Başlangıç-Yaratılışı Oluşturan Düşünce

aris

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Tem 2008
Mesajlar
660
Tepkime puanı
142
''BAŞLANGIÇ'' YARADILIŞI OLUŞTURAN DÜŞÜNCE

Yaradılış sürecinde sadece iki iştirakçi vardır, YARADAN ve Yaradan'ın yarattığı Ruh’tur, bu değişmez bir gerçektir.

Dünyaları yaratmak işlevindeki ilahi düşünceye, yaradılışı oluşturan düşünce ''Mahşevet Abriya'' diyoruz.

Yaradılışı oluşturan düşüncenin içerdiği kurala göre ''Yaradan'' varsa ''Yaratılan'' da vardır, böylece Yaradan-Yaratılan ilişkisinde ilk temel anlamı kavramış olduk.

Yaradılışı oluşturan düşüncenin başlangıcında Yaradan tarafından yaratılana karşı tek taraflı bir harekettir. Yaradan - Yaratılan arasındaki ilişkilerin özü, Yaradan'ın iyiliklerini, yaratılana aktararak yaratılanı iyiliklerle etkilemektir.

Yaradan'ın özelliği vermek suretiyle etkili olmak olduğunu görüyoruz.

Yaratılanın özelliği de almak arzusu olduğunu görüyoruz.

Yaradan'ın etki yapma gücüne Kabala IŞIK adını vermektedir.

...Fakat Başlangıçta, The Big Bang "Büyük Patlama'nın" Yankıları, henüz doğan Evren'in içinde yayılırken, Işık var olan en iyi şeydi.

Yaradılışın tümünde, Yaradan'dan başka, Bilinç sahibi hiç bir şey yoktu. Sadece kendisi vardı, Yaradan Her şeye kadirdir ve her şeyi bilir olmasına rağmen, yalnız o vardı ve yalnızdı. Bunlar Beşeri anlayışın ötesinde, daha üstün bir yüzeydedir.

Yaradan'ın bünyesinde var olan ve var olacak olan, bol Işığın güçlü iyilikleri ve güzellikleri, bol Işığın verdiği Dolgu ve Tatmin olmak niteliklerini, O Başlangıç noktasında, verebileceği kimse yoktu.

Işığın İstediği şey kendinden vermekti. Fakat kendisinden fışkıran bu sonsuz bolluğu, kendi bünyeleri içinde ihtiva edebilecek Kullar, (Aletler) henüz yoktu. Böylece Kendi isteği ile (Güçlü bir istekle) Kulları, (Aletleri), bu güne kadar var olan ruhumuzu yarattı. Onun ulu ışığını bünyemize yerleştirmek için, almak arzusuna ihtiyacımız vardı, bu nedenle yaratılan her şeyin özünde, almak arzusu vardır.

Fakat her şeye kadir olan Yaradan, bir sorunla karşı karşıya kalmıştı.

Kendi bünyesinde olan bir özelliği, yarattığı kullara aktarmadan yaratamıyordu. Yaradan'ın bu tek özelliği Vermek arzusuydu. Sahip olduğumuz şeyleri başkalarına vermek ve onlarla paylaşmak, vermek arzusuna eşittir.

Ruhlarımızda, bir yanda, Yaratıldığımız almak arzusu ile ve diğer yanda bizde yerleştirilen vermek arzusu arasında bir çelişme hâsıl oldu.

İlk defa olarak cennette bir problem ortaya çıktı, ruhlarımız bütün ihtiyaçlarını hiç bir karşılık vermeden, temin ediyorlardı. Ruhlar hiç bir emek sarf etmeden kendilerini hak etmedikleri bir ayıp ekmeğini yiyorlar durumunda buldular.

Böylece iki şıklı bir durum meydana geldi. Bu bir birine zıt iki arzunun karşılaşması neticesinde, kozmik bir patlama vuku buldu.

Bugün büyük patlama dediğimiz, The Bıg Bang meydana geldi.

Bütün bunların illüzyon olduğu aşikardır. Fakat! öylesine bir illüzyon ki, ta ki bilincimizi yükseltecek bir yol bulup, kendimizi hakikatlerin kusursuz ışığında kurtarabileceğimizi anlayıncaya kadar.

Bunlar başlangıcın hikâyeleridir, Kabala bu hikâyelerin içinden doğup meydana gelmiştir. Burada amaç Kaos'lara ve karmaşıklara düzen sokup onların üzerinde hâkimiyet kurmak suretiyle, bireylerin yaşantısına huzur ve sevgiyi yerleştirmeleri için gereken bilgileri açıklamaktır.

Kabala bilimsel ve ilmi bir metottur, fiziksel maddi dünya'nın doğasına (tabiat kurallarına) değil, Evren'in Manevi doğasında olan kurallara dayanan bir sistemle hizmet eder.

Bütün fizik kanunlarında olduğu gibi, metafizikte harikalar yaratabilir yeter ki uygun bir şekilde tatbik edilsin.
alıntı
 
Üst