecek ve hiçbir sitemi duymayacaklar... (Talmud, Sota 49:2)
Devlet yönetimleri delalete (dini inançlara ters) düşecek ve onları kınayacak kimse olmayacak.(Talmud, Sota 49:2)
Geleceği nesil... bu neslin liderleri köpekler gibi davranacak... (Talmud, Sanhedrin 97a)
Önderleri akşam gezen aç kurtlar gibi, sabaha bir şey bırakmazlar. (Sefanya, 3:3)
Nehir gibi birçok belayla sarılmış bir nesil gördüğünde, onu (Mehdi'yi) bekle ve hazırlan; çünkü şöyle yazılmıştır, düşman sel gibi geldiğinde... Kurtarıcı gelecek. (Talmud, Sanhedrin 98a)
(Mehdi) tüm dünya kafirliğe dönene dek gelmeyecek... (Talmud, Sanhedrin 97a)
Günahtan korkan insanlar hor görülecek ve gerçek bulunamayacak... (Talmud, Sota 49:2)
Günah işlemekten korkan insanlardan nefret edilecek...(Talmud, Sota 49:2)
Tüm hakimler ve yöneticiler gidene dek gelmeyecek... (Talmud, Sanhedrin 98a)
Yeşaya''nın Babil''le (Irak) ilgili bildirisi:... araçlarıyla uzak bir ülkeden, dünyanın öbür ucundan bütün ülkeyi yerle bir etmek üzere geliyor. (Yeşaya, 13:1, 5)
... (Mehdi''nin) doğum sancıları, "o gün" burada yazılıdır... Yecüc ve Mecüc savaşları: "o gün" burada yazılıdır; bu yazılırken, o günde Mecüc gelecek. (Talmud, Shabbath, 118a)
Bir yerde sel olurken, diğer bir yerde kuraklık olması:
... (Mehdi''nin) geleceği yedi yıllık sürenin sonunda, ilk yılda bu ayet gerçekleşecek: Bir şehrin üzerine yağmur yağdırırken, diğerinin üzerine yağmur yağdırmayacağım... (Talmud, Sanhedrin 97a)

Mesih''in (Mehdi''nin) geleceğine inanmayan veya onun gelişini beklemeyen bir kişi, sadece bütün peygamberlere karşı gelmekle kalmaz, Tevrat''ı ve hocamız Musa''yı da inkar etmiş olur. (Maimonides, Mişna Tora, Kralların Yasaları, 11:1)

Gördüğünüz gibi Tevrat kayıtları da hadisleri ve günümüz olaylarını da doğrulamaktadır. İncil de yaptığım araştırmalar sonucunda da tam bir benzerlik görmüşümdür. Ancak şunu da belirtmeden edemeyeceğim ki Amerika da ki o muhafazakar , aşırı dindar halkı yanlış inançlarından ve yaptıklarından dolayı Rab saptırmıştır. Bu Allah ın vaadidir. Onlar yani mecüclüler bunu hak etmişlerdir.
DECCAL ORTALIĞA FİTNE SAÇARKEN Cenab-ı Hak, MESİH MERYEM OĞLU İSA'YI gönderir... nefesini idrak eden, her kafir mutlaka yok olur. İsa (a.s) Deccal ile Lüdd kapısında (Beytül Makdise yakın bir belde) karşılaşır .23 (Gerçekten de İSA bu kapı istikametinde ki bölgede karşılaşmıştır.)
İşte o sırada Allah'ın düşmanı olan DECCAL , HZ. İSA'YI görünce tuzun suda erimesi gibi erir gider.22 (Çünki herkes onun İSA olduğunu anlayacak. Diğer ulus devletleri , liderleri ve halklar İSA nın yanında toplanmaya başlayacaklardır. Bu arada Deccalin yanındaki ulus devletleri , halklar azalacaktır. Yalancı Deccal den Doğru sözlü ve birleştirici İSA ya geçiş yapacaklar.)
Yemin ederim bütün işaretler MEHDİ, DECCAL VE İSA yı gösteriyor, Güneş ve Ay tutulmaları , gök de yıldızlarda Süleyman ın mührünün belirmesi Halley kuyruklu yıldızı,(bir meleğin elinde meşale ile müjde vermesi diye yorumlanır.) 2001,2003 gök olayları ve sayamayacağım nice işaretler.
İşte şimdi bunların üzerine bir ülkenin lideri olarak İSA ÇIKAR. Onun başa gelişinde bile Rabbin eli vardır. Sürekli onu tutmaktadır. İsa her geçen gün olgunlaştırılmaktadır. DECCAL FİTNE SAÇARKEN , YECÜC VE MECÜC DÜNYANIN HER YERİNE YAYILMIŞ İKEN DÜNYA ya kardeşliği dostluğu, huzuru ve birlikteliği anlatan. Zorda kalanlara yardım etmeyi öneren bir adam çıkar. KARŞIMDA IŞIK GİBİ PARLAYAN İSA YI GÖRÜYORUM. İnanın bana.‘VALLAHİ O ŞU ANDA SİZLERİN İÇİNDEDİR.’sizden her kim ona erişirse , benden selam götürsün’’ demişti peygamberimiz. Vallahi ben ona eriştim.Onunla selamlaşmaya ve selam götürmeye gideceğim ancak çok meşgul bir adam , görüştürmezler sanıyorum. Onlara ,aralarından bir Peygamber geldiğinde derler ki. ‘Hadi oradan. O peygamber olamaz.’derler. ‘ O da bizim gibi bir insandır’ derler. ‘Onun geçmişini de biliyoruz’ derler. SİZLER DE GEÇMİŞTE YAŞANAN BU OLAYLARI TEKRARLAMAYINIZ. O İSA YA SAHİP ÇIKIN. ŞİDDETLE TUTUN. ŞU İKİ KAVİM YECÜC VE MECÜC E KARŞI İSAYI DESTEKLEYİN. Onlar dünyanın her yerinden saldırıyorlar. Her tepeden geliyorlar.Denizdeki kumlar kadar çoklar. DÜNYAYA ONUN İSA OLDUĞUNU İLAN EDİN.
Allah ezelde yazmış olduğu iradesini göstermiştir. Rab görkemini ve iradesini göstermiştir artık. Herkes rabbi bilecek . Onun görkemini göksel egemenliğini anlayacaklardır

