Astral Seyahat İnceleme Cilt:2 Bölüm :2

My_soul

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Ara 2009
Mesajlar
143
Tepkime puanı
22
Başlangıç

Fiziksel beden uykuya daldıktan sonra astral beden daima fiziksel dünyaya projekte olur. Bir kere enerji beden genişlediğinde astral beden serbestçe süzülür ve fiziksel bedenin üzerinde, genişlemiş enerji bedenin etki alanı içinde asılı kalır. Bu alan içinde, kordonu aktivitesi alanı olarak bilinir, astral beden eterik madde alanı içinde olduğundan dolayı fiziksel dünyaya yakın durur.

Bilinçli bir astral projeksiyon esnasında sanki doğrudan astral plana (aleme) projeksiyon yapıyormuşsunuz gibi görünebilir. Ama fiziksel plana yakın bir astral beden olarak varlık gösterdiğinizde, başlangıçta her zaman bir ara safha vardır. Bu, projeksiyonun gerçek zamanlı bölümü eğer projeksiyon anında bilincinizi kaybederseniz kaçırılabilir. Kordon aktivitesi alanı dahilinde olan bedenin etrafındaki alan eterik maddeyle doludur ve bu alan içinde astral beden fiziksel plana yakın olarak gerçek zamanda tutulur.



Eterik Madde
Eterik madde, sadece yaşıyor olmak suretiyle tüm canlı varlıklar tarafından üretilen yaşam gücüdür. Fiziksel madde ve astral madde arasında arasında, yarı fiziksel yarı astral bir malzemedir. Bu eterik madde asli bir ağırlığa sahiptir. Madde ve eneri arasında bulunan çok rafine bir maddedir ve kuzeni, ektoplazmaya benzer.

Bu fenomen üzerine bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Hastanelerde ölmek üzere olan hastaların yatakları, ölüm öncesi hassas tartıların üzerine yerleştirilmiş ve bu hastalar EEG ve ECG izleyicilerine bağlanmıştır. Tüm vakalarda, tam ölüm anında, bir ons'un yaklaşık çeyreği kadar bir ağırlığı kaybolduğu gözlenmiştir. Bunun nedeni, fiziksel ölüm anında çok miktardaki eterik maddenin astral vücuda nakledilmesidir. Bu durum, bedenin ölüyor olduğunu zannettiği yakın ölüm deneyimleri esnasında oluşan eterik maddenin aniden astral bedene nakledilmesi olayına benzer. Bu ani, yoğun eterik madde transferi ölüm sürecinin başlangıcıdır.


Ektoplasma
Ektoplasma üzerinde buna benzer bir şekilde çalışılmıştır. Materyalizasyon medyumları hassas tartıların üzerine çıkarılmış ve bir başka bir hassas tartının üzerinde ektoplazma oluşturmaları kendilerinden istenmiştir. Bu medyumların, tartılan ektoplasmanın ağırlık kazanması oranında hafifledikleri gözlenmiştir. Medyum ektoplazmayı yeniden absorbe ettiğinde ise ağırlık nakli tersine dönmüştür. Ektoplazma çakralar tarafından üretilir. Medyumun vücudunun fiziksel kütlesinin bir kısmı bir başka maddeye, ektoplazmaya dönüşür.



Planlar Arası Tezahür
Herhangi bir fiziksel olmayan veya ölmüş varlık, astral bedende dahil olmak üzere, fiziksel plana (alem) yakın olarak gerçek zamanlı fonksiyon gösterebilmesi için eterik maddeye sahip olmalıdır. Eterik madde olmaksızın fiziksel olmayan varlıklar kendi ait oldukları plana doğru kaybolurlar. Eterik madde sadece fiziksel dünyanın canlı sakinleri tarafından üretilebilir.



Enerji Akışı
Ünlü ''gümüş kordon'' [not: astral bedeni fizik bedene bağlayan "göbek bağı"] sadece iki bedeni birbirine bağlamaktan daha fazla işe yarar. O gerçek bir göbek bağıdır, fiziksel ve seyyal bedenler arasında veri ve enerji gönderir. Bazı projeksiyon yapanlar tarafından görülür bazıları tarafından ise görülmez. Bazen göbekten bazen de alından çıktığı görülür. Kordonun çıkıyor göründüğü yer çakra aktivitesine göre değişebilir. Hangi çakra daha güçlü ve aktifse, o seyyal bedenlere enerji akışını kontrol ediyor olabilir. Aynı zamanda projeksiyon yapanın inanç sistemi ve bilinçaltının yaratıcı gücü de düşünülmesi gerekmektedir. Kordon genelde siz onun nerede olduğuna inanıyorsanız orada olacaktır, bilinçaltının keyfine göre.

