Kehanet Olgusu Hakkında Görüşler

My_soul

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Ara 2009
Mesajlar
143
Tepkime puanı
22
Parapsikolog Hunter MACKINTOSH'a göre gelecek şimdi'de mevcut! İçinde bulunduğumuz zamanı geçmişimiz tarafından belirlenmiş olarak düşünürüz, çünkü zamanımıza kadar gelen olayların akışını izleyebiliriz. Fakat sebep-sonuç bağıntısını o andan itibaren geleceğe kadar sürdüremeyiz. Yine de geleceğe ait olayların önceden kesin olarak bilinmesine dair elimizde örnekler bulunmaktadır.

Hiç şüphesiz daha önceden olmuş olaylara bakarak gelecekte ne olacağını söylemek bazı durumlarda mümkündür. Görgü ve deneyimlerimiz bize bazı olağan olayları önceden bilmemizi mümkün kılar. Basit bir hesap ya da tahmin yöntemiyle bazı şeyleri önceden bilmemize yardım edebilir. Fakat diğer ve belki de daha önemli şeyleri önceden bilmek olağan dışı bilgi derecesini ya da normal üstü algılama gücünü gerektirecektir.


Kehaneti bir gerçek olarak kabullenmek bir bakıma geleceğin şu anda mevcut olması gerektiğini ileri sürmek gibi görünmektedir.

Hür iradenin mevcut olduğunu kabul eden bizler, içinde bulunduğumuz zamanda geleceğin de olduğunu nasıl ileri sürebiliriz? Eğer gelecek önceden belirlenmişse, olayların gidişatını etkilemek konusunda bizim yapabileceğimiz bir şey yok demektir.

Hür iradeye inanmış olmak, hiçbir şeyin önceden belirlenmiş olduğunu kabullenmemek demektir. Fakat geleceğin genel hatlarıyla belirlenmiş olduğu düşüncesiyle, hiçbir şeyin önceden belirlenmediği düşüncesi birbiriyle nasıl uzlaşabilir? Bu soruya cevap Gelecek, genel hatlarıyla şekillenmiştir düşüncesini ele alış tarzına bağlıdır. Geleceğin bu şekilde düşünülmesi anlaşılması zor bir kavramdır. Böyle düşünmek belki de, eğer onu bir güzel sanatın içinden çıktığı yaratıcı bir eylem olarak ele alırsak, bu görüşü anlamamıza yardım edecektir. Bir sanat eseri fiziksel olarak meydana gelmeden önce sanatçının düşüncelerinde, hayalinde meydana gelir. Yani o eser yapılması olası hale gelmiştir, fakat henüz fiziki olarak görünür hale gelmemiştir. Maddileşmesi gerekir. Bir obje haline gelene kadar gerçekleşmiş olmaz.

Bir sanatçı çizmeden, boyamadan ya da yontmadan önce yapacağı işin formunu çeşitli şekillerde hayal eder. Fakat bu imaj şekillerden sadece bir tanesi imalat olarak ortaya çıkar. Bu analizi bizim gelecek düşüncemize uyarlayacak olursak, gelecek birden fazla formlar halinde vardır ve bunlardan sadece bir tanesi algılanabilir hale dönüşür.

Hologram 1960'larda keşfedilmiş enteresan bir teknolojik buluştur. Kısaca üç boyutlu bir görüntüleme tekniği olarak tanımlanabilir. Hologram plakalarının üzerine lazer ışını vasıtasıyla herhangi bir cismin görüntüsü kaydedilebilir. Bir hologram plakasını alıp ikiye kırarsanız, plakanın yarısından da kaydedilmiş görüntünün bütününü elde edebilirsiniz. Daha küçük parçalara dahi bölseniz yine asıl görüntü kaybolmayacaktır.

Ünlü fizikçi David BOHM holografik modelin evrende geçerli ilke ve yasaların temeli olduğunu söylemekte ve evreni bir holoeylem (holomovement) olarak tanımlamaktadır. Ona göre evrende hiçbir şey bütünden ayrı düşünülemez. Görebildiğimiz ve göremediğimiz her şey muazzam bir düzen içerisinde birbirleriyle bağlantılıdır ve hepsinin özünde aynı bilgi saklıdır. Bazı yetenekli kişiler geçmişi bir ekranda izlermişçesine görebilmektedirler. Benzer şekilde, kozmik hologramın içinde geleceğe atlamak ta mümkündür. Gelecekte olacak bazı olayları görmenin geçmiş olayları görebilmek kadar kolay olduğunu belgeleyen büyük bir kanıt birikimi vardır. Bohm'un her insan şuurunun kaynağının saklı düzende bulunduğu yolundaki önermesi hepimizin geleceğe geçiş yapabilme yeteneğine sahip olduğumuzu ima etmektedir ve bu da kanıtlarla desteklenmiş durumdadır.