Sevgiler Ülkeme. Müjdeler Ülkeme. Beklenen zamana. Yemin olsun ki söylediklerim doğrudur... Yazım tarihi:26.06.2010
 

zinnur

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2010
Mesajlar
8
Tepkime puanı
1
YECÜC MECÜC

Yecüc ile Mecüc Kuran dahil tüm kutsal kitaplarda yer alan ve
insan ırkını ortadan kaldırmaya kadar ileri gidip bozgunculuğa çalışacakları söylenen bir toplulukdur.
Dünyaya büyük zarar verecekleri ve önlerine gelen herkesi öldürecekleri söylenen
bu topluluğun kıyamet alameti olduğu kesindir. Günümüzde Yecüc ve Mecüc ü çok net görmekteyiz.


YECÜC VE MECÜC LE İLGİLİ AYETLER.
KEHF SÛRESİ

83. (Ey Muhammed!) Bir de sana Zülkarneyn hakkında soru soruyorlar. De ki: “Size ondan bir anı
okuyacağım.”
84. Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda (amacına ulaşabileceği) bir yol
verdik.
85. O da (Batı’ya gitmek istedi ve) bir yol tuttu.
86. Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir
kavim gördü. “Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın”
dedik.
87. Zülkarneyn, “Her kim zulmederse, biz onu cezalandıracağız. Sonra o Rabbine döndürülür. O da
kendisini görülmedik bir azaba uğratır” dedi.
88. “Her kim de iman eder ve salih amel işlerse, ona mükâfat olarak daha güzeli var. (Üstelik) ona
emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz.”
89. Sonra yine (doğuya doğru) bir yol tuttu.
90. Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine
doğar buldu.(Ormanlık olmayan çıplak bir arazide yaşayan kavim)
91. İşte böyle. Şüphesiz biz onun yanındakileri ilmimizle kuşatmışızdır.
92. Sonra yine bir yol tuttu.
93. İki dağ arasına ulaşınca, bunların önünde, neredeyse hiçbir sözü anlamayan bir halk buldu. (farklı lisanda konuşan bir kavim)
94. Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Ye’cüc ve Me’cüc (adlı kavimler) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadırlar.(Bozgunculuk çok önemli bir kelimedir. Dikkat ediniz.)
95. Zülkarneyn, “Rabbimin bana verdiği (imkân ve kudret, sizin vereceğiniz vergiden) daha hayırlıdır.
Şimdi siz bana gücünüzle yardım edin de, sizinle onların arasına sağlam bir engel yapayım” dedi.
96. “Bana (yeterince) demir madeni getirin” dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya
getirince, “körükleyin!” dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır getirin, bunun
üzerine boşaltayım” dedi.
97. Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.
98. Zülkarneyn, “Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin vaadi (kıyametin kopma vakti) gelince onu yerle
bir eder. Rabbimin vaadi gerçektir” dedi.
99. O gün biz onları bırakırız, dalga dalga birbirlerine karışırlar. Sonra sûra üfürülür de onları toptan bir
araya getiririz.
100,101. O gün cehennemi; gözleri Zikr’ime (Kur’an’a) karşı perdeli olan ve onu dinleme zahmetine dahi
katlanamayan kâfirlerin karşısına (bütün dehşetiyle) dikeriz!
Bu ayetler çok açıktır. Açıklamaya gerek duymamaktayım.İnsan olan iki kavimden bahsedilmektedir. O bölgede bozgunculuk yapmaktadırlar. İnsanları birbirlerine kışkırtarak savaş çıkartmaktadırlar. Zulkarneyn peygamber tek ulaşım yeri olan o kavmin önüne set yapmıştır.
YECÜC MECÜC LE İLGİLİ HADİSLER
Cahş (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün korkulu bir vaziyette odaya girdi. Şöyle diyordu: "Lâ ilâhe illallâh, yaklaşan bir belâdan Arabın vay hâline. Bugün, Ye'cüc ve Me'cüc'ün seddinden şöyle bir gedik açıldı." baş parmağı ile şehâdet parmağını halka yaparak gösterdi. Ben:

-"Ey Allah'ın Resulü, yani içimizde sâlih kimseler olduğu halde toptan helâk mı olacağız?" dedim.

-"Evet, dedi, fenalıklar artarsa öyle olur."

