Bilimin açıklayamadığı 36 keşif

Kar

Elit Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
637
Tepkime puanı
96
BİLİMİN AÇIKLAYAMADIĞI 36 KEŞİF​



İnsanlığın aydınlanmasında en büyük rolü hiç kuşkusuz Modern Bilim rol oynuyor. Hatta Bilime tapanlar bile var. Ancak bazen birçok bilim adamının çokta geniş fikirli olduğunu söyleyemeyiz. Hatta dünyaya at gözlükleriyle baktıkları bile söylenebilir. Onlar bir doktrini temel alarak yollarına devam etmekte ve aldıkları bilimsel öğretilerin sınırlarını zorlamadan olaylara açıklık getirmektedirler. Buda bazen dar görüşlü teorilere yol açmaktadır. Klasik tarih ve diğer bilim öğretilerine ters düşen ve bir muamma olarak karşılarına çıkan bir çok olayı ve buluntuyu "vardır mantıklı bir açıklaması " deyip geçiştirmekte , hatta incelememektedir. Çünkü ulaşacağı sonuçlar hiçte klasik tarihin sıralamasına uyacak cinsten olmayacak. Klasik yolu değiştirmek istemediklerinden dolayıda bu buluntuları görmezlikten gelmekte, tartışmalara girmemektedirler. Buradaki amacımız bilim adamlarını kötülemek falan değil. Bilime karşı olmakta saçmalıktır. Ancak düşüncemiz Klasik bilimin daha geniş fikirlilikle incelemeler yapması ve insanlığı gerçeklerle aydınlatmasıdır. Evrim teorisinde olduğu gibi yüzyıllar öncesinin yanılgılarını devam ettirmek yerine yeni sayfalar açarak insanlığı gerçeklerle buluşturmak onların görevi olmalı. Şimdi gelin bakalım, şu dünya üzerinde bulunan ve bilimin görmezlikten geldiği , tarihimizin karanlıklarından buluntulara kısaca göz atalım. Buluntular sadece bunlarla sınırlı değil tabiki. Şimdilik sadece bu kadarına yer vereceğiz.



hathor.jpg


Mısır , Dendera 'daki Hathor tapınağında göze çarpan ampuller. Bu ampuller kıvrımlı kablolar ile bir jeneratöre veya açma kapama düğmesine bağlıdırlar. Ampul şeklindeki cismin içine bir yılan tasviri konulmuş. Bu da ampulün içindeki ince teli gösteriyor olabilir.​






uso.jpg
Rudolf Gantenbrink tarafından Büyük Piramitte keşfedilen bakır kulplu kapı. Resim UPUAUT 2 adlı bir araştırma robotu tarafından çekilmiştir.. Hangi amaca hizmet ettiği bilinmeyen gizemli kapı ,kraliçe odasından başlayan güney kanallarında yer almaktadır. Bu kapının arkasında başka bir kapı daha bulunmuştur. Yapılan bazı araştrmalar sonucunda içinde ne oldğunu bilmediğimiz bir oda veya odalar bu ikinci kapının arkasında bulunmaktadır.. Aynı kapıdan kral odasından başlayan kuzey kanallarındada bulunmuştur. Burada sorulan en önemli soru şu : Görünüşte hiçbir amaca hizmet etmeyen bu kapılar Neden buralara kondu ?​


Piramitteki bu araştırma hakkında daha fazla bigi için : www.cheops.org (site İngilizcedir)​




hamm.jpg


Yukarıdaki resimde gördüğünüz çekiç bir kum taşı içinde bulunmuştur. Yani Prensibe göre ,bu kum taşı oluşurken çekiç oradaydı. Keşif 1844 yılında Fizikçi David Brewster tarafından yapılmıştır (Kingoodie , Myinfield - İngiltere). İngiliz jeoloji arştırma merkezinden dr. A. W. Med tarafından yapılan analizlerde bu kum taşının yaşının 360 ile 460 milyon yıl olduğu saptanmıştr. Yani çekicinde o kadar eski olması gerekiyor. Bu sefer soru sormayacağım. Soruları siz üretin.​





shell.jpg


Üzerinde oyularak yapılmış, tam gelişmemiş olsada rahatlıkla farkedilen bir insan yüzü bulunan bir deniz kabuğu. Bu buluntu 1881 yılıında jeolog H. Stopes tarafından rapor edilmiştir.Yapılan testler sonucunda, oyma işleminin kabuklu henüz yaşarken yani fosilleşmeden önce yapıldığı ortaya çıkmıştır.Bu deniz kabuğu Pliocene devrine ait ve 2 milyon yıllıktır.​





sphere.jpg


Bu metal kürecikler Güney Afrika, Klerksdorp 'tan. Birinin üzerinde kürenin çevresini dolaşacak şekilde birbirine paralel 3 çizgi oyulmuştur. Bu küreler Cambrian devri öncesine ait pek çok mineral arasında bulunmuştur (2,8 milyar yıl öncesi). Bu kürelerden bazıları 6 milimetre kalınlığında, ince bir kabuğa sahiptirler. Bu ince kabuk kırıldığı zaman kürenin içinden süngerimsi garip bir şey çıkıyor.Bu süngerimsi şey havayla temas edince parçalanıp toz haline geliyor. Bu kürelerin ne oldukları ,ne amaçla yapıldıkları bilinmiyor. Üstelik 2,8 milyar yaşındalar. İnsanın inanası gelmiyor ancak bilimsel veriler bunlar.​






coso.jpg


"Geode of Coso" antik bir parçadır. Bu kaya parçasının üzeri doğal kristallerle kaplanmıştır.içinde bir boşluk bulunmuştur. Bu boşlukta, malzemesini metal ve porselenin oluşturduğu garip bir cisim bulunmuştur.​