Araştırmalar geleceği önceden görme vizyonlarının trajik olaylar konusunda daha sık ortaya çıkmakta olduğunu göstermektedir, mutlu olayların sezilme oranı, üzücü olayların sezilme oranının dörtte biri kadardır. Kötü olaylar arasında ölüm olayının içe doğması en yüksek orana sahiptir, bunun arkasından kazalar ikinci ve hastalıklar üçüncü durumdadır.

Spiritüel bilgilere göre insanın kaderi onun doğmadan önce yapmış olduğu hayat planı ile bağlantılı olduğu için geleceği de kendi ruhsal ihtiyaçları ile doğru orantılı olarak bir akış izler. Gelecek insanın dünya yaşantısında izlediği yola ve tempoya göre şekil almaktadır. Bu adeta şuurlu bir zaman akışına bizlerin dikkatini çekmektedir.

Bizler önümüzde bulunan yollardan birini seçeriz ve o yolu seçmekle, yol üzerinde olan her şeyle karşılaşmayı da beraberinde seçmiş oluruz. O sıradaki geleceğimiz de seçmiş olduğumuz o yola göre şekillenmektedir. Eğer başka bir yola saparsak geleceğimiz bazı özel durumlar dışında değişmiş olur. Burada varlıksal ilkelerden olan seçme özgürlüğü ilkesinin varlığın yaşamında ne kadar önemli bir yeri olduğu ortaya çıkar.
 

Antares4

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2013
Mesajlar
13
Tepkime puanı
1
Konum
Her "AN" Her yerde
İş
Hukuk
Ayrıca Şunuda belirtmek isterim ki Genel görelilik kuramının önermeleri matematiksel düzeyde kanıtlanmaktadır.
O Halde zaman = hız x mekan olarak hesaplanan maddi evrende
Zamanın algılanması gözlemcinin bulunduğu çekimsel kuvvetin aynı olduğu yani aynı mekan üzerindeyken ve hızlar ışık hızı olarak sabitken farklı algılanma mekanın bir hayal ürünü olduğunuda düşünmeden geçememize yol açmaktadır.
Aynı zamanda uzayda doğrusal yol izleyen fotonların ise kara deliğin olay ufkundan geçerken tamamen yutulmaması sonucu zamanda bükülme yarattığı ve farklı uzay noktalarında zaman algısının değiştiği doğrulanmıştır.
Olay ufku tarafından emilen enerji için 2 kuram daha vardır:
Olay ufku tarafından yutulan ışık Karanlık mekanda doğrusal olmayarak ilerlemeye devam eder ki burada artık dış realiteden bağımsız bir evren daha oluşumu söz konusu, Çünkü iki olay ufkunun çarpışmasıyla ortaya çıkan paradoks kara maddenin kara maddeyide içine alarak içindeki hapsettiği enerjiyide içine çekebilen bir olay ufku daha meydana getirmekte, buda enisteinin iç içe geçmiş uzay kuramı yani solucan delikleri yani ortaya atılan 2. kuram olan birbirlerine bağlı uzay zaman tünelleri ortaya çıkarmakta yani zamanda bükülmeler meydana getirmekte. Bir enerji uzayda kaybolmayacak özellikteyse o halde olay ufkunun içerisine giren gözlemci durum itibariyle denizde akıntıya karşı yüzden ama farkında olmayan bir yüzücüye , fakat hızı akıntıdan daha hızlı yani(ışık hızının üstünde olamadığından) Orada farkında olmadan kulaç atacağını söyler.
Eğerki bu şekilde uzayda farkında olmadan zaman bükülmesi yaşanıyorsa kişinin "an" da iken geleceğine ilişkin kurduğu realite yani 5 yıl sonra oluşturduğu imaj bu sayede gerçek olabilir.
Nereden duyduğumu hatırlamamakla birlikte enistein'ın bir sözü aklıma geldi: Ben 20 yıl sonraki benim geçmişini hayal ettiği düşüncedeki anısında yaşadığım şimdiki "AN" dayım.
 

Antares4

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2013
Mesajlar
13
Tepkime puanı
1
Konum
Her "AN" Her yerde
İş
Hukuk
Kısacası öncesindede değindiğim gibi klasik mekaniğe göre zaman sabit değişkenlere bağlı iken buda Zaman = Hız x mekan
Farklı zaman algıları yani Hız bildiğimiz üzre bir foton kümesinden oluşuyoruz ve uzayda ışık hızında yol alıyoruz o halde zaman = ışık hızı x (mekan) İse aynı dünya kabul edilen mekanda farklı zaman algıları yaşanıyorsa gözlemcilerde bu demektir ki mekan maddi değildir. Yani Herkez için aynı sabit bir değişken değildir.
Burada mekan konusunda farklı realiteler devreye girmesi üzerine zaten kuantum mekaniği devreye girmekte ve klasik mekaniğe ilişkin ortak kütle çekim kuramlarını birlikte ele alarak açıklamaktadır.
Genel görelilik:

Einstein alan denklemleri ya da Einstein denklemleri (kısaca EAD), yüksek hız ve büyük kütlelerde geçerli olan uzayzamanın geometrisi ile enerji ve momentum dağılımını ilişkilendirendoğrusal olmayan diferansiyel denklemler kümesidir. Einstein, bu denklemleri ilk kez 1915 yılında yayımlamıştır.
Bu denklemler, uzayzamanın eğriliğini (Einstein tensörü) momentum ve enerji dağılımına (baskı enerji tensörü) eşdeğerlik ilkesi ile eşleyen on denklemden oluşur. Einstein tensörü, metrik tensörile bağıntılıdır. Bu yüzden problem, verilen bir enerji momentum dağılımı için metrik tensörünü çözmektir. bu denklemler, düşük hızlarda ve düşük kütlelerde Newton mekaniğine yakınsar.
Bu denklemler, Genel görelilik kuramı ve özel görelilik kuramı olarak iki ana başlık altında incelenir. Denklemler, kütlenin olmadığı bir evren için çözülürse; yâni denklemin aşikâr çözümü alınırsa özel görelilik kuramına ulaşılır. Bu kuram zamanın, uzayın bir parçası olduğunu ve evrendeki limit hızın ışık hızı olduğunu kanıtlamıştır. Genel görelilik kuramında ise ivmenin dahil olduğu Newton'unkütle çekim yasasının uzayda eğrilikler yarattığını öne sürmüş ve bunu da yapılan deneyler kanıtlamıştır. Einstein alan denklemlerinin aşikâr olmayan tek bir çözümü vardır. Bu çözümeSchwarzschild çözümü denir.
[h=2]Einstein alan denklemlerinin matematiksel gösterimi[değiştir | kaynağı değiştir][/h]Einstein alan denklemleri kapalı biçemde,
719d92748b57410ec83ce8d184565fe3.png
şeklinde verilebilir. Burada Einstein tensörü,
a9fb78bf19f7d28fad9777a72a2f33ea.png
olarak tanımlanır; burada
b2d92ed610f92cabe8692810d383f0fb.png
, baskı-enerji tensörü ve
12ad5650c98be17246cd5756b94c0e03.png
olarak tanımlanır. Ayrıca
f6a5a76efcf11af3b6e5fef03a7024b1.png
metrik tensör,
b47576ad049849a296a27e80d56d6c25.png
Ricci eğrilik tensörü ve R de eğrilik olarak adlandırılır.
Özel Görelilik Kuramı ya da İzafiyet teorisi, Albert Einstein tarafından 1905'te Annalen der Physik dergisinde, "Hareketli cisimlerin elektrodinamiği üzerine" adlı 2. makalesinde açıklanan ve ardından 5. makalesi "Bir cismin atıllığı enerji içeriği ile bağlantılı olabilir mi?" başlıklı makaleyle pekiştirilen fizik kuramıdır. Kurama göre, bütün var****lıklar ve varlığın fizikî olayları izafidir. Zaman, mekan, hareket, birbirlerinden bağımsız değildirler. Aksine bunların hepsi birbirine bağlı izafî olaylardır. Cisim zamanla, zaman cisimle, mekan hare****ketle, hareket mekanla ve dolayısıyla hepsi birbiriyle bağımlıdır. Bunlardan hiçbiri müstakil değildir, Kendisi bu konuda şöyle demektedir:
« Zaman ancak hareketle, cisim hareketle, hareket cisimle vardır. O halde; cisim, hareket ve zamandan birinin diğerine bir önceliği yoktur. Galileo'nin Görelilik Prensibi, zamanla değişmeyen hareketin göreceli olduğunu; mutlak ve tam olarak tanımlanmış bir hareketsiz halinin olamayacağını önermekteydi. Galileo'nin ortaya attığı fikre göre; dış gözlemci tarafından hareket ettiği söylenen bir gemi üzerindeki bir kimse geminin hareketsiz olduğunu söyleyebilir. »