Peygamberimiz rüyasında gördüğü bu durum yecüc ve mecüc ün önündeki engellerin yavaş yavaş kaldırıldığına işaret etmektedir. Şöyle ki rüyada görülen ‘Ye'cüc ve Me'cüc'ün seddinden şöyle bir gedik açıldı’ ifadesi gerçek bir gedik ve toprak taş parçası değildir. Allah yavaş yavaş ,zamanla onların büyümesine izin verdiğine , Bu kavimleri ekonomik olarak veya sayıca büyüyeceğine ve dünyaya farklı beldelere yayılmanın ilk başlangıcını yapmış olduklarına işaret etmektedir. Bunun üzerine caşh sorar ‘içimizde sâlih kimseler olduğu halde toptan helâk mı olacağız?" der. Yani hepimiz ölecek miyiz der.Peygamberimiz"Evet, dedi, fenalıklar artarsa öyle olur. Fenalıklar artarsa ifadesi çok önemlidir.
Buhârî, Enbiyâ 7, Menâkıb 20, Fiten 4, 28; Müslim, Fiten 1, (2880); Tirmizi, Fiten 23, (2188).

696 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), (Zülkarneyn'in inşa ettiği) sed hakkında buyurdular ki: "(Ye'cüc ve Me'cüc) onu hergün oyuyorlar. Tam delecekleri sırada başlarında bulunan reis: "Bırakın artık, delme işini yarın yaparsınız" der. (Onlar bırakıp gidince) Allah, seddi, daha sağlam olacak şekilde eski hâline iâde eder. Böylece günler geçer, kendilerine takdir edilen müddet dolar ve onların insanlara musallat olmalarını Allah'ın arzu ettiği vakit gelir. O zaman başlarındaki reis: "Haydi dönün, yarın inşaallah bunu deleceksiniz" der -ve ilk defa inşaallah tabirini kullanır-."

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) devamla der ki: "Dönüp giderler. Ertesi gün geldikleri vakit seddi ne halde bırakmışlarsa öyle bulurlar ve (o günkü çalışma sonunda) derler. Açılan delikten insanların üzerine boşanırlar. (Önlerine çıkan) suları içip kuruturlar. İnsanlar onlardan korkup kaçar.

Yecüc ve Mecüc ün Her gün delmesinin ardından set tekrar hatta daha sağlam olarak eski halini alır ifadesi bildiğimiz seddin tekrar düzelmesi değildir. Allah mucizeleriyle iş yapmaz. Adeti üzerine gerçeklerle iş yapar. Yani burada anlatılmak istenen Büyümek ve Genişlemek için yeryüzüne fitne ve fesadı yaymak için mücadele eder. Ancak Allah onlara güç vermez. Yapmış oldukları küçük işleri bozar. Ülkelerinin dışına çıkacak güce kavuşamazlar. Belli bir zamana kadar bekletmektedir. Ne zaman ki Allah dilerse demişlerdir , o zaman Allah onları bulundukları beldeden yani ülkeden dışarı çıkıp yayılmalarına ,dağılmalarına izin verir.
(Önlerine çıkan) suları içip kuruturlar. İnsanlar onlardan korkup kaçar. İfadesi de gittikleri her yerdeki nimetleri alırlar.madenleri çıkartırlar, petrolü ,altını ve daha nice nimetleri çıkartırlar bununla elde ettikleri kazancı yerler şeklinde anlaşılır.


Ye'cüc ve Mecüc göğe bir ok atar. Bu ok kana bulanmış olarak kendilerine geri döner. Şöyle derler: "Arzda olanları ezim ezim ezdik, semâda olanları da alçaltıp alt ettik."

Allah onları enselerinden yakalayacak bir kurt gönderir. Bu kurt onları toptan helâk edip, herbirini parçalanmış halde yere serer."

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözünü şöyle tamamladı: "Muhammed'in nefsini elinde tutan Zât'a kasem olsun, yeryüzündeki bütün hayvanlar, onların etinden yiyerek canlanır, sütlenir ve semirir."


Tirmizi, Tefsir, Kehf, (3151); İbnu Mâce, Fiten 33, (4080).

Yecüc ve mecüc Şöyle derler; yeryüzünü mahvettik , hiç kimse bizim karşımızda duramıyor. Her kıtayı , Orta doğuyu, nice Ülkeleri ,insanları ne hale getirdim. Bu benim gücüm. Melekler de ,Allah da benim kim olduğumu gördü. Benim gücüm nasılmış anladılar mı derler. Büyüklenirler. Allah a bile meydan okumuşlardır. Bunun üzerine çorap söküğü gibi her şey gerçekleşir.
Çok yakın zamanda , Şimdi, Allah onları Enselerinden yakalayacaktır. Sonra enselerini kaşımaya başlayacaklar. Sonra şiddetlice kaşıyacaklar, sonra yaralar çıkmaya başlayacaktır. Bir de bakacaksınız ki yere düşmüşler. Ölmüşler. Yeryüzünün üçde biri bu hastalıktan ölür. Bazı Ülkelerde az ölümler olurken bazı ülke ve beldelerde çok az ayakta kalan olur. Öyle bir hal alır ki Yeryüzü ,atmosfer kokmaya başlar. Akbabalar ve diğer et yiyiciler iyice beslenirler. Boyunları deve boyunları gibi olur. İrileşirler ,memeleri sütle dolar.İnsana kıran girmiştir. Kokudan şikayet ederler. Sonra İSA Allah a dua eder. Rabbim bu leşlerin kokusunu kaldır. Allah yeryüzünü kaplayan bir bulut peydah eder. Uzaydan dünyaya baktığında dünyayı mavice değil beyaz bir küre sanırsın.İyi bir yağmurla atmosfer temizlenir. Artık dünya da yeni bir düzen başlamıştır. Herkes Rabbin büyüklüğünü görmüştür. Göksel gerçeklerin varlığına inanmışlardır. Sonra İSA yeni düzeni ,Huzuru, Birlikteliği , Kardeşliği inşaa eder.