Resim A : Kaya parçasının iki parçaya bölünmüş hali.​


Resim B : Taşın her iki yarısının iç kısmını görüyoruz.​


Resim C : Radiography tekniğiyle içindeki cismin resmi çekiliyor. Cisim o kadar eski olmasına rağmen metal bir yapıdadır. Bu cismin üzerinde meydana gelen ve onu kaplayan kristal oluşumlu kabuğun oluşabilmesi için 500.000 yıl (beş yüz bin yıl) geçmesi gerekiyor !​


Resim D : Yan taraftan çekilen radiography resminde metal cismi daha ayrıntılı bir şekilde görüyoruz.​


Sonuç olarak bu garip cisim 500.000 yıl yaşındadır. Günümüzde bir şeye ait bir parça olsaydı ,çoktan ne olduğu tespit edilirdi.​





japan.jpg


Japonya 'nın Yonaguni adasının yakınında , denizin 23 metre altında insan yapısı olduğu apaçık belli olan piramitler bulunmaktadır. 183 metre genişliğinde ve 27 metre yüksekliğindeki bu piramitler yaklaşık , 8000 - 10.000 yıllıktırlar.​







sacs.jpg


Peru Sacsahuaman 'daki bu duvarlar Bimini Adasındaki esrarengiz su altı yapıları ile kesin bir benzerlik göstermektedir. Bu arkeolojik duvarlar bir gizem taşımaktadırlar çünkü ,antik çağlarda yapılmalarına rağmen ,bu kadar kusursuz bir şekilde işlenip yerlerine koyulana kadarki aşamalar için yüksek bir teknoloji ve bilgi gerektirmektedirler. İnsanın açıklayamadığı , garip iç ve dış açılara sahip bu duvar taşları hakkında cevabını bilmediği sorular ise şunlar : Nasıl taşındılar?Nasıl ölçülüp nasıl kesildiler ? Nasıl bu kadar doğrulukla yerleştirildiler ? Hemde ilkel insanlar tarafından.​





nazca2.jpg


Bazı Nazka (Nazca) Çizgileri ,yukarıdaki resmin orta kısmında görüldüğü gibi ,birbirine paralel kilometrelerce ve hatta dağları ,vadileri aşarak uzanmaktadırlar. Bu çizgileri kim takip ediyordu ve ne amaçla ?​





abyd.jpg


Mısır 'daki Abydos tapınağındaki hiyerogliflerde ,helikopteri ,tankı, kargo uçağını ve planörü çağrıştıran şekiller vardır. Bu hiyeroglifler başka hiyerogliflerin altına gizlenmişlerdi. İlk tabaka hiyerogliflerin yerinden kopup düşmesiyle bu esrarengiz şekiller gün yüzüne çıkmıştır.​





lness.jpg


Bu daire şeklindeki taş oluşumları 30 metre çapındadır ve Loch Ness gölünün dibinde görüntülenmiştir.​




austral.jpg




1900 'lü yılların başlarında 250 civarında hiyeroglif Sydney 'in 100 km. kuzeyindeki Hunter Valley ulusal parkında keşfedilmiştir (Avustralya). Bunlar antik Mısır hiyeroglifleridir. Kuşkuya yer bırakmayacak olan Eski Mısır Tanrısı "Anubis" çizimi ile birlikte hiyeroglifler şu soruyu akla getiriyor: Acaba Eski Mısırlılar Avustralya 'yamı gitmişlerdi ?​





lness2.jpg


Lochness canavarını gösteren bu fotoğraf 70 'li yıllarda çekildi. (Gerçekmi değilmi bilemiyoruz.)​





skull.jpg


Kafatası Peru'da (Ica) bulunmuştur. İlk bakışta günümüz insanının kafatasına benzemektedir, ancak soru işaretlerine yol açan bir kaç etken öne çıkmaktadır. Göz boşlukları günümüz insanının göz boşluklarından %15 daha büyüktür. Beynin yer aldığı boşluk ise 2600 ccm ile 3200 ccm arasında değişmektedir. Şu andaki insanın kafatasındaki beyin beyin boşluğu kapasitesi 1450 ccm 'dir !!!​





alban.jpg


Yukarıda Alban Dağına kazınmış pervaneli bir uçağı hatırlatan eski devirlere ait bir resim görüyorsunuz. Olmek topluluğunun inanılmaz ve çözümlenemeyen örneklerinden birisidir.​





