Özgüvenin Önemi ve Geliştirilmesi

aswang

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Şub 2010
Mesajlar
176
Tepkime puanı
12
Özgüven, kendiniz hakkında nasıl düşündüğünüz ve kendinizi ne kadar değerli gördüğünüzdür. Kendi hakkınızda olumsuz konuşmalar yapıyorsanız, kendinizi sürekli eleştiriyor ya da yargılıyor, başarılarınızı küçümseyip, yapamadıklarınızı önemsiyorsanız, özgüven problemi yaşıyor olabilirsiniz.
Bir psikolog olarak, çocukluktan itibaren en çok geliştirilmesi gereken unsurlardan birisi olarak görürüm özgüveni. Özellikle ergenlik döneminde, sadece arkadaşlarına uyum göstermek için, “hayır” diyemediği için zararlı alışkanlıklara yönelen, aslında içinden gelmediği gibi davranan pek çok çocuk görmekteyiz. Uyumlu olabilmek çoğu zaman iyidir, sağlıklı bir davranıştır, fakat kendi doğrularına aykırı bir durum olduğunda da “hayır” diyebilmek için sağlam bir özgüven gerekir. Ailelerin bu konuyu önemsemeleri, çocuklarının özgüvenlerini hem sözel, hem de davranışsal olarak beslemeleri, onlara sorumluluk verip, başarılarını takdir etmeleri, “Sen yapamazsın, küçüksün” yerine “Sana inanıyorum, sen bunu yapabilirsin” cümlesini daha sık kurmaları çocukları, ergenleri daha güçlü kılacak, bir karar almaları gerektiğinde kendi fikirlerine ve tutumlarına daha çok değer vermelerini sağlayacaktır.


Özgüvensiz kişilerin özellikleri nelerdir?


Özgüveni yeterince gelişmemiş kişilerin kendileri hakkında kronikleşmiş bolca olumsuz düşünceleri vardır ve bu düşüncelerini kendi kişiliklerinin değişmez gerçekleri olarak algılar. Bu kişiler kendilerine inanmaz ve bir şeyler ters gittiğinde hep kendilerini suçlar. Sanki olumlu özellikleri hiç yoktur, Yaşamlarında başarılar kazandıklarında, birileri onları övdüklerinde, teşekkür edip, başarılarına sahip çıkmak yerine “Şans yardım etti”, “Çok da önemli bir şey değildi zaten” gibi cümleler kurarlar. Ek olarak, kendilerini ve ihtiyaçlarını savunma konusunda çok zorlanır ya da iletişimlerinde saldırgan bir tutuma bürünebilir.
Özgüveni eksik kişiler geleceğe de çok umutla bakamazlar ve bu nedenle de sıklıkla kaygılı, depresif, suçlu, öfkeli hissedebilir. Bir başka deyişle, özgüven düşüklüğünün kendisi başlı başına bir sorun olmakla beraber, çoğu kez de depresyon, soysal kaygı, yeme bozuklukları gibi psikolojik sorunların ortaya çıkışı açısından bir risk faktörüdür.


Özgüvenli kişilerin özellikleri nelerdir?


Özgüvenli kişiler yaşamlarında yapmak istediklerini daha kolaylıkla yapabilir, gerçek potansiyelini daha iyi ortaya koyar, kendisini daha özgür ve huzurlu hisseder. Geçmişe dair pişmanlıklar yaşamak, ya da “Ah keşke şunu yapabilseydim, şu kişiye şunu söyleyebilseydim” demek yerine, kendi gerçeklerine sahip çıkan, kendi yaşam haritasını kendince yazan kişilerdir özgüven sahibi kişiler.


Özgüvenimi nasıl geliştirebilirim?

  • Eğer çok belirgin bir özgüven sorununuz yoksa, ancak özgüveninizi geliştirmek istiyorsanız, işe olumlu özelliklerinizi liste haline getirmekle başlayabilirsiniz. Bunun için özel bir zaman ayırarak, kaybolmayacak bir deftere yazmanızda yarar var. Aklınıza gelen tüm olumlu yönlerinizi kaydedin, zihninizi sınırlamayın. Aklınıza gelen en ufak olumlu özelliklerinizi yazmayı ihmal etmeyin. Yakınlarınızdan sizi tanımlamalarını isteyin ve olumlu her şeyi listenize ekleyin. Bu listeyi oluşturduktan sonra bir süre, her gün, daha sonraları ise belli aralıklarla okuyun ve pozitif yönlerinize sahip çıkmaya, onlardan güç almaya çalışın.
  • Çevrenizde kendine güveni yüksek olan bir kimseyi örnek alın ve onu özgüvenli yapan unsurlar neler, bulmaya çalışın.
  • Kendinize iyi bakın, ruhunuza ve bedeninize özen gösterin. Spor yapın, düzgün beslenin, ruhunuzu ve beyninizi dinlendirin, sadece keyif almak için yaptığınız aktiviteler olsun.
  • İşlerinizi, yapılması gerekenleri sürekli erteliyorsanız, “başaramadıklarınızı” git gide bir yığın haline getiriyorsunuz demektir. Bunun yerine yapılacaklar listenize en basit olandan başlamanız, “başarılı olma” düşüncesini size tekrar getirecektir.
  • Yaşantınızla ilgili kendinize yeni hedefler koyun ve bunu hayata geçirmek için plan yapın. Bir hedefi gerçekleştirdiğinizde, özlemini duyduğunuz bir çok duyguyu da yaşamış olursunuz (umut, cesaret, güç, dayanıklılık gibi). Her başarınız için kendinizi tebrik etmeyi de unutmayın!
  • İşiniz dışında herhangi bir konuya ilginiz ve hevesiniz varsa, o konuya eğilin, zamanınızı ayırın. Bunun için, kurslara ya da sanatsal kulüplere üye olabilirsiniz, bu yöndeki gelişiminizi sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.
  • Kendi hakkınızda olumsuz cümleler kurmaya başladığınızda, bunu fark edin ve olumsuz cümleler yerine kendinize olumlu özelliklerinizi hatırlatın, olumlu cümleler kurun.
  • Kendinizi pek çok şey için suçlamak yerine, kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeye çalışın, her insan gibi sizin de hatalarınız olabilir, kendinizi affetmeye çalışın.