Mirac gecesi Allah beni Yecüc ve Mecüclerin yanlarına gönderdi; Onları dine davet ettim; kabul etmediler.. Onun için onlar, Adem ve İblis neslinden Allah’a asi gelenlerle birlikte cehenneme gireceklerdir.21
Bu hadisten Yecüc ve Mecüc ün Allah a inanmadıkları. İnkarcı bir toplum olduğu görülmektedir. İnsan ve şeytanın çocuklarıdır. Peygamberin teklifini reddetmişlerdir.
• Hadislerde bildirildiğine gibi, "Fesat çıkaran bir topluluktur." 14
• 22 kabileden oluşan bir topluluktur: “Yecüc ve Mecüc yirmi iki kabileden ibarettir.” 15

“Ye’cüc ile Me’cüc, vaktiyle bir veya iki kavmin özel ismi olsa da, doğrusu herkesin bildiği mana şudur: Aslı ve soyu belirsiz, din vu ulus tanımaz karma bir insan topluluğudur ki, çıkmaları Kıyamet alametlerindendir. Yeryüzünü bozacaklardır.Peygamberimizin insanlar ve iblisin neslindendir demesi de sadece iki ırktan ibaret olmadığı anlaşılmaktadır. Karma bir toplumdur.
İŞTE YECÜC VE MECÜC
Osmanlı devleti Dünyaya adil davranan ve bozgunculuğu benimsemeyen yumuşak ve birleştirici bir devletti.1700 lü yıllarda Osmanlı devletinin gerileme döneminde Yecüc ve Mecüc Allah ın izniyle serbest bırakılır. Çünki Dünyanın lideri Osmanlı eriyor. Dengeler değişiyordu. Yecüc ve Mecüc başlangıçta kötülüğü fenalığı ve bozgunculuğu benimseyen iki ırk değil topluluktur. Settin hangi zamanda ve nerede yapıldığı bilinmemektedir. Çünki üzerinden yaklaşık 3000 yılı aşkın bir zaman geçmiştir. Bu zaman zarfında nice devletler, nice olaylar gerçekleşmiştir. İlk zamanlarda Seddi aşamayacaklardır. Set o zaman için onları engelleyen gerçekti. Zamanla Seddin önemi ve görevi kalmadı. Allah Ülkelerinin dışına çıkmasını , güç açısından geliştirmemesi ve büyümemesiyle engelleyecekti.. Bu kavimler Ancak seddi aşınca yerleri anlaşılmıştır.
Yecüc ve Mecüc ü bugün gördüğümüz den anlamaktayız ki İngiltere topraklarından dağılmıştır. Yecüc ve Mecüc has bozgunculuk düşüncesini başlatır .Yeryüzünde önce sömürgeciliğe başlamış, başka ülkelerin zayıflıklarından faydalanarak , kendi teknik gücünün de etkisiyle o ülkelerin yer altı zenginliklerini,nimetlerini , ticaretlerini elinden alarak sömürgeciliğe başlamışlardır. Önüne çıkan her suyu içmiştir. her nimeti yemiştir. Önce güney Asya yı , sonra Asya kıtasını, sonra Okyanus da ki ada ülkelerini ,sonra Afrika yı,sömürmüşlerdir. Sonra Coğrafi keşifler adı altında hem sömürge hem de katliamlara imza atmıştır. Hem O Ülkelerin nimetlerini almışlar hem de insan ticareti yapmışlardır.
Yeryüzüne yayılmaya başlamış giderek güçlenmiştir. Pek çok ulustan kendilerine katılan olmuştur. Amerika kıtasına yavaş yavaş koloniler kurmaya başlamışlar. Her tür nimetten yararlanmaya başlamışlardır. O zaman kuzey Amerika da Ormanlar , ağaç kereste, altın, tarım ve çeşitli hayvanlardan nimetler bol bol vardı. Bu kıta çok bereketliydi. Zamanla büyüdüler. Ticaretleri artmaya başladı. Güçlendiler. Önce o kıtadaki eski halkları güçlenmek için katlettiler. Sonra Afrika dan insanlar kaçırıp köle yaptılar. İnsan ticareti , silah üretimi ve silah sanayii ve daha niceleri.
Yecüc ve Mecüc ü özde şu düşünce oluşturmaktadır. Irk olmayan Yecüc ve Mecüc dünyayı isteyen. Her türlü nimeti ,zevki ,rahatlığı isteyen ve ilahını dünya yapan zihniyettir. Zenginliktir asıl hedef. Kısacası dünyanın ardına düşenlerdir. Arzuları ve istekleri onların dinidir. Bu düşünceleri taşıyan her insan yecüc ve mecüc e katıldılar. Bu düşünceleri taşıyanlar önce o kıtaya koştu. Sonra Çoğaldılar , sonra iyice arttılar ve yeryüzünün benimsenen düşünce oldu. Böylece Yeryüzünün her tarafına yayıldılar. Ve yıl 2010 oldu. Artık o kadar çoğaldılar ki her ülkede her şehirde, her mahalle de hatta çevremizde yecüc ve mecüc vardı. Bunlar kendi çıkarları için başkalarının üzerine basarlar, başkalarının ve başka ülkelerin malı için insan katletmekten bile hiç çekinmezler.gıybet edip iftira atarlar. Sadece kendilerini düşünürler. Sadece kendileri için yaşarlar. Zevk sefa eğlence onların her şeyidir. Her mekanda vardırlar . Mesela, İşyerinde yalakadırlar. Bozguncudurlar. O kadar çoklar ki denizdeki kumlar kadarlar.
Bazı Ülkeler de Hükümetleri ve yönetimleri eline alır. Daha fazlasını istemek onları çok hırslı ve acımasız hale getirmiştir. Geri plandaki çok büyük para babaları , çok zengin iş adamları ,birtakım baronlar Yecüc ve Mecüc ün meclisidir. Nitekim Dünya lideri ülkesinin yönetimi Mecüclülerin elindedir. Haksız yere insan öldürürler. Ülkeleri Ülke içindeki Halkları, Bir guruba karşı diger gurubu kışkırtırlar. Katliam üzerine katliam yaptırırlar.