airplane.jpg


Bu altın maket Kolomb öncesi döneme ait bir mezarda bulunmuştur. Yaklaşık 1800 yıllıktır. Görünüşe göre bir uçağın doğru ölçekli maketi gibi duruyor. (Delta kanatlı ,motor yerine sahip ,pilot kabini var ,kuyruk kanatları bile doğru şekilde tasvir edilmiş.) Güney Amerika 'da buna benzer bir çok eser bulunmuştur.​







buache.jpg


Buache Haritası 1737 'de eski yunan haritalarından kopyalanarak çizilmiştir. Harita Antartika 'nın buzla ötülü olmadan önceki halinide göstermektedir. şaşırtıcı olan ise şu: Eğer bugün Antartika buz ile örtülü olmasaydı Ross ve Weddell denizleri bu kara parçasının ortasından geçerek kıtayı 2 büyük parçaya ayırmış olacaktı. Ancak modern jeoloji araştırmaları sonucunda 1968 yılında bu gerçeğin farkına varılmıştı.​





cabrera.jpg


Peru 'daki Ica çölünde bulunan ve binlerce yıl öncesine ait Ica taşları akılları karıştırıyor. Dr. Javier Cabrera büyük bir sabırla bu taşları koleksiyonunda toplamış ve binlerce taştan oluşan bir müze açmıştır. Bu taşlara kazınmış olarak , kalp naklini göstern ameliyatlardan dinozorları avlayan insanlara kadar bir çok olay gösterilmektedir. Hatta evcilleştirilmiş dinozorların üzerinde oturan insanlar bile tasvir edilmiştir.​







nano.jpg


Alışıldık olmayan bu spiral cisimler 1991 - 1993 yılları arasında Rusya'daki Ural dağlarının doğusunda bulunan küçük bir dere olaran Narada 'da bulunmuşlardır. Boyları en fazla 3 cm. olan bu cisimlerden (inanılmaz ama) 0,003 mm. olanlarıda bulunmuştur. Büyük olanları bakırdan , küçük ve çok küçük olanları ise çok ender rastlanan "tungsten" ve "molybdenum" maddelerinden yapılmıştır. Mikroskopla yapılan incelemeler sonucunda spiraller kusursuz bir biçimde "altın oran" tekniğiyle yapılmıştı. Dahada şaşırıcı olan şey ise: bütün bilimsel incelemelerin gösterdiği gibi bu cisimlerin yaşlarının 20.000 ile 318.000 yıl arasında değiştiğidir. Bu yaş farkı cisimlerin bulundukları derinliğe göre değişmektedir.​





bone.jpg
Toxodon.jpg


Tarih öncesi devirlerde yaşamış olan Toxodon 'nun bulunan birkalça kemiği. (Arjantin). Resimde ok ile gösterilen şey ise bir ok veya mızrak ucudur. İnsanın yaşamadığını sandığımız devirde , biri onu avlamış anlaşılan.​




pedro.jpg


1932 yılında Pedro Dağlarında bulunmuş bir mumya. (ABD ,Wyoming eyaleti , Casper şehrinin 60 mil güney batısı). Mumya koyu bronz renginde ve oldukça buruşmuş vaziyettedir. Hayattayken boyu 35 cm. ' yi geçmiyordu !!! Röntgen ışınlarıyla yapılan incelemede bu canlının ağırlığının 5,5 kg. olduğu ortaya çıkarıldı. Cinsiyeti erkek ve bütün dişleri yerinde. Öldüğünde aşağı yukarı 65 yaşında idi. Mumya 350 gr. ağırığındadır. Alnı çok aşağıdadır. Ezik bir burnu ile büyük ve geniş burun delikleri vardır. Çok geniş ağzı ile incecik dudakları bulunmaktadır. Bu yaratık bilinen insan türlerinden çok daha küçüktü. Bazı araştırmacılara göre bu çok küçük boyutlarda olan bir ırkın üyesiydi.​





baal2.jpg


Lübnan 'ın Ballbek şehri yakınlarındaki işlenmiş dev kaya blokları. Bu taşlar binlerce yıl öncesinde buraya getirilmişti. Resimde gördüğünüz parça 1050 ton ağırlıkta ve 25 metre uzunluğundadır. Bu " momolit " takma adlı yekpare blok dünya üzerindeki işlenmiş en büyük taş bloktur. Soru şu: Bu taşları kimler ve nasıl buraya getirebilmişti ?​








ruoteperu.jpg


Puru 'daki bronz dişliler. Modern dişlilerden farkı yok gibi. Tek farkı çok uzun zaman önce yapılmış olmaları.​





astrokiev.jpg


Ünlü " Kiev Astronotu " . Bu heykelcik Avrupa 'da bulunan " uzay adamı " özelliklerini gösteren tek buluntudur. Yaşı çok eskidir.​





ajapan.jpg


Tarih öncesine ait küçük japon heykelcikleri. Yakalarında civata taşıyan bu heykelcikler bir tür uzay başlığı ve elbisesi taşımaktadır. Hatta bunlardan biri çok büyük gözlük takmaktadır. Sanki güneş ışığından korunmak ister gibi.​







