Japon Balıkçıları ve Felsefeleri

aswang

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Şub 2010
Mesajlar
176
Tepkime puanı
12
Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir. Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün olmamaktadır. Balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp, daha uzaklara açılabilmişlerdir.
Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alır olmuştur. Dönüş bir-iki günden daha uzarsa, tutulan balıkların tazeliği de kaybolmaktadır.
Japonlar, tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini hiç sevmemişlerdir. Bu problemi çözebilmek için balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuşlardır. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi. Ancak Japon halkı taze, donmuş balık lezzetini ayırt edebiliyordu. Ve donmuş olanlara fazla para ödemek istemiyorlardı. Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumu yaptırdılar. Balıklar içerde biraz fazla sıkışacaklardı, hatta birbirlerine çarpa çarpa biraz da aptallaşacaklardı ama yine de canlı kalabileceklerdi. Japon halkı canlı olmasına rağmen bu balıkların lezzetini de fark edebiliyorlardı. Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balığın canlı, diri, hareketli, taze balığa göre lezzeti yine de etkilenmişti.

Balıkçılar nasıl olacak da Japonya’ya taze, lezzetli balığı getirebileceklerdi? Siz olsaydınız ne yapardınız? Hedeflerinize ulaşır ulaşmaz, mesela mükemmel bir eş buldunuz veya çok başarılı bir firmaya girdiniz, borçlarınızı ödediniz vs. Heyecanınız kaybolmaya başlamaz mı? Aşırı çalışmanız gerekmiyorsa rahatlamaz mısınız? Lotoda büyük ikramiyeyi bulanlar parayı savurmaya başlamaz mı?

Japonların taze balık probleminde olduğu gibi çözüm aslında basittir. 1950’lerde L.Ron Hubbart’ın gözlemlediği üzere: İnsanoğlu ancak hırs iddiası içinde bulunursa anormal çabalar sarfeder. Ne kadar uzaman, akıllı, inatçı iseniz iyi bir problemle uğraşmaktan o kadar zevk alırsınız. Problem sizi ne kadar zorluyorsa ve siz onu adım adım çözebiliyorsanız bundan da o derece mutluluk duyarsınız, heyecan duyarsınız ve enerji dolu, canlı, ayakta kalırsınız.

Japonlar da balıkları teknelerindeki akvaryumda tuttular ancak içine küçük bir de köpek balığı attılar. Bir miktar balık, köpek balığı tarafından yutulmuştu ama geride kalanlar son derece taze ve hareketli kalabilmişlerdi.

Buradan da anlaşılacağı gibi problemlerden uzaklaşmaktansa içine atlamak, boğuşmak ve onları yenmek gerekir. Probleminiz çok ve çeşitli olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteği ile onlarla savaşın. Beyninize bir köpek balığı atın ve nelere ulaşabileceğinizi o zaman görün…

Uzm. Öğr. Faruk Güneş
Alıntıdır.
 

Similar Threads

Cevaplar
0
Görüntüleme
967
Ü
Cevaplar
6
Görüntüleme
2K
Üye silindi 70925
Ü
Üst