Bir kere astral beden, astral plana girdiğinde bu planla kuvvetli bir şekilde etkileşime geçebilmek için çakralardan gelen iyi bir astral enerji tedariğine sahip olmalıdır. Net astral hafıza büyük ölçüde varolan enerji miktarına dayanmaktadır. Astral plan astral bedenin doğal ortamı olduğundan dolayı, o enerji eksikliği sebebiyle eriyip bitmez. Aynı şekilde bir insanın birkaç gün boyunca birşey yiyip içmediğinde bir başka plana doğru çözülmeyeceği gibi. Sadece yorgun ve bitkin kalır ve fiziksel dünyayla yeterince kuvvetli etkileşime giremez.

Sonuç olarak durum şundan ibarettir: Astral zihin güçlü ve canlı anılara sahip olabilmek için yeterli enerjiye sahip olmalıdır. Bu astral anılar fiziksel beyinde hacimli bir kıvrım oluşturacak kadar kuvvetli olmalıdır, böylece fiziksel zihin uyandığında onları hatırlayabilir.

Örneğin, birkaç gündür uyumadınız ve yorgun ve bitkinsiniz. Gerçekle olan etkileşiminiz zayıf ve belirsiz olacaktır. Bu yorgun haldeyken bir film seyrettiğinizde ondan geriye pek az anı hatırlarsınız. Daha sonra ondan sadece bölümler hatırlayabilirsiniz ve onun hakkındaki anılarınız belirsiz bir bulanıklık olur. Yalnız, eğer iyi dinlenmiş, canlı ve enerji dolu bir halde film izlerseniz, bu sefer durum farklı olur. Film hakkında herşeyi alırsınız ve keyfini çıkarırsınız. Anılarınız kristal berraklığındadır.

Bu durum düşük güç seviyesindeki bir astral seyahatten sonra olanlara benzer. Astral bedenin güç eksikliği vardır böylece seyahat hakkında yeterli berraklıkta izlenimlere sahip değildir. Böylece fiziksel bedene döndüğünde kendi anılarının baskın olmasını sağlayamaz. Önceden belirttiğim gibi eğer bir kıvrım fiziksel beyine nüfuz ettirilecekse ve deneyim hatırlanacaksa canlı ve net anılar gereklidir.

Çakraların Kullanımları
Çakraları tamamen geliştirme ve onları kontrol etmeyi öğrenmek, doğal yeteneğe bağlı olarak seneler sürebilir. Yalnız, bu durum, gelişiminizin başlarındayken onları en temel şekillerde kullanmanıza ve BDD ve lusid rüyalarınızı arttırmanıza engel olmaz. Enerji arttırmak ve çakraları canlandırmak gayet basit bir iştir. Arttırılmış enerji, projeksiyon öncesi ve süresince otomatik olarak astral bedene akacaktır.

Enerji arttırmayı ve çakralardan geçen güç akışını kontrol etmeyi öğrendikçe , rüyalarınızın doğası, lusid rüyalarınız ve BDD'leriniz değişecektir. Canlı ve unutulmaz deneyimlere dönüşeceklerdir. Bu, bir nevi size eğlenebileceğiniz, öğrenebileceğiniz ve onlardan destek alıp gelişebileceğiniz zengin deneyimlerle dolu ikinci bir yaşam verecektir.


Yüksek Seviyeler ve Sınır Bölgeleri
Genel olarak kabul görmüş yedi varoluş seviyesinin en düşükten en yükseğe kadar, olanlar şunlardır: Fiziksel, Astral, Mental, Budik, Atmik, Anupadaka ve Adi. Bu yüksek planlar yapısal olarak astral plana benzer ama çok daha üst seviyeli bir bilinç seviyesindedir ve astraldan tamamiyle ayrıdır. Farklı seviyelerin aralarında bazen alt planlar olarak da adlandırılan ara bölgeler veya sınır bölgeleri bulunmaktadır.

