Eski fal çeşitleri

asagnak

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
368
Tepkime puanı
7
Konum
evde
İş
iÅŸÅŸiz
BOTANOMANSİ
Bu uygulamada danışan kişi adını ve sorularını bitkinin yapraklarına yazar ve bunlar rüzgâra bırakılırdı. Bir süre sonra rüzgârın çok dağıtmadığı yapraklar toplanır ve biraraya getirilerek, üstlerinde yazılı harflerle cümleler oluşturulur ve cevap alınmaya çalışılırdı. Bu iş için daha çok mine, incir, demirhindi ve funda yapraklarına rağbet edilirdi.
FİLLOMANSİ
Kişi, kıvrılmış bir gül yaprağı ile alnına vurur ve çıkan sese bakarak sonuç çıkarmaya çalışırdı.
SYKOMANSİ
Rüzgârdan sallanan incir yapraklarının titreşmeleri yorumlanırdı. Bazen de kişi, incirin yaprakları üstüne adını ve sorularını yazardı. Şayet yapraklar yavaş yavaş solarsa bu, mutlu bir haber olarak kabul edilirdi.
DAFNOMANSİ
Şayet bir defne dalı ateşe atıldığında çıtırtılar çıkararak yanarsa bu, olumlu bir haber, tersi durumda ise, kötü haber olarak yorumlanırdı.
MOLİBDOMAN

Düz ve yaş bir masa üstüne eritilmiş kurşun akıtılırdı. Katılaşan kurşun sonsuz sayıda küçük işaretler oluştururdu ve bunlar tefsir edilirdi.
SEROMANSİ

Seromansi de tıpkı Molibdomansi gibi uygulanırdı. Bunun farkı, kurşun yerine balmumu kullanılmasıydı.
BELOMANSİ
Belomansi ya da oklarla kehanet daha çok Araplarda, Doğulularda, Slav ve Cermen uluslarında kullanılırdı ve bunu çeşitli şekillerde uygularlardı.



Eğer bir sefere çıkılacaksa, belli sayıda ok alınır, her birinin üstüne bir şehrin ismi yazılır ve bunlar, gelişigüzel şekilde ok sadağına konurdu. Bir çocuk kura çeker gibi bunları çeker ve böylece saldırılacak yerlerin adı ve taarruz sırası anlaşılmış olurdu.

