Maji ve İnsanları Kontrol Altında Tutma Denklemi

My_soul

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Ara 2009
Mesajlar
143
Tepkime puanı
22
Büyünün amaçları hakkında yüzlerce şey saymak ve onun kişi için bir gelişme yöntemi olduğundan bahsetmek, bu konuda yüzlerce sayfalık yazı yazmak oldukça kolaydır. Aslında bunlar tabii ki, doğrudurlar fakat büyünün, fizik plandaki en esasi, kendini dışa vurum yolu olayları ve insanları kontrol altında tutmaktır. Bu iki husus ilk bakışta aynı şey gibi görünmekle birlikte aslında çok farklı hususlardır. Pratik çalışmalarda zaman zaman bu iki husustan biri diğerinden daha kolay olabilir. Bu, duruma göre değişen birşeydir. Bu bölümdeki konumuz sadece insanları kontrol altında tutabilmenin bir şeklidir. İlk başta, insanlar üzerinde yapılması istenebilecek olan olası şeyleri sınıflamamız gerekir.

Bir insana sert çalışmalar uygulayarak onu istenmeyen bir duruma düşürmek, hayatını zorlaştırmak, hasta etmek, şifa vermek, parasal olarak veya evlilik ve benzeri şeyler için kısmetini açmak veya kapatmak. Bir işinin bozulmasını ya da düzgün yürümesini sağlamak, bir evliliği veya ortaklığı bozmak ve benzeri şeyler "Dışsal etkilerdir". Bir insanı aşık etmek, belli bir düşünceyi benimsemesini sağlamak, eşine veya sevgilisine sadık kalmasını ya da ihanet etmesini sağlamak, bir ortaklık ya da evlilikte işi bozan, istemeyen taraf olmasını, bir başka kimseye karşı sempatik veya antipatik olması, mesela bir yere gitmesini veya gitmemesini, bir şeyi kabul etmesini, yalan söylememesini sağlamak ve benzeri çalışmalar ise "İçsel etkilerdir".

Dışsal etkiler ve içsel etkilerin çalışmalarını aynı olay içinde şöyle örnekleyebiliriz. Bir insanın işinde ilerlemesini istediğimizi var sayalım. O kimsenin terfii etmesi, istediği bir yer veya bölüme tayin edilmesi, maaşına zam yapılması ve çevresi tarafından sevgi ve saygı görmesi için yapılacak olan çalışmalar sadece dışsal etkilere dayanır. Bu çalışmalar, başkalarının istenen kimseye olan tutum ve duygularını etkilerler ve onları harakete geçirirler. Aynı kimsenin yaptığı işte başarılı olması, iyi çalışması, motivasyon kazanması için kişi üzerinde yapılan çalışmalar ise içsel etkilerle işlerler çünkü bunlar kişinin kendisine, bilinçaltına ve çevresine, kendisinden yansıttığı etkilerdir.

Aynı örneği negatif yandan ele alırsak. Kişinin iş çevresinde sevilmemesi, saygınlığının olmaması ve sonunda işinden atılması için yapılan çalışmalar dışşal etki, Kendisinin çevresine kötü davranışlar içinde olması, işini sevmemesi, başarısız olması ve istifa etmesi veya kovulmasına sebep olabilecek davranışlarda olması ise içsel etkidir.

Bu dışsal ve içsel etkilerle ilgili çalışma tazları hiç bir durumda değişmez. Bir büyücünün kendisi için yaptığı çalışmalarda da aynı faktörler söz konusudur. Büyücünün kendisine değil de başkaları için yaptığı çalışmalarda içsel etkili çalışmaların geçerlilik süresi dışsal etkili olanlardan daha azdır. Ama tabii bu biraz da istenen şeye bağlıdır. Mesela içsel etkili çalışma olarak bir insanı aşık etmeye uğraşırsak. Aşık olunması istenen kimse kurbanın tarafsız kaldığı ya da şöyle böyle beğendiği birisi ise çalışma uzun süreli olur ve hatta etkilerin sürdüğü zaman içinde gerçek bir aşka dönüşerek kalıcı da olabilir. Tabii bunu söylerken gerçek aşkların da en fazla bir ile üç yıl sürdüğünü de unutmamak gerekir. Kurban, aşık olması istenen kimseye karşı beğenme duygulaına veya en azından tarafsız kalma durumuna sahip değilse ve ondan hoşlanmayan ve hatta nefret eden birisi ise. O zaman da gerektiği kadar çalışılırsa onun aşık edilmesi gene mümkündür fakat tesiri çok daha çabuk kaybolur.

Dışsal etkili çalışmalara gelince onlar tabii ki çok daha kalıcı ve güçlüdürler fakat ne yazık ki, gerçek hayatta en fazla istediğimiz ve işe yarayan etki türü de içsel etkilere bağlı olandır.