    Uzm.Psk. İlknur Yılmaz

    Alıntıdır.
 

logii

Kayıtlı Üye
Katılım
17 May 2009
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
267
Kişinin kendi değeri hakkındaki subjektif değerlendirmesi; kişinin kendi özelliklerinin ne ölçüde olumlu ya da olumsuz olduğu hakkındaki yorumu. Özgüven hem kişinin kendisine ilişkin düşünceleri (Örnek: Zekiyim, Sevilen bir insanım), hem bu düşüncelerin yol açtığı duyguları(Umutsuzluk, Utanç, Gurur), hem de bu duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışları (Çekingenlik, Dikkat, İddiacılık) içerir. Özgüveni süreklilik gösteren bir kişilik özelliği olarak ve geçici bir psikolojik durum olarak düşünmek mümkündür. Son olarak, özgüven sınırlı bir alan için geçerli olabileceği gibi (Örnek: Zeytinyağlı sarmayı iyi yapabildiğimi düşünüyorum ve bu becerimle gurur duyuyorum), genel bir kavram olarak da düşünülebilir (Örnek: İyi bir insan olduğumu düşünüyorum ve bu nedenle kendimle her zaman gurur duyuyorum).

Ölçüm

Amprik araştırmalarda özgüven niceliksel bir sonuç üreten ölçekler ile ölçülür. Bu ölçeklerin kullanımından önce güvenirlilik ve geçerlilik çalışmaları yapılmış olmalıdır.

Özgüven Niteliği

Özgüvenin niteliği (güvenli ya da kırılgan oluşu) niceliğinden (yüksek ya da düşük) oluşundan ayrı bir özelliktir. Özgüven yüksek fakat aynı zamanda kırılgan olabilir (örnek: Narsisizm); düşük fakat aynı zamanda güvenli olması da mümkündür (örnek: alçakgönüllülük). Özgüveninin niteliği farklı şekillerde ölçülmeye çalışılmaktadır; zaman içindeki sürekliliği, çeşitli durumların ortaya çıkışına bağlı olup olmayışı.

İnsan İlişkileri ile İlişkilendirme

1960′lardan 1990′lara kadar ABD’de kabul gören yaygın görüş, özgüvenin öğrencilerin okul başarısında, arkadaşları ile kurdukları ilişkilerde ve ilerdeki yaşamlarında gösterecekleri başarılarda önemli bir etken olduğuydu. Bu nedenle öğrencilerin özgüvenini güçlendirmeye yönelik pek çok program başlatıldı. 1990’lardan itibaren yapılan araştırmalar ise öğrencilerin özgüvenini yükseltmenin okul başarılarına olumlu bir katkısı olmadığı gibi, olumsuz etki yapabileceğini gösterdi.
Saldırganlık – kabadayılık ile özgüven arasındaki ilişkiyi araştıran son çalışmalar da gençlerde özgüveni geliştirmenin faydası ile ilgili mitlerin yıkılmasına yol açmıştır. Önceleri, insan ilişkilerinde saldırganca davranışların kaynağının saldırgan bireylerdeki özgüven eksikliği olduğu düşünülmekteydi, ancak bu düşünceyi destekleyecek kontrollü deneyler bulunmamaktaydı. 2000′li yıllarda Baumeister ve arkadaşları tarafından yapılan psikolojik deneyler, saldırganlığın asıl kaynağının hak edilmemiş yüksek özgüven olduğunu göstermiştir. Saldırganca davranışlar sergilemiş suçluların çoğu kendilerini diğer insanlardan üstün kabul ederler ve saldırganlıklarının mazareti pek çok kez kendilerini hakarete uğramış, aşağılanmış hissetmeleridir. Sokak çetelerinin üyeleri genelde kendileri hakkında olumlu düşüncelere sahip olduklarını ifade ederler ve kendileri hakkındaki bu olumlu düşünceleri sarsacak şekilde davranan oldu mu saldırganlıkla karşılık verirler. Okullardaki zorba çocuklarların kendilerini diğerlerinden üstün gördükleri; düşük özgüvenli çocukların zorba olanlar değil, genellikle zorbalıklara kurban giden çocuklar oldukları bulunmuştur (Baumeister, 2001).
Amaçsız saldırganlık primatların yapısında, daha doğrusu hiçbir canlının yapısında bulunmamaktadır. Dolayısıyla malum ‘zorba’ların özgüven yüksekliğinden değil, kesin olarak aile içi duygusal eksiklik, aşırı ezilme veya birtakım sebeplerden dolayı (ekonomik, sosyal statü vb.) karşısındaki insanı ‘tehdit’ olarak algılamasından dolayı saldırgan olduğu aşikârdır. Ayrıca saldırgan mizaçla yetişmek kabul edilebilir bir kişilik özelliği olabilir. Ancak bu iki grubun (içsel eziklik/eksiklik – kendini ezdirmeyen rahat grup) ayrımına varmak gerekir.
 
Üst