lippiufo.jpg


Filippo Lippi tarafından yapılan "La Madonna e san Giovannino" tablosu. (15. yüzyıl) Yukarıdaki koyu renkli ve ışık saçan cisim sanki haraket ediyor gibi. Çünkü seyredenler var. Tablodaki adam ve köpek. Ressamın tablosuna aksettirdiği bu cisim hiç bir inanç ve dinsel anlatımla alakalı görünmüyor. Roma döneminde olduğu gibi günümüzdede " ufo " fenomenleri aynı şekilde gözlemlenmektedir.​





antiky.jpg


Bu resimde Antikythera makanizmasını görmektesiniz. Sağ tarafta ise teknik şeması yer almaktadır. 1900 yılında Girit adasında bulunmuştur.M.Ö. 1.yüzyıla tarihlenmektedir. Bu antik bronz mekanizma bize eski uygarlıkların düşündüğümüzün aksine daha ileri bir teknik bilgiye sahip olduğunu kanıtlıyor. Astronomik takvim olduğu düşünülen bu makanizmada (yada bir makinanın parçası ) içinde başka dişlilerde bulunmaktadır.​





giant.jpg


1895 yılında İrlanda 'da Dyer tarafından mineral araştırmaları sırasında bulunan bir dev fosili. Boyunun karşılaştırılması amacıyla bir tren vagonunun önüne koyulmuştur. Yüksekliği 3 metre 70 santimetre ve ağırlığı 2050 kg.dır.(taşlaşmış olduğu için daha ağır geliyor herhalde) Sağ ayağı 6 parmaklıdır. Ancak daha sonra bu dev fosiline ve sahibine ne olduğunu kimse bilmiyor.​





terraces.jpg


Kafaları karıştıran bir şehir daha. Lübnan 'daki Balbek şehri. 20 metreden daha büyük taşlarında kullanıldığı bu antik şehir Roma imparatorluğundanda eski. Hatta Sümerlilerin bilgilerine göre bile burası antik bir şehirdi o zamanlar. Taşların büyüklüğünü göstermek amacyla 2 kişi yapıların arasında dikiliyor. Bugün kimse burasını kimlerin yaptığını ,nasıl yaptığını ,ne amaçla ve ne zaman yaptığını bilemiyor. Modern bilim ise Baalbek 'i görmezlikten gelmeye devam ediyor.​




finger.jpg


Bu cisim Kanada 'nın Kuzey kutup bölgesindeki Axel Heiberg adası eski fosiller koleksiyonunda bulunmuştur. İncelemeler bunun bir insan parmağı fosili olduğunu gösteriyor. Bu fosil 100 ile 110 milyon yıl öncesine aittir (Creataceous jeolojik dönemi). Bu fosil " DM93-083 " numarasıyla arşivlenmiştir. Röngen ışınlarıyla yapılan inceleme sonucunda yukarıdaki resimdeki siyah kısımların parmak kemiklerine ait olduğu ortaya çıkmıştır. Bu kadar eski zamanlarda insan yaşamış olabilirmi ?​





obelisk.jpg


Yapımı bitirilmemiş bir Obelisk (dikilitaş). Şu anda dikili bulunan en büyük obeliskten 2 kat daha büyüktür. Yapımında bir çok Mısır tapınağının inşasında olduğu gibi kırmızı granit kullanılmıştır. Yaklaşık 40 metre yüksekliğinde ve 1150 ton ağırlığındadır. (Eğer bitirilmiş olsaydı)​





bhand.jpg


Kolombiya , Bogota yakınlarında bulunmuş bir insan eli fosili. Fosilleştiği kayanın yaşı 100 - 130 milyon yıldır. Yani , fosilde o kadar sene önce meydana gelmiştir.​




creator.jpg


Bu 120 milyon yıllık taş parçasının yüzeyi ,Ural Bölgesini gösteren (tabiri caizse) bir haritayla kaplıdır. Görünüşe göre bu kadar eski bir haritanın olması imkansızdır. Bashkir State Üniversitesindeki bilim adamları , çok eski zamanlarda , gelişmiş uygarlıkların olduğuna dair kanıtlardan biri olarak yorumluyorlar eseri. Bu greçektende insan eliyle yapılmış bir rölyeftir. Günümüz askeri haritaları ile neredeyse aynı karakterik özellikleri sergilemektedir. Harita sivil çalışmaları göstermekte yani uzunluğu 12.000 Km ' yi bulan kanallar , nehirlere çekilen çitler , güçlü barajlar... Kanallardan çokta uzakta olmayan yerde elmas biçimindeki yerler gösterilmiştir.( Ne anlattığı bilinmemektedir). Ayrıca harita bazı yazılarıda içermektedir. Hatta sayılar bile vardır. Bilim adamları önce bunun eski çince olduğunu düşündüler. Daha sonra bu düşünce bilinmeyen bir kaynağa ait hiyeroglif - syllabic türü yazıya dönmüştür. Bilim adamları bu yazıları şimdiye kadar çözemedilier.​






acambaro.jpg


1945 yılında Waldemar Julsrud adlı deneyimli bir arkeolog El Toro dağı ( Meksika ) eteklerinde gömülmüş vaziyette kilden yapılmış küçük heykelcikler buldu. Daha sonra El Tro şehri yakınlarında ve şehrin diğer tarafında Chivo Dağ yakınlarında poselenden yapılmış 33.000 'den fazla heykelcik bulundu.​