İnsanları kontrol altına almak, onlara istenilen birşeyi yaptırmak veya istenmeyen birşeyi yaptırtmamak, istenilen doğrultuda düşünmelerini sağlamak, zevklerini ve hayat görüşlerini değiştirmek gibi şeyler söz konusu olduğu zaman yapılması olası olan çalışmların hepsi de içsel etkilere bağlı çalışmalardır. Bu çalışmalar çok çeşitlidirler fakat burada bir fikir verebilmek için kabaca üçe ayırarak örnekliyoruz. Bunlar, özetle şöyledir:

1 - Kişinin aşık olması
2 - Kişinin birinden nefret etmesi, onunla kavga etmesi, ayrılması, düşman olması.
3 - Kişiye telepatik olarak emirler verilmesi. Ona bazı şeyler yaptırılması veya bazı şeyleri yapmasına engel olunması. Düşünce tarzının ve isteklerinin değiştirilmesi.

Buradaki asıl konumuz yukardaki üçüncü madde olmakla beraber diğer şeylere de kısaca bir göz atmak ve ondan sonra üçüncü maddeyi incelemek daha verimli bir fikir sağlar.

Tabii hemen belirtmek gerekir ki, insanların kontrol altında tutulabilmeleri hem kişisel tabanda, hem kitlesel tabanda ele alınmalıdır. Aslında birbirlerinden çok farklı şeyler olmadıkları için önce kişisel tabanda olan kontrol türlerini incelememiz yerinde olur.

"İnsanlar üzerinde kontrol kurmak" başlığı altında toplanan bütün çalışmalar diğer tür çalışmalardan çok daha zordur fakat pratik büyücülüğün de en dikkate değer, zevkli ve bilimsel seviyede olan çalışmalarıdırlar. Bu tür kontroller bir insana kötülük yapmak, onu zorlamak, hayatını zorlaştırmak veya yok etmek çalışmalarından çok farklıdır. Bu çalışmalarda Büyücünün ya da bizim ifademizle Yolcu'nun gücü, çalışmaya koyduğu istek, enerji ve çalışmanın başarılı olma oranı kadar kurban durumundaki kimsenin fikirleri, beğenileri, içinde olduğu sosyal çevre ve ahlak anlayışı da, hatta bazı durumlarda yolcunun gücünden bile çok daha fazla önemlidir. Buna örnek olarak en aşırı, en uç olan bir konuyu seçelim. Örnek olarak şunu verebiliriz. Katı dinsel ve ahlaksal kurallarla yetiştirilmiş olan ve hala da o çevre içinde olan birisine etki yaparak mesela kendi kızkardeşine aşık olmasını ve onunla seks yapmasını sağlamak imkansız gibidir. O kimse üzerinde uyandırılacak olan etki en fazla onun bilinçaltının karıştırılması, bazı istekler duymasından dolayı suçluluk kompleksleri ile boğulması hatta çok ileri gider, çok ısrar edersek psikiyatrik tedavilere muhtaç olmasıdır.

Bu durumda aynı çalışmayı yani bir erkeğin kendi kız kardeşine aşık olması ya da iki kardeşin birbirleri ile seks yapmaları için yapılan çalışmayı materyalist görüşlere sahip olan, bu şekilde yetiştirilmiş, kafalarında dinsel baskılar olmayan birilerine yaparsak çok daha başarılı oluruz. Ama bununla da iş bitmez çünkü bu durumda kişi veya kişiler yukarda sayılan suçluluk duygusu ile karşılaşmazlar. Kendilerinde uyanan duyguları sapıklık olarak nitelendirseler bile buna pek önem vermeyebilirler fakat bu sefer de dinsel ve ahlaki olmasa bile toplumsal baskılar söz konusu olur. Böyle birşeyi yapmak için çok istek duysalar bile gerçekleştirmek için harakete geçmeleri çok zor olur. Tabii bir de kişilerdeki, kendi girişimlerinin karşı taraf tarafından nasıl değerlendirileceği korkusu vardır ki, bu değil birisinin kendi kardeşine yaklaşması, normal bir aşk çalışmasında bile çok kendisini hissettiren bir faktördür.

Şimdi bir de aynı, iki kardeş arasındaki seks ilişkisini hedef alan çalışmayı mesela Kuzey Avrupa ülkelerinden birinde ya da benzeri şekilde seks özgürlüğü hatta dejenenerasyonu olan bir ülkede uyguladığımızı düşünelim. Bu durumda başarılı olma şansımız çok çok yüksek olur. Bir zaman yolculuğu yaparak mesela Eski Mısır, Eski Yunanistan veya Eski İbraniler'in arasına dönersek yapacağımız aynı çalışmanın başarı şansı yüzde yüz olur.

Burada esas olan, anlatılmak istenen şudur. İnsanları kontrol altında tutmak denilen çalışma türleri sadece yapılan opreasyonun gücü değildir. Yukardaki üç farklı durumda yapıldığı varsayılan aynı çalışma yapıldığı kişiler ve ortama göre farklı fiziksel sonuçlara ulaşmıştır. Aslında bu örneklerin hepsinde de çalışma başarılı olmuş ve hedef kişi veya kişiler üzerinde istenen etkiyi sağlamıştır. Bununla beraber kişiler kendi bilinç ve bilinçaltı kısıtlamalarına göre farklı tepkiler vermişlerdir.

