Eski türklerde göçebelik

Kar

Elit Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
637
Tepkime puanı
96

Eski Türkler ve Bozkır sık sık yan yana gelir. Türklerle ilgili olarak Bozkır İmparatorluğu , Bozkır Sanatı , Bozkır Kültürü gibi ifadeler kullanılır. Doğrudur , Türkler Bozkırın çocuklarıdır. ESKİ TÜRK’LERE ŞEKİL VEREN BOZKIR:GÖÇEBELİK
Eski Türkler ve Bozkır sık sık yan yana gelir.Türklerle ilgili olarak Bozkır İmparatorluğu,Bozkır Sanatı ,Bozkır Kültürü gibi ifadeler kullanılır.Doğrudur ,Türkler Bozkırın çocuklarıdır.Bozkırın derin etkisi her alanda görülür.
Türk’ün Töresine,karakterine,yaşam biçimi,sanat,kültür ,hayata bakışı ve fiziksel özelliklerine bakıldığında bu durum kolayca anlaşılır.
En başta Bozkır Türkleri Göçebeliğe(1) yönlendirmiştir. Her ne kadar tüm Türkler için geçerli olmasada genel durum bu dur ve bu kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Bu noktada bir takım (zer)zevat(2) ortaya çıkarak Türkleri aşağılama fırsatı bulduklarını düşünerek sazı ellerine alırlar.Bunlar yabancı yada yabancıdan daha yabancı Türkler olabilir.Göçebe yaşam şekli ni aşağılayarak güya Türklerin ilkel,barbar ve geriliğini ispatladıklarını zannederler.
Aklı başında yabancı Tarihçiler dahi Türk Kültür ve Medeniyetinin kendine özgü koşullar içerisinde şahsına münhasır ve emsalsiz gelişimini itiraf ederler.Öyle ki Türk Tarihi olmadan Dünya Tarihi yazılamaz.
Göçebeliğin olumlu ve olumsuz yanları vardır elbet…Biraz bunlar üzerinde duracağız.
Olumsuz gibi görünebilecek şekilde Eski Türkler ve göçebe topluluklar yazıyı az kullanırlar. Mimari çok fazla gelişmez.Büyük saraylar,evler,şehirler,olağanüstü heykeller yapılmaz.Bunların Türklerde istisnası mevcuttur elbette .Ancak bunlar zaten büyük medeniyet olmanın tek göstergesi değillerdir.
İnsanlar ve toplumlar için yazı başta olmak üzere saydığımız unsurlar birer ihtiyaç meselesidir. Türkler göçebe yaşam şekli nedeniyle bunlara fazla ihtiyaç hissetmemişlerdir. Devamlı hareket halindeki Türkler heykel,yazı,ev ve sarayları ne yapacaklardı ki?Onlar daha çok portatif yanlarında taşıyabilecekleri eşya ve alet yapımına önem verirlerdi.Dünyanın en kaliteli silah ve savaş aletlerini yapmaları zorunluluktu ve heykel ve saraylardan çok daha önemliydi.Ayrıca Hun yazısı tahta üzerine yazıldığı için günümüze çok fazla ulaşmamıştır.Çünkü Türkler tarafından henüz kağıt bilinmiyordu ve kağıttan sonra üzerine yazı yazılabilecek en hafif madde tahta idi.
Türkler ihtiyaç duydukları ve şartlar oluştuğunda bu alanlarda da şaheserler vermeyi bilmiş bir millettirler.
Eski Türklerde sözlü edebiyat(efsane, masal,hikaye,sagu,türkü vs),halı ,kilim ve dokumacılık, madencilik, savaş aleti yapımcılığı,dericilik vs gelişmiştir.
Göçebelik Türklere olumlu bir çok şeyde katmıştır. Türk’e Milli duruş ve karakterini ,kültürünü etkileyen özellikler eklemiştir.
trkadrvh4.jpg
Göçebe topluluklar büyük devlet kurmaya doğru bir eğitim sürecini de geçirmiş olurlar. Teşkilatçı karakter gelişir.Savaşçı ve cesur,sert,dayanıklı,farklı coğrafi bölge ve iklimlere kolay adapte olan ,değişik kültür ve toplumları kolay sevk ve idare edebilen ,boyuna ve han’ına bağlı , sabırlı ve aza kanaat eden topluluklar olurlar.
