Bellapais Manastırı

Yesil Cingene

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ara 2008
Mesajlar
907
Tepkime puanı
56






Bellapais Manastırı (Bellapais Abbey)

Girne’de bulunan Bellapais Manastırı 1158 ve 1205 yılları arasında inşa edilmiş. Kuzey sahillerinin tümüne hükmedebilen görüşü ve güzel dağ manzarası ile Kıbrıs’ta gotik mimarî tarzının görülmesi gereken en önemli yer ve eserlerinden biridir. Manastır’da bugün konser salonu olarak kullanılan bir de salon mevcuttur, ki bu salon savaş yıllarında kurşun yağmuruna tutulmuş, bugün halen kurşun izleri bulunmaktadır.
Beşparmak dağlarının eteğinde bir kayalık üzerinde kurulmuş olan manastırın bugünkü adı Franızca “Abbaye de la Paix” den (Barış Manastırı) türemiştir. Manastır, Gotik sanatın bir şaheseri ve Yakın Doğu’daki en güzel örneği olarak bilinmektedir. Bellapais’in ilk sakinlerinin Selahaddin Eyyubi 1187 yıında Kudus’ü ele geçirdiği zaman Kıbıs’a göç eden Augustinian mezhebi rahipleri olduğu bilinmektedir. İlk manastır binanın yapımı (1198 - 1205) yılları arasında olmuştur. Günümüzde ayakta kalan yapının büyük bir kısmını Fransa Kralı III. Hugh (1267 -1284 )inşa ettirmiştir. Manastırın ortasındaki avlunun dört yanını çeviren revakalar ve yemekhane Kral IV. Hugh döneminde (1324 - 1359) yapılmıştır. Ada Osmanlıların eline geçtikten sonra bina Yunan Ortodoks Kilisesi’ne verilmiştir.
Bellapais Manastırı bir kapı ve ön avlu ile başlar. Kapının kulesi daha sonra yapılmıştır. Bu avlunun öteki ucundaki kilise, manastırın günümüze en iyi durumda ulaşmış kısmı olup 13. Yüzyıldan kalmadır. Ön yüzünde görülen İtalyan üslubundaki freskler daha sonra, 15. Yüzyılda yapılmıştır. Manastırın ortasında çevresi revaklı bir avlu bulunmaktadır. Bir köşede üst üste duran Roma döneminden kalma iki mermer lahit, bir zamanlar rahiplere lavabo vazifesi görmüştür. Lahitlerin arkasındaki kapıdan yemekhaneye geçilir. Kapının mermer üst sövesinin üzerinde sırayla Kıbrıs, Kudüs ve Lüzinyan krallıklarının armaları asılıdır. Geniş, dikdörtgen şeklinde tonozlu bir salon olan yemekhane Gotik sanatın kusursuz bir örneği olarak kabul edilmektedir. Gündüz deniz tarafındaki altı büyük ve doğu duvarındaki gülpencereden ışık almaktadır. Papazlara yemek yedikleri sırada vaaz vermek için kullanılan kürsü hala yerinde durmaktadır. Batı duvarındaki kapı, alt kattaki mutfak , mahzen ve tuvaletlere inen merdivene açılır. Orta avlunun doğusunda rahiplere ayrılan yerler ve meclis odası bulunur.
Manastırın idari işleri meclis odasından yürütülürdü. Gotik taş işçiliğinin başarılı örnekleri kabul edilen dış kabartmalarının arasında sırtında bir merdiven taşıyan adam, iki deniz kızı arasında bir adam, kitap okuyan bir kadın, iki vahşi hayvanın saldırdığı bir adam, tesbihli bir kadın, dallarında bir kedi ve bir maymun olan armut ağacının altında kalkanlı bir adam, pelerinli bir rahip gibi figürler göze çarpmaktadır. Meclis odasının ortasındaki sütunun erken dönem bir Bizans kilisesinden geldiği sanılmaktadır. Rahiplerin yatakhaneleri çalışma odalarının üst katında yer almaktaydı. Yine üst katta ve kuzeybatı köşesinde küçük bir hazine odası vardı.




İnternetten derlenmiştir.
 

Shemhurashin

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Kas 2008
Mesajlar
79
Tepkime puanı
18
Konum
K.K.T.C LEFKOŞA
İş
Öğrenci
Çok güzel biryer Kıbrısta yaşıyorum canım sıkıldıkça giderim Bellapaise manzara için ayrıca içinde bulnduğu doğasıda güzeldir eskiden rum yerleşimiydi Bellapais ama şimdi bir tane bile rum yok . Güzel yer herkese tavsiye ederim .
 

Mwuetsi

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Eki 2008
Mesajlar
83
Tepkime puanı
6
Ben de bir zamanlar ziyaret ettiğim, güzel anılarımdan bir tanesi.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Bir bunu görmeye kıbrısa gidilmez. Pek birşey yok. Kumar ve fuhuşu sınırsız sunan bir yer sadece. Yoksa amaç tatilse, tarih, doğa ve eğlence için Türkiye'nin çeyereğinin çeyreği olamaz. Ben söyleyeyim de siz de ona göre tatil planları yapın. Kimse kimseyi kandırmasın, kıbrısa tatile gidenlerin %90 'nı kumar ve fuhuş için gider. Aile ziyareti, öğrenci ziyareti veya arkadaş ziyaretinden bahsetmiyorum. Hani sırf tatil diye gidenlerin %90 'nı bu iki amaçla gider. Başka birşey aramayın, hayal kırıklığı olur. Sırf kumar ve fuhuş rahat yapsınlar diye şirket toplantılarını kıbrıstaki otellerde düzenleyen kalantor iş adamları vardır. Rumlar bile kuzeye ucuz kumar için geçer. Başka da bir espirisi yok. Deniz olarak da gerçekten sadece Dip Karpaz da güzel bir yer var. Bizim akdeniz ve egenin hepsi öyle gerçi. Hani anlatmaya çalıştım çok sıkı hayal kırıklıkları yaşarsınız eğer o iki amaçta değilseniz.
 