Kısaca belirtmek gerekirse insanları kontrol altında tutma çalışmalarının hepsinde kişinin iç eğilimleri kadar çevresel şartlar, dış kısıtlamalar, kişinin bilinçaltındaki gerçek istekler, kendi iç mücadelesi, kendi iradesi gibi herşey söz sahibidir. Bu durumda da her baskıyı kurmak ve her durumda kişiye istenileni yaptırtmak mümkün değilmidir? Evet bu mümkündür fakat kişinin altında olduğu her baskıyı kırarak, bunu sağlamak için özel ve uzun çalışmalar yaparak olabilir bu. Tabii kişinin altında olduğu baskıları da doğru teşhis etmek gereklidir. Bunun dışında kişiye bazı sert etkiler yaparak da herşeyi sağlamak mümkündür. Yani mesela kişi için belli bir insana karşı cinsel baştan çıkartma veya akla gelebilecek herhangi bir konuda kişinin düşünce yapısı değiştirilmek istenirse ve yukarda anlatılana benzeyen değişik nedenlerden dolayı kişi istenilen yapıya giremezse o zaman kişi üzerinde yapılabilecek olan bir ruh yırtma çalışması, onun sosyal ve mesleki açıdan düzeninin bozulması, mesela bir karşı cins ilişkisinin sağlanabilmesi için kişinin kendi karı veya kocasından ayrlması, kavga etmesi, nefret etmesi, kısaca üzerinde gerçekleşebilecek olan her türlü denge bozucu durun ve depresif etkiler işe yarayabilir. Unutulmamalıdır ki, kadın veya erkek insanların en fazla fikir değiştirdikleri, boşandıkları ya da cinsel olarak baştan çıktıkları dönemleri bunalımlı dönemleridir.

Buraya kadar anlatılan durumlar tabii yukarda şu üç ana başlık altıında sayılan çalışmaların ilk ikisi içindir. Asıl konomuz ise: Kişiye telepatik olarak emirler vermek. Ona bazı şeyler yaptırtmak veya bazı şeyleri yapmasına engel olmak. Düşünce tarzını ve isteklerini değiştirmektir. Yani asıl konumuz yukarda üç madde halinde özetlenen işlerin üçüncü maddesi idi. Üçüncü maddeyle anlatılan kontrol altında tutmak ve yönlendirmek ilk iki maddeden çok farklıdır. Buna bazı örnekler vermek gerekirse şunları sayabiliriz:

Mesela buluşacağınız bir arkadaşınızın randevuya geç gelmemesini veya sizi boşuna bekleterek gelmemezlik etmesini engellemek. Bu çok basit bir durum ve birisine etki yapmaya deymeyecek kadar küçük birşey olmasına rağmen en hafif örnek olarak yazıldı. Buradan daha önemlilere doğru gidersek gene mesela belli bir kimsenin sizi bizzat ya da telefon veya benzeri vasıtalarla aramasını sağlamak, onda arama istekleri uyandırmak ve bunda devamlı olmasını sağlamak. Bir insanın bulnduğunuz yere gelerek sizi aramasını sağlamak. Bu durumda gelecek olan kişinin bulunduğunuz yeri bilmemesi bile önemli değildir. Daha zor ve ağır kontrollere bakarsak mesela bir kadın veya erkeğin sizden başkasına bakmaması, beğenmemesi, bir insanın cinsel tercihlerini değiştirmek yani onu eşcinsel hale sokmak, Bir insanın kafasındaki her tür yasak ve tabuyu yıkmak, bir kimsenin yalan söylemesini önlemek veya sizin fikirlerinizi benimsemesini sağlamak.

Görüldüğü gibi burada söz konusu olan şeyler yukarda anlatılan mesela cinsel baştan çıkartma gibi çalışmalardan hem çok farklı hem de sayılamayacak kadar çok çeşitli şeylerdir.

İnsanları kontrol altında tutmak ya da insanlara bir fikrin empoze edilmesi ister kitlesel tabanda, ister kişisel tabanda yapılsın daima iki farklı şekilde olabilir. Bu etkiler kurban durumunda olan kimsenin yüzüne karşı ve uzaktan yapılabilirler fakat bunların biri diğerinden bağımsız değildir. Birini yapabilen diğerini de yapabilir ve çoğu zaman da birlikte kullanılmaları da mümkün olur. Bu uygulamaların hangisi kullanılırsa kullanılsın bilinmesi gereken en önemli şey şudur: Teorik olarak kontrol yöntemleri ile herşeyin ama herşeyin yaptırılması ya da kabul ettirilmesi mümkündür fakat pratikte bazı şeyler imkansız derecede zordur. Kişilere kabul ettirilecek şeyler o kişilerin bilinç ve bilinçaltı eğilimleri ile uyumlu oldukları ölçüde kolaylaşırlar. Mesela, dışardan bakınca son derece tutucu olan fakat içinde büyük cinsel baskılar olan bir kimseyi cinsel baştan çıkartma yöntemleri ile saptırmak çok kolaydır. Elinde bazı imkanlar olan ve kendisi para sıkıntısı içinde bulunan bir memuru yolsuzluk yapmaya ikna etmek kolaydır. Başka birisine dost olan fakat o kimseye karşı bilinçaltı kıskançlıkları olan birisini, dost olduğu kimsenin aleyhine çevirmek kolaydır. Bunlara karşılık kişinin, kendi bilinçaltında yapılmaz olarak damgaladığı ya da aslında istese bile fazla çekindiği bir şeye ikna edilmesi zordur.