Değişik planlar ve onların sınır bölgeleriyle ilgili uygun bir analoji dünyanın atmosferidir. Eğer dünya atmosferindeki hava astral plansa, stratosfer sınır bölgesi ve uzayın vakumu da zihinsel plan olacaktır. Dünya atmosferinde normal bir uçakla/astral bedenle uçabilirsiniz. Staratosfere gidebilmek için kuvvetli bir jet uçağına ihtiyaç duyarsınız ve uzayda yolculuk yapmak içinde bir uzay gemisine/zihinsel bedene ihtiyaç duyarsınız. Bu, değişik varlık seviyelerine seyahat etmek için neden farklı seyyal bedenlere ihtiyaç duyulduğunu açıklar.


Yüksek Seviye Projeksiyonu
Çakralar üzerinde yeterli kontrol sağlandığında, bu yüksek seviyelere uygun enerji üretilebilir. Belli bir tip enerjinin üretimi bilinci o seviyeye yükseltecek ve ona denk gelen seyyal bedene enerji verecektir. Bu genelde bilinç arttırma meditasyonuyla veya çakralar üstünde ileri seviyede bir çalışmayla yapılır. bilinç bundan sonra o farkındalık seviyesini deneyimleyebilir. Eğer yeterli enerji varsa ve şartlar müsaitse meditatör, o sözkonusu seyyal bedeni doğrudan kendi doğal boyutuna projekte edebilir.

Uygulayıcının beceri ve doğal yeteneğine bağlı olarak, eğer yüksek bir bedene enerji verilir ve projekte edilirse, genelde, düşük seviyedekilere de aynısı olur. Astral beden içinde tüm diğer seyyal bedenleri barındırır ve bir projeksiyon esnasında mental bedeni mental plana projekte eder ve bu şekilde diğer bedenleri de. Bu durum bazen bir projeksiyon esnasında birden fazla anıya sebebiyet verir. Genel kural şudur: hangi seyyal beden daha fazla enerji miktarına sahipse, o en güçlü anılara sahip olacaktır. Atıl haldeki bu anılar, fiziksel beden uyanık hale geldiğinde fiziksel zihin tarafından tutulacak olanlardır.

Astral plandan daha yukarıdaki seviyelere bilinçli olarak projeksiyon yapmak yüksek seviyede yetenek gerektirir. Hem bilinç arttırmada hem de çakra kontrolünde etkin olmalısınız, yine de bu durum ulaşılabilirdir. Ben, şimdiye kadar , Astral, mental, budik ve atmik varlık seviyelerine projeksiyon yaptım. Genellikle bir insanın astral, mental, ve budik seviyelere projeksiyon yapabileceği ve yüksek Adi ve Anupadaka seviyelerine giremeyeceğine inanılır.

Bu planlar adlandırılmış ve tanımlanmıştır, demek ki birileri oraya gitmiş olmadır yoksa onları bilmiyor olurduk. Eğere zihnin gerçek doğasını açığa çıkarırsanız anlarsınız ki sınırlar yoktur. Bir zamanlar ses duvarının asla aşılamayacağı söyleniyordu.

Not: Bu planlarda üzerinde şu tür yazıların olduğu levhalar bulunmamaktadır '' Astral plana hoşgeldiniz, ta...... taa!'' veya ''Zihinsel plan, aman zihne dikkat!''. Bu yüzden yüksek seviyeleri tanımlarken bu kabul edilmiş adları kullanıyorum.


Astral Plan
Burası Alis harikalar diyarındaki gibi baş döndürücü bir dünyadır. Herşey objektif (gerçek) görünür ana değişebilir ve akışkandır. Orada herşey bulunabilir, tabanda, seksüel enerjiyle dolu kaba düzeylerden; çok güzel, spiritüel uyumla dolu sakin yerlere kadar. Burada zamanın biçimi bozulmuş ve genişlemiştir. Astraldeki bir saat burada, fiziksel dünyada sadece birkaç dakika gibi görünebilir. Fiziksel dünyayla karşılaştırıldığından çok daha yüksek bir frekanstadır. Her ne kadar oradayken bunu fark etmeseniz de bu durum, bir video kasetini normal hızından 20 kat daha hızlı göstermeye benzer.

Astral rüya havuzları arasında gezinmek pek çok projeksiyon yapan kişi için genelde bir deneme yanılma olayıdır. Belirlenmiş realitelere planlanmış yolculuklar yapmak çok deneyim gerektirir.