Günümüz de dünya liderinin bu düşünce akımının yani mecüclülerin eline geçmesi bütün dünyanın bu zihniyeti benimsemesine neden olacaktır. Böylece en küçük toplum çekirdeği ailede bile görülmeye başlar. Bu tipler Acımasızca kendileri için her şeyi yaparlar. Sadece doğrular, dürüstler ve Allah dan korkanlar hariçtir.Yecüc ve Mecüc Ülke yönetimini iki ülkede eline almıştır. Hırsla büyümek isterler. Kendi güvenliğini bahane ederek acımasızca sağa sola bozgunculuk yapmaktadırlar. Hakimiyet sağlamak ve dünya amaçlarıdır onların.
Böyle bir dünya yönetiminde yeryüzünün hazinelerini çıkartmak için ve yeryüzünün nimetlerini yemek için yalancı bir yönetici yani deccal çıkacaktır. Kendi kazançları için nimetler elde etmek için insan öldürmekten çekinmezler. Amerika da çıkan deccaller zamanla kendisini dünyanın jandarması ilan edecekti. Dünyanın Jandarması demek Adaleti ve huzuru sağlayan demekti. Bunu dinimizde ancak Peygamberler sağlardı. YANİ DECCAL PEYGAMBERLİĞİNİ İLAN ETMİŞTİ. Önce ben peygamberim dedi. Sonra Elde ettiği güç ve saltanatla Seytanın telkinleriyle Ben veriyorum nimetlerinizi diyerek ilahlık da bulunacaktır.Dünya da adaleti sağlıyormuş gibi gözüküyordu.Gerçekte bozgunculuk yapıyordu. Yalanlar söyleyerek diğer ulus liderlerini akı kara karayı ak gösterip uydurma işlerle kandırıyordu. Önce Japonya , Kore ,Küba,Vietnam , Somali ,Honduras,Afganistan,Irak,Ürdün vb. inanın bana hepsini sayamıyorum. Birkaç örnek verdim. Yakın geçmişi açın okuyun. Pek çok ülkede beğenmediği liderlere karşı muhalefetleri desteklemekte, pek çok ülkede terör örgütlerini desteklemekte. Dünyaya gayri resmi silah satmakta , toplumlarda kargaşa çıkarmakta ,bir guruba karşı diğer gurubu destekleyip silah vermekte ve daha sayamayacağım kadar çok bozgunculuk çıkartmaktadır. Yeryüzü bozgunculuktan öyle bir hale gelmiştir ki sürekli kan dökülmektedir. Bütün ülkeler ,uluslar halklar hepsi kendi içerisinde kargaşadadır.Şu anda dünya ne kötü durumdadır.
Huzur ve güvenliğin hakim olacağı, yoksulluğun yerini bolluğun, zulmün yerini adaletin, çatışma ve gerginliklerin yerini barışın alacağı bir dünya, tüm insanların özlemidir. Özellikle geçtiğimiz iki yüzyılda yaşanan büyük acılar ve sıkıntılar ile günümüzde de dünyanın dört bir yanında devam eden sorunlar, insanların bu özlemlerini daha da artırmıştır. İnsanlığın önemli bir bölümü, kendilerine uzanacak bir yardım eli beklemekte, onları içinde bulundukları durumdan çıkaracak bir kurtarıcının gelmesini umud etmektedir.
Aynen İsa'nın dönemindeki gibi, çok belirgin bir şekilde, giderek yaklaşan kıyametsel bir olayın gölgesinde yaşıyoruz... Kontrol etmemizin imkanı olmayan bir gerçekliğe çaresiz biçimde teslim olmuş durumdayız Asırlardır beklenen bu tarihi müjde -Allah'ın izniyle- gerçekleşmek üzeredir. Ve bu durum, samimi olarak iman eden tüm insanlar için büyük bir şevk ve heyecan kaynağıdır.
Rabbin emrettiği zaman gelir. Büyük deccal GEORGE BUSH çıkar. Beraberinde bir ülke lideri olarak İSA çıkar. Onun başa gelişinde bile Rabbin eli vardır. Sürekli onu tutmaktadır. İsa her geçen gün olgunlaştırılmaktadır. Deccal fitne saçarken, YECÜC VE MECÜC dünyanın her yerine yayılmış iken , DÜNYA ya kardeşliği dostluğu, huzuru ve birlikteliği anlatan. Zorda kalanlara yardım etmeyi öneren bir adam çıkar. KARŞIMDA IŞIK GİBİ PARLAYAN İSA YI GÖRÜYORUM. İnanın bana.‘VALLAHİ O ŞU ANDA SİZLERİN İÇİNDEDİR.’sizden her kim ona erişirse , benden selam götürsün’’ demişti peygamberimiz. Vallahi ben ona eriştim.Onunla selamlaşmaya ve selam götürmeye gideceğim ancak çok meşgul bir adam , görüştürmezler sanıyorum. Onlara ,aralarından bir Peygamber geldiğinde derler ki. ‘Hadi oradan. O peygamber olamaz.’derler. ‘ O da bizim gibi bir insandır’ derler. ‘Onun geçmişini de biliyoruz’ derler. Sizler de geçmişte söylenen bu sözleri tekrarlamayınız.
İSA Allah a der ki: ‘Yeter artık. Yeryüzü zulümle doldu. İnsanlar nedensiz öldürülüyor Rabbim. Evlerinde huzurla otururken öldürülüyorlar. Yalvarırım Yardım et. Onlara Yecüc le Mecüc e gücüm yetmiyor. Sayıca çoklar. Silahça çok üstünler. Yalakaları ve destekçileri çok fazla. Rabbim onları katlet. Ortadan kaldır. Her dünyayı isteyen, bozgunculuk çıkaranları, zalimleri temizle.
Sonra Rabbimiz enselerinden yakalayacak hastalığı peydah eder.Yaşayanların üç de biri ölür.
Müjdeler Dünyaya. Müjdeler göktekilere. Rab bin emri gelmiştir. Yazım:03.07.2010
Böylece büyüklüğümü, kutsallığımı gösterecek, birçok ulusun gözünde Kendimi tanıtacağım. O zaman Benim RAB olduğumu anlayacaklar." (Hezekiel, 38:21-23)
 