İnsanları uzaktan kontrol altında tutmak için kullanılacak olan majikal uygulamalar oldukça boldur fakat bunların hemen hemen hepsi de aynı şekilde çalışırlar ve aynı esaslara dayanırlar. Yapılan çalışma mesela bir cinsel baştan çıkartma çalışmasıysa ya da bir çiftin veya iş ortağının ayırılmasıysa etki kalıcır. Tabii baştan çıkartma ya da aşk sağlama çalışmalının etkileri ne kadar kalıcıysa o kadar kalıcıdır fakat bu çalışmaların etkisi en çabuk geçeni bile olsa etkiler gene de uzunca bir zaman devam ederler. Buna karşılık birşeyi kabul ettirtmek, fikir empoze etmek veya herhangi bir şeye istek duyurtmak gibi çalışmalarsa çok daha çabuk sonuç vermelerine rağmen etkiler sadece bir iki günlük olabilirler.

Uzaktan yapılabilecek olan çalışmalara, uygulama tarzı olarak değişik büyücülük ekollerinde kullanılan bir sürü yöntemi göstermemiz mümkün olmakla beraber Kblan Tragna ekolünde de bir çok telapatik emir verme, düşünceleri etkileme ve kişiyi köleleştirme çalışması mevcuttur. Bunların biri diğerinden daha zor veya daha etkili değildir. Farklı yöntemler olmasının sebebi ise sadece uygulamayı yapan kimsenin, amacına göre daha iyi motive olabilmesi için değişik tarz ve anlatımların olması ve kurban durumundaki kimseden istenen şey ve o kimsenin, o andaki psikolojik yapısına göre daha değişik çalışmalar bulundurulmasıdır. Temelde bunların hepsi birdir ve aynı esaslara göre çalışırlar. Yüzyüze yapılacak olan etkileme ve kontrol yöntemlerine gelince.

Yüzyüze yani etkilemek istenilen kimse ile aynı ortamda onunla konşurken ya da o kimse başkalarıyla konuşurken veya herhangi bir şeyle ilgilenirken yapılan ani etkilemelerdir. Bu durumda yapılan etkilerin şekli, yapan kişinin ekol ve anlayışına göre değişir. Eski okültistlerin geliştirdikleri ve aşağıda da detayı ile göreceğimiz manyatizasyon yöntemine göre istenilen kişi ile karşılıklı konuşurken, onun manyetik noktalarına bakılır ve kafa içinden istenilen şey yani benimsemesi istenilen fikir veya yapması istenilen şey ona "İtilir". Bu yöntem Avrupalı ve Orta doğu'lu okültistler tarafından oldukça benimsenmiş olmasına karşılık esas olarak Hindistan'dan ithal bir yöntem de olabilir çünkü Hintli majisyenler bu yöntemi çok yaygın olarak kullanırlar. Tabi bazı farklılıklar vardır. Avrupalı ve Orta Doğulu majisyenler iki kaş arasındaki şakraya konsantre olmayı tercih ederlerken Hintli majisyenler baş üzerindeki bir Astral noktada olan tepe şakrası üzerine konsantre olurlar, kişiyi, omuzlarından yukarda kalan kısımlarından, imajinatif bir enerji küresi ile sararlar. Bunların hepsinde de kurbanla konuşmak, onun dikkatini bazı noktalara toplamak ve bilincini kısmen uyuşturmak gerekir. Durum sanki bir hipnoz seansı gibidir. Şu farka ki, hipnozda operatör süjeyi uyutmak için harakete geçer ve etkilenen kimse durumu bilinçli olarak kabul etmiştir. Manyetik etkiler altına alınarak bir fikir itilen kimseyse böyle bir etki ile karşı karşıya olduğunun farkında değildir. O kendisini normal bir diyalog içinde zannetmekteyken arka planda manyatizörün zihni ona birşeyler itmektedir. Tabii Hintli manyatizatörlerin yöntemleri Hipnoz ve majikal amaçlarla yapılan etkilemelerin arasındadır. Onlar manyatizasyonu hem belli etmeden etki altına sokmak ve fikir itmek için hem de süjenin durumun bilincinde olduğu Hipnoz seansları şeklinde kullanırlar. Hindistan'lı okültistlerin yöntemleri yazımızın konusu dışındadır ve burada da sadece kısa bir bilgi olarak yazılmıştır. Burada aslı söz konusu olan ve aşağıda da görecek olduğumuz yöntem Batılı yöntemdir. Eskilerin manyetizasyon yöntemlerini ve hazırlık çalışmalarını görmeden önce Kblan Tragna ekolünün yöntemlerini görmekte fayda vardır. Tabii burada Kblan Tragna yöntemleri öğretici bir ders olarak verilmiyorlar çünkü bunlar zaten Kblan Tragna'nın pratik uygulama yazıları içinde olan şeylerdir ve ekolün öğrencileri tarafından öğrenilebilirler. Kblan Tragna ekolünde insanları değişik şeyler için anında etkileme yöntemleri çeşitlidir. Mesela cinsel beğeni amacı ile bir kadını veya bir erkeği anında etkilemek, kişiye bir fikri veya bir işi kabul ettirtmek, istenilmeyen bir kimseyi bulunulan yerden kovmak ve benzeri şeyler.