Bu planda sonsuz sayıda realite, düzlem, krallık ve rüya havuzu bulunmaktadır. Daha önceden belirttiğim gibi, bunlar doğal olarak ayrılır ve onlarla ilişkili düşünce havuzlarına yerleşirler. Uykuda veya lusid rüyada, bilinçaltı genelde sizin için özel bir tane yaratır, yani sizin kişisel rüya tiyatronuzu. Rüyada farkındalığı sağladığınız zaman onun üzerinde kontrol sahibi olursunuz. Bu kontrol güçlü bilinçaltından alınmıştır. Onun güçlü kontrol etkisi olmadan, sizin rasgele yaratılmış krallığınız değişecektir. Astralin diğer duygudaş bölümlerine kendinizi ayarlamaya başlayacak ve içinde bulunduğunuz realite farklı bakış açılarından gelen diğer realitelerle karışacaktır.

Astral plana yapılan bilinçli bir projeksiyonda, onun herhangi bir bölümüne kendinizi ayarlayabilir ve değişik realitelere, diğer rüya havuzlarına ve bunlardan pek çoklarının karışımına seyahat edebilirsiniz. Bunu yapmanın bazı yolları vardır ve bunların hepsi bir şekilde bilinçaltı zihni yolundan çıkarıp, sizi değişik bir astral realiteye taşıması konusunda kandırmakla ilgilidir. Bazı projeksiyon yapan kişiler ellerine bakar ve eriyişlerini seyreder. Diğerleri kendi etrafında dönerek sağ solun ters dönmesine sebep olurlar. Tüm bu metodlar zihni yolundan alır ve onu astralin bir başka bölümüne kendini ayarlaması konusunda onu kandırır.

Seviyeler arasında nasıl gezinildiğini anlatmak çok zordur, bunu gerçekten de deneme yanılma yöntemiyle kendiniz öğrenmelisiniz. Bilinçaltını kullanmak ve kontrol etmenin ve onu belirili bir sonuç elde etmek için kandırmanın yöntemini öğrenmelisiniz.


Sanal Gerçeklik Projeksiyonu
İşte basit ve güvenilir bir metod. Kendi kişisel dünyanızı yaratabilmeniz için bunu geliştirdim: Hoş bir sahne posteri lın, parlak ve güneşli bir şey olsun. Ne kadar büyük olursa o kadar iyi olur, ama standart poster boyutu işinizi görecektir. Projeksiyon yapacağınız odanın veya yakındaki bir başka bir odanın duvarına asın. küçük bir spot ışık alın ve onu ana ışık söndürüldüğünde posteri aydınlatacak şekilde yerleştirin. Normal bir yönü değiştirilebilir başucu lambası işinizi görecektir. Işığı posterin altına veya üstüne yerleştirin böylece ışık, onu sanki bir sinema ekranıymış gibi hafif dağınık bir ışıkla aydınlatacaktır.

Kendi yaptığınız dünyaya girmek: Projeksiyon yaptığınızda zihninizi boş tutarak postere doğru ilerleyin. Ne yapıyor olduğunuz hakkında düşünmeyin, sadece ona doğru bakın ve ilerleyin. Bu şekilde yaklaştığınızda bilinçaltı zihniniz aynen posterdeki gibi bir astral dünya yaratma hatasına düşecektir. sadece posterin içine doğru ilerleyin. Bu bir başka dünyaya girmek gibidir. Bu dünyadaki herşey aynen posterdeki gibi olacaktır. Gerçeğinden ayrıt edilemeyen normal, üç boyutlu bir dünya gibi görünecektir.

Bu dünyada değişiklik yapmak için: bu dünyada sizinle birlikte bulunmasını istediğiniz nesnelerin veya insanların küçük resimlerini kesin ve bu postere yapıştırın. Postere bütün bir resmi kesip yapıştırmayın. Makası alın ve objenin veya kişinin çevresinden kesin. Posterle aynı derecede resimler bulmaya çalışın. Eğer yaşayan veya ölü, birisinin küçük bir resmini yapıştırırsanız, bilinçaltınız onların bir düşünce formu kabuğunu oluşturur ve onlar sizi orada bekliyor olurlar. Bu ölmüş insanlarla konuşmak için şahane bir yol olabilir.

