Fotoğraf Makinesi, Ruhlar ve Titreşim

aris

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Tem 2008
Mesajlar
660
Tepkime puanı
142
Kayıp Kıta Mu isimli kitaptan James Churcward ve onun dostu olan tibetli başrahip Rişi arasında ki bir anektottur. Gerçekten ilginç ve değerli bir bilgi :
Bana bir fenomeni açıklarken genellikle pratik olarak da gösterirdi. Kendisine bir gün şöyle sordum:”Bazen,uzun süre önce ölmüş varlıkları gördüğümüz olur mu?Yoksa bu sadece imgeleme midir;beyin serapları mıdır?”Yanıtı şöyle oldu:”Oğlum,bu imgeleme değildir.Beynin bir serabıda değildir;bazı kişilerin bazen öte alemden ziyaretçileri olması fiilî bir gerçektir. Herkes onları görme yeteneğine sahip değildir.Bu onların içsel titreşim düzeylerine bağlı bir konudur.Bazıları da hiçbir zaman böyle ziyaretler yaşamazlar”

Kişisel deneyimimden,okuyucularıma,fotoğraf makinesinin insan gözünün göremediklerini görebildiğini ve kaydedebildiğini söyleyebilirim.Bu gibi bir fenomenin gerçekleştiğine 3 kez tanık oldum ve filmleri en iyi fotoğrafçılara götürüp bir açıklama istedim.Hepsi de bunun kendilerini aştığını söyledi.Bu üç fotoğraftan en kusursuzunda bir ağacın kovuğu içinde oturmuş genç bir kadın vardı.Annesi onu derhâl tanıdı ve on yıl önce öldüğünü söyledi;o ağaç kovuğu en sevdiği yerlerden biriydi.
Başka konulara daldım.Şimdi Rişi’ye dönmek istiyorum.kendisi şunları da eklemişti:”Öte alemde bulunup da kendilerini sana gösterebilecek birçok kişi vardır.Birincisi,ölmeden önce üstat mertebesine ulaşmış olanlardır.Yanına gelebilir ve titreşimlerini senin düzeyine uydurabilir. Böylece seninle akortlu hale gelir ve vizyon yoluyla bu kişilerin varlığından haberdar olabilirsin.Ancak daha sık olmak üzere,karşına çıkanlar yakınlarınla dostlarındır.Bu kişilerin,dünyadayken seninle içten bağlantıları olmuştur.Bunun nedeni,burada,dünyada,içsel titreşimlerinizin aynı düzlemde bulunmuş olmasıdır.Titreşimlerini yeniden dünyasal düzleme geri çekebilir ve akordu sağladıklarında,vizyon yoluyla kendilerini gösterirler.Bu ziyaretler,burada,yeryüzünde kalpleri bir olmuş kişiler arasında hiç de nadir değildir.Görüyorsun,oğlum,sevgi,semavi babamızın imgesidir ve sevgi,semavi babamızın insandaki izdüşümüdür”

Kendisine bu ziyaretçileri görmemizi engelleyen koşulların neler olduğunu sordum.Yanıtı şöyle oldu:”Çünkü titreşimleri,beyninizin bunları alabileceği kadar sizinkilere yakın dahi olsa,vizyon oluşturacak kadar tek sesliliğe ulaşmamış olabilir.Bazen de kendilerini görmeniz konusunda isteksiz davranırlar.Kişisel olarak ben şu sonuca vardım ki,görünmek istemeyenler büyük üstatlardır ve sizi,öte alemden bu dünyaya bir iletişim ve bilgi gereci olarak kullanmaktadırlar.”Sonra kendisine,bu gibi iletişimlerin örneğini yada tasvirini verip veremeyeceğini sordum.Şöyle yanıtladı:”Evet,bazı sanatçılar,bazı heykeltıraşlar ve bazı yazarlar;bilhassa da yazarlar.Üstat yada her kimse,titreşimlerini yazarın beynine akortlar ve bu titreşimlerle neler yazacağıyla ilgili arzu yada komutlarını ifade eder.Yazarın beyni bunları alır ve bunları alırken başka hiçbir şey yazamaz.Eğer kendi dünyevi mantığıyla bir şeyler uydurmaya çalışacak olursa,eseri tamamladıktan sonra sadece anlamsız karalamalar yaptığını görür.Yalnız,üstadın beynine verdiği şeyi mantıklı biçimde yazabilir.Bir çekim altındadır.Görünmeyen onu yönetir. Eskilerin “ilhamlı yazı” dediği budur. Bunlar seçilmiş bir vasıta yoluyla öte alemden gelen yazılardır.
alıntı
 

broken

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Nis 2009
Mesajlar
26
Tepkime puanı
1
Her daim fotoğraf çeken bir insan olarak tırstım açıkçası. Napacağımm şimdi? Her deklanşöre bastığımda, içim titreyecek .
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Öyle bir fotoğraf çekiminde süpriz misafirin kim olduğunu anlamanın formülü var mı ?
 
Üst