Bu uygulamaların hepsi de anlık etkilerdir ve kalıcı bir etki istendiği takdirde kişi üzerinde özel bir çalışma yapmak gereklidir fakat bu husus hangi ekol olursa olsun hepsinde aynıdır. Bu uygulamalara cinsel beğeni sağlamak amacı ile yapılan bir mantrayı örnek olarak alalım. Kblan Tragna ekolünde, bu X mantrası kullanılmak istenirse önce onun tasarrufunun sağlanması için yapılacak bazı çalışmalar vardır. Şöyle ki: Kişi her ay, iki gün bu mantranın çalışmasını yapar. Kendi normal çalışma ortamında oturur. Geliştirmiş olduğu bir Astral çalışma alanı varsa bilincini oraya odaklar. Önce on veya yirmi nefes çalışması yapar ve sonra sesli olarak ve uzun uzun, tınısı ve vurgulamasına dikkat ederek mantrayı ikiyüz defa söyler. Burada bir amaç, bir hedef kişi yoktur. Yapılan çalışma sadece mantra ile alışkanlık kazanmak, bir anlamda samimiyet kurmak, onu kullanma hakkını almak yani tasarrufunu kazanmak içindir. Bu, ayda iki defa yapılan çalışmaların haricinde dışarda bir yerde herhangi bir kimse beğenilir ve cinsel olarak onun beğenisi kazanılmak istenirse mantra, zihinden, istenen kişiye konsantre olunarak gerektiği kadar, sessiz olarak tekrarlanır. Bu yapılırken, uygulamayı yapan kimse başka birisi ile ilgisiz bir konuda konuşuyor da olabilir. Hedef kimse uygulayıcının tanımadığı birisi olabilir, başkalarıyla konuşuyor da olabilir. Onun aynı mekan içinde bulunması, hatta aynı ev içinde olması şartıyla başka bir odada olması bile farketmez. Bu etkilememin sonucu olarak istenen kimse, hedef kimsenin cinsel beğenisini çeker. Hedef kimse ya o anda ya da daha sonraki bir günde uygulayıcıya gelir veya onunla tanışır ya da onu bir şekilde arar.

Burada dikkat edilmesi, daha doğrusu bilinip, iyi anlaşılması gereken durum şudur: Uygulama yapılırken hedef kişinin tepkisinin değişebilir zaman birimleri içinde olabileceği beelirtilmişti. Bunun nedeni hedef kişinin o andaki zihinsel durumudur. mesela Hedef kişinin başka bir insanla satranç oynamakta olduğunu ve oyuna çok iyi konsantre olduğunu varsayalım. Bu durumda ona itilen fikir veya beğeni normal durumdaki bir insanda çok daha güçlü olarak iş görür fakat sonuç vermesi de çok daha uzun bir zaman alabilir çünkü etkiler itilirken hedef kişi başka birşeye çok iyi konsantre olmuş, zihnini tam olarak ona bağlamıştı. İtilen şey onun serbest durumdaki bilinçaltına bir roket gibi işler fakat bunun bilinçli zihne yükselmesi ancak zihnin konsantre durumundan çıkmasından, gevşemesinden ve boş bulunmasından sonra, mesla kişi uyuduktan sonra mümkün olabilir. Hedef kişi başka kimselerle konuşup, şakalaşma, gülüşme, dedikodu yapmak gibi faaliyetler içindeyse bu sefer etki çok daha çabuk görülür fakat daha az etkili olur. Şayet uygulayıcı, hedef kimse ile direk olarak konuşmak veya onunla mesela aynı masada oturmak gibi bir durumdaysa bu sefer etki en iyi şekilde ulaşır ve en hızlı sonucu verir. Unutulmaması gereken şey bu uygulamalarla ilk ateşleme yapıldıktan sonra, kalıcı ve kesin bir sonuç istendiği takdirde zikriyle, gerekirse talismanıyla beraber komplike bir çalışma yapılmasının gerektiğidir. Herne kadar burada örnek olarak cinsel beğeni kazanmak için yapılan bir uygulamayı kullanmışsak da Kablan Tragna ekolünün uygulamalarında istenilen kimseye bir fikir empoze etmek veya onun beğenisini kazanmak kadar kişiye lanet çalışması yapmak, onu güç durumlara düşürmek gibi uygulamalar da oldukça fazladır. Bu da Kblan Tragna çalışmalarını aşağıdaki manyatizasyın yöntemlerinden ayıran bir faktördür çünkü manyetik etkilerle yapılan çalışmalar sadece kişilerin iradelerini etkilemek ve bazı şeyleri kabul ettirmekle sınırlı sayılabilirler.

Kblan Tragna ekolündeki Kişiye fikir empoze etme çalışmalarını aşağıda görecek olduğumuz uygulamalardan veya mesela Hintli okültistlerin yöntemlerinden en büyük farkı Kblan Tragna uygulamaları yapılırken Hedef kişi ile direk konuşma, karşılıklı bulunmak ve onun dikkatini çekmek zorunluluğunun olmamasıdır. Hatta hedef kişiye direk olarak bakmak bile gerekli değildir.