E=mc²

Einstein'ın teorisi, Galileo'nin Görelilik Prensibi ile doğrusal ve değişmeyen hareketinin durumu ne olursa olsun tüm gözlemcilerin ışığın hızını her zaman aynı büyüklükte ölçeceği önermesini birleştirir.
Bu teorem sezgisel olarak algılanamayacak, ancak deneysel olarak kanıtlanmış birçok ilginç sonuca varmamızı sağlar. Özel görelilik teoremi, uzaklığın ve zamanın gözlemciye bağlı olarak değişebileceğini ifade ederek Newton'ın mutlak uzay zaman kavramını anlamsızlaştırır. Uzay ve zaman gözlemciye bağlı olarak farklı algılanabilir. Bu teorem, madde ile enerjinin ünlü E=mc² formülü ile birbirine bağlı olduğunu da gösterir (c ışık hızıdır). Özel görelilik teoremi, tüm hızların ışık hızına oranla çok küçük olduğu uygulama alanlarında Newton mekaniği ile aynı sonuçları verir.
Teoremin özel ifadesiyle anılmasının nedeni, görelilik ilkesinin yalnızca eylemsiz gözlem çerçevesine uygulanış şekli olmasından kaynaklanır. Einstein tüm gözlem çerçevelerine uygulanan ve yerçekimi kuvvetinin etkisinin de hesaba katıldığı Genel Görelilik Teoremini geliştirmiştir. Özel Görelilik yerçekimi kuvvetini hesaba katmaz ancak ivmeli gözlemcilerin durumunu da inceler.
Özel Görelilik, günlük yaşamımızda mutlak olarak algıladığımız, zaman gibi kavramların göreli olduğunu söylemesinin yanı sıra, sezgisel olarak göreceli olduğunu düşündüğümüz kavramların ise mutlak olduğunu ifade eder. Birbirlerine göre hareketi nasıl olursa olsun tüm gözlemciler için ışığın hızının aynı olduğunu söyler. Özel Görelilik, c katsayısının sadece belli bir doğa olayının -ışık- hızı olmasının çok ötesinde, uzay ile zamanın birbiriyle ilişkisinin temel özelliği olduğunu ortaya çıkarmıştır. Özel Görelilik ayrıca hiçbir maddenin ışığın hızına ulaşacak şekilde hızlandırılamayacağını söyler.


Ana madde: Lorentz dönüşümleriDeğişik gözlemciler Newton fiziğinde Galileo dönüşümleri tarafından tanımlanmaktadır. Öncelikle belirli bir O olayı için (x,y,z,t) koordinatlarını kullanan bir R1 referans sistemi düşünelim. Aynı olayın başka bir gözlemci tarafından (x',y',z',t') koordinatlarıyla ifade edildiğini farz edelim (R2 referans sistemi). Eğer R2, R1 sistemine göre sabit bir hızla x ekseninde hareket ediyorsa gözlemlenen O için kullanacakları referans sistemleri arasındaki bağıntı şöyle olacaktır:
9e1e1f79696e8b83f482b7ea4610646c.png
e9a264b8ff0746cd1b01b1d7dcf78b46.png
0b0b7cf6cade267b6382ea8a3b60dbec.png
2d7b389dcf84b24b34f78c7f28951d0e.png

Lorentz transform of world line​

Bu dönüşümler Newton'un mekanik yasalarına uygulandığında, yasalar formlarını korumaktadır. Fakat aynı şey Maxwell denklemleri için geçerli değildir. Maxwell denklemleri Lorentz dönüşümleri altında ancak formlarını koruyabilmektedir. Lorentz dönüşümleri Galileo dönüşümlerinden farklı olarak şu şekildedir:
4dca55a09d494349faad02daa8c1b2b8.png
d29a7f126abe0a92f5bb08e8260bd420.png
4b724820c828fab4cd0d9b77b26b1073.png
e41f7257108e60de749e8957f66c293d.png
Ayrıca ters halleri:
44bcc6dd27e37f8b15f1bb12940d7ac4.png
5cf12799987a12855328dcff03a2f436.png
4e36dd62b94a1363fabfe78f76c57ba3.png
ca91f1b11eb44ca35f402422c7a53e27.png

Galilean transform of world line​

burada
bff4d404471e036d1ffc92ce6820e871.png
. Lorentz Dönüşümlerinde görüldüğü üzere iki gözlemci için aynı zaman betimlemesi geçerli değildir. Bu dönüşümlerde Einstein'ın Özel Görelilikle ortaya çıkardığı düşünce değişimi görülmektedir, yani farklı hızlardaki iki gözlemci aynı olay için farklı zaman değerleri ölçer.

Bu dönüşümleri y ve z eksenlerinde de düşünüp yöney (vektör) gösterimi kullanılabilir. Bunun için konumu hıza paralel ve hıza dik olacak şekilde iki bileşene ayırabiliriz:
429e0ec17e1cd1648c79a3b0fb73cfde.png
Bu biçimde sadece hıza paralel bileşen olan
08c86f837e826539e6550811088fe738.png
dönüşüme uğrar. O halde, Lorentz dönüşümleri

1216436e7eedd7c4541f60b98597e389.png
1c582d1ebad5746bfa0f0190096fa9f8.png
biçimine indirgenmiş olur.
 

Similar Threads

Ü
Cevaplar
5
Görüntüleme
511
Ü
Cevaplar
0
Görüntüleme
102
Üye silindi 77822
Ü
Üst