zinnur

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2010
Mesajlar
8
Tepkime puanı
1
Hz. İSA
Rabbin emrettiği zaman gelir. Büyük deccal GEORGE BUSH çıkar. Beraberinde hemen İSA çıkar. Onun başa gelişinde bile Rabbin eli vardır. Sürekli onu tutmaktadır. İsa her geçen gün olgunlaştırılmaktadır. Deccal fitne saçarken, YECÜC VE MECÜC dünyanın her yerine yayılmış iken , DÜNYA ya kardeşliği dostluğu, huzuru ve birlikteliği anlatan. Zorda kalanlara yardım etmeyi öneren bir adam çıkar. KARŞIMDA IŞIK GİBİ PARLAYAN İSA YI GÖRÜYORUM. İnanın bana.‘VALLAHİ O ŞU ANDA SİZLERİN İÇİNDEDİR.’sizden her kim ona erişirse , benden selam götürsün’’ demişti peygamberimiz. Vallahi ben ona eriştim. Onunla selamlaşmaya ve selam götürmeye gideceğim ancak çok meşgul bir adam , görüştürmezler sanıyorum. Onlara , aralarından bir Peygamber geldiğinde derler ki. ‘Hadi oradan. O peygamber olamaz.’derler. ‘ O da bizim gibi bir insandır’ derler. ‘Onun geçmişini de biliyoruz’ derler. Sizler de geçmişte söylenen bu sözleri tekrarlamayınız.
Ne bekliyordunuz. Olağan üstü bir insan mı.? Her şeyiyle mükemmel ve dualarıyla her bir şeyi yapan mı? Ne kadar saçma şeyler bekliyorlar.
Halbuki O da Bizim gibi bir insandır.
İSA Rabbin iradesidir. Ezelde taktir etmiştir.
Hiçbir şeyi kendisi yapmıyor. Sadece Kendisini Allah a teslim etmiş.
Allah yapıyor. O çeviriyor. O konuşturuyor. Her şey ondan gelmedir.
O nun İSA olduğunu yakında anlayacaklar. Her Peygamber gibi O da hata yapabilir. Aldanmayınız. İyi işleri pek çoktur. Adaleti ve doğruluğu savunur.Barışı ve huzuru ister.
BÜYÜK İŞARETLER
O gelmeden önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
Hadislerde belirtildiği gibi:

- 1986 yılında (Hicri 1406'da) yani 14. yüzyıl başlarında "Halley" kuyruklu yıldızı Dünyamız'ın yakınından geçmiştir. Bu kuyruklu yıldız parlak ışıklı bir yıldızdır.

- Hareket yönü doğudan batıya doğrudur.

- 1981 ve 1982 (Hicri 1401-1402) yıllarında meydana gelen Ay ve Güneş tutulmaları olayından sonra ortaya çıkmıştır.

Bu yıldızın doğuşunun da diğer çıkış alametleri ile aynı zamanda meydana gelmesi, Halley kuyruklu yıldızının hadiste işaret edilen yıldız olduğunu doğrular niteliktedir