Eski manyatizasyon yöntemlerine gelince. Bu yöntemlerin kişilerin bağlı oldukları ekoller doğrultusunda bazı mantralarla veya zikirleri ile birleştirilmesi de mümkündür. Hatta bunların yukarda anlatılan Kblan Tragna yöntemleri ile birleştirilmeleri de mümkündür ve bu birleştirme çok da faydalı olabilir. Aslında bunlara pek gerek olmadığını düşünüyoruz çünkü söz konusu etkilerin yani insanları etki altına alan, kontrolü sağlayan itmelerin zihinden zihine yapıldığına, manyetik noktalara, şakralara ve benzeri yerlere bakmanın, konsantre olmanın gerekmediğine inanıyoruz. Bununla beraber "Elbet eskilerin de bir bildiği vardır" düşüncesi ile bu yöntemleri red veya ihmal de etmiyoruz. Aşağıdaki manyatizasyon yöntemi ve çalışma tarzları bizimle hiç ilgisi olmayan, herhangi bir katkı veya eksiltmemiz olmayan eski yöntem ve fikirlerdir.

MANYETİK ETKİLER

Her insan belli bir manyetizma gücüne, görünmeyen ve normal şartlar altında hissedilmeyen bir manyetik atmosfere sahiptir. Buna manyetik seyyale adı verilir. İnsanlar manyetik alana sahip oldukları gibi bedenlerinde manyetik alanları açısından alıcı ve verici noktalar da vardır. İnsan manyetizması zayıflayabilir ya da güçlenebilir. Bazı kimseler doğuştan büyük bir manyetik güce sahiptirler. Bu kimselere genellikle karizmatik kişilik gibi isimler yakıştırılır. Toplumun dikkatini çeken, lider olan kimseler, büyük komutanlar, türeyen bir modayı çıkartan kimseler hep bu doğuştan manyetik gücü fazla olan kimselerdir. Doğuştan manyetik enerjiye sahip olmayan kimseler de bilinçli bir çalışma ile manyetik enerjilerini arttırabilirler ve bu gücü, doğuştan sahip olanlardan çok daha verimli bir şekilde kullanabilirler.

Manyetik enerji bedenin her noktasından deşarj olabilir fakat en güçlü fışkırdığı yer gözlerdir. Daha doğrusu manyetik enerjinin fışkırdığı nokta iki aşın arasındaki şakradır fakat bu enerji bakışlarla yönlendirilir. Bakış ve etkili gözler manyetik enerjinin kullanılması için en verimli araçlardır. Buyüzden de manyetik enerjinin güçlenmesi gözlerin etkili bir bakışa sahip olması ile mümkün olabilir.

Manyetik enerjinin kullanılabilir olması için gereken fiziksel idmanladan daha önemli olan şey kişinin buna inanması, başaracağından şüphe duymaması ve çalışmalarından hiç kimseye bahsetmemesidir. Bir kimse böyle bir enerji sağlamak için çalışmalar yaptığını anlattığı zaman çevresinden gelen inanmazlık ve istemezlik dalgaları onun manyatizmasını bozar ve başarıya ulaşmasını engeller. İnsan esas olarak kıskanç bir varlık olduğu için kişinin en yakınları bile onun böyle bir güce sahip olmasından hoşlanmazlar. Bu da kişinin çevresinde ağır bir negatif manyetik alan yaratır. Ayrıca bir kimsenin bu gibi çalışmalar yaptığı bilindiği takdirde çevresindeki insanlar, böyle şeylere inanmasalar bile bilinçaltı olarak, ona karşı bir kalkan açacaklardır. Dolayısı ile manyetik enerjiyi geliştirmenin ilk şartı kesin bir gizlilik, ikinci şartı ise, er veya geç başarılı olunacağına kesin bir inançtır.

Gözlerden fışkıran manyetik enerjinin kesintiye uğramadan hedefine gitmesi ve onu adeta bir laser ışını gibi kesmesi, delmesi gerekir. Bunu sağlamanın en emin yolu ise, gözlerin mümkün olduğu kadar az kırpılmasıdır. Her göz kırpışı manyetik akımı bölen bir gecikmedir. Gözleri uzun zaman kırpmadan tutmaya ve etkili bakışlara sahip olmaya yarayan en önemli idman sabit bir noktaya bakmaktır.

Rahat bir şekilde oturulur. Karşıda bir duvar olması ve duvarda da dikkat çekecek bir şeyin bulunmaması tercih edilir. Bir kibrit çöpü baş ve işaret parmakları arasınra, yanıcı ucu yukarda olacak şekilde, dibinden tutulur. Kol uzanabildiği kadar ileriye uzatılır. Kibrit çöpü zemine doksan derece dik ve gözlerden çok az daha yüksekte bir durumdadır. Bu durumda bütün dikkat kibrit çöpünün ucuna toplanır ve gözler kırpılmadan bakılabildiği kadar bakılır. Bir süre sonra gözler sulanır, dayanamaz ve kırpılır. Bu olunca gözler bir iki kırpılarak dinlendirilir ve tekrar başlanır. Uzun çalışmalardan sonra gözler yanmaya başlarsa soğuk suyla yıkanırlar ve ister çalışmaya devam edilir, ister bırakılır. Zamanla gözlerin açık tutulabilme süresi uzar. Bu süre on, onbeş dakikaya kadar çıkartıldığı zaman manyetik enerji kullanılabilir hale gelmiş demektir. Tabii ki, bu açıklık süresi, hiç bir gayret sarfetmeden ve zorlamadan, zihin ona takılmadan, tabii olarak tutulabilme süresi olmalıdır. Bu çalışmalarda kibrit çöpü yerine duvardaki bir desene bakmak da mümkündür.