Bazen üç ok alınır ve bunlardan birincisi üzerine "Tanrı bunu emrediyor." ikincisi üstüne 'Tanrı onu koruyor." yazılırdı. Üçüncüye hiçbir şey yazılmazdı ve tümü sadağın içine konurdu. Sonra bir tanesi çekilirdi; şayet bu birinci ok ise, yapılacak iş zaten emredilmiş kabul edilirdi. İkincisi ise, bu işten vazgeçilirdi. Şayet çekilen ok üçüncüsü ise, bu iş daha uygun bir zamana ertelenirdi.
AKSİNOMANSİ
Balta ile kehanet, daha çok, saklı bir şeyi, bir hazineyi ya da bir hırsızlığın failini bulmak için yapılırdı. Balta, yuvarlak bir kazığın üstüne, sapı yukarı gelecek biçimde dengeli şekilde konurdu; sonra bazı formüller söylenir ve ardından şüphelenilen kişilerin adı söylenerek kazığın etrafında dönülürdü. Eğer birinin ismi söylendiği esnada balta düşerse, bu, suçlunun saptandığını ifade ederdi. Bu kehanet biçimi, Rusya'da uzun zamanlar hazineleri bulmak için kullanılmıştır.
DAKTİLİOMANSİ
Daktiliomansi'de ise, üstünde alfabenin 24 harfinin yazılı olduğu bir masanın üzerinde bir ipe asılı vaziyetteki yüzüğü sıçratırlar ve bunun üstüne düştüğü harfleri bir araya getirerek cevabı saptarlardı.
KOSİNOMANSİ
Kosinomansi tekniği de, daha çok Eski Yunanlılar tarafından, hırsız ve katilleri bulmak için kullanılırdı. Bir elek alınır ve bunu, başvuran kişinin başı üzerinde iki parmakla, en ufak bir kafa hareketinin bile sallayabileceği bir şekilde hafifçe tutarlardı ve suçu işlemiş olabilecek tüm şahısların adı söylenirdi. Elek hareket ettiği sırada kimin adı söylenmişse, onun aranılan kişi olduğuna kanaat getirilirdi. Ayrıca, eleği bir ipin ucuna asarlar ya da bir çivi üzerine tuttururlardı; bu âdete İngiltere'de de rastlanırdı. Orada buna "elek çevirme" denmektedir.
ALFİTOMANSİ
Bir suçu işlediğinden şüphelenilen kişiye, arpa unundan yapılmış pasta yedirilirdi. Şayet kolayca yutmuşsa masumdu, ama zorlanmışsa suçlu olduğu düşünülürdü.
TUZ
Tuz ile yapılan kehanetler de pek yaygındı. Romalılarda, şayet sofraya tuzluk koymak unutulmuşsa, bu, ev sahibi ve davetliler için felâket haberi olarak yorumlanırdı.
TEFROMANSİ
Herhangi bir şeyin üstüne küllerle yazı yazılırdı. Sonra bu, rüzgâra tutulur ve rüzgârın silemediği harflerden kehanette bulunulurdu.
JİROMANSİ
Yere, yaklaşık bir buçuk metre çapında bir daire ve bunun çevresine de alfabenin harfleri rastgele şekilde çizilirdi. Ardından, kişi dairenin ortasına geçer ve yorgunluktan düşünceye kadar kendi etrafında dönerdi. Bunun üzerine kâhin yaklaşır ve üstüne düşülmüş olan harfleri inceler, bundan, elde edilmek istenen bilgiyi verirdi.
KÜBOMANSİ
Kübomansi ve Astragalomansi, çok benzer teknikler idiler. Zarların ya da minik kemiklerin üzerine alfabenin harfleri yazılırdı. Sonra bunlar rastgele atılır ve ortaya çıkan harflerle, sorulan sorunun cevabı alınmaya çalışılırdı.
ONOMAMANSİ
Onomamansi ya da özel isimlere bakarak kehanet, eskilerce çok kullanılırdı. Her harfe sayısal bir değer verilir ve isimdeki sayının toplamından ya da ismin kökenine bakarak anlam çıkarılırdı. Buna benzer diğer bir teknik de Anagrammatik diye adlandırılandır. Bunda, kişinin adını meydana getiren harflerle yeni kelimeler oluşturulur, bu kelimeler de kehanette bulunma vasıtası olarak kullanılırdı.
RABDOMANSİ
Majik değneklerle kehanette bulunmaktır. Kökeni çok eski zamanlara dek uzanır. Değnek, daha ziyade kabalistik işaretler çizmek için kullanılırdı. Ayrıca, bir kabın içine atılan değneklerin aldığı şekle bakarak kehanette bulunulurdu. Rabdomansi'nin sarkaç tekniğinin (radyestezi) atası olduğu söylenir. Değnek, 15. yüzyıldan itibaren, maden damarlarını ve kaynakları bulmada kullanılır olmuştur. İş, hırsızları ve katilleri bulmaya dek varmıştır.
NEKROMANSİ
Nekromansi ise, öte âlemdeki ruhsal varlıklara danışma vasıtasıyla kehanet anlamına gelmektedir. Çok eski çağlara uzanır. Günümüz spiritizm tecrübelerini andırır. Maji unsuru diğer kehanet yöntemlerinden çok daha yoğun olduğu için zor bir yöntemdir. Eski Mısır'da çok uygulanan bir usuldü.

GİZEMLİLERDEN ALINTIDIR
 

majeste

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
86
Tepkime puanı
2
Bilmediğim konuları öğrenmek çok güzel ve ilginç.paylaşım için teşekkürler.
 

Yesil Cingene

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ara 2008
Mesajlar
907
Tepkime puanı
56
Paylaştığın için teşekkürler sevgili asagnak.. Güzel olmuş :)
 
Üst