Asrımızın başında, yani 1910’da Halley Kuyruklu Yıldızı dünyaya yaklaştığı zaman insanlar aynı endişelere kapılmış ve hatta 1914 yılında patlayan Birinci Dünya Savaşını Halley’in dünyanın yakınından geçtikten sonra dünyanın halleyin kuyruğunun içinden geçmesi sonucunda vuku bulmuştur. 1910 da geçen kuyruklu yıldızın, Dünyanın kuyruğunun içinden geçmesi 1.dünya savaşına delalet etmiştir.
Ancak 1986 daki kuyruklu yıldız hareket yönü açık ve güneşi arkasına alarak bünyesindeki donmuş su ve gazların ısınmanın da etkisiyle dünyadan gözükebilecek şekliyle , gökyüzünü tam aydınlatması kesinlikle Önemli bir adamın çıkmasına(Bir ülkenin Liderliğine getirileceğine) tam bir işarettir.
Halley kuyruklu yıldızının bir meleğin elinde meşale taşıyarak müminleri müjdelediğine inanmaktayım. Bu düşüncem açısı, yönü, geliş istikameti,kuyruğunun belirgin olması, gökyüzünü aydınlatması gibi nedenlerle kendini daha da fark ettiren özellikler taşımıştır.
1990-2010 yılları arasındaki yoğun gök olayları geriye dönük 200 yıldaki gök olaylarından fazladır. Nedeni ise Rabbin emrettiği zamanın yaklaşmış olduğundandır. Göktaşı yağmurları yoğunca görülmesinin nedeni de Rabbin yeryüzünde olacak olayları haberci meleklere bildirmesi ve görevleri alacak meleklerin haberdar edilmesi olayında Şeytanların göğe yaklaşarak bu bilgileri öğrenmek istemesinden dolayı melekler tarafından dinlenmemesi için taşlanması olayıdır. Bu nedenlerden dolayı göktaşı yağmurları fazlaca görülmüştür. Diğer gök olaylarını tek tek açıklamak uzun sürecektir, dilerseniz araştırabilirsiniz. Ancak yorumlamak bir ilim ister.
Bu ümmetin ömrü bin (1000) seneyi geçecek fakat bin beşyüz (1500) seneyi aşmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, 299; Celaleddin Suyuti'nin "El-Keşfu Fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti El Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar" isimli kitabından nakil.
Bir başka hadis-i şerifte ise Hz. Muhammed (sav) şöyle bildirmiştir:
Hicretten 1400 sene sonraki akidlerden (*) iki veya üç akid say. O vakit Hz. Mehdi (as) -i Emin çıkar... (Esme-l Mesalik Lieyyam-il Hz. Mehdi (as) yy-il Meliki Li Küll-id Dünya Biemrillah-il Malik, Kelde bin Zeyd, 216) Bir akid on senedir.
Yukarda ki hadislerden tam zamanı olduğunu anlıyoruz. Tam bu zamandayız. Her şey doğruydu, sadece biz göremiyorduk.
O NUN İSA OLDUĞUNA İŞARETLER

Ben bu yola baş koydum. Ülkem için her şeyi göze aldım demişti. (İSA dan ve Peygamberimizden aldığımız bilgiler de O nun Ölümden korkmadığını göstermektedir. Bu sözleri hadisi doğrulamaktadır.)
O nunla görüşen herkes Onunla görüşmekten çok memnun kaldığını söylemektedir. Buna defalarca medyadan şahit oldum. (peygamberlere has özelliktir.)
Komşu ülkeleri ve diğer uzak kıta Ülkelerini bile düşmanlıktan , dostluğa kendisine güvenilen kişi ve ülke olmaya götürmüştür. Dış siyaseti mükemmeldir. ( dostluk kurup barış sağlamak ve güven inşa etmek peygamberlere has özelliktir.)
Orta doğuda ve Dünyada Barışa hizmet eder.( En Güzel davranıştır)(Peygamberlere has özelliktir..)
Ülkesinde Adaletin iyi işlemesini sağlaması, O nun adaleti sağladığını gösterir.(Peygamberimizin hadislerinde adaleti sağlayacağı ve iyi bir hakem olacağı bildirilmiştir. İlerleyen zamanlarda dünyada adaleti sağlayacaktır. Önce Ülkesinde sonra Dünya da.)
Her söyleneni fazla dikkate almaz. Hiçbir kınayıcının kınamasından korkmaz.(Bu onun özelliklerindendir. Peygamberlere hastır. kibir bulunmaz.)
Her kesimden insanla sohbet eder. Dostluk ve merhamet gösterir. Böbürlenmez. (Peygamberlere has özelliktir. ) (Medyadan gördüğüm kadarıyla simitçi , sakat bir vatandaş ,ev ziyaretleri vs. çok örneklerini görmüşüzdür.
Çok sinirlendiği zaman Öfkesine hakim olur.(bir gün meclisde siz de o olayı bilirsiniz ki haksız yere başkası nedeniyle iftira atarlar ve başka bir olay, eşi hakkında konuşurlar. Rengi öfkeden kırmızı olsa da ve tepki gösterse de Ağızdan kötü söz çıkmaz ve meclisi terk eder.) (Peygamberlere has özelliktir.)
Dostluğu , Kardeşliği , Birlikteliği ve Huzuru önerir. ( Bunlar Peygamberlerin görevidir. O bunu yapmaktadır.)
İçerde onca yaygara çıkarmalarına rağmen Rabbin eli ile hep başarılı olmuştur.
O nun yürüyüşü tam itidallidir. (Vücut dilini bilirseniz size çok şey anlatır.)
Güzel ve etkili konuşan ,yerinde kelime kullanan ve iyi bir hitabeti vardır.(Lider ve Peygamber özelliğidir. Musa bu durumdan yakınmış, Harun u destekçi istemiştir.)
Her cahil ve kafiri etkili bir şekilde susturur.(Hadiste Nefesini hisseden her kafir başarısız olur (ölür) denmiştir.(Onda bu özellik vardır)
Kim düşmanlıkla ve olumsuz düşüncelerle kendisine geldiyse hep yumuşatmıştır ve iyi savuşturmuştur.(Peygamberlere has özelliktir.)
Zorda kalmışlara yardım etmeyi önerir. ( Birkaç defa dış siyasette bu nedenle kriz yaşadık. Daha önce de tusunami için önermişti.Vs) (Peygamberlerin özelliğidir.)
Bir konu hakkında iyice bilgi almak, bilgi sahiplerine danışmak öyle kara vermek . O bunu yapıyor.(Peygamberlerin davranışlarındandır.)
Her kesimden her insanı memnun etmek için çalışır.( Takdire şayan hareketlerdir.)
Her bir oyunu ve yalan haberi Rabbin eli ile kovar.(çok şahit olduk.)
Çok çalışıyor, Çok mücadele ediyor. Kendinden ve bedeninden çok şey feda ediyor. Çok az uyuyor. Çok yoruluyor. Hangi insan ne için bunu yapar. (Peygamberimizin dediği gibi dünya huzur ve barışla dolana kadar yılmayacak , mücadeleden vazgeçmeyecek dediğini doğrulamaktadır.)
Diğer Ülke liderleri kendisine sevgi beslemeye başlar. Onlarla anlaşmalar yapar. Aralarında güven ve barış inşaa eder.(Peygamber özellikleridir.)
O nun çocuklara sevgisi daha bir farklıdır.(hediye ve harçlık verir, hoşnutluğu yüzüne vurur.)
O nun yüz ifadesi, beden dili,El hareketleri,konuşma tarzı ; basiretle bakan için Onun nasıl bir insan olduğunu anlatır.
O nun lider oluşunda bile Rabbin eli vardır. O na Engel olmuşlar dı.Ancak Allah onu başa getirmek istemektedir. Onun her hareketi Rabbin emri iledir. Kim ona düşmanlık beslerse Alemlerin rabbini karşısına almış demektir.
DECCAL ORTALIĞA FİTNE SAÇARKEN Cenab-ı Hak, MESİH MERYEM OĞLU İSA'YI gönderir... nefesini idrak eden, her kafir mutlaka yok olur. İsa (a.s) Deccal ile Lüdd kapısında (Beytül Makdise yakın bir belde) karşılaşır .23 (The Marmara bu istikamette baskın yemiş ve durum dünya lideri deccal e intikal etmiştir.)(google ye Obama aldatmacası diye yazarsanız neler göreceğinize inanamayacaksınız. O da yalancıdır.(deccaldir). Hiçbir söylediğini yapmamıştır. Müslüman dünyasına ılık durmasında bir oyun yatmaktadır. Önceki hedeflerini (Afganistan) tamamlamak için. Yalancılara aldanmayınız. Şimdi de Afganistan maden yatağı diyorlar. Kendi medyaları sürekli söylüyor.