Bakışlardan sonra ses de önemlidir. Sesi güçlendirmek ve etkili bir konuşmaya sahip olabilmek için yapılabilecek bir çok bilinen şey vardır. Gerekire tiyatro çalışmalarındaki diksiyon dersleri bile alınmalıdır. Konşurken kelimelerin anlaşılır şekilde ve şaşırmadan kulanılmaları gerekmektedir. Cümleler düzgün, basit ve anlaşılır olmalı. Asla teklememeli, ımm, hımm gibi seslerle konuşurken zaman kazanmaya çalışılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, etkilemeye çalışılan kimsenin kulağına değil, aslında bilinçaltına hitap edilmektedir ve bilinçaltı karmaşık veya bozuk cümlerden fazla anlamaz. Bilinçaltı bir çocuk gibi basit, anlaşılır ve kestirme cümleler ister.

Manyetik enerjiyi güçlendiren ve zayıflatan yiyeceklerde vardır. Her tür konserve gıda, kuru bakliyat, sucuk, pastırma, alkollü içkiler ve özellikle de mayalı içkiler, pasta ve çukulata, işkembe çorbası ve sair sakatat, sığır eti manyetik enerjinin süratle deşarj olarak zayıflamasına sebep olurlar.

Buna karşılık beyaz etler, tavuk, balık, taze sebzeler, kuruyemiş türü şeyler av etleri manyetik enerjiyi güçlendirir. İçki konusunda bazı istisnalar vardır. Normal bir içki içme alışkanlığının manyetik enerjiyi ziyan etmesine karşılık bir uygulama ya da yukarda anlatılan türde hhaırlık idmanı yapmadan çnce az miktarda içki almak manyetik enerjinin deşarjına sebep olması açısından iyi olabilir çünkü o zamanlar enerjinin zaten deşarj olması istenilen zamanlardır.

Bir insan etkilenmek istenildiği zaman, etkilenecek olan kimse hafifçe sağa alınır yani uygulayıcı yirmi, otuz derece kadar, belli etmeden sola dönerek kurbanını sağ yanına alır. Konuşurken söylemek istediklerini tane tane söylerken gözler hiç kırpılmadan kurbanın iki kaşı arasına odaklanır. Bu sırada gözler iri iri garip şekilde açılmamalı normal tutulmalıdır. Konuşurken bir yandan da istenilen fikirlerin kurbana itildiği imajine edilir. Onun bunları kabul ettiği, kabul etmekten mutlu olduğu gibi şeyler hayal edilir. Şayet bakışların direk olarak iki kaş arasına odaklanmasının yakışık almayacağı bir durum varsa karşıdaki kimsenin solar pleksüsüne ve hatta dizlerine bakmak da yeterli olabilir.

Konuşurken sözü karşı tarafa geçtiği zamanlarda, onu dinlerken asla manyetik noktalara bakmamak lazımdır. Manyetik noktalar yerine mesela onun bir kaşına veya yüzündeki herhangi bir noktaya bakmak mümkündür.

Bu konuda ciltler dolusu yazı yazmanın mümkün olmasına rağmen manyetik enerjinin geliştirilmesi ve kullanılması burada yazılanlardan ibarettir. Bundan sonrası sadece bu konuda kitap yazıp para kazanmak isteyenlerin cilt doldurmak için yazacakları gereksiz detaydır.

Eski okültistlerin bir tavsiyesi de günlük hayat içinde manyetik enerji kullanılarak elde edilmesi istenilen şeylere konsantre olmamak, onları unutmak ve ancak uygulama sırasında düşünmek, üzerlerine yoğunlaşmaktır.

İNSANLARIN TOPLUM OLARAK KONTROL ALTINDA TULULMALARI

Yukarda İnsanların kontrol altında tutulmalarıyla ilgili olarak kişisel tabanda bir çok örnek verdik ve amacı kolaylaştıran veya zorlaştıran psikolojik faktörleri gördük. Bu konudan bahsederken, insanların toplumsal tabanda kontrol altında tutulmaları bahsini sonraya bırakmamızın bir sebebi var. Bu sebep de şudur: Toplumsal tabanda olması istenen fikir empozeleri ve kitlenin beğeni veya antipatisini uyandırmak kesin olarak, kişisel tabanda olandan inanılmayacak derecede kolaydır. Kişisel tabanda etkilemenin incelikleri bilindikten sonra kitlesel tabanda yapılabilecek etkiler hakkında özel olarak bahsedilebilecek önemli birşey yoktur.