Ruh iletişimi: (bir teorim var) Bilinçaltı, kişinin düşünce formu kabuğunu oluşturur. Bu kabuk bilinçaltınızın mükemmel, detaylı hafızası tarafından canlandırılır. Ama projeksiyon yapan ve canlandırılan kişi arasında sevgi varsa, bu merhum insanın ruhu bu senaryoya çekilecek ve kendi vücutlarının yaratılmış görüntüsünü canlandırarak projeksiyon yapan şahısla iletişim kurmak için bu fırsatı kullanacaktır.


Akaşik Kayıtlar
Bunlar astral ve mental dünyaların arasındaki sınır bölgelerinde bulunur. Yarı astral yarı mentaldirler ve bir şekilde tüm seviyelere doğru yayılırlar. Kocaman sonsuz bir mental tarih, resim kitabı gibi olmuş olan her bir olayın ve düşüncenin kaydıdırlar. Akaşik kayıtlar aynı zamanda geçmiş olaylardan, hareketlerden ve düşüncelerden oluşmuş ve onlardan kaynaklanan olasılıkları da barındırırlar. Bu bir çeşit geleceğe bakış gibidir. Akaşik kayıtlardan kendi başınıza bir anlam çıkarabilmek için biraz durugörü yeteneği kesin yardımcı olur.

Eğer akaşik kayıtlara kendinizi ayarlarsanız bu olayları normalde çevrelerindeki muazzam enerji miktarlarıyla görürsünüz. Bu yüzden savaşlar ve doğal afetler görülmesi en kolay olanlardır. Bu olayları çevreleten enerji kolayca görünebileceklerini sağlayarak diğerlerinden çok daha üstte bulunur. Eğer geleceğe, olasılıkların alanına doğru bakarsanız gerçek olaylarla karışmış kafa karıştırıcı bir sembolizm fırtınasının içine düşersiniz.

Bu gelecek sembolizmi büyük dinlerin inanç sistemleri tarafından oluşturulmuştur. Dünya üzerindeki milyonlarca insan, binlerce sene boyunca bir şekilde kehanete inanmışlardır. Gerek İncil'deki ''İfşa kitabı'' gerekse Nostradamus'un kehanetleri olsun. Bu antik kehanetler zengin bir sembolizmle süslenmişlerdir. Bu sembolizm insanların gelecek hakkındaki düşünce ve hayallerini etkilemektedir. Bu sembolizm,aynı zamanda, gelecekteki olayların sembolik representasyonları olarak akaşik kayıtlarda tezahür eder. Bu sembolizm büyük bir yardımcıdır, akaşik kayıtlara danışmayı kolaylaştırır.

Akaşik sembolizmi bir indeks gibi kullanabilirsiniz. Örneğin, aşağıda ''Savaşın köpekleri''ne yapılan referans kolaylıkla savaş resresentasyonu olarak anlaşılabilir. ''Oraklı iskelet'' ölüm ve yıkımın evrensel bir sembolüdür. Dolayısıyla bu türdeki gelecek olaylarıyla ilgileniyorsanız bu sembolik Savaş indeksine kendinizi ayarlayın, sonra geçmiş ve gelecek savaş kategorileri arasında araştırma yapın. Durugörü yeteneğinden ayrı olarak, tarih, coğrafya, dini sembolizm, şu anki işlerin dünya liderleri ve devlet başkanları hakkında bilgili olmak, geçmiş ve gelecekteki olayların yerini bulmada çok yardımcı olur

Örneğin,aşağıda vereceğim gelecek vizyonunda: Eğer aşağıda kalabalık derken gönderme yaptığım insanın kim olduğunu biliyor olsaydım ve ülkeyi tanısaydım, gelecekteki olayların çok net bir kehanetinde bulunabilirdim, olay olduktan sonra bilgi sahibi olmak yerine!

Akaşik kayıtlar olarak bilinen bilinç haline girdim. Orada, bir dolu sembolizme boğuldum. Aynı anda dört boyutu birden görebiliyordum. Bilinçli zihnim bunu çok iyi bir şekilde özümseyemedi. Savaşlar, kıtlıklar, salgın hastalıklar, afetler, depremler, patlayan volkanlar, uçak kazaları, cinayetler vs.. korkunç bir şekilde kafa karıştırıcı ve rahatsız ediciydi.