Buluntular Chupicuaro , klasik kültür öncesine aitti. (M.Ö. 800 'den M.Ö. 200 'e kadar olan dönem) Bulunan heykelcikler , 65 milyon yıl önce yok oldukları düşünülen çeşitli türlerdeki dinozorları kusursuzca tasvir ediyordu. Modern bilim döneminde, neye benzedikleri ancak çözümlenen tarih öncesi bu yaratıkları ,nasıl olduda böyle eski bir uygarlık kusursuzca sanat eserlerine yansıtabilmişti ? İnsan görmeden tasvir edemez.​





newzealand.jpg


Yeni Zellanda 'da bulunan çok eski bir uygarlığa ait kusursuzca yerleştirilmiş taşlardanoluşan duvarlar bulundu. Bu duvarları yapan uygarlık hakkında en ufak bir bilgi yoktur.​




mortar.jpg


1877 yılında Montezuma tünel şirketinin bir tünel çalışması sırasında 50 milyon yıl eski olan bir lav akıntısının içinde bir tokmak ile bir kap bulundu.( Table dağı - California) Tomak yaklaşık 30 cm uzunluğunda ve kap ise 10 cm çapındadır. Bu buluntudan şu sonuç çıkıyor: 50 milyon yıl önce yanardağdan fışkıran lavlar sel olup akarken bu tokmak ile kap oradaydı ve ikiside lavın içinde gömülü kaldılar. 50 milyon yıl önce ???? !!!!​


internet alıntı​
 

efsun

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Çok başarılı bir sunum teşekkürler.
 

Amphitrite

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2010
Mesajlar
350
Tepkime puanı
41
Güzel bilgiler vermişsiniz. Bilmediğim pek çok şey öğrendim. Teşekkürler :)
 

labonheur

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Nis 2010
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
bu değerli bilgiler için teşekkür ederim...
 

Adramelech

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
179
Tepkime puanı
9
Onlar hala ilk insanların ve ya uzun süre önceki insanların aptal oldukları görüşündeler. Şu çocuklara gösterilen mağara adamı figürleri gerçek olsa hangisi hayatta kalırdı o şartlarda? Bir teori vardı yeryüzünde kıyametin tekrar ettiği hakkında. Sürekli bir yükseliş oluyor ve sonraki insanlık için herşey baştan başlıyor. Ya da bir felaket oluyor ve ilimleriyle birlikte yine herşey taban yapıyor.
 

Amphitrite

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2010
Mesajlar
350
Tepkime puanı
41
Onlar hala ilk insanların ve ya uzun süre önceki insanların aptal oldukları görüşündeler. Şu çocuklara gösterilen mağara adamı figürleri gerçek olsa hangisi hayatta kalırdı o şartlarda? Bir teori vardı yeryüzünde kıyametin tekrar ettiği hakkında. Sürekli bir yükseliş oluyor ve sonraki insanlık için herşey baştan başlıyor. Ya da bir felaket oluyor ve ilimleriyle birlikte yine herşey taban yapıyor.
Fikirlerinize katılıyorum; ancak yeryüzünde tekrar eden kıyamet teorisi hakkında bilgim yok. Rica etsem biraz daha açıklayabilir misiniz?
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Fikirlerinize katılıyorum; ancak yeryüzünde tekrar eden kıyamet teorisi hakkında bilgim yok. Rica etsem biraz daha açıklayabilir misiniz?
Kıyamet değil, kavimlerin helakı demek daha uygun. Yani bilginiz var aslında. Hani helak edilen kavimler diye sık sık anlatılan durum.
 

HAMUŞ

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Şub 2010
Mesajlar
168
Tepkime puanı
8
Yaş
31
İş
gazetecilik 3. sınıf terk
nedense muhiddin arabinin anlattığı insanların ilk atası ve üstün ırk aklıma geldi bu konuyla bağdaştıran varmı benden başka?
 

smalal

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Haz 2010
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Gerçekten şaşırtıcı bilgiler teşekkürler.
 

Kar

Elit Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
637
Tepkime puanı
96
Evet İbni Arabinin bu konudaki keşifleri beni hayran bırakmışdı.
 

paranoise

Kayıtlı Üye
Katılım
24 May 2010
Mesajlar
95
Tepkime puanı
2
Konum
Eridu
Onlar hala ilk insanların ve ya uzun süre önceki insanların aptal oldukları görüşündeler. Şu çocuklara gösterilen mağara adamı figürleri gerçek olsa hangisi hayatta kalırdı o şartlarda? Bir teori vardı yeryüzünde kıyametin tekrar ettiği hakkında. Sürekli bir yükseliş oluyor ve sonraki insanlık için herşey baştan başlıyor. Ya da bir felaket oluyor ve ilimleriyle birlikte yine herşey taban yapıyor.