İSA YA ORTAM
O ülke Öyle bir ülkedir ki. Bu zaman kadar hiç böyle bir lider görmemişlerdir. Yıllardır Böyle bir lidere Özlem duymuşlardır. Hep karmaşık , kargaşalı günler geçirmişlerdir. Hep Büyük bir liderin Özlemini duymuşlardır. Ülke de yönetim ve İdare çok karmaşık ve çok başlı bir sistemle yönetilmekte ve kargaşa hüküm sürmektedir. O İSA gelince Onu sıkıca tutarlar. O gerçekten Rabbin tuttuğu iyi bir liderdir. Önüne engeller de koysalar , Tehdit de etseler , üzerine de gitseler O nun ensesinse Rab vardır. Karşılarında Allah ı bulurlar. Çünkü O kendini Başta Allah a teslim etmiş bir adamdır.
O nun bütün hayatı iyi bir lider olması için değişik safhalardan geçirilerek bugün ki haline Allah tarafından getirilmiştir. Bunu kendisi daha iyi bilir.
Önce Ülkesi için çalışır , Sonra görür ki Rabbi ona daha büyük bir şey ihsan etmiştir.Sonra Küre ye döner. Dünya ve Rabbi için mücadele eder. O da bu duruma Şaşırır Çünki saf ve temiz bir kalple ve İyi düşüncelerle Kendisini Allah a teslim eder. Allah da artık yapacaklarını yapmaya başlar.
Yakında Rabbiniz Onu size açık açık tanıtacaktır. Her şey üst üste gelmeye başlayacak. Sonra O nun İSA olduğuna kanaat edeceksiniz.
Peygamberimiz rüyasında İSA yı görmüş ve saçından sular dökülüyor du demiştir. Rüyada saçların yıkanık ve sular döküldüğünü görmek başkalarının durumuna muttali olmaya basiret ile bakmaya şerefe ve şana hakimiyet sağlamaya işarettir.
Aynen İsa'nın dönemindeki gibi, çok belirgin bir şekilde, giderek yaklaşan kıyametsel bir olayın gölgesinde yaşıyoruz... Kontrol etmemizin imkanı olmayan bir gerçekliğe çaresiz biçimde teslim olmuş durumdayız Asırlardır beklenen bu tarihi müjde -Allah'ın izniyle- gerçekleşmek üzeredir. Ve bu durum, samimi olarak iman eden tüm insanlar için büyük bir şevk ve heyecan kaynağıdır.
Ben sizin Ülkenizden ve Sizin aranızdan sizin soyunuzdan sizden bir kimseyim. Doğru söyleyiciyim. Sağlam bir münadiyim. Çok Şanslısınız , İSA sizin Ülkenizden çıkmıştır. O Rabbin tuttuğu iyi bir insandır. Sizde O nu tutunuz. Sahip çıkınız. Böyle bir insan daha bulamazsınız. Ben gerçekleri Rabbin izniyle görüyorum. Sizlere yalan söylemiyorum, Atmıyorum, Uydurmuyorum. Ben Rabbimden korkarım.
İSA ile ilgili pek çok hadis vardır. İnceleyiniz. Yazdıklarımı doğrulamaktadır. Hepsini buraya alıp açıklayamayacağım.
Rabbin iradesi , Ezelde yazmış olduğu gerçekleşmiştir. Göksel egemenliği ve Rabbin görkemini herkes görecek. Rab büyük KRAL dır. Çok Şereflidir. Azizdir.


Böylece büyüklüğümü, kutsallığımı gösterecek, birçok ulusun gözünde Kendimi tanıtacağım. O zaman Benim RAB olduğumu anlayacaklar." (Hezekiel, 38:21-23)

Yazım:06.07.2010
 
Üst