Aşina olduğum bir parça sembolizm gördüm ve kendimi ona ayarlayıp yerini buldum. Savaş köpeklerini tutan oraklı iskelet (bazı peygamberler tarafından tarif edildiği gibi) Bu köpekler kırmızı gözlü ve çenelerinden salyalar akan korkunç yaratıklardı. Yüz yerine şeytan bir kurukafa ve elinde orağı bulunan cüppeli bir şekil tarafından tutuluyorlardı. Ben bakarken bir anda köpekleri salıverdi ve bu şekilde gelecek bir savaşı sembolize etti.

Bu sahneye kendimi ayarladım, her şeyin üzerinde uçuyordum, güneşi hissediyor ve altımdaki şehrin kokusunu alabiliyordum. İki dev Emevi palasının altında, yüksek bir kürsüde duran bir adam gördüm. Binlerce insana karizmatik bir söylev veriyordu. Kılıçlardan bir tanesi haçlıların enli kılıçlarından birine dönüştü. Adam ,Saddam Hüseyindi, sahne ise Bağdattı, bilinmeyen bir askerin heykelinin orada. Körfez savaşı başlamadan altı ay evvel bunu gördüm ve körfez savaşı esnasında televizyondan bilgi alana kadarda Saddam Hüseyinin kim olduğunu ve o sahnenin nerede geçtiğini öğrenemedim.

Akaşik kayıtlara bakmak sınırsız, zihinsel bir fotoğraf albümünün sayfalarını karıştırmaya benzer. Geçmiş, şimdiki zaman ve olası gelecekten gelen muazzam bir görüntü ve ses seliyle bombardıman edilirsiniz. Bu düşünce kayıtlarından birini seçip kendinizi ona ayarlamalı ve içine girmelisiniz. Ondan sonra bu kaydı sanki gerçekten oradaymışınız gibi, olurken seyredebilirsiniz.

Eğer yeteneğiniz varsa Akaşik kayıtlara danışma tek başına yapılabilir ama genelde yüksek bir varoluş seviyesinden gelen ileri düzeydeki bir varlığın yardımıyla yapılır. Bu sanki telepatik rehberli bir tur gibi yapılır. Devasa veri miktarı ve gereksiz malzeme sizin için filtre edilir ve geçmiş olaylar veya gelecekteki olasılıklar ..... kütüphaneciyle!! kurduğunuz telepatik bağ üzerinden size durugörüsel olarak aktarılacaktır.

Bazı insanlar akaşik kayıtlara girdiklerini ve içinde gerçek kitaplar bulunan kütüphane gibi biryer bulduklarını iddia etmekteler. Geçmiş, şimdi ve gelecek bu kitaplarda yazılı halde kayıtlıymış. Hatta bazıları bir kaydı okuduklarını, içine girdiklerini ve kaydı birinci elden yaşadıklarını iddia etmekteler.

Tüm bu iddialar akaşik kayıtlarla tutarlıdır. Akaşik kayıtların sunulduğu kütüphaneci refakatiyle olan bu turlar, kullanımı ve kabul edilmesi kolay aşinalık taşıyan şeyler olarak sunulmuşlardır.


Mental Plan
Burası muhteşem bir plandır. Nabız gibi atan ışıkların gökkuşağı kıyılarında salınan yanardöner ses nehirleri. Düşünceler, kaleydeskopik ışık ve ses desenleri gibi oluşurlar. İlham verici, köpüren kristal bir gökyüzü altında düşünce tarlalarının arasından geçersiniz. Eğer bu dünyaya girerseniz onu anlamaya veya mantık yürütmeye çalışmayın yoksa delirebilirsiniz çünkü insan anlayışının ötesindedir. Sadece tümüyle kabul edin, onunla birlikte akın ve keyfini çıkarın.

Bu plan anladığım kadarıyla antik Vikinglerin ''Gökkuşağı köprüsü'' olarak adlandırdıkları Asgardın girişi. Burası gerçekten de bir gökkuşağı üzerinden tırmanıp girilen ve kesinlikle içinde tanrıların ikamet ettiği muhteşem bir dünyaya giden bir yol gibi görünür ve hissedilir.

Meraklı bir hayretle burada durun. Bırakın içinizdeki çocuk bu peri masalı, harikalar diyarında oynasın. Herşey gerçek ve katı gibi görünür. Burada zaman astraldekinden de fazla değişime uğramıştır ve gerçeklik kaleydeskopikdir.