+1 bu görüşü biliyorum ve inanıyorum.
 

ilim-sahibi

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
64
Tepkime puanı
3
Fikirlerinize katılıyorum; ancak yeryüzünde tekrar eden kıyamet teorisi hakkında bilgim yok. Rica etsem biraz daha açıklayabilir misiniz?

Evet bu doğru teoridir. Sadece adı farklıdır... "Kavimlerin Helakı"... İnsanoğlunun yaşı yani tam manada ne zaman yaşadığı bilinmemektedir.. Şuda bilinen bir gerçektir; insan dünya yaratılıp, üzerinde bazı canlılar yaşayıp ve dünya tam insan için uygun hale geldikten sonra yaşamaya başlamıştır...

Ve ilk insan Hz Adem Dünyaya cezası yüzünden Cennetten gönderildi...

İlk başta Hz Adem ile Havva dünyanın ayrı yerindeydiler... Uzun süre ikisi ayrı kalmak şartı ile cezaya çarptırıldı... Bu ayrılık döneminde Şanı Yüce ve Büyük Allah, Hz Adem'e bir çok ilim öğretti... Bu ilimler arasında canlı ve cansız varlıkların (taş,kaya vs) dilleri;tarlacılık, hayvan evcilleştirme, yapı ustalığı gibi bir çok ilim ve tüm dilleri öğretmişti...

Ayrılık zamanında Hz Adem'in sıkılmaması için ilk önce canlı ve cansız varlıkların dilleri öğretildi ve Hz Adem onlar ile konuştu...

Ve sonra Hz Adem'in sürekli dua ve tövbesi nedeniyle Hz Aden ve Havva Mekke ve Medine arasında buluştu ve şimdiki insan nesli türemeye başladı...

İlk çocuklarına Hz Adem kendine öğretilen ilimleri çocuklarının anlama kapasitesi ve becerilerine göre öğretiyordu... Yani günümüzde eli neye yatkın ise o mesleği her bir çocuğuna öğretiyordu...

İşte ilk ilimin kaynağı böylelikle bir sonraki kavime kadar atıldı... Biliyoruz ki her kavmin azgınlığa düştükten sonra içlerinde yeni bir peygamber geliyor; o kavme Allah'a inanmalarını istiyor,doğru yolu anlatıyor... Bu çağrıya uyanlar oluyor birde uymayanlar oluyor... Uyanlar ile içlerine gönderilen hak peygamber bulundukları diyardan başka diyara gidiyor... Ve arkasındaki kavim her nesi varsa helak oluyor... İşte o kavmin geçmişinden helak oluncaya kadarki döneminde elde ettiği birikimleri ile beraber yok oluyor ve yok olmayanlar ile yeni bir başlangıç başlıyordu...

Bu nedenle yok olan kavimde bırakılan tüm teknolojik alet ve bilgi yok oluyor herşeye baştan başlanıyordu...

Şu da bir gerçekki Allah her peygambere farklı ilimler vermiştir... Ve o ilmi inananlara öğretmekle mükellefti...

Bu yüzden her peygamber dönemi yeni bir milat gibidir... Ve bunun sonucundada asla bizler ilkellikten gelişmişliğe yani, mağara devrinden konuşma bilmeyerek, Allah'ı tanımayarak ve haşa Maymun gibi kılıkla gelmedik...

Tüm insanlık aslında Allah'ı bilerek ve kendi devrinde kendine verilen ilimler ile yaşadı...

Ad ve Semud kavmi örneğini vermek isterim bu konuda... Semud kavmi ilimde zamanında çok ilerlemiş ve kendi zamanının en güçlü en ihtişamlı devleti idi... Son zamanlarında bu gücünü kötüye kullandılar.. Zalimleştiler ve önlerindeki 10 binlerce ifade edilen orduyu saatler içerisinde yok edebilecek güce geldiler... Ve binaları ihtişamlıydı... Göğü delecek gibiydi... Ve asla yıkılmazdı onlara göre...

Ama bu zalimleğe dur demek için içlerinden Hz Salih'i gönderdi... Ve tebliğe çağırdı... Onlar kabul etmediler ve putlara tapındılar...

Ve onların asla yıkılamayacakları sandıkları güç ve kudretleri ile sanat eserleri onları Allah'ın azabından koruyamadı... Ve onca bilgi ve tüm teknoloji bir anda yok oldu...

İşte demek istediğim insanlar asla ilkellikten gelişmişliğe gelmedi... Her peygamberden sonra yeni ilimle gelişmek üzere yaşadılar...

Bizlerede peygamberimiz Hz Muhammed (SAV) devrinde bir çok ilim ihsan edildi bir çok kavme verildiği gibi...