Bu özellikler ileri gibi görülen Yunan, Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarında görülmez. Hele hele göçebeliğin Türk toplumuna kazandırdığı ictimai(sosyal) düzen,adalet ve devlet nizamı nın zerresi onlarda yoktur.
Göçebelik Eski Türklerde Töre denilen sosyal düzenin temelini atmıştır. Zira Göçebelik düzen,kanun ,birlik ve beraberlik,dayanışma gerektirir.Bu düzende ileri denen toplumlardaki cinsi sapmalar ,ahlaksızlıklar görülmez.Tek eşle (monogami) evlilik esastır.Kadına (Katun) büyük değer verilir.Gelişmiş bir terbiye ve namus anlayışı hakimdir.Cezalar sert ve caydırıcı aynı zamanda net tir. Kişiye göre değişmez.
Kutadgu Bilig de :
‘’Devletin olması için askere ihtiyacın var
Askerin olması için servet dağıtman gerek
Servet edinmek için halkın zengin olsa gerek
Halkın zenginliği içinse örf gerek ‘’
yazılıdır. Göktürk yazıtlarında da dile getirilen hükümdarın görevlerinden en öncelikli olan ise ‘’açları doyurup,çıplakları giydirmek, adaleti temin dir.’’21. yy sosyal devlet anlayışında bile bu bakış açısı bu kadar net ortaya konmamıştır.Türkler belki de tüm tebaa larına bu gözle baktıkları için asla sömürgeci olmamışlardır.
Ünlü tarihçi Leon Cahun Türkler hakkında şu açıklamayı yapar;’’Kendi milletini sömürüp yutan Mısır Firavunu,İran Şahı ve Asur hükümdarının aksine Türk hakanı tebaa sının nafakasını temin edendi.Türklerde halkı besleyen,giydiren ve harçlığını veren hakandır.Onlarda vergi demek halkın umumi masraflarını temin etmek demekti.’’
Göçebe toplumlar genelde yıkıcı olmuşlardır Moğollar buna bir örnektir.Onlar taş üstünde taş omuz üstünde baş bırakmamakla övünürlerdi.Tek bildikleri ise yağma ve saldırıydı.Türklerde yıkıcı bir güçtür.Ancak onları diğer yıkıcı güçlerden ayıran özellik yıktıktan sonra yerine daha üstününü inşa edebilme yetenekleridir.Türk bu özelliği ile gittiği her yeri eskisine göre bayındır bir hale getirmiştir.
Türklerin göçebe yaşantı sebebiyle kazandıkları üstün vasıfları Basralı Cahiz şöyle ifade eder;
‘’Eğer at üstünde dayanmaya gelirse ,sınır eri,postacı muhafız,mutaassıp bir harici bir araya gelseler alalade bir Türkle boy dahi ölçüşemezler.
Ahlaki vasıfları ise maddi değerlerinide aşar: enerjik,canlı,faal ve zekidirler.Miskinlik ve savaştan kaçma onlarda görülmez.Yer yüzünde savaşta sorumluluk lanetine uğramayan tek kavim Türklerdir.’’
16. yy Arap Tarihçisi İbn Hassul bütün kavimleri kıyasladıktan sonra belirtir.’’Bütün kavimler içinde kahramanlık ve cesaret bakımından onlardan üstünü yoktur.Cenab-ı Hak onları arslan sıfatında yaratmıştır.’’.
Çin kronikaları Göktürklerin ‘’Savaşta ölmeyi gurur,hastalanarak ölmeyi ise utanç saydıklarını belirtir.’’
Neticede bunlar geçmişte kalmıştır.Keçecizade Fuat Paşa ya bir yabancı elçi sorar :Osmanlı nın nufusu ne kadar ? diye.Paşa olandan 3 katı fazla bir rakam söyler.Elçi biz sizin nufusunuzu şu kadar biliyorduk siz 3 katı fazla söylediniz,şaşırdım deyince Fuat Paşa:Bunda şaşacak bir şey yok.Biz Osmanlılar ölülerimizle birlikte yaşarız, der.
Bunları bilmeli ,öğretmeliyiz.Fakat bilmek öğretmekte bir işe yaramaz.Geçmiş geçmişte kalmıştır.Kuru hamaset faydasızdır.Zamanımızda yapmamız gereken en öncelikli iş Türk-İslam davasına hizmet için yarışmaktır.Çok çalışmaktır.Çalışana yardımcı olmaktır.Geleceğe geçmişten feyz ve ders alarak yürümektir.
Vesselam.
Tarkan SUÇIKAR
 
Üst