Budik Plan
Burası saf barış ve sonsuz aşkla dolu sıcacık, soyut bir dünyadır. Burası saf beyazlığın planıdır. Burada her tarafı kaplayan, ışıl ışıl beyazlıktan başka görüntü ve ses algılaması yoktur. Bu planda bilinçli düşünce ve bireysellikten rahatça feragat edersiniz. Buraya bir kere girdiğinizde çok uzun düşünemezsiniz zaten böyle yapmanız içinde bir ihtiyaç veya arzu bulunmamaktadır. Sizi sessiz bir sakinliğe doğru çeken dayanılmaz bir dürtü duyarsınız. Bu, sıcak, saf beyaz pamukların arasına gömülmek gibidir. Bu dünyada bir birey olmayı bırakır ve ve birliğin bir parçası haline dönüşürsünüz. Aynı zamanda erkek veya kadın olmayı da bırakırsınız. bir şekilde bu ana rahmine dönüş gibidir. Sonsuz,sevecek sıcaklık, anlayış, bağışlama ve birlik tarafından çevrelenir ve onun içine çekilirsiniz.

Burada zaman anlamını kaybeder. Eğer bu dünyaya girerseniz asla,asla, burayı bırakmak istemezsiniz, bırakamazsınız, ta ki fiziksel bedeniniz sizi çağırıp geri çekene kadar. Burası ruhun iyileşme ve dinlenme yeridir.


Atmik Plan
Bu plan ruhların dünyası gibidir. Burada ruhlar, dünyada geçirdikleri sürede sevdikleri insanları beklerler. Burası mutlu toplantı yeridir. Ruhların yeniden birleşmesinin olduğu yerdir.

Buradaki ışık, kaynak makinesinin parlamasından bile daha parlak olan en saf, en parlak gümüştür. O kadar parlaktır ki bakmak imkansız gibi görünür. ama yine de yüce bir tatlılıkta, yumuşak ve sakinleştiricidir. O kutsal aşkın ışığıdır. Buradaki insanlar fiziksel hayattaki gibi ama en ihtişamlı halleriyle görünürler. Conşkun bir şekilde, hayal edilebilecek en parlak aşkla, mutlulukla ve keyifle parlarlar. Atmosfer elektrikli ve canlıdır. Ama aynı zamanda derin bir biçimde spritüeldir. Bu dünyada tanrının varlığını somut, heryeri kaplayan bir güç olarak hissedebilirsiniz.

Burada iletişim, birebir durugörüye benzeyen ama çok daha canlı ve gerçek olan, üst düzey telepatik görüntülerle yapılır. ölüler için konuşma ve düşünce bırakılmıştır. Burada zaman saf bir durgunluktadır. Gerçeklik herhangi bir gerçeklikten çok daha gerçek ve katıdır. Bununla karşılaştırıldığında fiziksel dünya, yarı ölü insanlarla dolu bulanık, yorgun bir rüyaya benzer.

Ben hayatımda sadece dört kez buraya girdim. Her seferinde en derin bilinç arttırıcı meditasyon ve tüm çakralarım açık ve tam fonksiyonlu çalışırken. Çok yoğun bir taç çakrası aktivitesi vardı. Bunun hissi, saç çizgimin üzerindeki tüm kafa bölgeme binlerce parmağın titreşerek derin bir şekilde masaj yapması gibiydi.

Bu dört olayda enerjim, ruhumu ve bilincimi de taşıyarak içimde ulaşılamaz gibi görünen yüksekliklere çıktı. Bu derin mistik deneyimin tepe noktasında tınısı sürekli artan uzun, saf bir müzik notası duydum. Bu notayı varlığımın özünde, kalbimde, beni çağırırken, kendine çekerken hissettim.

Bu notaya odaklandım ve ona kendimi ayarladım. Sahip olduğum her damla güç ve enerjiyle bilincimi ona odakladım ve ona projeksiyon yaptım. Fiziksel bedenimden ayrılarak doğrudan bu plana projekte oldum. Bu sanki ağır bir perdenin içinden geçip bir başka yere veya dünyaya adım atmak, geçmek gibiydi. Bütün bu deneyim sırasınca dualitenin, fiziksel bedenimin farkındaydım.