Bu ilimler Kur'an ayetlerinde geçtiği gibi hadislerde de bolca geçmektedir... Zamanın kısalması (bir yerden bir yere giderken zamanın kısalmasından bahseder ve burda dikkat çekilen araba,uçak vs teknolojik gelişmedir), yapılan evlerin çoğalıp boyları uzunluğunun çok yüksek olması (gödelen,apartman), Kur'an da feza yani uzaydan bahsedilerek dikkatlerin uzaya çekilmesi, yine Kur'an da dünyanın yörüngesi, atmosferik katmanları, güneş sistemi gibi bilgilerden bahsedilerek astronomi ve uzay ilimleri gibi ilimleri dikkat çekilmesi gibi ilimler bizlere verilmiştir...

Ve bu ilimler ile günümüzde azgınlaşan ve bu ilimleri kötü niyetli insanlar iyi insanlara boyun eğdirmek için kullanmak istemeleri onları son zamana doğru yaklaştırmaktadır... Yine tarih tekrar eder misali günümüzün aklıllanmaz toplulukları kendi helaklarını hazırlıyorlar aslında...

Bu her zaman tekrar eden bir tarihtir... Ve şu an bizim içinde bulunduğumuz Ahir Zaman (son zaman) Kıyamet'in habercisidir... Her kavim nasıl yok olacaksa Kıyamet de dünyada inanmayan bir kavmin üzerine kopacak ve dünya sahnesi kapanacak...

İşte her kavim aslında ilim sahibidir...
 

nalper

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
45
Tepkime puanı
2
Evet bu doğru teoridir. Sadece adı farklıdır... "Kavimlerin Helakı"... İnsanoğlunun yaşı yani tam manada ne zaman yaşadığı bilinmemektedir.. Şuda bilinen bir gerçektir; insan dünya yaratılıp, üzerinde bazı canlılar yaşayıp ve dünya tam insan için uygun hale geldikten sonra yaşamaya başlamıştır...

Ve ilk insan Hz Adem Dünyaya cezası yüzünden Cennetten gönderildi...

İlk başta Hz Adem ile Havva dünyanın ayrı yerindeydiler... Uzun süre ikisi ayrı kalmak şartı ile cezaya çarptırıldı... Bu ayrılık döneminde Şanı Yüce ve Büyük Allah, Hz Adem'e bir çok ilim öğretti... Bu ilimler arasında canlı ve cansız varlıkların (taş,kaya vs) dilleri;tarlacılık, hayvan evcilleştirme, yapı ustalığı gibi bir çok ilim ve tüm dilleri öğretmişti...

Ayrılık zamanında Hz Adem'in sıkılmaması için ilk önce canlı ve cansız varlıkların dilleri öğretildi ve Hz Adem onlar ile konuştu...

Ve sonra Hz Adem'in sürekli dua ve tövbesi nedeniyle Hz Aden ve Havva Mekke ve Medine arasında buluştu ve şimdiki insan nesli türemeye başladı...

İlk çocuklarına Hz Adem kendine öğretilen ilimleri çocuklarının anlama kapasitesi ve becerilerine göre öğretiyordu... Yani günümüzde eli neye yatkın ise o mesleği her bir çocuğuna öğretiyordu...

İşte ilk ilimin kaynağı böylelikle bir sonraki kavime kadar atıldı... Biliyoruz ki her kavmin azgınlığa düştükten sonra içlerinde yeni bir peygamber geliyor; o kavme Allah'a inanmalarını istiyor,doğru yolu anlatıyor... Bu çağrıya uyanlar oluyor birde uymayanlar oluyor... Uyanlar ile içlerine gönderilen hak peygamber bulundukları diyardan başka diyara gidiyor... Ve arkasındaki kavim her nesi varsa helak oluyor... İşte o kavmin geçmişinden helak oluncaya kadarki döneminde elde ettiği birikimleri ile beraber yok oluyor ve yok olmayanlar ile yeni bir başlangıç başlıyordu...

Bu nedenle yok olan kavimde bırakılan tüm teknolojik alet ve bilgi yok oluyor herşeye baştan başlanıyordu...

Şu da bir gerçekki Allah her peygambere farklı ilimler vermiştir... Ve o ilmi inananlara öğretmekle mükellefti...

Bu yüzden her peygamber dönemi yeni bir milat gibidir... Ve bunun sonucundada asla bizler ilkellikten gelişmişliğe yani, mağara devrinden konuşma bilmeyerek, Allah'ı tanımayarak ve haşa Maymun gibi kılıkla gelmedik...

Tüm insanlık aslında Allah'ı bilerek ve kendi devrinde kendine verilen ilimler ile yaşadı...

Ad ve Semud kavmi örneğini vermek isterim bu konuda... Semud kavmi ilimde zamanında çok ilerlemiş ve kendi zamanının en güçlü en ihtişamlı devleti idi... Son zamanlarında bu gücünü kötüye kullandılar.. Zalimleştiler ve önlerindeki 10 binlerce ifade edilen orduyu saatler içerisinde yok edebilecek güce geldiler... Ve binaları ihtişamlıydı... Göğü delecek gibiydi... Ve asla yıkılmazdı onlara göre...

