Çağdaş Simya

Thyphon

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
52
Tepkime puanı
5
Yaş
38
Konum
Ankara
İş
Acil Tıp Teknisyeni
Altın üretimi fikri 19. yüzyıla gelinceye kadar bilimsel düşünceye aykırı gelmiyordu. Isaac Newton ( 1642- 1727) gibi bir bilimadamı bile böyle bir girişimi pekala denemeye değer buluyordu. Öte yandan bu konudaki resmi yaklaşım bir parça çelişkili bir tutum sergiliyordu. Bir yandan yoktan altın imali ekonomik dengeleri altüst edebileceği için resmen yasaklanıyor, öte yandan özellikle krallar böyle bir olanağı ellerinde bulundurabilmek için can atıyorlar, bu işle uğraşan simyagerleri gizli gizli destekliyor, hatta saraylarında besleyip çalıştırıyorlardı. Bu altın üretme amacı her şeye rağmen hiç ortadan kalkmadı. Bugün bile alşimi merakının ardında bu amaç gizli durmaktadır. Adolf Hitler'in yakın çevresinde bu amaçla bir simyagerler ordusu bulunduğu söylenegelmektedir.

Modern bilim genellikle insanların düşlerini süsleyen fantezileri kuru tabana indirgemekte, şiirselliğe yer bırakmamakta ve ayakları yere basmayan umutları da fena halde kırmaktadır. 18. yüzyıl ve 19. yüzyılda pozitif bilimlerdeki aşırı uç materyalist yaklaşım, o çağın aydınlarında ve orta sınıf halkındaki, daha çok dinsel bir mitolojiyle beslenen kendine saygıyı, Eşref-i mahlukat inancını çok zedeliyor ve acıtıyordu. Ancak öte yandan Isaac Newton ve Antoine Lavoieser gibi aydınlanmacı öncüler ve onların izinden gidenler, bilimin temel amacını, manifaktür ve sanayinin taleplerini karşılamaktan çok insanın evren içindeki yeri ve onunla ilişkileri çözümlemek ve kavramak olarak anlıyorlardı. Sonuç olarak bu konu üzerindeki düşünce ve çalışmaları onları mistik düşünürlere çok yaklaştırdı. Pozitif bilimlerle tarihten gelen söylence bilgilerin sınırları da çok belirgin olmadığından, simya kavramlarına bir yakınlıkları ortaya çıktı. Böylece altınla uğraşmayı sürdüren "ekzoterik" simyanın yanında, evrenin sırlarına yönelen bir "ezoterik" simya da doğdu.

Bugün de alşemi bu bağlamda mistik yaşam görüşlerindeki canlanma içinde bir yer bulabilmektedir. Kimyaya karşılık olarak alşemi "vital bir kimya" olarak ileri sürülmektedir. Mistik felsefede alşemi veri ve terimleri Kabala, Astroloji, Alternatif Tıp (Özellikle Herbal) ile birlikte ve bir tür yeni Pitagorculuk çerçevesi içinde değer bulmaktadır.
 

Aftiel

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Ara 2009
Mesajlar
28
Tepkime puanı
2
güzel yazmışın ellerine sağlık=)

bendende eklenti:

İskender zamanı ve öncesinde belli kaynaklara göre...

Simyagerlerin farklı elementlerden altın elde ettikelri v.bv.b bilgiler yazılı kaynaklarda mevcuttmuş.

belli başlı ..... kütüphanelerin yakılması ile ortadan kaybolmuş
Başka kaynaklara göre ise.... Gizem okulları tarafından çalınmış..

Rivayetler öyle sürer gider
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Değersiz maddelerden değerli madenleri yapmayı amaçlayan simya ile ilgili ilk bilgi ve deneylerin kökeni eski Mısır'dır. Bu alanda yazılmış papirusların çoğu Romalılar tarafından yok edilmiştir. Buna sebep Roma idaresi altında yaşayan halkın, bu papiruslardan yararlanarak değerli madenleri elde ederek zengin olmaları sonucunda Romalılara başkaldırma endişesidir.
 

Midnite

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Ocak 2010
Mesajlar
41
Tepkime puanı
1
ibn-i sina vb. her türlü çağının ileri geleb fizik/astroloji/matematik/kimya ger 'i nin bu tarz denemeler yaptığı konusunda rivayetler vardır ama hiçbiri sonuca bağlanmamış veya doğrulanmamıştır .ama şoylede birşey var bende metalden altın elde etsem bende kimseye söylemem çünkü altını değerli olmasındaki yegane sebep ZOR BULUNMASI yani herkes altın yapabilirse çakıl taşından farkı kalmaz
 

zenithmx

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Haz 2010
Mesajlar
268
Tepkime puanı
17
Konum
Sidre
bence simya maddesel değil, Ruhun özüne ulaşmanın yolunu bulmak diye düşünüyorum. yani Felsefe taşı yada altından kasıt edilenin insanın kendi özüne ulaşmasında bulacağı ruhun özü (Yaratan Rabbin bize nötrino ve karşıt nötrino olarak verdiği ve bu ikisi arasındaki bağdaştırıcı enerji) diye tahmin ediyorum. bence düşündüğümüz yeryüzünde bulunan maddesel elementler değildir.

Bu arada enerji dediğim nötrino; 4 aleme ait 4 ayrı enerji küresidir. ikisi bu dünya üzerinde ve diger ikiside gayb alemindedir. birbirlerinin karşıt alemidir. Cennet bile iki tanedir. herşeyin çift yaratıldığını izah eden ayeti kerimeler;

Onlar astarları kalın ipekten olan döşeklere yaslanırlar. Bu iki cennetin meyveleri (zahmetsizce alınacak kadar) yakındır.
RAHMAN - 54

Ve Biz, herşeyden çift yarattık. Umulur ki böylece siz tezekkür edersiniz.
Zariyat- 49

Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve (daha) bilemedikleri (nice) şeylerden, bütün çiftleri Yaratanın şanı yücedir.
Yasin-36 (Kuranı Kerimde 36.sure 36.ayet!)

[ben şöyle düşünüyorum; Kükürt ve civayı karşıt olarak gören ve tuzuda ikisini birleştiren madde olarak gören simyagerlerin aslında Ruh ve beden ayrıca tuzu da Ruh ve bedeni bir arada tutan "can" yani Azrailin çekip aldığı "can" olarak görüyorum. tabi bu benim fikrim bu son yazdığım kısım. kesinlikle bu böyledir demiyorum.]
 

Sultan Mirza

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Eki 2010
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
farkettim ki siz Muhammedi siniz sayin zenithnx ama her konuda da yazinizi gordum bu
fikriniz Budha ya ve buralardaki ustadlarin bazi olan inanclara gore dogru denilir ama bati ulkeleri bunlari hep maddesel olarak gormusler altin yapmaya bir cesit akil maddesi bulmaya calismislar ama sizin fikriniz ortda dogu ve uzak dogu felsefelerinde dogru.
 
Üst