Etrafıma merakla bakındım, ışık son derece gümüşi ve parlaktı, ruhumu derin bir şekilde yakıyordu ve onun iyileştirici dokunuşunu içimde hissediyordum. Orada, önümde uzun süre önce ölmüş oğlum duruyordu. Beni bıraktığında sekiz yaşındaydı ve bana onu son gördüğümde baktığı gibi baktı. Mutlulukla parlıyordu, gözleri parlak ve ışıltılıydı. Ona sarılıp kendime çektim ve onu görmenin mutluluğuyla ağlamaya başladım. Ondan geriye doğru baktım ve orada beni bekleyen kalabalık bir insan grubu vardı. Bu kişiler hayatım boyunca sevdiğim, bildiğim ve kaybettiğim ailem ve arkadaşlarımdı. Aynı zamanda bilmediğim pek çok insan vardı. Yine de çok tanıdık geliyorlardı ve hepsine karşı sevgi hissettim. El çırpıyor, sevinçle zıplıyor beni neşeyle selamlıyorlardı. Bir sürü sevinç gözyaşı ve bir dolu sarılma ve öpüşme vardı.

Onlardan öteye baktığımda doğal taştan bir amfitiyatroda olduğumuzu gördüm. Yer sağlam kayaydı ve bize doğru kıvrım yapan yüzlerce metre uzaklıktaki bir bayıra doğru yükseliyordu. Bu bayırın üzerinde melekler vardı. Sanki onları Michelangelo boyamış gibi görünüyorlardı. Beyaz tüylü kanatlar, kıvırcık altın saçlar ve duru bir tenle inanılmaz güzellikte görünüyorlardı. Uzun pırıltılı altın borular çalıyorlardı ve o saf yüksek nota onlardan geliyordu.

Kalabalıktan sıyrılarak açıklığa doğru yürüdüm. Meleklere şaşkınlıkla baktım ve el salladım. Ben bunu yaptığımda nota kaybolmaya başlamış ve meleklerde borularını indirmişlerdi. Etrafıma bakınarak zamansız bir sessizlik anında orada durdum. Sonra herşey kırpışmaya başladı ve ben kayıp fiziksel bedenime geri düştüm. Ağladım. Geri gelmeyi hiç istememiştim.


Ölüm
Son kez olarak bedeninizden ayrıldığınızda, ölümde, şunun olacağına inanıyorum.

Birkaç gün boyunca, fiziksel dünyaya yakın olarak projeksiyon yapıyor olacaksınız, ta ki eterik madde rezerviniz bitene kadar. Sonra ikinci ölüme geçip astral plana gireceksiniz. Orada şu ana kadar istediğiniz herşeye bolca sahip olmak suretiyle kendinizi tüm arzudan arındıracaksınız. Bu olay bilinçaltının güçlü yaratıcı yeteneğinin tamamıyla kullanımı sayesinde olacaktır. Burada tüm arzularınızın aslında illüzyon olduğun görene kadar tüm arzu ve isteklerinizi doyurabilirsiniz.

Sonra Astral (arzu) bedeninizi atıp mental plana gireceksiniz. Orada geçmiş yaşamınızı görecek, şu ana kadar yaptığınız her eylemi ve düşünceyi inceleyecek ve ifade edeceksiniz. Orada, düşünceleriniz, anılarınız ve deneyimleriniz akaşik kayıtlara eklenecektir. Bu, fiziksel plandaki tüm insan varoluşunun kayıtlı deneyimidir.

Mental bedeni de atıp budik plana gireceksiniz. Orada süresiz olarak iyileşme, dinlenme, birlik, bağışlama ve benliğin anlaşılması için kalacaksınız. Bu dünyada iç yaralar iyileşecek ve ruhunuz kutsal aşk tarafında gözetilecektir. Ruhunuz yeniden bir ve mükemmel olacaktır.

Sonra budik bedeni atıp atmik planda geçeceksiniz. Orada sevdiklerinizi kutsal varlığın içinde bekleyeceksiniz. Ve sonra, bir gün, size hayatın son büyük gizeminin açıklanacağı bir sonraki varoluş seviyesine geçeceksiniz.
 

Desperado

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Şub 2012
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
bambaşka bir alem kim denemiş olabilir acaba bu kdr ileri gidebilmeyi
 
Üst