Ama bu zalimleğe dur demek için içlerinden Hz Salih'i gönderdi... Ve tebliğe çağırdı... Onlar kabul etmediler ve putlara tapındılar...

Ve onların asla yıkılamayacakları sandıkları güç ve kudretleri ile sanat eserleri onları Allah'ın azabından koruyamadı... Ve onca bilgi ve tüm teknoloji bir anda yok oldu...

İşte demek istediğim insanlar asla ilkellikten gelişmişliğe gelmedi... Her peygamberden sonra yeni ilimle gelişmek üzere yaşadılar...

Bizlerede peygamberimiz Hz Muhammed (SAV) devrinde bir çok ilim ihsan edildi bir çok kavme verildiği gibi...

Bu ilimler Kur'an ayetlerinde geçtiği gibi hadislerde de bolca geçmektedir... Zamanın kısalması (bir yerden bir yere giderken zamanın kısalmasından bahseder ve burda dikkat çekilen araba,uçak vs teknolojik gelişmedir), yapılan evlerin çoğalıp boyları uzunluğunun çok yüksek olması (gödelen,apartman), Kur'an da feza yani uzaydan bahsedilerek dikkatlerin uzaya çekilmesi, yine Kur'an da dünyanın yörüngesi, atmosferik katmanları, güneş sistemi gibi bilgilerden bahsedilerek astronomi ve uzay ilimleri gibi ilimleri dikkat çekilmesi gibi ilimler bizlere verilmiştir...

Ve bu ilimler ile günümüzde azgınlaşan ve bu ilimleri kötü niyetli insanlar iyi insanlara boyun eğdirmek için kullanmak istemeleri onları son zamana doğru yaklaştırmaktadır... Yine tarih tekrar eder misali günümüzün aklıllanmaz toplulukları kendi helaklarını hazırlıyorlar aslında...

Bu her zaman tekrar eden bir tarihtir... Ve şu an bizim içinde bulunduğumuz Ahir Zaman (son zaman) Kıyamet'in habercisidir... Her kavim nasıl yok olacaksa Kıyamet de dünyada inanmayan bir kavmin üzerine kopacak ve dünya sahnesi kapanacak...

İşte her kavim aslında ilim sahibidir...

evet size katılıyorum gerçekten çok açıklayıcı olmuş.bende bu konu hakkında düşünmüştüm ama sizin kadar açıklayan biri görmemmiştim teşekkürler..
 

gerçekdua

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Ara 2010
Mesajlar
53
Tepkime puanı
1
Bende çok etkilendim,hele o irlandada bulunan 3 metrelik fosilden.İnanılmaz.Teşekkürler.
 

ilim-sahibi

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
64
Tepkime puanı
3
Peygamber Efendimiz şöyle diyor: Dünyada yükselttiği bir şeyi tekrar eski durumuna, aşağılara indirmek, Allah'ın bir hakkıdır.


Evet bu hadis gibi 100 lerce vardır... Allah dilediği kabileyi veya topluluğu yükseltir ve isterse onu geri alır... Geçmişteki yahudiler Hz Süleyman ve Hz Davut dönemlerinde yenilmezdi. Çünkü iki peygamber böyle n,yetle dua ettiler ve duaları kabul olarak cinler ve tüm evren emirlerine verildi. Rüzgar, bulut, cinler, yağmur akla ne gelirse...

Ama ne oldu bu iki peygamber zamanından sonra hep gaflete düşüp Allah'ın lanetini aldılar ve o gün bugündür katliama ve zulme uğradılar şimdi ise tekrar o gücü Allah'ın yolundan saparak şeytana hizmet ederek bulmaya çalışıyorlar...

Yani tarih yine tekerrür edecek ve dünyadaki her şey dile geldiği zaman; mümin kula her canlı cansız varlık "arkamda bir yahudi var öldür onu!" dediği zaman işte dünyadan tamamen silinip gidecekler ve bu büyük bir Allah'ın azabıdır dünyada... Ve sonra görüldüğü üzere Allah dilediğini silerken dilediğini yani mümin kulları yükseltecektir...

İşte tarih böyledir... Yok olan kavimler ile kendi teknoojileri de yok oluyor ve her peygamber dönemi milat oluyor... Sıfırdan bir başlayış ama bu demek değildir ki konuşma bilmeden, mağara çağı... Evet belki geçmiştede gelişmiş toplum yanında hiç gelişmemiş bir toplum olabilirdi ki günümüzde yerliler var en büyük delil olarak...

Yani insanlar yaratılışından günümüze kadar tüm ilimleri bilerek geldi...

Ama bildiği ilimleri ne zaman doruk noktasına çıkardı ve bunu zulüm için kullandı ve Allah'ın emrine sırtlarını döndüler işte o zaman helak olup tüm sır ve ilimleri ile helak oldular...
 

Similar Threads

S
Cevaplar
8
Görüntüleme
504
Schwarzenegger
S
Cevaplar
45
Görüntüleme
2K
Üye silindi 76175
Ü
Üst