Mwuetsi

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Eki 2008
Mesajlar
83
Tepkime puanı
6
Sizin de dediğiniz gibi tamamen bakış açısı ve niyetle alakalı bir durum bu. Eğer kumar ve fuhuş için gidiyorsanız onların bulunduğu semtlere uğrarsınız; yok eğer amamcınız tarihi yerler görmekse tarihi yerlere gidersiniz - ki gerçek görülecek birkaç tane de olsa güzel yerler var. Bu tamamen giden kişinin niyetiyle alakalı.

Saygılarımla
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Sizin de dediğiniz gibi tamamen bakış açısı ve niyetle alakalı bir durum bu. Eğer kumar ve fuhuş için gidiyorsanız onların bulunduğu semtlere uğrarsınız; yok eğer amamcınız tarihi yerler görmekse tarihi yerlere gidersiniz - ki gerçek görülecek birkaç tane de olsa güzel yerler var. Bu tamamen giden kişinin niyetiyle alakalı.

Saygılarımla
İşte ben de bunu diyorum, yani iki günde görülebilecek yerler. Yani niyetiniz bunları görmekse hayal kırıklığı olur. Ayrıca semtler demişsiniz de şehir içlerinde bile heryerde bahsi geçen o mekanlardan var. Öyle semt falan değil. Heryer kumar ve fuhuş. Bir kere konakladığınız yer eğer iyice bir otelse zaten dediğim ikisi de orada var. Ben dört senemi orada geçirdim. Yerlisi kadar da iyi bilirim kıbrısı zira arkadaşlarımız ve çevremiz hep yerlisiydi. O kadar masrafa falan değecek birşey değil o görülecek yerler de. Efes, Nemrut, Çatalhöyük, Hasankeyf, Sümela Manastırı, İskenderun'daki mekanlar, Peri Bacaları, Bergama, Diyarbakır Surları ve Hanları, Mardin'deki Dayrülzeferan ve Mor Gabriel ve daha sayamadığım onlarcası ülkemize serpiştirilmişken dışarıda bana cazip gelen pek az yer kalıyor. Mısır, Tibet, Hindistan ve Yunanistan. Hani bu sebeple iki üç mekan için ben gerekli görmüyorum oraya gitmeyi. Özellikle fiyatlar beş yıldızlı, hizmet üç yıldızlıyken. Otellerden bahsetmiyorum genelinden bahsediyorum.
Bu arada ben bu kıbrısı tarih açısından bu kadar ziyarete değer bulmuyorsam size bunun akademik eğitimini almış biri olarak söylüyorum. Zevkler ve renkler elbette tartışılmaz ama eğer bir değer sırasına koyarsanız önce Türkiye'yi bitirin derim. Ben saydığım her yeri dolaştım ve daha fazlasını. Hala da gidemediğim yerler var Türkiyede.
 

Mwuetsi

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Eki 2008
Mesajlar
83
Tepkime puanı
6
Ben de Kıbrıs'da kısa süreli de olsa rehberlik yapmış biri olarak söyledim. İnsan eline geçen fırsatları değerlendirmeli, fırsatların gelip kendisini bulmasını beklememeli. Ben de öyle yaptım ve elime geçen fırsatı kullanarak Kıbrıs'ı ziyeret etme fırsatı buldum. Eğer Türkiye'yi gezme fırsatım olursa onu da değerlendiririm tabii.

Saygılarımla

Ayrıca çok gezen mi bilir, çok okuyan mı? Bence ikisinin de deneyimi başka, Ama en önemlisi onu yaşayan bilir. Bu bakıp da görmekle alakalı.

Saygılarımla
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Ben de Kıbrıs'da kısa süreli de olsa rehberlik yapmış biri olarak söyledim. İnsan eline geçen fırsatları değerlendirmeli, fırsatların gelip kendisini bulmasını beklememeli. Ben de öyle yaptım ve elime geçen fırsatı kullanarak Kıbrıs'ı ziyeret etme fırsatı buldum. Eğer Türkiye'yi gezme fırsatım olursa onu da değerlendiririm tabii.

Saygılarımla
Umarım fırsatını bulursunuz. Ne kadar da zengin bir tarih, ne kadar da değerli yerler var. Baş döndürücü inanın ki. Umarım fırsat bulursunuz. Pek önem vermedik bunlara geçmişte devlet olarak fakat geç değil, hala geçmişimizi günümüze bağladığımız projeler devam ediyor. Hepsi görülmeli. Dünya mirası olarak lanse edilen fakat asıl bize miras olan yerleri umarım en iyi şekilde biz de gelecek nesillere miras bırakacağız. Bu ülkenin her milimetre karesinde bir güzellik var, buraya bayılıyorum :)
Bu arada evet çok gezmek veya çok okumak önemli değil bence de. Önemli olan yaşamak. Ben his olarak ve enerjisel anlamda Türkiye de özellikle bazı noktaların dünyanın sayılı yerler olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
 

[XTR] Similar Threads

Üst