İnsanlar tek tek ele alındıkları takdirde son derece zeki, uyanık ve etkilenmesi zor kişiler de olabilirler fakat bir araya gelip de, bir sürü psikolojisi oluşturdukları takdirde bu uyanıklık ve zekadan pek eser kalmaz. Kalabalık büyüdükçe de sürü tek bir bilince sahip olan bir kitle olur ve bilinç büyüdükçe de hayvani bir vasıf kazanır. Bu hayvansal, içgüdüsel vasıf büyüdükçe de kitlenin kontrol altında tutulması, etkilenmesi ve belli bir fikre çekilmesi kolaylaşır. Bu durumda bin kişiyi etkilemekle bir kişiyi etkilemek arasında bir tek fark vardır: Bir kişiyi etkilemek daha zordur.

Bu açıdan bakınca mesela bir siyasal partinin mitinginde kitlenin kontrol altına alınarak o partiyi ve lideri sempatik veya antipatik göstermek oldukça kolaydır. Bunlar kitle ile fiiksel olarak bir arada bulunulan durumlar için geçerlidir. Bir de kitleyi uzaktan hatta onlar bir araya gelmemişken, herkes kendi evinde ve işinde iken etkilemek vardır ki, majinin gücü işte bu durumlarda daha da belirginleşir. Böyle bir durumda insanlar bir arada değilken ve fiziksel bir kitle oluşmamışken bu nasıl mümkün olabilir. Bu soru tabii ki, majikal çalışmalardan uzak olan kimselerin ilk aklına gelen sorudur. Majikal düşüncelere yakın olan kimseler ise bir Astral kitle hakkında düşünebilirler.

Fiziksel planda kişiler birbirlerinden ayrı yerlerde de olsalar belli tercihleri onları astral planda bir küme haline getirmektedir. Bu durumda mesela bir kimseyi karşınıza alarak belli bir konuda ikna etmeniz çok zorken, aynı kimseyi, X partisini veya Y marketini tercih edenleri veya etmeyenleri etkilemeye çalışırken kolaylıkla etkiniz altına alabilirsiniz. Önemli olan Fikri Astral plana yaymak ve doğru kümeye ulaşabilmektir. Özet olarak bir siyasi partiye seçim kazandırmak, kaybettirmek, bir marketin ve mesela bir sinemanın müşterilerini azaltmak veya çoğaltmak oldukça kolaydır.

Burada da bilinmesi gereken şey gene kişisel tabanda olan etkilemeler gibi Kitlesel tabanda da kişilerin alt yapıları ve eğilimlerinin önemli olduğudur. Şöyle ki: Bir X partisinin başarısı için bu gibi bir çalışma yapılacaksa, etkilenecek ve o partiye oy verecek olan kimseler başka bir partiye fanatik şekilde bağlı olmayan, değişken, tarafsız oylar denilen kitledir. Gene bir partinin gözden düşmesi için çalışılacaksa, o partinin kemikleşmiş, ne olursa olsun ona oy veren taraftarları bundan etkilenmezler.

Aynı şekilde bir sinema için çalışma yapılacaksa, o sinemada gösterilen film, kişilerin mutlaka görmek istediği filmse kişiler bundan etkilenmezler. Etki altına alınan kitle rastgele bir film arayan ve tercih etme durumunda olanlardır. Bu örnekler Sine
 

logii

Kayıtlı Üye
Katılım
17 May 2009
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
267
'' Bu örnekler Sine '' devamı nedir acaba ?
 

My_soul

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Ara 2009
Mesajlar
143
Tepkime puanı
22
Bu örnekler Sinemadan markete, kitleyi etkilemekten amaç olunan her konuda aynen geçerli şeylerdir.
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Bir de alıntı yaptığınız rahmetlinin kemiklerinin sızlamaması için altına kaynak ekleyin lütfen. Bunun ve diğer paylaşımlarınızın da.
 

My_soul

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Ara 2009
Mesajlar
143
Tepkime puanı
22
facebookta kendı grubumdan atıyorum =) yeterlımi ki ?
 

Mortho

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Haz 2009
Mesajlar
363
Tepkime puanı
33
Konum
Ankara
İş
Öğrenci
Kaynak sorarken kastımız nereden kopyaladığınız değil. İlk kaynağı soruyoruz. Siz mi yazdınız? Yoksa kim yazdı? Hangi kitap? vs...

Yeterince açık sanıyorum.
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Hayır yeterli değil. Kendi sitenizden alıntı yapıp bizimkinde paylaşmanızı sorgulamıyoruz. Sadece "Bülent Kısa'dan alıntıdır" demenizi beklerdik.
Gerçi ideali rahmetlinin Büyü Çalışmaları adlı dosyasında bulunan Büyü dersleri-1 adlı yazısından alıntıdır denmesidir ama...
Emeğe saygıya son derece önem veriyoruz burada. Paylaşımda bulunanların eğer kendi fikirlerini yazmıyorlarsa ya da kendi uyguladıkları deneyimlerden bir örnek vermiyorlarsa mutlaka alıntı yaptıkları kişi ve kitabı kaynak olarak belirtmeleri gerekmektedir.
Bu konuda gereken hassasiyeti göstereceğinizi umar, iyi ve kaliteli forumlar dileriz.
 
Üst